..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Toplum > Var Samsa




11 Temmuz 2005
Dün Telafer'de Bir Çocuk Öldürüldü  
Var Samsa
Tarihin kayýp günlüklerinden birinden notlar... George Orwell’ýn 1984 isimli romaný üzerinden tarih, adalet, demokrasi ve gerçeklik üstüne.


:BEEI:
13 Haziran 2005-

Kolay unutmak ilkelliktir.

Dün Telafer’de iþgal güçleri tarafýndan bir Türkmen çocuk öldürülmüþ. 6 yaþýnda. Yabancý bir internet sitesinde Irak’la ilgili haberlerin satýr arasýnda geçmese haberim olmayacaktý. Ülkemiz basýnýný araþtýrdým, haber yok. Atlamýþlar veya önemsememiþler. Veya?

Aklýma diðer olasýlýk geliyor. Nedir Türkiye Cumhuriyetindeki gazeteleri kontrol etmenin bedeli? Biliyorsunuz dost ve müttefik A.B.D. halkýmýzda kendisine karþý fazla tepki olduðundan rahatsýz bir süredir.

Kaç düðmeye basmak gerekiyor toplumu kontrol etmek için? Demokrasi altýnda topluluklar kontrol altýna alýnamaz mý?

Ýnsan topluluðu dediðin nedir ki, haberleþme aðlarýný, fikir liderlerini kontrol et, nasýl istiyorsan öyle düþünürler.

Yamyamlýðýn sürdüðü bir çaðda doðduðunu düþün! Ayaða kalkýp, “ey topluluðum, bu yaptýðýmýz yanlýþ, bu yanlýþ geleneðe son vermemiz lazým” diyen sen mi olurdun? Desende neye yarardý, toplum dýþýna atýlmandan baþka?

Güçlü her zaman haklýdýr.

Bize hep nasýl öðretildi? Dünya tarihinde hep doðrular ve haklýlar kazandý, öyle mi gerçekten? Saðcýysanýz, millet olarak biz hep doðrunun yanýnda yer aldýk diyebilirsiniz. Solcuysanýz, hadi bizim milletin tarihte bir kaç hatasý olmuþ olabilir, ama insanlýk hata yapmaz diyebilirsiniz.

Tarihi güçlü yazar. Bir örnek:

Birinci Körfez Savaþýndan sonra Birleþmiþ Milletler kararlarýyla Saddam ülkesini silah denetçilerine açtý. Silah denetçileri yýllar boyunca kaldýlar Irakta. Çoðumuzun aklýnda hep Saddam’ýn bu adamlara zorluk çýkardýðý, bu adamlardan Kitle Ýmha Silahlarýný (KÝS) kaçýrdýðý bilgisi kalmýþtýr. Þimdi biliyoruz ki, ortada saklanacak KÝS falan yokmuþ, Saddam’ýn dediði gibi. Üstelik Saddam’ýn iddia ettiði gibi bir kýsmý Amerikalý olan silah denetçilerinin casusluk faaliyetleri içinde olduklarý, Irak’ý en dar sokaðýndan, en uzak cephaneliðine tanýdýklarý ve iþgal sýrasýnda A.B.D. ordusunun uydu fotoraflarý kadar bu bilgiden de yararlandýklarýný biliyoruz.

Saddam bir süre sonra gelecekte ülkesini iþgal etmeyi planlayan bir ülkenin casuslarýna kapýlarýný açmamaya karar verdi. Bu kararýna karþý Birleþmiþ Milletler kararlarýyla (kim ödüyor sizce BM’nin masraflarýný?) Irak’a týbbi malzemelerde dahil bütün ürünlerin ihracatý yasaklandý. 1993-2003 yýllarý arasýnda Irak'ta kimi aralýklarla ve istisnalarla (BM’nin petrol programý) tam bir ambargo dönemi yaþandý. Saddam’ýn zaman zaman silah denetçilerini yeniden ülkesine almasýna raðmen ambargo sürdürüldü.

Sonuç: 1993-2003 yýllarý arasýnda Irak’ta 150.000 çocuk bakýmsýzlýk, açlýk ve basit enfeksiyon hastalýklarý sebepleriyle öldü. Büyük ihtimalle bu çocuklar bir basit antibiyotik, temiz su ve besin maddelerine ulaþabilselerdi yaþayacaklardý. Saddam’ýn olmayan Kitle Ýmha Silahlarý bu çocuklarýn ölüm fermaný oldu.

Propagandanýn gücü: Ýþgalin sonrasýnda A.B.D. Saddam’ý diðer asýl suçlarýnýn yaný sýra Iraklý 150.000 çocuðunda katili ilan etti. Ülkesinin gelecekteki iþgalcilerine tüm kapýlarýný sýnýrsýz açmayý kabul etmeyen, kötü adam Saddam. Çocuk katili.

150.000 çocuðun katili kim?

Saddam kötü bir insan, bir despot. Tarihin utançla anacaðý bir insan. Ama polisin bir seri katil yakaladýðýnda aydýnlanmamýþ bir kaç cinayeti de o katile yýkma alýþkanlýðýnda olduðu gibi, Saddam'ý mý tek suçlu ilan etmemiz gerekli?

Gelecekte dünyanýn her yerinde ve hatta Irak’ta okullarda bu çocuklarýn katilinin Saddam olduðu anlatýlacak. 100 yýl sonra farklý bir tarihi kimse bilmiyor olacak.

1984’ün kahramaný Winston’ýn bir an için diktatoryanýn tarihi çarpýttýðýnýn kesin belgesini elinde tuttuðunda hissettiklerini biz hergün gazeteleri okuduðumuzda hissedebiliriz. Tarih 1984’teki gibi basýn aracýlýðýyla þekillendiriliyor. Tek fark: Gizli bir þeye gerek olmadýðýný biliyor günümüzün toplum mimarlarý. Ýnsanlar zaten gözlerinin önünde dönen trajedyayý fark etmek, fark ederlerse anlam vermek yeteneðinden uzaklar.

Tarih tamamen farklý yazýlabilir.

Tarihin farklý yazýlabilecek olduðu üzerine düþünmek hep aklýmý çelmiþtir. Basit tesadüfler þu anda yaþadýðýmýz dünyayý son derece farklý bir dünya, bireysel doðrularýmýzý þu andakilerden tamamen farklý düþünceler yapabilirdi. Þu anda kötülüðünden þüphe etmediðimiz bir tiran ülkemizin düþmanlarýna karþý verdiði önemli bir savaþta dost ve müttefiðimiz olabilirdi.

(Varlýðýmýzýn 5 milyon sperm içinden þanslý bir tanesinin belirlediði bir tesadüf olduðunu kabul ettiðimiz zaman bu türden tamamen farklý bir dünya tasarýmýný kabul edebileceðiz...)

Tarihin farklý yazýlmasý mümkündür. Hitler bir çýlgýnlýkla Rusya’ya saldýrmayacak olsaydý, faþist Almanya’yý hiçbir kuvvet yenemeyecekti. Kötü olurdu bu elbette, ama tarih kitaplarýnýn da farklý yazýlacaðýna hiç þüphe yok.

Hitler’le barýþ yapmalarý mümkün müydü? Onca yahudinin katili Hitler’le barýþ yapan, barýþ içinde yaþayan bir dünya canlandýrabilir miyiz zihnimizde? Her diktatörü koltuðundan indirmek mümkün olmadý, kimseninde böyle bir derdi olmadý tarihte. Stalin milyonlarýn katili bir diktatördü. Ölüm emrini verdiði insan sayýsýnda Hitler’i yarý yolda býraktýðýný biliyoruz. Ve dünya onunla soðuk bir barýþ içinde yaþadý. 20 yýlý aþkýn bir süre.1950’lerde doðsaydýnýz, Stalin’in büyük bir lider sayýldýðý bir ülkede yaþamanýz ihtimali, özgür dünyada doðmanýz ile benzerdi.

Bir devrim kaç para eder? Dayatma demokrasi (DD) kavramý.

Bir süre önce Ukrayna’da bir seçim gerçekleþti. Putin’in desteklediði eski komünist bir yönetici barýþ içinde gerçekleþen seçimi açýk bir þekilde kazandý. Demokrasi kazandý...mý?

Hayýr, Ukrayna’daki yönetim A.B.D’nin istediði tarzda bir yönetim deðildi. Ukrayna’da azýnlýðý oluþturan batý yanlýlarýnýn sokaklara döküldüklerini gördük. Seçimlere hile karýþtýrýldýðý iddia edildi. Basýn yoluyla bize ulaþan bilgiler bu þekildeydi en azýndan.

Bir süre sonra seçimin galipleri hükümet etme yetkisinin hiç bir zaman ellerine verilmeyeceðinin farkýna vardý. Kýrýlma noktasý Avrupa Birliðinin tepkisiydi. Ve bence demokratik olmayan demokrasi yanlýlarýný destekleyerek A.B. tarihi bir hata yaptý.

Týpký kukla Irak hükümetini tanýyan Türk hükümeti gibi. Irak seçimlerini hatýrlayýn. Bir ülke iþgal edilmiþ. Seçim sandýklarýný bile baþka bir ülkenin askerleri koruyor. Seçim düzenliyor bu iþgal kuvvetleri, kendilerine meþrutiyet kazandýrmak için. Ve halkýn 3’te biri seçimlere katýlmýyor, seçimleri açýkça boykot ediyor. Sonuç, yüzde 90 katýlýmlý Ukrayna seçimleri yasal deðil, yüzde 65 katýlýmlý Irak seçimleri ile bir yasal hükümet ortada. Vay canýna yandýðým DD.

Kuzey Kýbrýsýn suçu neydi?

31 sene önce dünyanýn bir köþesinde birbirleriyle ezelden beri kavgalý iki toplumlu bir adaya barýþ getirmek amacýyla bir çýkartma düzenleniyor. Barýþ gerçekten geliyor. Ýki toplumda nüfuslarý ile oldukça orantýlý bir þekilde paylaþmýþ durumda adayý. Ama dünya bir tarafý tanýmýyor bir devlet olarak, ticari ambargo sürüyor 31 yýl boyunca. Neden basit: Prensip olarak güçlü bir devlet kendinden daha güçsüz bir ülkenin topraklarýný iþgal ederek bir devlet kuramaz. Niyetler ne kadar iyi de olsa, iþgal edilen topraklarda demokratik seçimler yapýlsa bile, üstünden yýllar geçse bile, bu prensip bu þekilde doðruluðunu sürdürmeye devam eder. Ama prensipler dünyanýn en güçlü devletine karþý iþlemez. Onun iþgal ederek iktidara getirdiði piyon hükümet BM’de tanýnýr. Ve kurduðu devleti tanýttýrma konusunda 31 yýldýr sorun yaþayan Türkiye bile bir küçük protestoda bulunamaz Irak devletinin kuruluþuna karþý...

1984’ün dünyasý

Orwell'ýn 1984 adlý ters ütopyasý ile günümüz dünyasý arasýndaki benzerlikler su götürmez boyutta. Tarih güçlünün kaleminden çýkýyor. Özel hayatýmýza dair ne varsa hiç olmadýðý kadar yöneticilerin elinde. Tüm konuþmalarýnýz rahatlýkla dinlenebilir (sesinizi örneklemeleri yeterli), tüm yazýþmalarýnýz kontrol edilebilir (isterlerse son on yýl içinde kendi isminizle ve deðiþik nicklerle yapmýþ olduðunuz bütün email yazýþmalarýný önlerine getirmeleri bir kaç dakikadan fazla zamanlarýný almaz). Sokakta yürüdüðünüzde Londra’daysanýz 500.000, Ýstanbul’daysanýz 5000 kamera (her geçen gün artmakta) her an üstünüze yönelmiþ durumda.

Ne olacak diyebilirsiniz, bilsinler ne yaptýðýmý, ben kanunlara uyan bir vatandaþým... Tuvalette burnunuzu karýþtýrmanýz bir kusur sayýlabilir mi? Bunu mu aleyhinize kullanacaklar?

Oysa kazýn ayaðý beþ parmaklý deðil. Hikayenin tamamý da burun parmak iliþkisinde deðil. Deðiþen, yeni pazarlar, yeni iþler yaratýlan bir dünyadayýz ve adalet pazarý da diðer pazarlar gibi her geçen gün kendi yetki alanýný, uygulamalarýný pazarýn istekleri doðrultusunda deðiþtiriyor, geniþletiyor.

Bir örnekle açarsak: Her geçen gün daha fazla bilgisayar uzmaný eðitimini tamamlayarak çalýþma hayatýna katýlýyor ve buna uygun olarak bilgisayar dünyasýnda yapýlabilen iþler artýyor. Daha fazla sporcu ve daha fazla bilim adamý. Daha kaliteli spor karþýlaþmalarý (40 yýl öncesinin Pele’si, bugünün defans oyuncularýnýn önünde ismi dýþýnda bir varlýk gösteremezdi, iyi bakýn görüntülere), daha büyük buluþlar olarak dönüyorlar bize her geçen gün. Daha fazla doktor mezun oluyor týp fakültelerinden, daha yeni teknolojilerden ve ilaçlardan daha efektif faydalanmayý bilen ve insan ömrü birazda doðaya karþý uzamasýný sürdürüyor.

Peki daha fazla polis ve savcý ne getiriyor dünyaya? A.B.D.’de dünyanýn ekonomik olarak en geliþmiþ ülkesinde en fazla sayýda savcý ve polis görev yapýyor. Ve dünya tarihinin hiç bir döneminde görülmedik derece de çok insan (3 milyonun üstünde) A.B.D.’de cezaevlerinde.

Gözünüzde 3 milyon insandan oluþan bir kalabalýk düþünün. Bu insanlar ayaklarý prangalý öðlen sýcaðýnda çalýþmaya çýkarýlýyorlar cezaevlerinden. Güneþi görebilmek için ve asýl önemlisi her geçen gün daha fazla kendilerine ödettirilen cezaevi masraflarýný ödeyebilmek için. Fakirin cezaevi yaþamýnýn Mýsýr’da piramitleri diken kölelerin yaþamýndan fazla bir farký olmamalý. 3 milyon kiþilik iþ gücü sýký bir iþ gücü eder. Özellikle boðaz tokluðuna çalýþtýrýldýðýnda. Tarihin hiç bir döneminde bir devletin boðaz tokluðuna çalýþan 3 milyon kölesi olmuþ muydu? Zencilerin mýsýr ve pamuk tarlalarýnda ikame edildikleri dönemde bile tamamen köle olanlarýnýn sayýsýnýn 3 milyonu geçtiðini sanmýyorum. Kölelikte tarihin kýlýk deðiþtirerek günümüze ulaþan bir çok geleneði gibi farklý bir kýlýfla yaþamýný sürdürüyor modern topluluklarda.

Dönelim sizin o çok güvenli olduðunu zannettiðiniz küçük yaþamýnýza... Bir zaman sonra, geleceðiniz görevini daha hýrsla yerine getiren polis ve savcýlarýn elinde olacak. Öfkeli kalabalýklarýn mutlu edilmesi için her geçen gün daha fazla insan cezaevlerine atýlacak. Bunun gerçekleþmesi için yeni suçlar yaratýlacak. Geçmiþte suç bile sayýlmayan bir þey için (bir bardak bira içtikten sonra araba kullanmak, bir arkadaþýnýza kefil olmak, ürettiðiniz bir oyuncaðýn bir çocuðun burnuna kaçmasý vb vb) o kýrýlgan özgürlüðünüzün birden elinizden alýnabildiðini göreceksiniz kýsa bir zaman sonra. Ve o dev gözlemleme kanallarýnýn tamamýnýn üzerinize çevrildiðini göreceksiniz o zaman.

Ýþin daha acý tarafý sistemdeki deðiþiklikleri sizin benim gibi suçsuz, fakat doðru olaný yaptýðýna inanan insancýklar tarafýndan gerçekleþtiriyor. Týpký yüzbinlerin ölümüne sebep olan geçmiþin despotlarý gibi, insanlar tek tek verdikleri kötü kararlarýnýn tanrýnýn istediði ile gerçekleþen kader gibi, doðru olduðuna inanarak gerçekleþtirecekler. Her þey aleyhinize iþleyerek tüm yaþamýnýz elinizden çalýnýrken bir çýðlýk atarak “ey insanlýk, yamyamlýkla beslenen atalarýmýz gibi, insanlýðýmýzý unutarak tanýmadýðýmýz ve bize gösterildikleri haliyle çok kötü olduklarýna inandýrýldýðýmýz birileri için giyotin çýðlýklarý atarken aslýnda büyük ihtimalle kendinizin veya çocuklarýmýzýn idam fermanýný imzalýyorsunuz” diye baðýracak olsanýz bile, artýk iþ iþten geçmiþ olacak. Toplumu deðiþtirebilecek bir konumda olamayacaksýnýz, tüm gücünüz, sözünüzün dinlenibilirliði elinizden alýnmýþ olacak. Boþuna debeleniyor olacaksýnýz yeni idam sehpalarý isteyenlerin gözünde. Ateþ olmayan yerden duman çýkmaz, diyecek baþka birileri. Kim dinliyor artýk Cem Uzan’ý, gücü varken 2 milyon 780 küsur bin kiþinin oyunu alan bir adamý?

Baþka neler vardý 1984’ün dünyasýnda? Emmanuel Goldstein, görüntüsünün ekranlarda belirmesiyle kalabalýklarýn öfke nöbetlerine girdiði, asla yakalanamayan, sürekli yönetimle mücadele halinde bir öfke objesi. Usame Bin Ladin’in iþlevi bu deðil midir Amerikan kamuoyu için? Veya siz Bush tayfasý olsaydýnýz, fýrsat olsa bile Ladin’i yakalar mýydýnýz?

Ya savaþlar ne içindi 1984’te? Toplumlarýn kendilerini baský altýna alan rejimlerin adaletsizliðini fark etmemeleri, bir amaç uðruna çalýþmaya devam etmeleri ve üretim fazlasýnýn harcanabilmesinden baþka gayeleri yoktu savaþlarýn. Halka uzak bir yerlerde savaþýrlardý Okyanusya askerleri. Afrika gibi, Uzakdoðu gibi. (Mevcut örneðimizde Vietnam, Irak, Afganistan gibi). Arada sýrada patlayan bombalar dýþýnda bu sürüp giden çatýþmalarýn sýradan vatandaþýn hayatýna bir etkisi olmayacak þekilde tasarlanýrdý savaþlar.

Ama o arada sýrada patlaysan bombalarýn üzerinde biraz durmak lazým...

Neden Okyanusya’nýn düþmanlara ihtiyacý var?

1984 terimlerinde Okyanusya (A.B.D+ Ýngiltere) düþmanlarýný kendi yaratýr. Týpký A.B.D.’nin kendi halkýnýn gözünde savaþtýðý, ama gerçekte yok olmamalarý, hatta belli sýnýrlar içinde varlýklarýný sürdürmelerinin bir þart olduðu Arap teröristler gibi.

Durun bir dakika gerçekten yok etmeye çalýþmýyor mu A.B.D. terörristleri? Uðruna iki ülke iþgal edildi. Onbinlercesi mezarý, bir o kadarý da tutukevlerini boyladý. Terörle savaþmak bu deðil mi?

Ýþin kitabýný okuyanlar bunun aslýnda en verimsiz terör savaþý olduðunu söyleyeceklerdir. Sadece askeri tedbirlerle ne ÝRA (Kuzey Ýrlanda) terörü, ne de diðer terör örgütleri yok edilebilir. Terörün sebeplerinin yok edilmesi gerekli, psikolojik desteklerinin, terörizme zemin hazýrlayan toplumsal ortamlarýn deðiþtirilmesi gerekir. En baþta batý dünyasýnýn islama düþman olmadýðýný göstermesi gerekli. Bize P.K.K. ile savaþýmýzda bu tür uygulamalarda bulunmamýza sýklýkla A.B.D hatýrlatmadý mý?

Oysa A.B.D. ne yapýyor? Hedefleri doðru düzgün aktarýlmayan yüzbinlerin öldüðü savaþlar çýkarýyor, suçsuz olabilecek insanlarý kamplarda süresiz esir tutuyor. Kuran’a saygýsýzlýk edildiði, insanlara iþkence edildiði haberleri her geçen gün dünya basýnýnda. Yaptýklarý açýkça terörü körüklüyor. Bir yandan teröre karþý savaþýp, bir yandan terörün artmasý için gereken her türlü yanlýþý yapabilecek kadar cahil olabilirler mi?

Daha da kötüsü Irak savaþýný kazanmak için gerekli gücü ortaya koymuyor. Biz Türkiye olarak Irak’ý iþgal edecek olsaydýk terör bu boyutta yaþanmazdý, çünkü 28 milyonluk bir halký kontrol edebilmek için gerekli olan minimal sayýda (1.5 milyon) askeri dizerdik baþlarýna. Bunu A.B.D. yapamaz mýydý? Pahalý olurdu ama yapabilirdi. Ama istenen savaþýn veya terörün bitmesi deðil ki. Düþük þiddette çatýþmanýn devamý, terörün Arap toplumlarýn yerleþerek kök bulmasý anlaþýlan amaçlanan bir durum. Ve her dakika yapýlanlarýn kar zarar hesaplarý yapýlýyor, 130 bin askeri tut orada, 1500 tanesi ölebilir. Bir milyon askeri konuþlandýrmaya göre her ay 20 milyar dolar kazançtasýn. Bu kadar ucuz mu dünyanýn en zengin ülkesi?

Neden yüzbinlerce Iraklý ve binlerle ifade edilen A.B.D askerlerinin ölmesi isteniyor olabilir? Birinci sebep bu sayý tahammül edilebilir sýnýrlarda. Ýkincisi terör demokrasi içinde istedikleri toplumsal baský düzenine fýrsat veriyor. Kalabalýklarýn öfkeleri, korkularý bir yöne çevrilmek zorunda, yoksa yönetimleri sorgulayabilir kalabalýklar ve karþýlarýna çýkan ise tarihte her zaman olduðu gibi kýsmen daha zeki bir elitin yürüttüðü ve kalabalýklarýn sömürüldüðü bir oligarþiden baþka bir þey olmayacak.

Aradaki zenginlik farklýlýklarý köleliðin hüküm sürdüðü geçmiþ çaðlarýn farklarý kadar büyük deðil. Ama aradaki gelir farklýlýðý, fazladan bir yata, bir kata, bir ata daha sahip olmak isteyen azýnlýk için çok deðerli olmalý. Tarih boyunca sömürünün, kendine yontmanýn gelenek haline getiren insanlarýn o aslýnda önemsiz farklar için bunca oyunu sürdürmekten vazgeçmek zorunda kalacaklarý çaða kadar, bunca kan dökülmeye devam edecek sanýrým.

Týpký 1984’teki gibi cahil býrakýlan kalabalýklar. Gözgöre göre deðiþtirilen tarih.... Sonumuz hayrola...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Bahadýr Yurteri / Ýstanbul/Türkiye
20 Temmuz 2005
Söylediklerinizin doðru olduðu muhakkak; ancak bu kadar kötümser düþüncenin bizi kötümser bir tembelliðe itmesinden korkarým. Amerika'yla SSCB'nin uzay savaþýnýn (Aya çýkma meselesi) hediyesidir bize spor ayakkabýlar... O rekabet olmasa belki Telafer'dekinden de haberimiz olmayacaktý; çünkü iletiþim teknolojisi bu kadar geliþmiþ olmayacaktý. Günlük yaþamdan biri basit birisi daha komplike iki örnek size... Demek istediðim (ikisinin de savunucusu deðilim ama) iyiyle kötünün hatta belki de kötüyle kötünün savaþýndan bile insanoðlu farklý kazanýmlar elde edebiliyor. Avcý ne kadar yol bilirse ayý da o kadar yol bilirmiþ:) Ýnsanoðlu daima bir çýkar yol bulur kendisine zirâ esasýnda yaþamaya ve çoðalmaya programlanmýþtýr.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn toplum kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Giyotin Ýstiyoruz, Giyotin Ýstiyoruz!

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Biyolojik Demir Bilye
Fikir Özgürlüðü ve Ýnternet
Hayatýmdan 35 Dakika
Naçizane Bir Kehanet
Varolamamanýn Dayanýlmaz Öfkesi
Metafizik Dereotu Atomlarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dünyanýn En Ýyi Ýnsaný [Þiir]
Yeni Bir Çaðýn Baþlangýcý [Öykü]
Sessizlik - 1 [Öykü]
Kadýn Haklarý - 1 [Öykü]
Kadýn Haklarý - 2 [Öykü]
O Þýk Ayakkabýlarý Bu Dava Ýçin Almadýnýz, Bay Schopenhauer! [Öykü]
Sessizlik - 2 [Öykü]
Martý M. V. [Öykü]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþ Günü - 1 [Roman]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþgünü - 2 [Roman]


Var Samsa kimdir?

Bireyin varolma, kendisi olma þansýný elinden alan kurumlarla sarýlmýþ ve kötü bir þaka, bir tuzak haline dönmüþ dünyada insan sorunu üzerine hikayeler, denemeler.

Etkilendiði Yazarlar:
Milan Kundera, Franz Kafka, J. P. Sartre, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Var Samsa, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.