Sanat hem bir coþma, hem bir yadsýma iþidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Kapalý bir kavanoza kapatýlmýþ fare soluk alýp verdiðinde açýða çýkan karbondioksit gazý yüzünden bir süre sonra ölür. Kavanoza ilave edilen nane ise fotosentez sayesinde onun yaþamasýný saðlar. Bu gerçeðin keþfi Joseph Priestley’in bilim dünyasýna bir katkýsýdýr (1771) *. Basit bir nane bitkisi her iki süreci de tersine çevirmiþtir. Karbondioksit bitki dokusuna dönüþürken, açýða çýkan oksijen farenin ölümünü durdurur ve onun yaþamasýný saðlar… Büyük þeyler hakkýnda hepimiz sýk sýk, geliþigüzel ve çoðu zaman da bilir bilmez konuþuruz. Aslýnda hayati önem taþýyan küçük þeylere ise genellikle pek deðer vermeyiz. Oysa doða ve evren kendi içlerinde minik sýrlar saklarlar. Sýradan gizlerin yer aldýðý, eskilerin “LOGOS” (söz, düþünce,kavram, us, anlam, evren yasasý) diye adlandýrdýðý basit bir düzendir bu. Felsefe tarihinde logosun muhtelif ve bazen de çeliþkili gibi görünen tanýmlarý yapýlmýþtýr. (Sýnýrsýz) aperion tarifine de baðlý olarak ateþ, hava, ruh, soluk vs., ile de iliþkilendirilmiþtir logos. Acaba hakikat logos’u; gerçek düzeni ve onun iþleyiþini görmekte mi gizlidir? Buradan hareketle bilginin deðil de, bilgeliðin her þeyi DOÐASINA GÖRE incelemekten geçtiði söylenebilir mi? Bunu söyleyen birileri oldu**… “Hiç batmayandan nasýl saklý kalýnýr? ” diye soruyordu Heraklit. “Hiç batmayan daima doðan (DOÐA) demektir”. Anahtar doðada, doðadaki ýþýkta, evrenin düzeninde ve düzensizliðinde; diðer bir deyiþle zýtlarýn mücadelesi ve uyumunda gizli olmalý o halde. Böyle bir düzen karþýsýnda ise, insan ister istemez kendi yerini sorgulamaya baþlýyor. Ben kimim? Boyum ve boyutum, 14 milyar yýllýk geçmiþte bir zerre olmaktan öte nedir ve ne gibi bir anlam taþýr bu evrende? Gerçeði bulmak kolay olmadýðýna göre – ki mümkün olsaydý, büyük olasýlýkla benden öncekiler bulmuþ olurlardý – benim görevim elimden geldiðince “hakikat”e yaklaþmak mýdýr? Bir yolu olmalý mutlaka. Muhtemelen düþünerek, araþtýrarak (merak unsuru) , öðrenerek, deðiþerek, deðiþtirerek ve evrenle birlikte kendimi de tanýyarak. Fare ile nane iliþkisindeki sýrrý anlamaya baþlayarak belki de! ... “Hep doðan, daima doðan” yani “doða” anahtarsa eðer, sanayi devriminden bu yana karbondioksitin %30 artmasýyla, yeryüzü sýcaklýðý ortalama 14 C’den yukarý doðru yükselmeye baþladýðýna göre, bilindiði gibi sera gazlarýyla baþýmýz iyice dertte demektir. Isý, ayný zamanda büyüme, genleþme ve patlama çanlarýnýn çalmakta olduðunun da bir iþaretidir. Düþünme alanýný evrene doðru yaydýðýmýzý varsayalým. Patlamadan sonra gelecek olan soðumanýn yaratacaðý kýrýlma ve karanlýk enerjisi ile nasýl baþ edeceðiz. Bu durumda doðadan doðru verileri nasýl alacaðýz? Bir süre sonra düþünce iklimimiz de kirlenecek mi? Beyinlerimizin içi, bilgi depolarý yakýlmýþ kentlere mi dönüþecek bir gün? Ne tuhaf bir iliþkilendirme, deðil mi? Üstelik ben bunu hep yapýyorum! ... Aniha’larýn*** kafamdaki sorularla bir baðlantýsý olabilir mi? Çeþitli nedenlerle kendi yerleþim alanlarýndan uzaklaþýp daðlara sýðýnanlar (Kýzýlderili ve Ýnkalar gibi..) doðanýn bir tür ilaç olacaðýný mý düþünüyorlardý? Mitoloji ve destanlarda, tanrýlar ve kahramanlar yaþamak için neden genellikle daðlarý tercih ederdi? Zirvede olmanýn yaný sýra doðaya yakýn olmanýn özel bir anlamý var mýydý? Mantar bile aðaç ve yaprak gölgesini seçtiðine göre, insan ve tanrýlar da pekala seçmiþ olabilirdi…. Felsefe, insan ve doða aslýnda o kadar birbirlerine yakýndýrlar ki. Bilimin de yardýmýyla “hakikat”in minicik parçalarýna dair önemli ipuçlarý verirler. Fare ile nanenin iliþkisi gibi bir þey yani! ... “Karmaþýk” ve “basit” kavramlarý arasýndaki çizgi nereden geçer? Basit gibi görünen þeyler aslýnda çok da basit deðiller midir? Ya küçük þeyler, “büyük patlama” ve kaos? Onlar hangi sýnýfa dahil? ... Son iki günümü bir lobide müzik dinleyerek, özellikle Chopin ezgileri eþliðinde felsefe**** ve daha pek çok þey okuyarak geçirdim. Ve sonra yazdým, yazdým, yazdým…Ne yazýk ki, hava koþullarý doðayý kucaklayacak kadar güzel deðildi. Yine de çok faydasý oldu inanýn, çünkü beynimdeki “aniha”lar halen dipdiri duruyordu. Yaþýyor ve yaþatýyorlardý! ... Bir dostum hemen her mektubunun sonunu “derin ve duru kalýn” diye noktalar. Bir baþkasý ise “güzel arayýþ” diyerek baþlar. Yaþam ustalarýnýn sözlerini öðüt olarak alýrým ben. Bu yüzden, dinledim o öðütleri. Þimdi eskisinden daha derin ve duru olarak arayýþlarýmý sürdürüyorum… Saðlýcakla ve sevgiyle kalýn dostlar. Ve hayatýnýza bir gürgen dikin! ...***** ……………….. (*) National Geographic – Þubat 2004 (**) Bilimin Binbir Yüzü – Ahmet Ýnam, Vadi Yayýnlarý 1999 (***) Atlas – Mart 2004 Aniha – Abazalarca kutsal sayýlan ve üzerinde hiçbir yapý bulunmayan bir tür koru. Abhazya’da böyle 7 Aniha var… (****) Felsefe Tarihi – William S. Sahakian, Ýdea Yay. 1990 (*****) Abhazya’da inanýþ: Gök gürültüsü ve yýldýrým tanrýsý AFI, Hetsiya (gürgen) soyundan gelen annesinin himayesindeki gürgen aðacýný hiçbir zaman yýldýrýmla vurmaz. Bu yüzden Abazalar evlerinin etrafýna gürgen aðacý dikerler ve yapýlarda kullanýrlar.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Naime Erlaçin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |