Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil |
|
||||||||||
|
Böylesi durumlarda, bir toplumun üst yapý kurumlarýndan biri olan sanat, doðaldýr ki bu yönde þekillenecektir. Bugünkü haliyle ülkemize baktýðýmýzda karþýmýza karmaþýk, ancak açýklanabilir bir sanat yaþamý çýkar. Birincisi, meta olan sanat; ikincisi meta olmayan ancak onun çeliþkilerini taþýyan sanat; üçüncüsü tüketim toplumunun deðer(sizlik)lerini reddeden, alternatif bir kültürü yaratma iddiasýndaki sanat... Bizim konumuz günümüzdeki þiir eleþtirileri. Bu konuda varolan iki durumdan bir tanesi sadece ikinciyi, ikincisi ise ikinciyi ve üçüncüyü baðlamaktadýr. Meta olan sanatýn “sanatsal” samimiyetinin olmamasý, yazýmýz özgülünde tartýþma dýþý kalmasýna yetmektedir. Evrende basit bir kural vardýr: Hiçbirþey birilerinin tekelinde olamaz. Ne yazýk ki ülkemizde, her alanda oluþan statükoculuk, hazýr yiyicilik edebiyat dünyamýza da yansýmýþ durumda. Yayýnevlerinin satýþ mantýðý bazý þairlerimize de nüksettiðinden, bu þairlerimiz “nasýl yazarsam satabilirim?”i düþünmektedirler ve kalemlerini buna göre oynatmaktadýrlar. Satýþ yapmak için insanlarýn duymak istediklerini yazmaktadýrlar. Ya içi boþ ve anlamsýz bir melodinin ya da ruhsal, ahlâksal çöküntülerin þiirini yaratmýþlardýr. Evet doðrudur. Ýnsanlar yaþadýklarý özlemleri, gel-gitleri duymak istemektedirler ve bunda haklýdýrlar da. Ancak þairlerin görevi, þiirlerini okuyanlarý kendilerini içeriden ve dýþarýdan doðru görmelerini saðlamak, bununla birlikte sýkýntýlarýndan kurtulamalarý için çýkýþ yollarý önermektir. Tarihteki bütün büyük þairler (bu yönlerini itiraf etmeyenler de dahil olmak üzere) böyle yapmýþlardýr. Yoksa Tarkan da, Müslüm Gürses de kimi zaman insanlarýn duygularýna çok güzel tercüman olabilmektedirler. Bu tip þair dostlarýmýza bu þekilde þiir yazmýyorlar diye ahkâm kesmek doðru deðildir. Kendi þiir anlayýþlarý bir nokta kendilerinedir. Onlara soracaðýmýz asýl soru þudur: Neden arkanýzdan birilerinin gelmesine engel oluyorsunuz? Yeni yetme þairlerin þiirlerini deðerlendirirken dikkat ettiðiniz kýstaslar nedir? Þiirlerin iþ yapar cinsten olup olmadýðý mý? Yoksa þiir dünyamýza yeni bir soluk getirip getirmedikleri mi? Bizce basýlýrlarsa tutup tutmayacaðýný sorgulamalarý diðerine göre daha tutarlý olur dostlarýmýz açýsýndan. Çünkü yeni bir soluk getiremiyor diye yeni yetme þairi görmezden gelen insanýn da kendisini tekdüzeleþmiþ, mekanikleþmiþ görüp bu iþlerden elini ayaðýný çekmesi gerekmektedir. Yeri gelmiþken, süreli edebiyat dergilerinin henüz ismi duyulmamýþ insanlarýn þiirlerini nasýl seçtiklerini de sormakta fayda var. Herkes bilir ki, her yayýnýn kendi bakýþý, anlayýþý ve tavrý vardýr. Örneðin tamamen kapalý üslupla yazýlmýþ bir þiirin sosyalist gerçekçi bir dergide yayýnlanma olasýlýðý çok düþüktür. Ancak bizi rahatsýz eden sorun ürünlerin yayýnlanmamasý deðil, bir çok derginin, böylesi durumlarda ürün sahiplarine dönük herhangi bir açýklamama getirmemesidir. Ýþin bu yaný düþündürücü olduðu kadar, ürkütücüdür de. Çünkü piyasa kurallarýnýn geçerli olmaya baþladýðý bir kültür sanat dünyasýnda, bu dünyayý hareketlendirmesi gereken süreli yayýnlarýn birincil görevi yeni isimler bulmak, yetiþtirmek ve onlara bu dünyayý, bu dünyayý onlara kazandýrmaktýr. Lakin, tüm köþebaþlarýnýn az önce eleþtirdiðimiz sözümona “usta” þairler tarafýndan tutulmuþ olmasý, ülkemizin þiir yolculuðunu kesintiye uðratmaktadýr. Burada toparlama yapacak olursak, özlemi çokça dile getirilen “yeni” þiirimizin oluþmasý, gerek “usta” þairler, gerekse yayýnlarýnda ilkeli, gençlere karþý ilkesiz (vurdumduymaz) dergiler kendilerini deðiþtirmedikçe, yeniye açmadýkça, biraz zor olacak gibi görünmektedir. Madem þiirler “usta” þairlerce ve bazý dergilerce tarafsýz, ilkeli bir gözle deðerlendirilmiyor, öyleyse biz kendimizin bu iþi nasýl yapabileceðimize bakalým. Elimize bir þiir geçti. Bu þiirin güzel bir þiir olup olmadýðýný nasýl anlarýz? Buraya dikkat: Anlattýðý þey iyi mi kötü mü, doðru mu yanlýþ mý deðil. Ýbrahim Karaca, Sokak Feneri adlý deneme kitabýnda “Þiirin baþarýlý olup olmamasý üç yönden deðerlendirme konusu olabilir. Birincisi, þiirdeki imgesel dünyanýn biçimde nasýl þekillendiðidir. Ýkincisi, þairde cisimlenen þiirsel bakýþ açýsýnýn ne olduðudur. Bir üçüncü yön, þiire yansýyan özün biçimdeki ifade ile uyumu üzerinedir. Umudu ve güzeli iþleyen bir þiirin dokusunu oluþturan sesin boðuk ve ya kesik kesik çýkmasý veya hüzün ve acýyý konu alan þiirin bangýr bangýr bir sesle ortaya çýkmasý, içerikle biçimin uyumsuzluðunu hatýrlatýr bize”(sf.29) der. Karaca burada hiçbir þekilde þairin neyi anlattýðýný sorgulamaktan bahsetmiyor, nasýl anlattýðýnýn tartýþýlmasý gerektiðini söylüyor. Ýþte bu objektif deðerlendirmedir. Þairi, þair olarak adam yerine koyma, þiirini öðrenme gayretini gösterme durumudur. Bu yazýnýn yazarý Nâzým Hikmet’in dünya görüþündedir. Fakat Necip Fazýl’ýn yazdýðý bazý þiirlerinin etkisinden kendini alamamýþtýr. Nitekim Ahmed Arif de büyüleyicidir, Özdemir Asaf da. Bizi bu yazýyý yazmaya itecek kadar rahatsýz eden en önemli faktör, iyi kötü tüm þairlerin yukarýdaki deðerlendirme biçimini biliyor olmasýdýr. Görülmektedir ki genç isimlerin neden haketmedikleri tavýr(sýzlýk)larla karþýlaþtýklarý, sadece þiirlerin nasýl deðerlendirildiðiyle açýklanamamakta ve ister istemez bu yazýnýn baþýna dönülmektedir. Öyleyse üzerinde düþünülmesi gereken þey, aranýlan “yeni”nin ne olduðudur. “Yeni”, eþyanýn tabiatý gereði gökten zembille inmez, “yaptýk çok güzel oldu” denerek yaratýlamaz. Bizzat eskinin içinde sessizce büyür ve bir anda patlar. Bu da bizim bir sonraki yazýmýzýn konusudur iþte.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Osman Volkan Þahin, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |