Yýllardýr çevremdeki evli kadýnlarýn eþlerine bakýþlarý ve tavýrlarý üzerinde yaptýðým gözlemlerden bazý sonuçlar çýkardým. Bunlar hiçbir araþtýrma, inceleme, belge vesaireye filan dayanmayýp tamamen kendi görüþlerimdir. Bence evli kadýnlarý eþlerini nasýl gördükleri bakýmýndan üç kategoriye ayýrabiliriz.

1. Kocasýný bankamatik olarak gören kadýnlar. Bu kadýnlarýn ta bekarlýk günlerinden itibaren en büyük hayali kariyer sahibi ve cebindeki yüksek limitli kredi kartlarýnýn sayýsýný kendisi bile bilmeyen bir koca bulup yaþamýnýn geri kalan dönemini adamcaðýzýn banka hesaplarýný fare misali günbegün kemirerek geçirmektir. Çevrelerinde kendilerine yeþil ýþýk yakan bu tip erkekleri fark ettikleri anda da avýnýn yaklaþtýðýný hissetmiþ bir aslan misali gardýný alýr ve adamý kafalamak için ellerinden gelen þirinliði artlarýna koymazlar. Temel düþünce tarzlarý þöyledir “Elde edene kadar pohpohlayayým da imzayý bastýktan sonra dize getirir kendime kul köle ederim, sonra da o çalýþýr kazanýr, ben hayatýmý yaþarým. Zaten erkeðin baþka iþi var mý ki? Karýsýna bakmak, o ne derse yapmak ve ne isterse almak zorunda, di mi ama?” O insanla kafaca anlaþabilmek, iyi arkadaþ olabilmek ve ortak noktalar bulabilmek filan hiiiç önemli deðildir. Zaten evde de normal bir evlilik hayatý olmayacaktýr. Adam her gün saatlerce çalýþýp kendini paralarken kadýn ya arkadaþ davetleri, ya bitmek bilmeyen alýþveriþler, ya da güzellik ve spor salonu ziyaretleri ile vakit geçirecek ve bunlarý yaparken de kocasýnýn kazancýný “itina ile hüpletecektir”. Karþýlýðýnda kocasýna pek fazla þey sunmaya da çalýþmaz. Bu tür kadýnlarýn tamamý olmasa da büyük bölümü ortalamanýn üstünde güzeldir ve bu kadarcýk bedelin de erkeðe yeterli olacaðýný düþünürler “aman caným iþte fýstýk gibi karýsý var ya, daha ne istiyo ki?” Ortalamanýn altýnda olan kesim de bir þekilde cinsel cazibesiyle adamý elinde tutmaya çalýþýr. Tabi her þeye raðmen neredeyse yüzde yüz mantýk (daha doðrusu koca yolma mantýðý) üzerine kurulu bu tür evlilikler de yýllar boyu sadýk kalýnmasý da pek beklenemez. Arada gerçek anlamda sevgi ve saygý olmadýðý için kadýnýn ya da adamýn gözü arada baþka taraflara da fýrtabilir ama ev sýnýrlarý içinde herkes hayatýndan memnun olduðundan kimse boynuzlanmayý fazla umursamaz. Özellikle de kadýn “aman caným nikahý bende ya, dönüp dolaþýp yine bana gelecek, onu býraksam bi daha öyle zengin kocayý nerden bulacam bu yaþtan sonra, zor iþ” diye düþünür ve her mevsim gardýrobunu yenilemeye ve her sene alýp baþýný Amerika senin Uzakdoðu benim tatillere gitmeye devam eder. Tabi bu tatiller sýrasýnda adam da özgürlüðün tadýný boool bol çýkarýr.

2. Kocasýný ev arkadaþý olarak gören kadýnlar. Bu gruptaki hatunlarýn büyük bölümü bir altýn bilezik edinmiþ, ayaklarý üstünde durabilen ve öyle çok büyük ve çýlgýn aþk, derin ve yüce sevgi adamý olmayýp yine de hayatlarýnda ve evlerinde arada iki laf edecekleri ve koluna girip saða sola gidebilecekleri bir erkeðin varlýðýný isteyen, kýsaca tek baþýna yaþlanýp gitmekten korkan kadýnlardýr. Bunlar genellikle sakin yapýlý, iyi bir ev arkadaþý olacak, ona sadýk kalacak ve evde hýr çýkarmayacak bir koca ararlar. Genel anlamda özgürlüklerine düþkündürler aslýnda, öyle kocasýnýn “nereye gittin, kimle gittin, kaçta gittin, kaçta gelecen” filan gibi detektifvari soru silsilelerine muhatap olmaktan, giyimlerine kuþamlarýna karýþýlmasýndan ve eþlerine hesap vermekten pek hoþlanmazlar. Bir taraftan evli olma fikri hoþlarýna gider, yani eþlerinin onlar için bir þeyler yapmasýndan ve bu hoþluklarý bir ömür boyu garantiye almýþ olmaktan zevk alýr ama diðer yandan kendileri onlar için pek fazla yorulmak istemezler. Temizlik, yemek, cinsellik gibi konularda ancak eþlerinin isyan etmemesine yetecek düzeyde “kadýnlýk” yapar ama eþlerinden her alanda dolu dolu “erkeklik” beklerler. Sýrf eþlerini mutlu edebilmek adýna, içinden gelerek ufak ya da büyük bir þeyler yapmak pek onlarýn harcý deðildir, eþleri bu konuda son derece anlayýþlý ve iyi niyetli olsa ve onlar için daðlarý delse bile…”Evlendim, karýsý oldum diye onun için kendimi paralamak zorunda deðilim, o eskidenmiþ” diye düþünürler. Kýsaca ortada bir evlilik varmýþ gibi görünmesine ve aslýnda arada bir derece sevgi olmasýna raðmen gerçek anlamda hayat paylaþýlmamakta, kadýn kocasýnýn kendine sunduðu maddi manevi her þeyin tadýný son damlasýna kadar çýkarmasýna karþýlýk, ona çoðu zaman “tek aþký” deðil de sadece arkadaþýymýþ muamelesi yapmaktadýr.

3. Kocasýný hayat arkadaþý olarak gören kadýnlar. Bunlar evlilik çaðýna, evliliðin özünü kavrayarak gelmiþ hatunlardýr. Sevgi, saygý, sadakat ve anlayýþ bunlar için çok önemlidir. Düþünce tarzý ve hayat felsefesi olarak kendilerine yakýn duran ya da en azýndan aradaki saygý ve anlayýþ sayesinde ortak bir noktanýn kolayca bulunabileceði erkekleri tercih ederler. Adamýn iþi, kariyeri ve cebinin þiþkinliði burada da önemli kriterler olmakla beraber, aradaki ruh uyumunun þaþýlacak derecede mükemmel olduðu hallerde o kiþi ile beraberliðini her koþul altýnda sürdürebileceðine, kýsaca “onunla yaþlanmak istediðine” inanan bir kadýn için maddiyat çok da belirleyici olmaz çünkü sonuçta hayatýn tüm yükü erkeðin omuzlarýnda deðildir ve karý koca birbirine daima destek olmalýdýr. Bu kadýnlar eþleriyle bir þeyler yapmaktan büyük zevk alýrlar. Baþ baþa yenen bir yemekten tutun da her þeyi boþ vererek hayattan “kaçýlan” üç beþ günlük bir tatile kadar, eþiyle birlikte attýðý her adým kadýn için mükemmel bir deneyimdir. Eþi onda öyle bir saygý ve güven uyandýrmýþtýr ve arada öyle güçlü bir aþk vardýr ki, kadýn bu dünyaya o adamýn eþi olmak için geldiðini düþünür. Hayatýndan da evliliðinden de büyük keyif almaktadýr ve evi ve yuvasý için birþeyler yapmaktan çok hoþlanýr çünkü hayat ve hayatýn içindeki her þey paylaþýldýðý zaman ve özellikle de, bilinen deyimle “birlikte ayný yönde bakabildiðiniz” bir insanla paylaþýldýðý zaman bambaþka bir anlam kazanmaktadýr.