..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi baþka. -Orhan Veli
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aný > Kâmuran Esen




5 Eylül 2003
Yaramaz Ýsmail Abi  
Kâmuran Esen
Hayali cihan deðer anýlar.........


:DHJC:
























Çocukluðumda ne çok arkadaþým vardý. Nimet, Hayriye, Fatma, Hatice, Ýsmail Abi, Nurettin falan......Arkadaþlarýmýzýn hemen hepsini çok seviyordum. Genelde çok iyi anlaþýyorduk, birlikte çok güzel oyunlar oynuyorduk. Yalnýz Ýsmail Abi, - ne desem bilmem ki - bazen iyiydi, bazen de kötü. Ne zaman ne yapacaðý hiç belli olmazdý. Biraz da kavgacýydý hatta dövüþken. O nedenle korkardým kendisinden. Çünkü tanýdýðým çocuklarýn en yaramazýydý. Hani “ Düz duvara týrmanýr.” derler ya, öyle bir çocuktu. Annemin bize “ yapmayýn ” dediði þeylerin neredeyse hepsini yapýyordu.

Yaramazlýðý yüzünden sýk sýk annesinden dayak yer fakat yapacaðýndan geri kalmazdý. Onun yediði dayaðý bir baþkasý yeseydi, hastanelik olurdu. Galiba o sopaya piþmiþti. Komþular öyle söylüyorlardý. ” Sopaya piþmek ”
- annemim söylediðine göre - sopa yemekten bir ders çýkarmamak, yapacaðýndan vazgeçmemek anlamýna geliyormuþ,. O kadar dayak yer, gözünden bir damla yaþ akýtmazdý. Ne caný gür bir çocuktu. Yer dayaðý, “ Acýmadý ki acýmadý ki.” diyerek annesine sýrýtýrdý. Annesi beddua ederdi ona; ” Ýlâhi boyun posun devrilsin çocuk!” derdi. Boyu posu devrilmek, ölmek demekmiþ....Çok yaramazdý ama, yine de onun ölmesini istemezdim.

Çoðu zaman annesi onu tutup dövmeyi baþaramazdý. O kaçar, annesi kovalardý. Kazara yakalandýðý zaman da annesinin elinden cýva gibi kayar giderdi. Tutabilene aþk olsun! Çünkü çok iyi koþardý, kaçarak dayak yemekten kurtulurdu. Birkaç defa annesinden kaçýp, bizim eve gelmiþti. Kendisini çok ayýplýyordum. Ben ve kardeþlerim onun yaptýðý þeyleri yapmýyorduk. Biz akýllý çocuklardýk(!).

Bir gün yine kaçýp bize geldiðinde; “ Þimdi annenden kaçýp dayaktan kurtuldun. Fakat eve nasýl olsa gideceksin, sonunda yine dayak yiyeceksin ” dediðimde; arsýz arsýz sýrýtýp omuzlarýný silkeleyerek, “ O zamana kadar annemin hýrsý geçer, hatta bazen beni döveceðini unutur bile. Boþ geeeeç!” demiþti. Bana kalýrsa, kaçtýðý için, annesi daha fazla sinirlenecek, belki daha fazla dövecekti. Aslýnda dövmekle terbiye olmazmýþ çocuk, annem öyle diyor. Ben onun annesi olsaydým, dayaktan anlamadýðýna göre, ona baþka cezalar verirdim...Hiç þeker vermemek , dýþarýda oynamasýna izin vermemek gibi. Ya da onu gece karanlýk bir odada yatýrmak gibi. Hem de tek baþýna. Korkunca, aklý baþýna gelirdi belki.
Ýsmail Abi’nin yüzünden baþýmýza neler geldi neler. Sýcak bir yaz günüydü. Hava kararmýþ, erkek kardeþim eve dönmemiþti. Zavallý annem meraktan delirecek gibi olmuþtu. Babam iþi nedeniyle bir yerlere gitmiþti. Hemen en yakýn komþularýmýza haber verdi annem. Gecenin karanlýðýnda, komþu amcalar onu aramýþlar, bulamamýþlardý. Saatler ilerliyor, ama kardeþim bulunamýyordu. Yer yarýlmýþ, sanki kardeþim içine girmiþti. Küçücük köyde kimse bulamamýþtý onu. Yoksa baþýna bir kaza mý gelmiþti.

Babam, tam biz kardeþimi ararken köye gelmiþ, hýzýr gibi imdadýmýza yetiþmiþti. Kardeþimin yokluðunu öðrenince, babam da komþularla beraber kardeþimi aramaya baþlamýþtý. Hem kýzgýndý, hem üzgün. Annemden habersiz çekip gittiði için kardeþime çok sinirlenmiþti. Komþular; ellerinde fenerlerle kardeþimi arýyorlardý. Çok korkmuþtum o akþam, kardeþim bulunmayacak diye. Ýçim bir kýsýmdý, yani bir avuç. Bu duyguyu annemden öðrenmiþtim. Annem bir þeye çok üzüldüðünde; “Ayh! Ýçim bir kýsým.” derdi. Ýþte benim içim de öyleydi. Küçülmüþ küçülmüþ, bir avuç kalmýþtý.

Neden sonra, Ýsmail Abi ile birlikte çýkýp geldi kardeþim. Hem de taaaaa yatsý namazýndan sonra. Bir eþeðe binmiþler kucak kucaða, türkü söyleye söyleye...Sanki ne eþek kaçmýþ, ne semer düþmüþ. Sanki onlarca kiþi onlarý aramýyor gibi, sanki eve geç kalmamýþlar gibi. Kardeþim sað salim gelince, o bir avuç kalan içim büyümeye baþladý birden. Onu kaybetmiþ de yeniden bulmuþ gibi oldum. Meðer Ýsmail Abi “ Biraz sonra döneriz.” diyerek kardeþimi kandýrmýþ, uzak bir köye götürmüþ. Kardeþim de tek baþýna geri dönemediði için, Ýsmail Abinin köyümüze dönmesini beklemek zorunda kalmýþ, böylece gece olmuþ. Yani bir bakýn þu Ýsmail Abi’nin yaptýðýna. Þimdi gel de dövme bu çocuðu. Kaþýnýyor caným, kaþýnýyor. Yoksa durup dururken bir çocuk neden dayak yesin ki!...........Neyse ki Ýsmail Abi dayak yemedi kimseden. Her önüne gelen azarladý kendisini. O da baþýný öne eðdi. Süt dökmüþ kedi gibi oldu. Sanki olduðu yere çakýlmýþ gibi, hiç kýpýrdamadý. Dayak yerim belki diye, kaçmaya bile kalkýþmadý. Akýllanacak mý n’apacak. Belli mi olur! Bir bakarsýnýz bir gün, birdenbire uslanývermiþ Ýsmail Abi. Zeten annem de öyle diyor. Ýkide bir “ O da akýllanýr o da akýllanýr, gün ola harman ola. ” deyip duruyor. Göreceðiz bakalým.

Kardeþim , komþumuz Fazlý Dayý’nýn araya girmesiyle, babamdan dayak yemekten kurtulmuþtu. Gerçi babam bize fiske bile vurmazdý ama, o gece galiba ilk dayaðýný atacaktý. Kardeþim bulunmuþtu ya, dayak yese de önemli deðildi. Dayak yemekten insana bir þey olsaydý, Ýsmail Abi’ye olurdu. Azýcýk aðlar, sonra susardý kardeþim. Bulunmuþtu ya, dayak yemesine razýydým. Baþýna bir þey gelseydi Allah korusun, daha mý iyiydi? Aslýnda biraz da hak etmiþti dayaðý. Komþumuza dua etsindi. Yoksa görecekti gününü...Sen ne diye uyarsýn Ýsmail Abi’ye! Ne iþin var gece yarýsý sokaklarda! Henüz parmak kadar çocuksun sen.

Ýnsan annesinden habersiz öyle çekip gider mi! Oysa annem kaç sefer tembih etti bize; “ Benden habersiz sakýn bir yerlere gitmeyin.” diye....Ya , kardeþimi gecenin karanlýðýnda kurtlar yeseydi, ya eþek üstünde gelirken düþüp bir yerini kýrsaydý? N’apardýk biz o zaman? O bizim en küçüðümüzdü, ailecek üzerine titrediðimizdi. Demek ki sevelim derken þýmartmýþýz keratayý. Beni de çok seviyorlar ama, ben hiç þýmarmýyorum. “ Ne güzel gözleri var bu kýzýn!” dediklerinde, seviniyorum ama, þýmarmýyorum. Annemim diktiði kýrmýzý, kolsuz elbiseyi giydiðimde çok güzel oluyorum ama yine þýmarmýyorum. Hele ablam ! Benden sadece bir yaþ büyük ama, hepimizden akýllý. Ýkide bir bana “Yapma, etme!” der durur. Ben de onun sözünü tutarým. Annem öyle dedi bana.” O senin büyüðün, büyüklerin sözü tutulur” demiþti. Hem ablam beni çok sever. Annemim bize sayarak verdiði, asla hak geçirmediði þekerlerinden bile verir . ” Benim caným istemiyor, benimkileri de sen ye.” der bana. Caným ablacýðým!

Ýsmail Abi okulda da rahat durmazdý, öðretmene yapmadýðýný býrakmazdý. Öðretmenimizin, onu dövmemek için zor sabrettiðini anlardým O benden bir sýnýf üstteydi ama ayný sýnýftaydýk. Birinci, ikinci, üçüncü sýnýfa gidenler ayný sýnýfta yani. Çünkü okulda bir öðretmen var. Baþka öðretmen olsa ne olacak ki! Okulun tamamý bir sýnýf, bir tuvalet, bir de öðretmenimizin odasý....

Bakýn, ne oldu bir gün: Galiba üçüncü sýnýfa gidiyordum. Belki de ikinci sýnýfa. Tam bilemiyorum. Ama en fazla üçüncü sýnýf olmalý. Çünkü dördüncü sýnýfý kasabada okudum. Ýsmail Abi köyde kaldý . Öðretmenimiz bir gün bir çubuk istedi bizden. Tahtaya yazýlanlarý , haritada herhangi bir yeri göstermek amacýyla kullanýlacak bir çubuk. “ Biriniz bir çubuk yapýn, getirin.” demiþti. Ýsmail Abi kýzýlcýk aðacýnýn dalýndan bir çubuk yapýp getirmiþti. Demir gibi sert , pürüzsüz ve uzunca bir çubuk. Kabuklarýný da soymuþtu, pýrýl pýrýl parlýyordu. Çubuðu elinde sallayýnca, ýslýk çalar gibi ses çýkarýyordu çubuk. “Fuyt fuyt fuyt!”.......Sanki dayak atacakmýþ gibi çubuðu havaya kaldýrarak, bizi korkutuyordu. Bu çubukla Ýsmail Abi’den dayak yiyeceðiz diye korkuyordum. Ablam; “ Korkma kýz korkma!. Hele bir vursun, ben bilirim ona yapacaðýmý.” dedi. Ablam benim gibi korkak deðil, çok cesur. Bana da kýzýyor; “ Pýsýrýk olma, korkak olma.” diyor.

Ama ne var ki, getirdiði o çubukla ilk ve son sopayý da kendisi yemiþti öðretmenden. “ Sopaný sen kendi ellerinle hazýrladýn. Herkesten çok senin ihtiyacýn var buna.” Demiþti öðretmen. Suçu neydi, hatýrlamýyorum ama, kesinlikle affedilmeyecek bir suç iþlemiþti. Yoksa öðretmenimiz eli sopalý biri deðildi. Üç sene boyunca bir tokadýný dahi yemedim öðretmenimin. Ýsmail Abi kendi elleriyle yaptýðý çubuktan dayak yiyeceðini bilseydi, hiç böyle sert bir çubuk getirir miydi! Yazý tahtasý ile duvar arasýndaki boþluða girip, daha fazla dayak yemekten kurtulmuþtu. Ne yaptýysa onu yazý tahtasýnýn arkasýndan çýkaramamýþtý öðretmenimiz. Tahta sabitti ve duvarla tahta arasýna öðretmenimiz giremiyor, kendisini oradan çýkaramýyordu. Annesine uyguladýðý yöntemi, öðretmene de uygulamýþtý.

Ýsmail Abi beni yalana da teþvik ediyordu. Bir gün þekerlerimi aldý elimden. Baþka bir gün de yaðlý ekmeðimi. Sonra da bana, “Git, annenden bir daha iste; ekmeðimi köpeðe kaptýrdým dersin.” demiþti. Anneme söylediðimde tekrar verdi ama, yüzüme bir tuhaf baktý. Galiba yalan söylediðimi anlamýþtý da, anlamazdan gelmiþti. Yalan söyleyince aðzým kokar (!) diye anneme pek yaklaþmamýþtým ama, annem uzaktan duydu herhalde aðzýmýn kokusunu.

Bakmayýn hep böyle anlattýðýma; çok iyi yanlarý da vardý Ýsmail Abi’nin. Bir kere, çok güzel düdük yapardý. Taze söðüt dalýný sigara boyunda keser; çakýnýn sýrtýný, kestiði dala ayný yönde sürterdi bir süre .Sonra dal parçasýný aðzýna sokar, tükürüðüyle ýslatýrdý. Çakýnýn sýrtýný biraz daha sürterdi söðüt dalýna. Kabuk, dalýndan ayrýlýrdý. Sonra taze kabuðu kalýp gibi çeker çýkarýrdý. Alýn iþte düdük. Biz bu düdüðe “zipçi” derdik. Baþkalarýnýn yaptýðý zipçiler, Ýsmail Abi’nin yaptýklarý gibi güzel ötmezdi. Onlar, öksürür gibi veya inek baðýrýr gibi “ böð....böð ” diye ses verirdi. Ama ya Ýsmail Abi’nin yaptýklarý?.......Burada öttür, köyün öte baþýndan dinle; itfaiye sireni gibi......Sonra, Ýsmail Abi oyunlarda da çok iyiydi. Hep kendi grubuna alýrdý beni. Onun sayesinde bizim grup, her oyunu kazanýrdý.

Ama Ýsmail Abi’nin kötü bir huyu daha vardý. Beni ve diðer çocuklarý korkuturdu. Ýkide bir “ Ýþte þurda Tek Bacak var.” derdi. Evimizin altýndaki odunluða giremezdim o Tek Bacak yüzünden. Ýsmail Abi’nin dediðine göre orada da Tek Bacak varmýþ. Tek Bacak bir hayalet. Bir bacaðý kesikmiþ, kesik bacaðýn yerinde tahtadan yapýlmýþ bir bacaðý varmýþ. Karanlýk yerlerde dolaþan, çocuklarý korkutan bir hayaletmiþ. Ay! ne korkunç di’mi? Odunluða kaç kez girdim ama hiç Tek Bacaðý görmedim. O beni görürmüþ , ben onu göremeyebilirmiþim. Herkese görünmezmiþ zaten. Nedense hep Ýsmail Abi’ye görünürmüþ. Ama o hiç korkmazmýþ. Ben çok korkuyorum. Çünkü bana görünürse, Ýsmail Abi gibi hýzlý koþamam, Tek Bacaða yakalanýrým.

Þimdi Ýsmail Abi nerde, bilmiyorum. Onu çocukluk anýlarýmda saklýyorum. Keþke o günler geri gelse. Arkadaþlarýmla gece ay ýþýðýnda saklambaç oynasak. Topraktan fýrýn yapsak, salýncaða binsek, evcilik oynasak. Ýsmail Abi de olsa. Ah keþke! Yaðlý ekmeðimi elimden almasýna, beni Tek Bacak’la korkutmasýna bile razýyým. Çünkü Ýsmail Abi’yi çok seviyorum. Çok yaramaz ama, olsun!

















Res'mler
Nurý CAN
Sanat Edebiyat Evi
www.nuricann.com





.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Mudurnuda Çocukluðumu Hatýrlattýnýz Bana
Gönderen: Mutlu Sarýhan / Sakarya/Türkiye
22 Mart 2007
Mudurnudaki Çocukluðumu Hatýrlattýnýz Bana bizde seyrancýk mahallesi çocuklarý olarak biraz yaramazlýðý severdik belki hatýrlarsýnýz bizim çocukluðumuzu ...yaþýyormu bilemiyorum ama saygýyla anýyorum dürgellerin fatmaným teyze hep kovalardý bizi bizde onu çok kýzdýrýrdýk tabii... 27-28 yýl öncesindeki anýlarým canlandý.Yazýlarýnýzý ilgiyle takip ediyorum . sevgiler Mutlu Sarýhan




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aný kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüþ Zurna !
Çocukluðumdaki Çerçiciler Ve Düðünler
Yaðmur , Güneþ , Rüzgâr ve Babam
Eşeği Düğüne Çağırmışlar
Biz Üç Kardeþ
Ýpotek
Hafýzam Beni Nasýl Yanýlttý
Ýspiyoncu Kuþlar
Kesim Motoru / Aný
Salýncak Çamý

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Farzederek Yaþayamazsýn
Yanmayan Bir Ampulden Nasýl Mutlu Olunur
Kiralýk Evin Þartlarý...........
Bir Doðum Günü Öyküsü
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Aðýr Misafir
Kadýn Hastalýðý
Keltepe'nin Öyküsü
Bir Memleketin Dönüþüm Hikâyesi
Kiracýnýn Kapýsýný Her Gece Ecinniler mi Çalýyor!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Dönüþü Olmayan Gidiþ [Þiir]
Seni Özlemenin Kitabýný Yazabilirim [Þiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Þiir]
Ýþte Gidiyorsun [Þiir]
Gelseydin Eðer [Þiir]
Ne Zaman Seni Düþünsem [Þiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Þiir]
Çek Beni Ýçine Bir Nefeste [Þiir]
Sýðýnacaðým Baþka Yürek Yok [Þiir]
Uykularýnda Sev Beni [Þiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdýklarýmý okuyucularla paylaþmak amacýyla buraya gönderiyorum. Yýllardýr, yerel bir gazeteye haftalýk köþe yazýyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalýþýyorum. Yayýmlanmýþ Kitaplarým: -Þiirlerle Öyküler - þiir / Milli Eðitim Bakanlýðý Öðretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumaðý - þiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlýðý Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalým Uðurcuðum- deneme , aný / --Senfoni Yayýnlarý ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüðü - Baskýya hazýrlanýyor

Etkilendiði Yazarlar:
Okuduðum her yazardan veya yazýdan etkilenirim. Bende bir etki býrakmayacak, herhangi bir þey öðretmeyecek bir yazý düþünemiyorum.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.