Dünyanýn her tarafýndan öðretmenler insan topluluðunun en fedakâr ve muhterem unsurlarýdýr. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Kimi zaman annemin uyandýrmasýna bile gerek kalmaz, davulun sesini duyar duymaz yataktan fýrlayýp, soluðu pencere kenarýnda alýrdým. Yüzümü cama dayar – ne dayamasý adeta camla bütünleþir- biraz korku, biraz da sevinç karýþýmý bir duyguyla davulcunun her hareketini soluksuz izlerdim. Korkardým: Çünkü, gecenin zifiri karanlýðýnda, el fenerinin cýlýz ýþýðý öylesine oyunlar oynardý ki, davulcu ve yamaðý karþý evin duvarýna yansýyan gölgeleriyle “Gulyabani” gibi üzerime üzerime gelirlerdi. Sevinirdim: Çünkü, her gece bizim için ayrý bir mani yakýlýrdý… bakalým bu gece neler söyleyecek diye sabýrsýzlýkla beklerdim. Ayný sabýrsýzlýðý o da gösterirdi. Özellikle de ýþýðýmýzýn yanmadýðý ve bahþiþin geciktiði zamanlarda… Ýþte o zaman davulun tokmaðýna daha bir asýlýr, gecenin sessizliðini daha bir yýrtardý hiç sýtma görmemiþ sesiyle: “Üzümüm var ezilecek Tülbentlerden süzülecek Çok bekletme Ahmet Aðbi Çok yerim var gezilecek…”…. Güm be de güm güm… Güm be de güm güm… Bahþiþini alýr ve karanlýðýn içinde, geldiði gibi kaybolup giderdi ardýnda ateþ böceði misali bir bir yanan evlerin ýþýðýný býrakarak… Asýl cümbüþ ondan sonra baþlardý. Bir telaþ bir telaþ ki sormayýn… Önce ocaða çay suyu konulur, sonra akþamdan hazýrlanan yemekler ýsýtýlýp dizilirdi yer sofrasýna… mutlaka ama mutlaka radyo açýlýr, þarkýlar, türküler eþliðinde yenirdi yemekler… Bol bol da çay içilirdi yemek sonrasýnda… “Çok çay içelim ki akþama kadar susuzluk çekmeyelim!..” derdi babam… Sahur sofralarýnýn keyfine doyamazdým. Gözümden uyku aksa da, o sofrada bulunmanýn, ailemle birlikte o heyecaný, o coþkuyu yaþamýþ olmanýn keyfini hiçbir þeye deðiþmezdim. Aðabeyime, ablama oruç yasaðý yoktu ama bana vardý. “ben de oruç tutmak istiyorum!..” dediðimde, “Olmaz sen daha küçüksün, dayanamazsýn!” cevabýný alýrdým. Ama ben yine de gizlice tutardým. Tutardým da, o gün öðleni zor ederdim. Neyse ki çocuklarýn “Tekne orucu” tutma gibi bir haklarý vardý. Ne demekse!... Öðlene kadar bir þey yeme, öðlen ye… Öðleden sonra yine bir þey yeme, iftarda yeniden ye… yine büyüklerin engin hoþgörüsünün bir yansýmasý olsa gerek bu Tekne Orucu… zaten çocuklar ne yaparlarsa yapsýnlar affedilmeye layýk deðiller midir?... Benim için ramazan günlerinin vazgeçilmezlerinden biri de gece eðlenceleriydi. Mahalle meydanýna kurulan Cambaz, iftardan sonra gösteriye baþlardý. Ramazan boyunca hemen her gün giderdik Cambaz’ýn gösterilerini izlemeye… Ýpin üzerinde yürürken bize korkulu anlar yaþatan palyaço boncuk’u, þapkasýndan tavþan çýkaran sihirbazý, allý-pullu giysiler içinde kantolar söyleyen çadýr þarkýcýsýný hiç ama hiç unutamam… ve hâlâ yankýlanýr durur kulaðýmda o günden bugüne…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet B.çulhacý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |