..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeðin dili çok yalýn. -Euripides
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Modern > Var Samsa




6 Haziran 2005
O Þýk Ayakkabýlarý Bu Dava Ýçin Almadýnýz, Bay Schopenhauer!  
Var Samsa
Her insanýn hatasýnda aslýnda kendi hatalarýmýzýn olduðunu aklýmýzdan çýkarmamalýyýz. Bunlar bizim de bir parçasý olduðumuz insanlýðýn hatalarý ve hepimizin içinde ayný kusurlar var. Sýrf biz de görünmüyorlar diye baþkalarýna kýzamayýz. A. Schopenhauer


:BGED:
-O þýk ayakkabýlarý mahkeme salonlarýnda eskitmek için mi almýþtýnýz, Bay Schopenhauer?
-Yýllarca giyilmekten eskiyen ayakkabýlarýmla alay ediyorsunuz, deðil mi bayým? Evet, yýllar yýlý giyildi onlar ve aslýnda haklýsýnýz, aldýðým zaman çok þýktýlar. Týpký þu anda demode olduðu için parklarda çocuklarýn alay konusu olan kýyafetlerim gibi. Çocuklarýn bile benimle alay ettiklerinin farkýnda deðilim sanýyorsunuz... Ama farkýndayým herþeyin.

Sorunuza gelirsek eðer: Þüphesiz hayýr, mahkeme salonlarýnda eskitilmek için deðildi o ayakkabýlar. Onlarý 30 yaþýmdayken Heidelberg Üniversitesinde felsefe sunumlarýna baþladýðým günlerde almýþtým. Hegel’in, o tiksinti verici ve cahil þarlatanýn konuþma yaptýðý salonlarda izdiham yaþanýrken, benim öðrencisiz kaldýðým o uðursuz 1819 sonbaharýnda almýþtým onlarý. Ne fiyasko! Gerçekleri kimse duymak istemedi!

O ayakkabýlar belki bir de parklarda yaptýðým uzun yürüyüþlerde giyilmek üzere alýnmýþtý. Öðleden sonralarýn o tatlý serinliðinde, bir açýkhava rezitalinde flüt ve gitarýn eþsiz ezgilerinde varoluþun farkýna vardýðým bir anda ayaklarýmda olmalarýný isterdim.

Ne kararsýzlýklar çekmiþtim onca parayý o ayakkabýlara vermeden önce. Ve kocalarýndan aldýklarý parayý deðerini düþünmeden zevksiz giysilere yatýran kadýnlar gibi çok param olmadý hiçbir zaman, biliyorsunuz. Toplum bana kýymet vermedi hiç bir zaman, çalýþmalarým maddi bir katký getirmedi insan denen iki ayaklý hayvanlarýn dünyasýnda. Dolayýsýyla ömrüm boyunca elime geçen paranýn her kuruþunu hesaplayarak harcamam gerekti. Nerede yiyip içtiðimi, ne giydiðimi, ne harcadýðýmý -týpký ciddi akademik çalýþmalarým gibi- defalarca hesaplamam gerekti. Anlayacaðýnýz, mahkeme salonlarýnda harcanmayacak kadar kýymetliydi benim için o ayakkabýlar.

Siz insanlarýn eliyle her geçen gün öldürülüyorum. Bana biçtiðiniz bu deðer, bana layýk gördüðünüz bunca çile. Beni, size gerçekleri söylemekten baþka bir gayesi olmayan bir insaný, kalabalýðýn ortasýna itilip kahkalarla gülünen bir panayýr palyaçosu gibi hakaretlerinize hedef tuttunuz. Kiminiz bilmeden, kiminiz bilerek. Oysa birçok þarlataný el üstünde tutuyorsunuz.

Yaþamak istiyorum, hayatta kalmak. Ama sadece çalýþmalarýma devam edebilmek için. Onca acýya sonunda haklý olduðumu kanýtlamak için katlanýyorum. Yoksa biliyorum yerim burasý deðil. Ve kaygý ve öfkeden titriyorum size bunlarý anlatýrken.

Lanet ettiðim ve irademin bütün gücüyle mücadele ettiðim kaygýyý sanýrým ýrsi bir hastalýk gibi aldým. Gelecekte bilim adamlarý bu kaygýnýn nasýl baba veya anneden çocuðuna geçebildiðini açýklayacaklar belki. Gerçek veya hayali tehditlerin yarattýðý endiþeler tüm ömrüm boyunca peþimi býrakmadý. Hastalýklarýn kabusunu gördüm geceleri. Berlin’de kolera salgýný baþladýðýnda yýllarca yaþadýðým þehri bir çýrpýda terkettim. Askere gideceðim korkusu peþimi býrakmadý yýllarca. Nepal’den çiçek hastalýðý korkusu yüzünden kaçtým. Verona’da zehirli enfiye çektiðim fikri bütün benliðimi kapladý. Manheim’de herhangi bir dýþ neden olmaksýzýn tarif edilemez bir korkunun etkisinde kaldým. Yýllarca adli bir kovuþturma korkusu yaþadým. Geceleri bir ses olsa yataðýmdan fýrlar ve her zaman dolu olarak tuttuðuým tabanca veya kýlýcýmý kapardým.. Her zaman olmayan tehlikelere bakmama neden olan bir kaygý içindeydim: en ufak sýkýntýlarý büyütüyor, benim için en zor olan insanlarla bað kuruyordum.

Oysa yaþamaya, yazmaya, sessizliðe ve zamana ihtiyacým var sadece. Ýnsanlýk beni bir odada rahat býraksýn istiyorum. Ýsterseniz kapýyý da üstüme çekebilirsiniz.

Sizden istediklerim çok deðil: Bir dilim ekmek, bir bardak su. Ama daha önemlisi þimdi çoðu hayatta olmayan dostlarýma ulaþtýðým kitaplar, temel yaþam kaynaðým. Belki bir de bir kaç sayfa kaðýtla bir kalem.

Yargýlamayýn beni, karýþmayýn, kabuðumdan içeri sýzmaya çalýþmayýn. Düþünmek size birþey ifade etmiyor olabilir, benim için hayatýn tek anlamý. Düþünmek için, üretemek için hayatta kalmaya ihtiyacým var.

Ancak yýllar sonra gerçek haþmetine kavuþabilen bir meþe aðacý gibi fikirlerimin tam olarak anlaþýlabilmesi için tek ihtiyacým zaman. Deðerimi ispat etmeme izin verin, yargýlanýp hayatým deðersiz bir paçavra gibi bir kenara atýlmadan önce. Eðer 70 yaþýma kadar hayatta kalabilecek olursam, haklý olduðumu göreceksiniz. Tek ihtiyacým zaman ve rahat býrakýlmak.

Kadýnlara karþý önyargýlý olduðumu söylüyor kimileri. Ama gerçek bunun tam tersi. Eþitlik ve adalet tek aradýðým. Ve kadýnýn doðasýnýn en temel zaafý bir adalet duygusunun olmayýþýnda. Bu duygunun eksikliðinin temel bir sebebi var. Doða kadýnlarý kuvvet ve mantýk gibi önemli silahlardan yoksun býrakmýþ. Oysa sahip olmak, yönetmek ve yönlendirmek istekleri en haris bir erkekten aþaðý kalmýyor. Kadýn tüm yetersizliklerine karþýn amaçlarýna ulaþabilmek için aldatmacanýn ve yalanýn temel yöntemi halini aldýðý bir dünya yaratmýþ. Bunu þöyle de düþünebilirsiniz: Doða aslaný pençe ve kuvvetli diþlerle, boðayý boynuzlarla, mürekkep balýðýný mürekkebiyle donatýrken, kadýný da iki yüzlülükle donattý. Bu nedenle kadýnlar daha sýklýkla yalan yere þahitlik eder. Bu bozukluðu bir çok kadýn doðumundan itibaren taþýr ve malesef bu bozukluk aptal kadýnlarda olduðu gibi, zeki kadýnlarda da karþýmýza çýkabiliyor.

Aslýnda týpký kadýnlar da olduðu gibi, doðuþtan erkeklere de kimi sorunlu özellikler veriyor doða. Ama toplum yaþamý içinde erkek doðanýn kendisine verdiði saldýrganlýk gibi kontrolsüz dürtülerine dizginlemeyi öðrenmek zorunda kalýyor. Okul, iþ veya askerlik hayatýnda törpüleniyor erkeðin tüm aþýrýlýklarý. Törpülenmeyeni de törpülüyor sistem. Toplumun gözünde sadece erkek olduðu için kendisine ikinci sýnýf deðer biçildiðinin bilincine zamanla varýyor.

Ancak erkeklerin içindeki vahþiliði dizginlemeyi öðreten kültürümüz, kadýnlara da adalet duygusunu, eþitlik duygusunu yeniden öðrettiðinde yeryüzü yaþanmaya deðer bir yer olacak.

Kadýnlara karþý önyargýlý deðilim, doðru anlayýn beni. Yaþadýklarýmdan sonra, aslýnda hala anlayýþlý biri olduðumu bile düþünebilirsiniz. Mesela o kadýný düþünün, o lanet kadýný. Caroline Marquet adýndaki þeytan çýkmasaydý karþýma, bütün bu rezillikler, bu mücadele yaþanmayacaktý.

Ben istemedim onun karþýma çýkmasýný. Yýllar önce, kendimi tamamen çalýþmalarýma, insanlýða adadýðým bir dönemde, karþýma çýkýp paramý ve daha da acýsý deðerli vaktimi böyle saçma bir kavgaya ayýrmak zorunda býraktý beni.

Bir öðleden sonra odamda çalýþmalarýma dalmýþtým. onun arkadaþlarýyla gürültülü konuþmalarý ile fýrladým yerimden. Ama ne gürültü, konuþtuklarý da bilmem kimin dedikodusu. Önce sakin bir þekilde uyardým onlarý. Sadece beni rahatsýz ettiklerini, bulunduklarý yerin teknik olarak dairemin bir parçasý olduðunu söyledim. Karþýlýðýnda küçümsenme ve aþaðýlanma gördüm. Diðerleri biraz geri çekilde belki ama, o kadýn –Caroline Marquet- ne dese beðenirsiniz? “Onurlu bir kadýn asla bir erkeðin isteði ile çekilmez bulunduðu yerden. Asla yol vermez, boyun eðmez.” Ve kendisi çekilmeye karar vermedikçe benim boyun eðmem gerekliymiþ onun bu tavrýna. Onurlu kadýnmýþ, hiç onurlu kadýn görmemiþ olsak… Çalýþma odamýn önünde gürültü yapmak ve her türlü saçmalýk ona verilmiþ bir hak öyle mi? Ýþte bu sözleri ile sinirlenmeye baþladýðýmý hatýrlýyorum.

Sözle ikna olmayacaðýný anladým ve içerden bastonumu getirmeye karar verdim. Nezaket ve saygý kýlýfý altýnda haklarýmý, en doðal hakkým olan kendi evimde sessizlik içinde çalýþabilme hakkýmý, toplumun kabullendiði saçma ahlaki kaygýlar yüzünden mi bir kenara býrakýcaktým? Korkaklýk olur öylesi. Ve gerçek kahramanlýk iþte böylesine önemsiz görünen, ama temelde arkasýnda büyük çatýþmalarýn yattýðý konularda prensiplerinden taviz vermemekle, doðrularýna sýký sýkýya tutunmakta gerçekleþir.

Temel soru þu: Kendi dairemde sessizlik içinde çalýþabilmek hakkým olmalý mý, olmamalý mý? Veya bir kadýn, sýrf kadýn olduðu için, istediði her yerde -dairemin önünde bile- keyfine göre dedikodu ve gürültü yapma hakkýna sahip midir, deðil midir?

Ýttiðim ve yere düþtüðü bir yalan. Üzerine yürüdüm ve isterik bir þekilde kendini yere attý. Bayýlma numarasý. Hele mahkemede iddia ettiði gibi, bu olayýn sonrasýnda kollarýna titreme peydah olduðu... Külliyen yalan. Sadece mahkeme baþkanýný etkilemek için uydurulmuþ, týbbi bir gerçekliði olmayan bulgular bunlar. Gelecekte týp bilimi böyle yere düþmelerle bu tür bir þikayetin ortaya çýkmayacaðýný gösterecek. Zaten nedense hep duruþmalara geldiðinde titriyor o kollarý, sokaklarda gezip eðlenirken görenler hiçbir yerinin titremediðini defalarca belirttiler.

Onca para harcadým, avukatlar tuttum, kanýtladým da suçlamalarýnýn yalan olduðunu mahkemelerde. Ýlk davayý kazandýktan sonra sessiz çýkýp gitmesinden þüphelenmeliydim aslýnda. Meðer Ýtalya’ya çýkacaðým geziyi fýrsat bilecekmiþ. Ben yurtdýþýnda iken yine mahkemeye baþvurmuþ, iki damla gözyaþý, biraz titreme bayýlma. Hepsi de erkeklerden, yaþlý erkeklerden oluþur o heyetlerin. Erkeklerin en büyük düþmanlarý yaþlý erkeklerdir, bilir misiniz? Yokluðumu fýrsat bilip saçmýþ zehrini yine üstüme. Hakkýmda kararlar aldýrmýþ, haberim bile olmadan, bu nasýl adalet sistemiyse? Kadýnlarýn önünde diz çök ey adalet tanrýçasý!

Yine yýllar süren bir mücadele baþladý, altý koca yýl geçti. Herþey benim haklýlýðýmý gösterdiði halde, iþte bugün, bu lanet günde tazminat ödememe karar verdiler, kadýnýn yaþadýðý sürece her yýl altý yüz taler! Altý yüz taler, insanlar sabahtan akþama çalýþarak kazanamýyor bu parayý. Ne yaptý da hakketti bunu? Kime ne faydasý dokundu bu kadýnýn? Hayatýnda kime en ufacýk bir faydasý dokunabilir ki? Deðersizlerin günü dostum bu gün, ayaktakýmýnýn günü.

Artýk Englischer Hof’da yiyeceðim bir tas yemeðin parasý cebimde deðil. Üstüme giyecek bir þey almanýn, yýllarca giyilmekten eskimiþ ayakkabýlarý deðiþtirmenin zamaný deðil bu günler. Ýþte insanlýðýn bana ve hayatýma biçtiði deðer.

Biliyorum aslýnda bu tür kaygýlar halinde zorlayarak beynime giren, ölüm korkusundan baþka bir þey deðil. 15 yaþýnda babamýn intiharý ile veya belki çok daha önce baþlayan bir ýzdýrap. Ölüm konusunda hepinizden farklý düþünüyorum. Ve ne gariptir ki ölümden korkmuyorum, ýzdýrap çekmekten korktuðum kadar. Uzun bir yaþama ihtiyacým sadece daha fazla yazabilmek, daha fazla insanýn çektiði ortak acýya elimi uzatabilmek için. Bu sözleri benim aðzýmdan duymak size garip gelecektir biliyorum, dostum. Filozoflarýn insanlardan uzak kalmaya en meraklýsý, en mantýklýsý, aslýnda en kiþiseli ve insanlýða ateþe indirmeye çalýþan bir Prometeus karikatürüyüm bir bakýma. Kendime göre bir yol keþfettim acýlarý dindirmek için. Basit bir olumlama ve duygularla deðil, mantýðýn sesiyle, gerçekleri göstererek ulaþmak istiyorum insanlara. Evet, kimini iki ayaklý hayvanlar olarak nitelediðim o insanlara, yararýma hiçbir eylemleri olmamýþ insanlýða biraz daha faydam olabilsin diye kalmak istiyorum yeryüzünde biraz daha. Yoksa sanmayýn yeryüzüne o kadar baðlandým, inan bana dostum, her an bir çýrpýda býrakmaya hazýrým herþeyi arkamda... Ve o gün geldiðinde, karanlýðýn, yokluðun arasýna karýþmak, dünyanýn acýsýndan uzaklaþmak için can atýyor olacaðým. Vasiyet ediyorum, cesedimin gömülmeden önce çürümesini. Daha çabuk karýþmak istiyorum bütünlüðe. Ve mezar taþýmda adýmdan baþka hiçbir þey yazmamasýný istiyorum sizden. Ne dinlerin ritüelleri, ne sýradan akla hitap eden cümleler kirletmeli mezar taþýmý. Yazdýklarýmdan öte hiçbir þey býrakmýyorum arkamda. Eksikliðimle gerçekten yaralanacak kimsenin olmadýðýný bilmenin huzuru içindeyim.

Biliyorum, aslýnda buranýn yerlisi deðilim ve eþitim olan varlýklarýn yanýnda deðilim.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn modern kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kadýn Haklarý - 1
Kadýn Haklarý - 2

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yeni Bir Çaðýn Baþlangýcý
Sessizlik - 1
Sessizlik - 2
Martý M. V.

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dünyanýn En Ýyi Ýnsaný [Þiir]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþ Günü - 1 [Roman]
Mustapha Garta'nýn 30. Yaþgünü - 2 [Roman]
Biyolojik Demir Bilye [Deneme]
Giyotin Ýstiyoruz, Giyotin Ýstiyoruz! [Deneme]
Fikir Özgürlüðü ve Ýnternet [Deneme]
Hayatýmdan 35 Dakika [Deneme]
Naçizane Bir Kehanet [Deneme]
Dün Telafer'de Bir Çocuk Öldürüldü [Deneme]
Varolamamanýn Dayanýlmaz Öfkesi [Deneme]


Var Samsa kimdir?

Bireyin varolma, kendisi olma þansýný elinden alan kurumlarla sarýlmýþ ve kötü bir þaka, bir tuzak haline dönmüþ dünyada insan sorunu üzerine hikayeler, denemeler.

Etkilendiði Yazarlar:
Milan Kundera, Franz Kafka, J. P. Sartre, Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Var Samsa, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.