..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Güzel birþeyin fazlasý harika olabilir -Mae West
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Pastorel > Duru Karal




27 Nisan 2004
Yeniden Bir Küçük Yaprak  
Henüz üç-beþ santim boyunda mutlu ve masumdu

Duru Karal


Benjamin’nin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemiþti ki rüzgar yeniden kavradý; silkeledi. Bastýðý yerin ayaklarý altýndan savrulmasýyla iyice yapýþtý bulunduðu dar, sýska dalýn ucuna. Kök sapýndan eðildi, saða sola sarktý uçuþan baþýný telaþl


:BIED:
Yahut yeþilleri düþün
Tam tepelerden bakarak
Görüyorsun
Rüzgarlý bir yaprak


Dün gök gümbürdeyip durdu. Bu günde gökyüzü, kendini birkaç kaba-kalýn köpükle donatýrken, gün ýþýðý bulutlarýn arasýndan sýyrýlýp ormanýn üzerine sarý bir leke gibi düþüyor, yüksek tepelerden çýkýp gelen rüzgar; ne kadar yayýlmýþ sarý leke varsa soluðunun bir itiþiyle gözden yok olup götürüyordu. Etrafta küçük toz kümeleri döneniyordu.
Salt dikenlerle, çam aðaçlarýnýn berisinde soluk cýlýz renkli çiçekleri kalmýþ zakkumlar, sýk yeþil yapraklarý hemen hemen yanýk bir renge dönüþmüþ sarmaþýk, asilce yalpalayan çýnar, yapraklarýný döken kauçuk, taþlarýn arasýndaki otlar; dün içtikleri yaðmurdan sonra boðazlarýna kadar sevince boðulmuþlar, yerde duran çürümüþ kütük, gün boyunca benjamin yapraðýna bakýp gülümseyip durmuþtu.
Oysa küçük Benjamin; böyle rüzgarlý günlerde dikildiði yerde, korkunç bir yorgunluk, dinmez bir yürek çarpýntýsý içinde kalýr, hep tetikte hep tedirgin beklerdi. Çünkü bu rüzgar bedenini, dalýndan ayýrýp bir anda yere indirebilir, onu yok edebilirdi. Onun için dalýndan ayrýlmak ile ölmek arasýnda bir fark yoktu.
Henüz üç-beþ santim boyunda mutlu ve masumdu. Dünya ne kadar güzeldi, böylesi dokunulmamýþ bir güzelliðin içinde olmak, doðanýn yarattýðý bu olaðan üstü vahþi ormanda bulunmak, nefes alabilmek, yaþamak ne büyük þanstý...Buradaki mantarlarý, böcekleri, sincaplarý, yaban meyvelerini, kirpileri, nemli çürük yapraklarý daha çok sevmeden uçup gitmek istemiyordu. Bu haksýzlýktý! Daha, diðer arkadaþlarý gibi boynunu alabildiðince gökyüzüne uzatacak, güneþe, yaðmura yüzünü yýkatacak, hatta ‘anne’ olup, yavrularýna örümcek aðlarýndan salýncak yapacak, hele de gecenin ay ýþýðýyla dans edip þýmaracak, uçlarý kurumuþ dallar ona bakýp gülümseyeceklerdi...
Benjamin’nin yüzündeki o umutlu gülümseme henüz sönmemiþti ki rüzgar yeniden kavradý; silkeledi. Bastýðý yerin ayaklarý altýndan savrulmasýyla iyice yapýþtý bulunduðu dar, sýska dalýn ucuna. Kök sapýndan eðildi, saða sola sarktý uçuþan baþýný telaþla çýrptý. Çirkin gözlü bir kertenkele otlarýn arasýndan sýyrýlýp selvi aðacýnýn dibine oradan da bodur çalýlarýn altýna telaþla kaydý. Sanki bir þeylerin geliyor olduðu hissine kapýlmýþ korunmaya çalýþýyordu. Gözden yok oldu. Yel bir an duraklayýp kendi diliyle bir þarký söyler gibi yeniden onu sýrtýna aldý. Hýzla yukarý attý. Benjamin, gökyüzünü bedeninin altýnda görecekmiþ gibi korktu. Bir kez daha onun aðýrlýðý altýnda esnemeye, sallanmaya baþladý. Her savrulmada artan bir korkuyla diðer yapraklara sarýlýyor onlarla birlikte havalanýyor, havalanýyor rüzgar gülü gibi dönüp duruyordu. Bu kez rüzgarýn aðýrlýðý biraz daha eðmiþti o küçük bacaklarýný. O zaman anladýk ki bulunduðu dalýn inceliði darlýðý çok daha tedirgin ediciydi. Hele en saðlam yerinin en güvenilmez oluþu büyük þansýzlýktý doðrusu. Yel yeniden ona yaklaþtý. Ayaklarýndan çekti. Tekrar yukarý savurdu. Ürperdi. Rüzgar, kökünde dolanan bir yýlan gibi soðuk nefesini ona doladýkça daha çok ürperiyor, bir aþaðýya bir yukarýya inip kalkýyordu. Böylesi bir rüzgar fýrtýnasý görmemiþti þimdiye kadar. Gözlerini yumdu ve “Ah! bu sefer bitti düþeceðim.” Dedi. Çaresizlikten anlýk bir kurtuluþ adýna omuzlarýný dala yasladý, yalpaladý: usul usul geri çekildi, bedenine doðru kývrandý. Karný nerededeyse yapýþtýðý dalýn üzerinde. Kalakaldý. Yel yavaþlamýþtý.
Gözlerini açtý. Ýçinden kocaman bir “oh” çekti. Ürkek bir iki kýmýltýyla sendeledi sarsýntýda yalpalayarak, döndüðü yavaþlýkta dalýn ucuna doðru bakýndý. Hâlâ gün ýþýðýndan yoksun aðaçlar, yaðmur beklentisiyle þenlenip rüzgarýn keyifli esintisiyle dansa durmuþlar onun korkulu bekleyiþine yok olup gitmesine hiç aldýrmadan salýnýyorlardý. Hele o çürümüþ kütük yine ona bakýp kaygýsýzca gülümsüyordu. Oysa kendisi var olamanýn, sað kalmanýn telaþýndaydý. Bütün sesleri, yankýlarý ölçüp biçti. Topraktan, diðer arkadaþlarýndan, çevresinde yaþayan, yaþamayan tüm nesnelerden yüksek sayýsýz türde titreþim alýyor, dinliyor, tüm gövdesine yayýlan incecik sinirleri geriyordu. O zaman anladý kýsa gövdeli kýsa bacaklý bir yaratýðýn koþarak üzerinden geçtiðini. Ýlk kez bir ziyaretçi varlýðýndan tedirginlik yerine sevinç duyuyordu. Gökyüzünün telaþý onunda telaþý olmuþ, çýkardýðý bet bir hýþýrtýyla, komik, küçük, rengarenk tüylü bedenini kývýrarak hýzlý hýzlý yürüyordu. Ama bu tüylü bedeni günün ýþýðý altýnda koyu bir renge büründüðünde dev cüsseli bir yaratýk gibi görünüyordu. Ufak bir yaratýktý aslýnda. Aðaçlarý mesken tutan bir memeliydi sanki...Geri döndü. Zýplayarak yaklaþtý. Benjamin’e baktý. Göz göze gelebilmek için kýrýlýrcasýna eðilip, gülen ýþýklý gözleriyle bakarken, kafasý ve diþleri parladý. (Sanýrým bakýþlarýyla diþileri cezbeden bir erkek olmalýydý.) Bekledi. Onu didiklemeye henüz karar vermemiþti ki, küçük tüylü burnunu uzatýp kokladý. Kanatlarýný hýzla kaldýrýp indirdi. Karar verip aðzýný açtýðý sýrada rüzgar, eskimiþ reçine kokusu yayarak hýzla esti. Uçuþtular...
Benjamin’nin damarlý bedenine sýk sýk yerleþen derin bir çizgi , birçok ince çizgiye ayrýlarak bütün bedenini kapladý. Ýyice buruþtu. Baþýný öðe eðip kollarýný ve bacaklarýný iki yana þaþkýn bir çocuk gibi savurdu. Aþaðýda küçük bir kanatýn çýrpýþýnýn yanýnda sonsuz alacalý lekeleri, çizgileri, yukarýda o kocaman ölümcül griliði gördü. Baþý döndü. Korkusu tazelenmesiyle þakaklarýndan ince bir ter sýzdý. Bu duygusunu yenmesi için bir þeyler yapmasý gerekiyordu. Beklemek hiçbir þey yapmadan beklemek daha çok artýrýyordu korkusunu. Bu belki de; dalýndan ayrýlmak, daha az tehlikeli yere gitmek olabilirdi. Ama...Ama. O zaman ölmüþ olmaz mýydý? Belki de olmazdý! Kopup gittiðinde, bu rüzgar yaðmuru...dünkü yaðmuru davet ederse topraða düþtüðünde artýk bütün tehlikeler bitmiþ olurdu. O zaman korunur, beslenir, susuzluðunu giderirdi. Bu olasýlýk yüreklendirdi onu. Doðruldu. Her sarsýntýda durarak, rüzgarý koklayarak, baþýný iyice dik tutarak bakýndý. Önündeki sonsuz boþluða doðru küçük bir kýpýrtýyla gülümsedi...
Kuru otlarýn altýnda gezinen küçük canlýlarýn, devinen aðaçlarýn, zakkumun üstündeki cýrcýr böceðinin, art arda düþen çam kozalaklarýnýn bir koro arsýzlýðýyla çýkardýklarý seslerinden ürkmeden, dikildiði yerde; bütün gövdesiyle her türlü olasýlýða hazýr rüzgarýn sert vuruþunu bekledi. Ayaklarýný gerdi. Geri çekilmek fikri ne kadar çekiciydi oysa. Yel sesini çýkartmadý. Sadece, bir kuzeyden yüksek tepelerden geliyor sonra dönüyor batýdan üflüyor dalýndaki bütün yapraklarý sakince sallýyordu. Sabýrsýzlanmaya baþladý. Yorgunluktan bitmiþti. Tam o sýrada çýkarttý rüzgar, güçlü kýlýfýndan esiþini. Sertçe çarptý yapraða. Sýçradý. Ýnip kalktý. Yerinde savruldu. Bir süre havada baþý önünde döndü, geniþ yaylar çizerek uçtu, alçalmaya baþladý. Artýk yelden de tehlikeli bir yere gidiyor olmalýydý. Ýri tozlu bir damla düþtü bedenine. Daha hýzlý kaydý. Ardýndan daha kocaman bir damla daha. Sýrtýna vurduðu anda kapaklandý. Topraða.































Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þýmarýk
Yalnýz Ruhlara Viþne Reçeli
Kalýpçýnýn Kalýplarý
Kalýpçýnýn Kalýplarý
Kalýpçýnýn Kalýplarý

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bayan Fare'nin Gözyaþlarý [Deneme]
Öykü Yazýyoruz [Ýnceleme]


Duru Karal kimdir?

Mekânýn ve zamanýn araçlarýndan yeni zamanlar ve yeni mekanlar yaratabildiði için, edebiyat hâlâ vazgeçilmezim, yazmak ise geniþ zaman büyüsüdür benim için. . .

Etkilendiði Yazarlar:
Adalet Aðaoðlu/Sabahattin Ali/ Sait Faik A./Yusuf Atýlgan/Bruno Shutz/ Contazar/Bedri Karasu/ Oðuz Atay/


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Duru Karal, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.