..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþam ciddi, sanat neþelidir. -Schiller
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Roman > Fantastik Roman > Timur KOHEN




16 Mart 2023
Kýsa Saç  
Timur KOHEN
Ezildi... Dövüldü... Küçük düþürüldü... Çocukluðu yaþatýlmadý... Aslan Aslan, gittiði Kur'an kursunda sýrf altýný ýslattýðý için arkadaþlarý tarafýndan alay edildi. Sessizce ve aðlayarak bu alayýn bitmesini bekledi. Sataþmalar, karýþmalar, alaylar sadece bu olayla kalmadý. Ta ki bir noktaya kadar... O gün Aslan Aslan'ýn içinde biriktirdiði kin, nefret ve intikam duygusu daha önce görülmemiþ bir sel gibi önüne neyi katýyorsa yok edecekti. Herkes için bir planý vardý. Son derece akýllý ve zeki olan Aslan Aslan artýk bir ölüm makinasýna dönüþmüþtü..


:CEF:
13 Ocak 1996
O yýlýn ocak ayýnda yaþanan olayý o sýrada dýþarýda olanlardan baþka kimse görmemiþti. O þanslý, belki de þanssýz, azýnlýktan biri de bendim elbette. 13 Ocak 1996 yýlýnýn öðle saatlerinde ne olduðu konusuna gelmeden önce, o yýl Erzurum’un yoðun bir kar yaðýþý altýnda olduðunu belirtmem gerek. Çünkü, Erzurum’a kýþ mevsiminde sadece kar yaðardý.
Gökyüzünü kara kara bulutlarýn sardýðý ve lapa lapa yaðan karlarýn altýnda Erzurum, bir inci kutusunun yere düþtüðünde oluþan görüntüye sahipti.
Þanslý azýnlýk (Ya da þanssýz azýnlýk) o gün, 13 Ocak Cuma günü, Þehitler Mahallesinde, gökyüzünün kara kara bulutlarla kaplandýðý, kar yaðýþýnýn fýrtýnaya döndüðü öðle vakti, sadece bir evin üzerine yaðmur yaðdýðýný gördü. Olaya þahit olanlar, rüzgarla birlikte yaðan karýn sadece bir evin üzerine düþmediðini hayretle izliyorlardý. Bu doðaüstü olay, kar yaðmayan evin çatýsýna solucanlý yaðmurun yaðdýðýnýn görülmesiyle iyice tuhaf bir hal almýþtý. Evin çatýsýndan gökyüzünü dikine kesen ve görünmeyen bir set varmýþ gibiydi. Bu set o yoðun kar yaðýþýný durduruyor ve sadece evin çatýsýna yaðmur býrakan o garip hava olayýný o ana þahitlik edenlerin gözüne gözüne sokuyordu. Ev sahibi Hacý Kerim Aslan, oðlu ve eþiyle o evde yaþamaktaydý.
Evde yaþayanlarýn bu tuhaf hava olayýndan haberdar olup olmadýðýný kimse bilmiyordu.
Bu doðaüstü hava olayýný kimse kimseye alenen anlatmýyordu. Fakat o gün yaþanan hava olayý kulaktan kulaða yayýlýyor ve çeþitli söylentilerin ortaya çýkmasýna sebep oluyordu. Kimileri, bu olayý bir lanet olarak düþünüyor, kimileri bu olayýn Hacý Kerim’in yüzünden olduðunu düþünüyordu. Çünkü, Hacý Kerim’in eskiden cinci hoca olduðunu herkes biliyordu. Bazýlarýysa bu olayýn orada yatan þehit cenazesinden dolayý olduðunu düþünüyordu. Hacý Kerim’in evinin altýnda yatýr olduðu söylentisi yýllardýr konuþuluyordu.
Her þeye raðmen olayýn aslý elbette bunlarla açýklanamazdý.
Tabi olayýn gerçekliðini bilen sadece Kur’an kursuna giden çocuklardý. Hacý Kerim’in oðlu çocuklarýn isimlendiremedikleri ve korktuklarý bir güce sahipti. Onun adý Aslan Aslan’dý.
Aslan’dan korkan çocuklar onunla yüzleþmek yerine ona karþý besledikleri nefreti baþka þekillerde ifade ederlerdi. Mesela Camide bulunan rahlelerden birinin üzerinde aynen þöyle yazýyordu ‘Aslan Aslan Altýný Islatan.’

***
Caminin içerisinden, Kur’an öðrenen çocuklarýn Elif-Be sesleri ve Cami Hocasýnýn yanlýþ okuyanlarý uyarma sesleri Cami avlusuna kadar geliyordu. Avludan bulunan biri bu sesleri arý kovanýndan çýkan seslere benzetebilirdi.
Çocuklar rahlelerin önünde ileri geri sallanarak Kur’an öðreniyorlardý. Geçtiði sureyi ezberleyenler neþe içerisinde ezberini yapmaya devam eden diðer çocuklarla þakalaþýyorlardý. Aslan ise dizlerinin üzerinde dimdik oturmuþ, papatyalarýn içerisindeki yapraklarý dökülen bir çiçeði andýrýyordu. Kýsa saçlý, zayýf, yüzü gözü temiz bir çocuktu. Oradaki tek kýsa saçlý çocuk olmasýna raðmen saçýnýn koyu siyah tonu dikkat çekiyordu. Aslan, Elif-Be okuyan çocuklarýn arasýnda kýpýrdamadan durmaya devam ediyor, çýkan sesler sanki bedenine çarpýyor ve geri dönüyordu. Dikkat bozukluðu olan, kurstaki tüm çocuklarýn dýþladýðý ve korktuðu biriydi. Aslýnda korkulacak biriydi de…
Çocuklar hocanýn ara vermesi için sabýrla beklemekteydi. Diðer taraftan Aslan… O dersini tek okuyuþta ezberlemiþti. Diðer çocuklar Aslan’ý biraz da bundan dolayý sevmezdi. Ezber kabiliyeti mükemmeldi. Bir günde Kur’an okumaya çýkmýþtý. Diðer çocuklar en az bir aya ezbere çýkýyorken hem de…
Hoca bir bir ezberleri dinliyor, çocuklar heyecanla ve göz kapaklarýný hýzlý hýzlý açýp kapayarak sureleri okuyordu. Ezberinde takýlanlar Cami hocasýnýn elindeki çubuðu yere vurmasýyla ezberini baþa alýyordu. Tabi arada Nadim Hocaya ezber yutturmaya çalýþan sivri zekalý çocuklar da oluyordu. Nadim Hoca onlarca çocuðun ezberini dinlerken, bu sivri zekalýlarýn yanlýþlarýný bir makinanýn çürük ya da ezik elmayý ayýkladýðý gibi ayýklýyor ve önündeki çocuk sýrasýnýn en arkasýna gönderiyordu.
Hoca bir ara baþýný aðýr aðýr kaldýrdý ve mahmur gözleriyle duvardaki saate baktý. Tam o esnada saat on bire gelmiþti. Duvar saati tam on bir kere gonkladý. Nadim Hoca çubuðunu üç kere yere vurdu. Bu onun ders arasýna girdiðini belirten zil sesiydi. Çocuklar büyük bir hýzla ve heyecanla yerlerinden kalktýlar ve caminin rengârenk çiçeklerle kaplý bahçesine uçuþtular.
Çocuklar birdirbir oynuyor ve neþeyle ders arasýnýn tadýný çýkarýyordu. O sýrada Aslan caminin açýk penceresinden onlara bakýyordu. Ýçerisi dýþarýya nazaran biraz daha serindi. Nedim Hoca ‘Sen niye çýkmadýn? Az sonra içeri gireceksiniz. Hadi dýþarýya.’ Dedi. Kerim yavaþça yerinden kalktý. Bir an duraksadý ve dýþarý çýkmak istemedi. Hoca bunu fark etti ve baþýyla dýþarýya çýkmasýný iþaret etti.
Aslan Caminin dýþýna çýkar çýkmaz oyun oynayan çocuklar birer birer oyunlarýna ara vermeye baþladý. Sanki bir göktaþý Dünyay’ya yaklaþýyordu ve herkes o ana tanýklýk ediyor gibiydi. Hepsi dönmüþ ona bakýyordu. Aslan donuk gözlerle ve bir þeyden haberi yokmuþçasýna öylece dikiliyordu. Ardýndan kýsa kahkahalar, gülüþmeler oldu. Aslan pantolonundaki soðukluðu ve ýslaklýðý fark ettiðinde artýk her þey için çok geç olmuþtu.
***
Aslan Aslan’ýn tuhaflýklarý herkes tarafýndan biliniyordu. Onun adý konulmamýþ gizli ve etkileyici gücünün olduðu biliniyordu. Aslan Aslan benliðinin gücüyle bazý þeyleri ittirebiliyor ve daha fazlasýný yapabiliyordu. Bunlarý yapabilmesi için öfkeli olmasý yeterliydi. Ýlkokul öðretmeni onun bu gücünün farkýna varan ilk kiþiydi. Tanýdýðý birkaç doktorla bu konu hakkýnda konuþmuþ ve saçmalýktan baþka bir þey olmadýðý yanýtýný aldýðý için bir þey yapamamýþtý.
Aslan’ýn öðretmeni bu konuyu merak ettiði için doktor olan bir arkadaþýnýn aracýlýðýyla Nöroloji doktoru olan baþka bir doktorlar görüþmeye gitmiþi. Doktor Öðretmen Kemal’e ‘Bu anlattýðýnýz þeyin týpta ya da bilimde bir yeri yok. Doðaüstü güçler ispatlanmýþ bir þey deðil. Yani henüz deðil…’ demiþti.
***
Aslan Aslan ile dalga geçme cesaretini gösteren ilk kiþi Emir Ýþçi adýnda fýrlama bir çocuktu. ‘Altýnaa iþemiþþ. Altýnaa Ýþemiþþ.’ Emir’in sesi Cami avlusunda yerden seken bir taþ gibi kulaktan kulaða çalýnmaya baþladý. Ömer Akýn elini aðzýna bastýrmasýna raðmen kahkahasýna engel olamadý. Diðer çocuklar da Emir ve Ömer’den cesaret almýþlardý ve kahkahalarla gülmeye baþlamýþlardý. Aslan, orada bulunan her çocuða karþý nefretle ve sinirle baktý.
Zaman geçtikçe kahkaha sesleri artýyordu. Her kafadan bir ses çýkýyor, alaycý laf sokmalar artýyordu. O kargaþa içerisinde bir çocuk ‘Ýp baðla.’ Diye haykýrdý.
Aslan, dýþarda kendisiyle dalga geçen çocuk kalabalýðýnýn içerisinde, terler döküyor, ne yapacaðýný bilmez bir halde bir heykel gibi duruyordu. Hareket etme kabiliyetini kaybetmiþ gibi hissediyordu. Bir þoka girmiþti ve beyni onunla olan irtibatýný koparmýþtý.
Aslan, paçalarýndan damlayan sidiðin farkýnda deðildi. Baþý dönmeye baþladý. Kulaklarýnda uðuldamalar baþlamýþtý. Gözlerinin önünde tanýmlayamadýðý gölgeler beliriyordu. Henüz on iki yaþýndaydý ve küçük düþürücü birçok olay yaþamýþtý. Bu durum onun küçük ve çelimsiz bedeninden belli oluyordu. Babasý Hacý Kerim, katý ve eli sopalý bir babaydý.
‘Bahçeyi sulamaya mý çýktýn?’ diyerek yerlere yatana kadar gülen çocuk Remzi Güneþ’ti. Orada þen kahkahalarla alay eden her çocuk, bu yaþta bir çocuðun çiþini tutamamasýný iðrenç ve komik buluyordu.
Aslan Aslan hala ayakta dikiliyor ve ne yapacaðýný kestiremiyordu. Boþ gözlerle çevresine biriken çocuk kalabalýðýna bakýyordu. Gözleri dolu dolu olmuþ bir haldeydi.
‘Altýný ýslatmýþsýn!’ diye baðýrdý Ömer. ‘Görmüyor musun çiþ kafalý?’
Aslan, aðýr çekimde baþýný aþaðýya eðdi. Gözlerine biriken yaþlar usulca yanaklarýndan kayýp yere damladý.
Hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþladý. Baþýný kaldýramýyor ve çok utandýðý her halinden belli oluyordu.
Aslan’ýn o aciz haline acýyan kimse yoktu. Aksine kahkahalar, aþaðýlamalar her saniye giderek artýyordu. Çocuklardan kimi iþaret parmaðýyla Aslan’ý göstererek yerlere yatana kadar gülüyor, kimi gülmekten yaþaran gözlerini siliyordu. Derken hep bir aðýzdan baðýrmaya baþladýlar. ‘Çiþ kafalý. Çiþ kafalý. Çiþ kafalý.’
Emir bir taraftar gurubunun amigosu gibi diðerleriyle birlikte baðýrýyordu. Aslýnda o da diðerleri gibi sadece bir çocuktu ve Aslan’ýn düþtüðü durumu idrak edecek kadar ince ruhlu deðillerdi. Hepsi bu olaya bir çeþit eðlence gözüyle bakýyor ve gerçekten de eðleniyorlardý. Hiçbiri yaptýðý kötülüðün farkýnda deðildi. Aslan, bir ara girdiði þoktan çýkar gibi oldu ve yürümeye baþladý. Tam da karþýsýndaki eðlence patlamasý yaþayan çocuklarýn üzerine doðru yürüyordu. Gözlerinde yaþ ve nefret ardý. Ellerini yumruk yapmýþ iki yanýnda birer savaþçý topuzu gibi taþýyordu.
Ansýzýn çatlama sesleri duyuldu. Caminin giriþ katýndaki camlar ‘Puf!’ sesi çýkararak etrafa saçýldý. Çocuklar sanki kapatma düðmesine basýlmýþ makinalar gibi bir anda seslerini kestiler.
***
Çocukluk yýllarýmý düþünürken beni en çok þaþýrtan þeyin bu olduðunu söyleyebilirim. Camlarýn ‘Puf!’ sesi çýkararak etrafa saçýlmasý aklýma kazýnan en net ve korkunç çocukluk anýlarýmdan biriydi. Oysa, diðer çocuklar ve ben Aslan’ýn karanlýk yönünden korkardýk. Yine de onunla alay etmekten, lakap takmaktan geri durmazdýk. Onu en iyi anlatan lakap hiç kuþkusuz Üç Numaraydý. Babasý saçlarýný her zaman ya sýfýr ya da üç numara kestirirdi.
Aslan’a takýlmanýn bu kadar cazip olmasýnýn asýl sebebi aslýnda onun bize zarar verebileceðini düþünmememizden kaynaklanýyordu. Evet, ondan korkuyorduk ama bize bir þey yapmayacaðýndan o kadar emindik ki þakalarýmýzýn dozunu her geçen gün artýrýyorduk. Ama bir köpeði kýzdýrýp onunla eðleniyorsan bir gün köpeðin de seni ýsýrabileceðini asla unutmamalýsýn. Biz o köpeðin bizi ýsýracaðýný hatta yakacaðýný asla tahmin bile edemezdik.
***
Yýllar sonra yaptýðým araþtýrmalar, Aslan Aslan’ýn gücünün kaynaðýnýn bir travmaya baðlý olabileceðini gösteriyordu. Bu travmanýn en büyük sebebi de çocukluk arkadaþlarý olarak bizlerdik. Diðer travma ise hiç kuþkusuz babasý Hacý Kerim’in acýmasýz dayaklarýydý.
Aslan’ýn altýna kaçýrmasý ailesi tarafýndan umursanmýyordu. Çocuðu bir psikoloða falan götürdüklerini hiç duymadýk. Ergenlikten sonra dahi bu sorununun devam ettiðini biliyorum. Yaþasaydýlar diðer arkadaþlarý da belki bileceklerdi.
***
Çocuklar, Nadim Hocanýn dýþarýya çýkmasýyla kaçacak delik aradýlar. Baþlarýna gelecek þeyin farkýndaydýlar. Nadim Hoca Aslan’a ellerini açmasýný söyledi. Nefretle ona bakýyor ve elindeki sopayý Aslan’ýn ellerine indiriyordu. Aslan, elleri betondanmýþ gibi hiç oynatmadan iþkencenin bitmesini bekliyordu. O gün ben dahil herkes avuçlarýmýzýn içi yana yana evimize gitmiþtik. Nadim Hoca tuzla buz olan camlarýn parasýný babalarýmýzdan söke söke aldý. Olayý ailelerimize detaylý olarak anlatmaktan çekindi. Çünkü o da Aslan’ýn iþi daha kötü bir noktaya götürebileceðinden çekiniyordu.
Dayak bittikten sonra Aslan etrafýna öfkeyle baktý, yüzünde acýya dair bir ifade yoktu. ‘Ama hocam…’ diyebildi.
‘Evine git.’ Dedi Nadim Hoca. ‘Evine git ve temizlenip öyle gel.’
Aslan hýçkýra hýçkýra aðlýyordu, ‘Bu halde… Bu halde…’ hýçkýrýklarý konuþmasýna engel oluyordu. ‘Eve… Eve… Gid… Gidemem.’ Dedi ve hocaya sarýlmaya kalktý. O an sadece baþýný koyup aðlamak istiyordu.
Nadim Hoca yüzünü buruþturdu ve onu ittirdi. ‘Git þuradan. Üstümü batýracaksýn.’
Aslan iki büklüm olmuþ bir haldeydi. Oysa sadece Nadim Hocaya sarýlýp, aðlamak istemiþti.
Nadim Hoca da az önceki hareketinin yanlýþ olduðunu düþünmüþ olduðu için yaklaþýmýný deðiþtirdi. ‘Bak evladým.’ Dedi. ‘Az sonra Camiye gireceðim ve üzerimin temiz olmasý gerekiyor.’
Sonra diðer çocuklara döndü ve ‘Ýçeri girip beni bekleyin.’ Dedi.
‘Seni eve götüreceðim.’
Aslan acýnacak bir haldeydi. Nadim Hoca daha yapýcý olmaya karar vermiþti. ‘Ben de küçükken bazen altýma kaçýrýrdým.’ Dedi. Aslan’a baktý ama o ellerini yumruk yapmýþ cevap vermeden yürüyordu.
‘Beni duyuyor musun?’
Tam o sýrada rengârenk çiçekler bir bir solmaya ve topraða düþmeye baþladý. Nadim Hoca gözlerini korkuyla açtý. Kalbi çýkacak gibi oldu. Binbir emekle büyüttüðü çiçekler yerlere düþmeye devam ediyordu. Nadim Hoca korkusunu bastýrmaya çalýþýyordu.
‘Ýlk defa mý böyle bir þey oldu, yoksa geceleri de oluyor mu? Yani altýna kaçýrma…’
Bu samimi sohbet giriþiminin Aslan için bir manasý yoktu. ‘Üzgünüm.’ Diye bildi.
‘Sorun yok.’ Dedi Nadim Hoca ve çocuðu sað kolunun altýna alýp sarýldý. Aslan’a hem acýyor hem de az önce yaptýklarý için piþmanlýk duyuyordu. ‘Seni güzelce bir temizlememiz gerek.’
‘Eve gidemem.’ Dedi Aslan. Babasýndan korkuyordu. Dayak yemek istemiyordu. Hem de böylesi kötü bir günün ardýndan.
‘Hayýr.’ Dedi Nadim Hoca. ‘Seni eve götürmüyorum. Bize gideceðiz ve ben sana yeni kýyafetler vereceðim.’
‘Yunus’un kýyafetlerinden mi?’
‘Evet.’ Dedi Nadim Hoca. ‘Onun kýyafetlerinden.’
Yürümeye devam ettiler. Þimdi çiçekler düþmüyor ve az önce solarak topraða düþen çiçekler bir bir eski halini alýyordu.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn fantastik roman kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Beyaz Melek 4. Bölüm
Kýsa Saç '. Bölüm
Beyaz Melek 8. Bölüm
Renkli Düþler Dükkâný
Nicole Beatrix'in Atarisi 2. Bölüm
Beyaz Melek 6. Bölüm
Beyaz Melek 7. Bölüm
Nicole Beatrix'in Atarisi
Kod. X
Beyaz Melek

Yazarýn roman ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Tüm Iþýklarý Yak!

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kemer [Öykü]
Kayýp Yol [Öykü]
Secret War [Öykü]
Reli Hermanni'nin Ýlginç Hikâyesi [Öykü]


Timur KOHEN kimdir?

Çalýþmalarýmý neredeyse her gün gözden geçiriyorum. Büyük bir emekle yazdýðým romanlarýmý nasýl daha çarpýcý, sürükleyici, gizemli ve fantastik hale getirebileceðimin çalýþmasýný yapýyorum. Okuyucunun geçmiþte, þimdi ve gelecekte vermek istediðim düþünceyi almasý için elimden gelen her þeyi yapýyorum. Zamana yenilmeyecek, yaþamaya devam edecek eserler oluþturmak için uðraþ veriyorum. Ýmgeleri merak öðesiyle iþlemeyi seviyorum. Gizemin ve merak öðesinin son ana kadar fantastik bir atmosferde sürüp gitmesini seviyorum. Okuyucunun gözünde ve ruh dünyasýnda küçükte olsa bir yer etmek için gizemle yazma serüvenime devam ediyorum.


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Timur KOHEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.