30.Temmuz .2004 gecesi Ceviz Kabuðu programýnda Hulki Cevizoðluý ve yazar Alev Alatlý tarihi sayýlabilecek bir söyleþi yaptýlar. Programýn görünürdeki nedeni Alev Alatlý’nýn yazdýðý ‘Aydýnlanma Deðil Merhamt’ adlý son kitabý. Kitap Rus aydýnlarýný inceliyor ancak Türkiye’ye göndermeler var ve tarihi süreç içinde Rusya ve Türkiye arasýndaki paralellikler söz konusu ediliyor. Ayný zamanda Rusya’da yapýlan devrimin ‘yanlýþlarý’ göz önüne seriliyor.

Ýnanmasý güç ancak son söylediðim tümcedeki ‘yanlýþ’ sözcüðünü ‘tümüyle yanlýþ’ olarak deðiþtirebilirim.Çünkü devrimin düþünce temellerini atan ve uygulayan kiþilerin mason olduklarý gerçeði ile karþý karþýya bulunuyoruz. Karl Marx 33 kademeli mason örgütlenmesinin 32inci kademesine kadar yükselmiþ. Ayný þekilde V. Ý. Lenin ve yakýn arkadaþlarý Troçki ve Stalin de birer mason üyesi imiþ. Marx’ýn Yahudi olduðunu biliyoruz. Lenin’in de Yahudi olduðu, daha sonra adýný deðiþtirdiði iddiasý var.

Bunun nasýl böyle olduðunu anlamak için biraz daha gerilere bakmak gerekiyor. 1789 Fransýz devrimine ve onun bir anlamda þartlarýný saðlayan Voltaire’e. Aydýnlanma. Bu sözcüðün konuþulmasý ve neredeyse bir fikir akýmý olarak yayýlmaya baþlamasý o döneme denk geliyor. Bir bakýþla toplumlarý krallarýn, zorbalarýn ve ruhban sýnýfýnýn baskýsýndan kurtarmak için onlarý aydýnlatmak, bilgilendirmek anlamýna gelirken, baþka bir bakýþla bu amaç doðrultusunda henüz devlet yönetimlerine hakim olmamýþ burjuvazinin bir sýnýf olarak ortaya çýkmasý ve toplumlara sözde önderlik etmesi anlamýna geliyor.

Gerçi masonluðun geçmiþi çok daha öncelere gider ancak bu noktada belki yeni dünya düzenine aysak uydurma zorunluluðundan, belki de iþlerine öyle geldiði için masonlarýn anlayýþýnda bir deðiþiklik olduðundan söz ediliyor. Bu anlayýþ, -ruhban sýnýfýn devlet yönetiminden uzaklaþtýrýlabilmesi için- din ve devlet iþlerinin birbirinden ayrýlmasýdýr. Bu görüþü Alev Alatlý kitabýnda din ve Allah merkezli bir yönetim anlayýþýndan tümüyle bu dünyaya ait, insan merkezli bir yönetim anlayýþýna dönmek biçiminde açýklýyor. Böylece devlet yönetimindeki boþluðu burjuvazi dolduruyor.

!917 Rus devrimi sýrasýnda ise hemen hemen benzer þeyler oluyor ve aradan 80 yýl geçtikten sonra Rusya’nýn serbest ekonomi düzenine geçiþi yanýlmýyorsam böyle açýklanýyor. Birinci amaç Çarý devirmek, köylülüðe son vermek, ülkeye makineleri sokmak ve son olarak yönetimi ele geçirmek. Rus devrimi sýrasýnda Alev Alatlý ülkeyi üç gruba ayrýlmýþ olarak kabul ediyor. Rusçular, batýcýlar ve masonlar. Masonlar her iki tarafa da insan transferinde bulunuyorlar. Hangi taraf kazanýrsa kazansýn sonuçta masonlar kârlý çýkýyor.

Benzer süreçler bütün ülkelerde, bu arada Türkiye’de de yaþanýyor. Bu bakýmdan Alev Alatlý baþka bir konuya daha deðinerek Türkiye’deki insanlarý batýcý ve Türkçü olarak ayýrmak yerine AYDINLANMANIN TEZGAHINDAN GEÇENLER VE GEÇMEYENLER olarak ikiye ayýrýyor.

Konuyu bu biçimde ortaya koyunca ben dahil birçok kiþinin deðer yargýlarýný, bugüne kadar öðrendiklerini, doðru kabul ettiði düþüncelerini önüne koyup bir kez daha düþünmesi gerekiyor. Örneðin daha önce Rus devrimindeki dinsizlik ve masonluðun nasýl baðdaþabileceðini aklým almýyordu. Þimdi anlýyorum. Söyleþide Alev Alatlý bir örnek verdi. Doðru hatýrlýyorsam Napolyon’a kurulan yeni devlet düzeninde Allah’ýn rolünü sormuþlar. O da benim böyle bir sorunum yok demiþ. Yani Rusya’da ya da baþka bir yerde devlet iþleri yürürken artýk Allah’a danýþýlmayacak, gönderme yapýlmayacak demek oluyor bu.

Baþka bir noktaya daha deðinmek istiyorum. Bunlarý bilmek iyi. Gerçi solcular çok sarsýlýr ancak bu düþünceleri Türkçü olsun, þeriatçý olsun sað görüþlü bir kiþi kendi düþüncelerinden ve saplantýlarýndan taviz vermeksizin tümüyle kabul edebilir. Hatta biz yýllardýr bunlarý söylüyorduk bile diyebilirler. Bana göre ise konunun hâlâ eksik bir ayaðý var. O yüzden bir tarafa doðru devriliyor. Ben geleceði ve doðruyu geride deðil ileride görüyorum. Geçmiþ geçmiþtir ve bir daha geri dönülemez. Sorunlar çözülecekse yanýtlarýný gelecekte aramalýyýz.

Söyleþide Alev Alatlý Türkiye aydýnlarýný da eleþtirdi. (Bu arada ‘Aydýn’ sözcüðü aydýnlanmadan gelmekte) Atilla Ýlhan da, Aziz Nesin de eleþtirmiþti.

Haksýz deðiller.

M. Sinan Gür
31.Temmuz.2004