Dünyada insandan çok aptal var. -Heinrich Heine |
|
||||||||||
|
* * * * * * * * * * Yaþlý Abdullah ve ailesi de, yokluk çekenlerdendi. Sekiz yýldýr süren ambargo, oðlu Hasan’ýn da iþlerini bozmuþ, para kazanamaz olmuþtu. Ailenin tek çalýþaný olan oðlunun ne sýkýntýlar çektiðini biliyordu. Hasan’ýn fedakârlýk yaptýðýný,bazen peþpeþe birkaç öðün hiç birþey yemediðini çok iyi biliyordu ama elinden birþey gelmiyordu. Son zamanlarda kendisi de torunlarý bir lokma fazla yesin diye sofradan aç kalkýyor, ancak yaþamýný sürdürecek kadar yiyordu. Yine de sýkýlýyor, utanýyor,gece gündüz ne yapabilirim diye düþünüyordu. Geçen yaz ortasý ölen torunu Zehra gözlerinden gitmiyordu. Gerçi doktorlar, ilaç olmadýðý için kurtamadýklarýný söylemiþti ama Abdullah dede; ”-Eðer torunum yeterince beslenseydi, zayýf düþüp hastalanmazdý” diye düþünüyordu. Zehra’nýn “-Dedeciðim” deyiþi aklýna geldikçe yaþaran gözlerini zorlukla saklýyor, hemen bastonuna uzanýp, torunlarýnýn “-Dede,nereye !..” diye sesleniþlerine cevap vermeden,kendini sokaða atýyordu. * * * * * * * * * * Akþamýn alaca karanlýðý yavaþ yavaþ yaklaþýrken,Abdullah dedenin evinde ailecek sofraya oturmuþlardý.Ne olduðunu anlamadýðý,çok olsun diye bolca su katýlmýþ çorbaya kaþýk sallýyorlardý. Büyükler yokluðun ezikliðini paylaþýyordu.Ama çocuklar çorbaya itiraz ediyor,çocuk saflýklarýyla çaresiz büyüklerini ne kadar yaraladýklarýný bilmiyorlardý. O sýrada dýþardan siren sesleri gelmeye baþladý.Anlaþýlan yine bombalama baþlayacaktý. Sofrayý olduðu gibi býrakýp karý-koca çocuklarýný kucakladýlar.Son birkaç gecedir insafsýzca yapýlan bombardýmanlarda,bu koþuþturmaya alýþmýþlardý. Özellikle önceki gece gördükleri manzaradan sonra daha büyük korkuyla,aceleyle sýðýnaða koþuyorladý.Önceki gece,bombardýmanýn bitiminden sonra,sýðýnaktan çýktýklarýnda kendi evlerinden az ötede,sýðýnaða gidemeyen bir anne ile çocuðu biribirine sarýlmýþ olarak,feci halde ölmüþtü.Son anýnda bile çocuðuna sarýlmýþ olan annenin vücudunun yarýsý yoktu. Aceleyle evden çýktýlar.Henüz birkaç adým uzaklaþmýþlardý ki,kucaðýnda iki çocuðunu taþýyan Hasan,babasýnýn çýkmadýðýný farketti.Hýzla eve döndü.Kapýdan içeri baktýðýnda,babasýnýn düþünceli düþünceli oturduðunu gördü,telaþla seslendi; “Hadii babaa!.. siren seslerini duymadýn mý!..”. Yaþlý Abdullah sesine öfke tonu vermeye çalýþarak seslendi. “-Ben çocuk deðilim,geliyorum.Sen oyalanma çocuklarý götür.” Kalktý bastonuna uzandý,sonra kapýda bekleyen oðluna döndü; “Bak hâlâ bekliyor. Yaþlandým diye sözüm dinlenmiyor mu artýk !…” “-Estaðfurullah baba.Ama sen de acele et biraz.” Bu sözüne de babasýnýn kýzabileceðini düþünerek hemen dýþarý çýktý,kucaðýnda çocuklarýyla sýðýnaða doðru koþmaya baþladý. Hasan,evini görebileceði son köþeyi dönerken durdu,geri baktý.Babasýnýn çoktan kapýnýn önüne çýkmasý gerekirdi ama görünmüyordu.Acý siren sesleri arasýnda birkaç saniye daha bekledi ama babasý çýkmadý.Geri dönmeye cesareti yoktu,babasýný kýrmaktan hâlâ çok çekinir,daima saygýlý davranýrdý.Koþtu sýðýnaða girdi,hanýmýný aradý,izdiham yaþanan kalabalýkta þans eseri kýsa sürede buldu.Çocuklarýný hanýmýnýn yanýna býraktýktan sonra babasýný aramak için geri dönmek istedi ama kalabalýkta geriye gitmesi çok zordu.Epey gayret ettikten sonra kapýya yanaþmýþtý ki sýðýnaðýn kapýlarýnýn kapatýldýðýný gördü.O ana kadar girmiþ olabileceðini ümit ederek babasýný aramaya baþladý, ama bir türlü bulamýyordu,gittikçe daha çok endiþeleniyordu.Dýþardan bomba sesleri gelmeye baþlayýnca Hasan birden irkildi, “-Baba !..” diye baðýrarak sýðýnaðýn kapýlarýna hücüm etti.Yokluk içindeki aileye yük olmamak için babasýnýn kendini feda etmek istediðini anlamýþtý ama sýðýnaðýn kapýlarýný açtýrmasý imkansýzdý. * * * * * * * * * * Abdullah dede,evin hemen önüne koyduðu sandalyede oturmuþ,gökyüzünü seyrediyordu. Gökyüzünden geçen parlak ýþýltýlý,alevli bombalara bakýyor,içini çekiyordu; “-Çocukken,kayan bir yýldýz görünce ne çok sevinirdim.Bu bombalarý atanlar da çocukken öyle sevinir miydi acep?” Abdullah dede,okumuþ bir adamdý,kültürlüydü.Baðýrdý gökyüzüne ; “-Eh Amerika, eh Ýngiltere mazlumun ah’ý kalýr mý sanýrsýnýz !. Sizden büyük Allah var !..” Bunu söylerken Atlantis denen kayýp ülke hakkýnda yýllar önce okuduðu yazýyý hatýrlamýþtý.O yazýda,teknolojisi ve ordusu diðer ülkelerden çok güçlü olan Atlantislilerin,diðer ülkeleri sömürdükleri,ezdikleri ve artýk hiç bir gücün karþýlarýnda duramayacaðýný düþündükleri bir zamanda,gökyüzünden düþen çok büyük bir meteorun çarpmasýyla tüm kýtanýn okyanusa gömüldüðü anlatýlýyordu.Abdullah dede,ABD’yi Atlantis’e benzetiyordu.Tekrar baðýrdý; “-Mazlumun ah’ý kalmaz !..” .Þehadet getirdi,oturduðu sandalyede baþýný önüne eðdi,dualar mýrýldanmaya baþladý… Ahmet Ünal ÇAM unalcam@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © AHMET ÜNAL ÇAM, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |