Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire |
|
||||||||||
|
düþünüyorum da ne kadar çok yitirmiþ ve ne kadar çok bulmuþum seni... Bir sen özgürlüðü seçmiþsin bir ben... Bir ben alýþmaktan korkmuþ ve kaçmýþým bir sen... Hiç sýkýlmadan ne kadar uzun yýllar oynayabilmiþiz bu oyunu... Mutluluða gösteremediðimiz tüm sabýrlarýmýzý tüketivermiþiz hüzünlerimiz uðruna... Birbirimize karþý iþlediðimiz ihanet suçlarýnýn hiçbirini iþlememiþiz bu oyuna karþý... Hep yarým kalmýþ ve hep devam etmiþ hikayemiz... Hep devam etmiþ akrep ve yelkovanýn hikayesi... ...... Bir erkeði anlatýr yelkovan... Hep, bir yerlere veya bir þeylere geç kalmak üzereymiþ gibi koþuþturan, hep, günlük bile deðil “saatlik” yaþayan bir erkeði... Gözü sadece önündeki yaþanmamýþlardadýr, geçmiþte kalanlarý silip atmaya çalýþýr sadece... O, akrep gibi deðildir... Akrep, tüm hayatý küçük ve sevimli bir kaplumbaða gibi yavaþ yavaþ yaþar... Her aný deðerlidir... O bir nefes aldýðýnda, bir adým attýðýnda çok insan için bir seviþme baþlayýp bitmiþ olur belki ama o, her þeye raðmen doðru erkeði bekleyen bir kadýndýr... Her hangi bir saatin içinde kesiþir yollarý... Bir süre ayný odanýn içinde birbirlerinden habersiz yaþarlar belki... Ama er ya da geç tanýþma vakti gelir ve (Havva’nýn Adem’den baþka seçeneði olmadýðýný anladýðýnda yaptýðý gibi ) aþýk olur akrep, erkeðe... Yelkovanýn da çok zamanýný almaz (Adem’in yalnýz kalmamanýn nasýl bir þey olduðunu öðrenebilmek için Havva’yý istemesi gibi) kadýnýna aþýk olmasý... Geçmiþin bugüne býraktýðý en deðiþmez ve en katý kurallý oyunudur aþk ve oynarlar bu oyunu tüm alýþýldýk kurallarýyla... Tek vücutlardýr artýk... “Saat on iki olmuþ”, der insanlardan biri diðerine, artýk uyku vakti geldi...” ” Anne saat altý buçuk, pembe dizin baþlamýþ...” Sessiz sedasýz sürer aþklarý, hayatýn zamana endekslenmiþ tüm sýradanlýklarýna inat... Sonra her aþkta olduðu gibi onlarýn da sýradanlaþýr hayatlarý... Heyecanlar yerlerini alýþmýþlýklara býrakýrlar... Ve aþkýn en acýmasýz kuralý gösterir kendini saklandýðý yerden... Zaman eskitir sevgileri... Adam, arkasýna bile bakmadan çeker gider ve yalnýz býrakýr akrebi uçsuz bucaksýz gibi görünen kapkaranlýk bir gecenin orta yerinde... Kadýn aðlar, mendiller tükenir... Kadýn aþktan nefret eder, sözler verir kendi kendine gelecekte yapmayacaklarýna dair, kapýlarda býrakýlmýþlýðýn verdiði kimsesiz öfkelerini kusarak... Akrep bir daha kimseye güvenmeyeceðini söyler defalarca benliðine... Uçlarda yaþamaya baþlar... Ya aðlar saatlerce ya da gülmeye baþlar birden olur olmaz her þeye... Ya yemeðe verir kendini, bir zamanlar yelkovanýna daha akrepsi görünebilmek için savaþ verdiði tüm rejimlere inat, ya da bir lokma geçmez, erkeðin giderken býraktýðý sözlerin saplanýp kaldýðý boðazýndan... Ya insanlardan nefret etmeye baþlar ya da aþýk olur önüne ilk çýkan yelkovana... Kadýnýnýn “ne olur gitme”lerine týkamýþtýr kulaklarýný yelkovan... Akrebe yapamadýðý açýklamalar ardý ardýna geçer aklýndan... “Aþk heyecandýr, aþk dokunmaktýr, hem doktorlar ne diyor en uzun aþk bile üç yýl sürermiþ...” Daha güçlü görünmek için söylenen bu zehirli yalanlar, içindeki tüm acýma yetilerini de alýr erkeðin... Geriye dönüþ yolunu týkamýþtýr çoktan yeni heyecanlara koþma isteði... Yelkovan için, kadýnýnýn aksine, tek bir seçenek vardýr... Önüne çýkan ilk akrebe boyun eðecek, ilk heyecanýn, ilk duygusuz seviþmenin adýný aþk koyacaktýr... Ayný saatin içinde dönüp dolaþan her akrep ve her yelkovanýn kaderleri, saatlerle ölçülen zamana göre bir saat, aþka göre ise birkaç yabancý seviþme sonrasýnda tekrar kesiþir çünkü bazý insanlar sadece birbirleri için yaratýlmýþtýr... Köþeden dönüverir birden erkek, göz göze gelirler... O an hiçbir yazarýn kaleme alamayacaðý kadar çok düþünce, hiçbir kalp çarpmasýnýn hissedilemeyeceði kadar bir hýzda geçer gider akýllarýndan... Sonra birden bir “merhaba” dökülüverir birinin dudaklarýndan... Kimin söylediði önemli deðildir o an, tek düþündükleri birbirlerine hala eskisi kadar “tanýdýk” olduklarýdýr... Birden birleþiverir bedenleri... Meðer ne kadar sýcakmýþ o hala, ne kadar özlemiþlermiþ meðer birbirlerini... Ayný saatin içinde biten her aþk, saatlerle ölçülen zamana göre bir saat, aþka göre ise birkaç yabancý seviþme sonrasýnda tekrar baþlar çünkü bazý insanlar sadece birbirleri için yaratýlmýþtýr... Zaman hiçbir acýyý unutturamaz belki, ama, o an her þeye raðmen mutlu olduklarý gerçeðini görebilecekleri kadar eskitir... Yeniden birlikte olabilmek o kadar güzeldir ki... O kadar güzeldir ki unutulmaya yüz tutmuþ tüm sevmeleri yeniden hatýrlamak, yeniden ayný þarkýlarý beraber dinleyebilmek ve kitaplýklarýnda hala ayný kitaplarýn olduðunu fark etmek... Mutludurlar... Çünkü güzel olan hiçbir þeyin deðiþmediðini görmeye çalýþmak, baþarýsýz olana dek, aþkýn en zevkli ve en mutlu oyunudur... Ama ayný saatin içinde yeniden baþlayan her aþk, saatlerle ölçülen zamana göre bir dakika, aþka göre ise birçok duygulu seviþme sonrasýnda tekrar biter çünkü bazý acýlar sadece, ayný insanlarýn mutlaka tekrar yaþamalarý için yaratýlmýþtýr... Zaman hiçbir seviyi unutturamaz belki, ama sadece; eski acýlarýn ölmediðini, yalnýzca halýnýn altýna aceleyle atýlýverdiðini ve her an hatýrlanmaya hazýr olduðunu gördükleri ana kadar güzel kalmasýna izin verir... Yeniden acýtýlmak o kadar kötüdür ki... O kadar kötüdür ki unutulmaya yüz tutmuþ tüm kavgalarý yeniden yapmak, hayatlarýndaki her þeye yeniden alýþmak... Mutsuzdurlar... Çünkü halýnýn altýna aceleyle atýlan hiçbir acýnýn yok olmadýðýný görmek ve tüm alýþmýþlýklara yeniden “merhaba” demek aþkýn en acýtan oyunudur... Her þey sýralý ve kurallý bir döngü içinde devam eder... Tekrar baþlar aþklar, yeniden biter ama akrep ve yelkovanýn hikayesi aþka dair bitmeyecek tek hikayedir; zaman, bir gün saat tam on ikiyi gösterdiðinde durmadýkça... ...... Karanlýk bir geceden geriye dönüp baktýðýmda düþünüyorum da ne kadar çok yitirmiþ ve ne kadar çok bulmuþum seni... Bir sen özgürlüðü seçmiþsin bir ben... Bir ben alýþmaktan korkmuþ ve kaçmýþým bir sen... Hiç sýkýlmadan ne kadar uzun yýllar oynayabilmiþiz bu akrep ve yelkovan oyununu... Þimdi sonu gelmeli bu oyunun... Ýkimiz de sýkýlmadýk mý geçmiþten kalma öykülerimiz yüzünden yarýna bakamamaktan... Þimdi bitirmelisin bu oyunu... Ya bekle zamanýn duracaðý günü bu sonu gelmeyen ayrýlýk ve kavuþmalarla, ya da çýkar bu saatin pillerini saat tam on ikiyi vurduðunda...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ibrahim koçyiðit, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |