Þiir, seçmek ve gizlemek sanatýdýr. -Chateaubriand |
|
||||||||||
|
Gerçek: Hayatta kalmak insan hayvanýnýn en önemli içgüdüsüdür. Yaþamak, sürünerek bile olsa nefes almaya çalýþmak en büyük amacýmýzdýr. Yaþamak için öldürmek, yok etmek, toplumlar ve hayvanlar dünyasýnda çoðunlukla kabul görmektedir. Çünkü yaþamýmýz deðerlidir. Durum: (*) Erkan Mumcu, uzun süredir aktif görev aldýðý AKP’den ayrýldý ve ANAP’a geçti. Ayrýlýr ayrýlmaz AKP’nin rüþvet, yolsuzluk, kurulu düzen, komplo olaylarýný açýklamaya baþladý. Yýllardýr birlikte dövüþtüðü, yola çýktýðý, kýdem elde ettiði partiyi “ampul siyaseti” yapmakla suçladý. Ve Tayyip Erdoðan’dan transfer ettiði milletvekillerine, neler vaad edildiðini açýklanmasýný istedi. Hipotez: “ Popüler kültürlerde idealler deðil, en temel içgüdüler hakimdir.“ Çünkü popüler kültürün geliþmesi için nüfus ortalamanýzýn milyonlara vurmasý, batý kültürünün esiri olmanýz ve genç nüfusunuza yetecek oranda eðitim ve istihdam saðlayamamanýz gerekmektedir. Yani; kalabalýk, özenen, kurtlar sofrasýnda çabalayan pek çok insan arasýndan sýyrýlmaya çalýþan, varolmaya çalýþan bir sürü insan olmalýdýr. Türkiye, dünyadaki en genç nüfusa sahip ülke. Özellikle Özal döneminde ülkeye giriþi yapýlmaya baþlanan, ithal mallarýn ruhsal baskýsý/etkisi, çeþitliliðin artmasý, her ürünün bir anlamý, bir çaðrýþýmý olmasý, kiþilerin yaþamlarýný ve kimliklerini bu ürünler/markalar vasýtasýyla yansýtmaya baþlamasý ile eðitim seviyesinin tersine gerilemeye baþlamasý ‘60 doðumlularla birlikte ülkede kafasý karýþýk bir jenerasyon yarattý. Bir grup, yerel deðerleri, batý kültürü ile birleþtirmeye çabalarken, batýnýn cazibesine kapýldý. Diðer grup, sahip olunan deðerlere fanatizm derecesinde sarýlarak, diðer grubu red etmeye baþladý. Bilinen hikaye, kardeþ kavgalarý vs... Sonra yaþanan bu kargaþadan ortaya fizyon bir grup doðdu. Bu grup, özellikle kadýnlar, önem sýralarýna aileden önce ekonomik özgürlüðü koydu. Erkekler, para hýrsýný ve marka tutkusunu koydu. ’73 doðumlulardan itibaren marka çýlgýnlýðý, tek ve biricik olma, ayrýþma arzusu, hayatta kalýrken, diðerini ezmekte sakýnca görmeme dürtüsü giderek hat safhaya çýktý. Çok kýsa periyodlar halinde Türkiye’de giderek daha þiddetli boyutlarda ayrýþma ve piramitin tepesine çýkma dürtüsüne hakim jenerasyonlar oluþmaya baþladý. Aileleri zamanýnda idealleri uðruna hapis yatanlar, okuyamayanlar bile a-politik olmaya baþladýlar. Bunca karmaþanýn içerisinde, zamanýnda idealleri için çabalayan ’60 kuþaðý, “ Koyarým idealizmine, ne getirdi ki bana kardeþim!” diyerek sigarayý býraktýðý gün, yanýnda sigara içilmesine izin vermeyen, ve hatta sigara içenleri 3. dünya ülkesi insaný diye tanýmlamaya baþlayan tipler gibi birden bire materyalist olmaya baþladýlar. Paranýn tanrýsal bir güce sahip olduðuna inanan ve artýk doðum tarihlerinin ve dönemlerinin önemi kalmayan insancýklar, hayatta kalmak için yakýp yýkmaya baþladýlar. Artýk toplarýn, tüfeklerin varolmadýðý, tek düðme ile ülkelerin yok edildiði yüzyýlda, çok daha eski oyunlara gidilmeye baþlandý. “ Bizans oyunlarý”, “ Çin Prensesleri” . Taktik savaþlarý, yanýndaki satma eylemleri, yeterli varolayým nidalarý... Ýçerden bakýldýðýnda “ihanet ve ahlaksýzlýk”, dýþardan bakýldýðýnda popüler kültürlerde sýradan bir insanýn da günde en az 5 kez yaptýðý bir eylem. Büyük krizler yaþamýþ ve hatta istikrarlý bir kriz ülkesinde yaþadýðýna inan toplumlar, bir süre sonra özlerindeki hayvani dürtülerle yaþamaya baþlarlar. Avýný bekleyen aslan, yakaladýðýný gömüp saklayan çakal, yavrularýný korumak için yaklaþan her canlýyý öldüren kurt... Ve köklerini unutan toplumlar, baþkalarýnýn kendileri için yarattýklarý hayallere inanarak yaþarlar. Dahasý gün gelir, o hayallere kendileri de inanýrlar ve ulaþmak için gözleri kara bir þekilde savaþýrlar. Bundan karlý çýkan, hayalleri gerçekten kuranlardýr. (*) Erkan Mumcu: Doðum yeri: YALVAÇ – Doðum tarihi: 1963, Eðitimi: Ýstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ESRA BAYKAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |