Fýrtýnalar insanýn denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Dünya ülkelerini adým adým dolaþan kiþiler ile ilgili romanlar yazan Bolano’nun tezini doðru kabul etsek bile gerçek sürgünler ile ilgili konuþmanýn bir sakýncasý olmayacaktýr herhalde. Ovid’den, Dante’ye, Nabokov’dan, Mahmud Derviþ’e, Refik Halid’den Halikarnas Balýkçýsý’na varýncaya kadar baya uzun bir isim listesinden söz ediyorum. Söz konusu yazarlarýn kimi ülkesinden, kimi özgürlükleri kýsýtlandýðýndan, kimi dilinden, kimi de yazýlarýndan ve düþüncelerinden dolayý sürülmüþlerdir.. Türkiye’de Osmanlý döneminden bugüne kadar sadece Malta’ya sürülmüþ olan yazar, çizer, asker ve gazetecilerin hayatlarýný “Malta Sürgünleri” kitabýndan okumak mümkün… Öte taraftan Batý Medeniyeti ise geliþimini, büyümesini, iþte bu sürgün yemiþ yazarlarýn fikirleriyle þekillendirmeyi bilmiþtir. Ýslam dünyasýnda ise âlimler sürgünü bir çeþit Hicret gibi görmüþ ve hayatlarýna sürüldükleri yerlerde devam etmiþlerdir.. Bir de sürülen insanlarýn gönüllü olarak sürgüne gitmesi vardýr ki bu durum sürgüne giden için hiç bir zaman hafifletici bir sebep olmamýþtýr. Tarihe baktýðýmýz da gönüllü olarak sürgüne gidenlerin hayatlarý, düþünceleri, yaþamlarý daha zor þartlar altýnda gerçekleþmiþtir. Beri taraftan bazý yazarlar sürgünde düþüncelerinde, fikirlerinde derinleþip yeniden doðarken, bazýlarý ise gayya kuyularýna düþerek hayatlarýna son vermeyi tercih etmiþlerdir. George Prochnik’in bir zamanlar çok konuþulan kitabý örneðin bunlara birer cevap yazýlarý ile doludur. Evet, Prochnik, aný, gezi, biyografi karýþýmý garip kitabýnda Stefan Zweig’ýn sürgün yýllarýnýn izini sürmüþtür. Yani nasýl oluyor da yýllarca sürgüne katlanmýþ sonra, iþler tam rayýna oturdu, iyiye gitmeye baþlamýþken Zweig ve karýsý Lotte aþýrý dozda Veronal içerek intihar etmeyi seçmiþlerdir? 1881 yýlýnda doðan Stefan Zweig, üstad Said Nursi’nin tabiriyle; “ihtiyar kuþaktan” bir yazar… Böyle demesinin sebebi de Zweig’in I. Dünya Savaþý’ný görmesidir kuþkusuz. Zweig çok zengin bir aileden gelmiþ, ilk gençlik yýllarýný Viyana’da paha biçilemez elyazmasý kitaplar arasýnda ve edebiyat konuþulan kahvelerde geçirmiþtir. Yazma hayatýna ilk olarak þiirle baþlayan sonra; denemeci, tarihçi ve biyografi yazarý olarak devam eden ve birçok eserin çevrilmesine katkýda bulunmuþtur. Onun unutulmaz biyografileri arasýnda yer alan: “Erasmus, Balzac, Fouché”yi unutmak elbette mümkün deðil. 1934 yýlýnda Nazilerin baskýsýndan bir þekilde kurtulup soluðu Ýngiltere’nin Londra þehrinde almýþtý. Daha sonra Atlantik’in öte yakasýnda yer alan Brezilya’da ise son bulmuþtu. Zweig sürgünün zor geçen ilk yýllarýndan sonra, kitaplarý baský üstüne baský yaparken, adeta bir film yýldýzý gibi ünlüyken aniden intihar etmeyi seçmesi bana biraz “umut”la ilgili bir sorun gibi geldi. Zweig yaþamý boyunca hep iki þeye inanýyordu: Avrupa fikrine ve sanatýn, kitaplarýn kurtarýcýlýðýna… Zweig saðlam karakterli bir yazar olmasýna, hatta ve hatta yaþadýðý çaðda Avrupa gözleri önünde kendi kendini yok ederken yazýya sýðýnmýþtýr. Naziler tüm kitaplarýný yýrtýp, yakarken ülkesi hakkýnda bir tek çirkin, kötü, kem söz söylememiþ, yazmamýþtýr. Zweig; “Asla karþýtlarýnýzýn entelektüel seviyesine inmeyi kendinize yakýþtýrmayýn” diyerek nasýl karakter sahibi bir yazar olduðunu ortaya koymuþtur. Yine Prochnik’in kitabýndan öðreniyoruz ki piyano tuþlarýna dokunur gibi sýrtlarýný okþadýðý kitaplarýndan uzak kalmak Zweig için yýkýmý hýzlandýran en büyük etkenler arasýnda yer almýþ… Efendim, sürgün dediðimiz olay mesafeyle ölçülmez bilirsiniz. Yani insan evinde de sürgün olur. Yuvayý kaybetme duygusudur sürgün ve gerçekten çok acýdýr! Edward Said’in ifadesiyle; “kýþ ruhu”dur. Ýslam dini bu yüzden iki temel üzerine kurulmuþtur. Korku ve Ümit! Yani bir insandan umut gidince inanç da yitip gidiyor ve sonrasý çýkmaz bir sokak olabiliyor… Zweig’ýn intihar haberini aldýðýnda kendisi de sürgünde olan Thomas Mann’ýn gibi öfkelenmek, meslektaþýnýn intihar etmesini düþmanlarýný sevindirmesine yoran yazarlar lazým dünyaya. Mann; “Ýstedikleri tam da buydu” diyerek umudu bir görev saymýþtýr. Bu dünyaya Stefan Zweig gibi kýrýlgan deðil, metanetli Thomas Mann gibi duruþu olan hakikat ehli insanlar lazým. Umudu korumak, güzel günlerin geleceðine inanmak bir sorumluluktur herkese çünkü. Zira ümitsiz yaþanmýyor. Ya da Thales’in ifade ettiði gibi: “Her þeyin yok olduðu anda bile umut vardýr.” demek ve böyle düþünmek insaný eserleriyle, yapýtlarýyla pekala ölümsüz kýlabilir diye düþünüyorum. Kalýn saðlýcakla…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |