..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Günlük Olaylar > Ayhan Kanat




27 Þubat 2003
Konsolosluklar Ve Sýnýr Geçiþleri  
Ayhan Kanat
Konsolusluklar ve yurt dýþý çýkýþlarý sýkýntý vericidir,yurdum insaný için.


:BBAF:
Konsolosluklar, sýnýr geçiþleri

Ýnternette “kýl olduklarýmýz” diye bir köþe gözüme çarptý. Þöyle bir düþündüm. O kadar kýl olduðum þey var ki. Hangi birinden baþlayayým.

Konsolusluklardan baþlayalým isterseniz. Aranýzda yabancý ülke konsolusluklarýna giden vardýr mutlaka, bilirsiniz oralar nasýl yerdir. .

Yurt dýþýnda bundan iki yýl önce bir bilimsel toplantý vardý. Gitmeyi düþündüm. Neler yapmam gerektiði hakkýnda konsolusluða bir gideyim dedim. Neyse, telekom saðolsun, bilinmeyen numaralar devamlý meþgul çalar ya. Gece yarýsýný bekledim yine meþgul. Sonra neyse meþgul olmayan bir anýný buldum. Zar zor da olsa, konsolusluðun telefon numarasý alabilmiþtim. Büyük iþ baþarmýþ gibi sevinçliydim. Artýk gündüzü beklemek gerekliydi, gecenin bir yarýsý arayacak deðildik. Cüzdanýmýn iyi yerine koydum numarayý.

Bir gün sonra öðleden sonra açtým telefonu. Yapacaðým iþ gayet basitti.. Gerekli belgeleri öðrenecektim. Karþýma bir adam çýktý. Rahatsýz olmuþ gibi idi. “Neden telefonla arýyorsun, burada dýþ kapýnýn yanýndaki duvara aþmýsýz, gerekli þeyleri, gel ordan oku” pat diye telefonu kapattý.

Sen misin bunu yapan, telefonu kafamda kýrmadýðý kalmýþtý sanki. Hemen tekrar aradým numarayý. Adam tabi ki sesimden anladý; Sanki uykudan kalkýyordu adam. “Belamýsýn, nesin, sen” diye hemen tekrar baþladý okumaya. Ýnatçý idi. Vermeyeceðini söylüyordu o bilgileri. Ben de Istanbul’un trafik sorununu, orada park sorunu saydým ama nafile. Adam nuh diyor peygamber diyordu. Baktým ki olacak gibi deðil, ben de saydým ona, bana saydýklarý gibi, kapattým telefonu.

Biraz rahatlamýþtým ama, sonuç elde edememiþtim. Belli ki gidecektik konsolusluða. Þimdi o ülkeye gitmeyi kafaya koymuþtum, vazgeçmek olmazdý. Erkekliðe sýðmazdý en azýndan.

Gittim nitekim. Ýstiklal Caddesi'ne yakýn bir yerde idi konsolusluk. Arabayý da Taksim Ýlkyardým Hastanesi'ne yakýn sokaklardan birine park ettim. Hala buralarda, park için araba gelmesini bekleyen, çoban kýlýklý, ne idiði belirsiz, elinde belediyenin o sokaðýnýn kendisine tahsis edildiðini gösteren bir belge de olmayan adamlar yoktu.

Bir defasýnda Saray Burnu'nda, kalenin yanýnda bir yerde az bir durmam gerekmiþti. Bu adamlardan biri hemen yanýmda bitti.
Zaten görünce moralim bozuldu. Sert bir þekilde “Ne var.?” dedim.
“Burasý paralý otopark, park parasý.”
“Kafamýn tasýný arttýrma, ben öyle bir yazý görmedim, hem elinde belgen var mý.”
“Var.”
“Göster.” Sert konuþmalarýmýzdan benim yetkili biri olduðumu zannetti galiba. Bu arada konuþmalarýmýz, biraz ilerde iki genci de ayaða kaldýrmýþtý. Uzun paltolu, býçak, tabanca taþýyan tiplere benziyordu. Hastanede çok görürdüm onlarý. Adam yalnýz deðilmiþ. Yanýmdaki de bana matbaada bastýrdýðý otopark fiþlerini gösteriyordu. Ne yerin ismi vardý. Ne de belediyeden onay. Sadece para miktarý ve numara vardý fiþte.

“Ben bunlardan istediðin kadar bastýrayým, bu fiþler burasýnýn sana tahsis edilmiþ olduðunu göstermez dedim.” Bu arada diðer ayaða kalkan iki kiþi, “Problem nedir?” diye iþaret yapýyorlardý. Yanýmdaki de “Adam, park belgesi istiyor.”dedi. Sanki kötü bir þey istiyordum. En doðal hakkýmdý.
Karþý delikanlýlardan biri baðýrarak öyle bir belgeye kötü bir küfür savurdu. “Bende bela geliyorum demiyor.”diye düþünmeye baþladým.

Yanýmdaki çoban kýlýklý adam sonuda patladý, “Ya parayý ver, ya da çek git.”dedi. Bazen çekip gitmek en iyisidir. Çekip gittim tabiki. Istanbul’da yaþamak gittikçe daha zor oluyordu nitekim.

Neyse Taksim’e gelelim. Onca kalabalýðý arasýndan süzülerek, konsolusluða ulaþtým. Her taraf kapalý idi. Kale gibi korunuyordu. Orada asýlan yazýyý da göremedim. Zile bastým. Bir ses “Ne istiyorsun be? Dedi. Elinde bir sopa bir dövmediði kalmýþtý sanki. “-ize için þartlarý öðreneceðim.”.
O kafasýný göremediðim þahýs, “Git dýþarda duvarda yazýlý, pasaportunda bilmem hangi ülkeye girdiðine dair mühür olmasýn” dedi.

Herþey tamam da, bu bir yere girmeme durumu ilginç idi. Hemen “O dediðiniz yere giriþ mührü, pasaport da olsa ne olur?” dedim. Adam böyle bir soruyu beklemiyordu. “O zaman yeni pasaport çýkarmak gerekir, yoksa vize alamazsýn.”diye ekledi. Bunlarý da çabuk git, seninle uðraþamam der gibi söyledi. Sanki oraya geldiðim rahatýný bozmuþtum muhtemelen zat-ý alilerin. Daha fazla kýzdýrmaya da gelmezdi. Duvardaki yazýyý bulmak üzere ayrýldým ordan. Neyse ki hemen kapýnýn yanýnda, büyük bir panoya asmýþlar, notlar alarak ayrýldým.

Bu benim konsolusluklara ilk gidiþim deðildi. Bir defasýnda baþka bir konsolusluða gitmiþtim. Orasý da da ayrý bir alemdi. Üzerindeki elbiseden güvenlik görevlisi olduðu anlaþýlan bir adam, vatandaþlarý sýraya sokuyordu, elindeki sopaya benzer copla.

Buradan vize almak deveye hendek atlatmaktan daha zordu sanki. Ýþi bitirmek için, sabahýn köründe, sabah namazý okunurken, gelip burada sýraya girmek gerekiyormuþ.

Bir gün ben de aynen öyle erken saatte geldim, sabah ezaný okunuyordu. Bir müddet sonra güneþ de çýktý. Zaman epey ilerledi. Hala bana sýra gelmemiþti.

O da ne, biz kek gibi sabahdan beri sýramýzý beklerken, bir adam geldi, kýrýta kýrýta, önümüzden geçti gitti iþlemlerini yaptýrmak için. “Hooop hemþerim sýra var burda” dedik. “Onu tanýmýyormusun, o bir sanatçý dediler.” Vallahi tanýmýyorum. Hem tanýsam ne olur, sýraya geçsin.”dedim. Kendimi kara cahil hissetsemde sinirliydim.

Tekrar "O sanatçý.”dediler. Elden bir þey gelmiyordu. Tekrar baktým, kýrýta kýrýta, liseli genç kýzlar gibi giden sanatçýya. Kibar birine benziyordu, ama gýcýktý vesselam.

Aklýma gelmiþken, bir baþka ülkenin konsolusluðundan bahsetmeden geçemiyeceðim. O da süper diye tanýmlanan, ülkelerden birine aitti. Bu yazýda ülke isimlerden bahsetmek istemiyorum. Anlamak isteyen anlýyor zaten, nerelerden bahsettiðimi.

Bu son ülkenin konsolusluðunu cezaevinden farký yoktu. Galiba görevliler, sizi potansiyel suçlu olarak görüyorlardý. En azýndan bunu hissedebiliyordunuz. Bunlar normal olabilirdi. Nitekim bir mizah dergisinin web sayfasýnda bile bu ülkenin suç kronolojisi yayýnlanýyordu.

Burada da vize için, banka hesaplarý, daire, mal tapularý istiyorlardý. Evet aynen, insan yabancý devlet konsolosluklarýna gittiði zaman, Türkiye’nin, türk insanýnýn durumunu daha iyi anlýyor. Acý ama, gerçek idi.

Yabancý devletlere baktýk, biraz da kendi ülkemizden bahsedelim. Onca yabancý ülke seni kendi ülkene hapsetmek için o kadar vize, para engeli koyuyor. Sen yýlmadan bunlarý aþarak, vizeni alýyorsun. Dýþ ülkeye gideceksin. Kendi devletin dýþarý çýkarken “50 dolar yada 70 milyon toplu konut vergisi vereceksin yoksa çýkamazsýn.” diyor. Bu duyduðuma göre, dünyada eþi benzeri olmayan bir uygulama imiþ, üstelik sade vatandaþlardan alýyor da, diplomatlardan ve iþ adamlarýndan alýnmýyormuþ.

Bu 70 milyonu vermemek için Gürcistan’la olan Sarp sýnýr kapýmýzda insanlarýn çektiði çileyi de gördüm, üzüldüm de biraz.

O kadar parayý vermemek için, insanlar ayný gün dönmek için ellerinden gelen herþeyi yapýyorlar, iþlerini hýzlý halletmeye çalýþýyorlardý. Günü birlik gidersen, yani 24 saat içinde dönersen bu para alýnmýyormuþ.

Bu toplu konut parasý, Kuzay Kýbrýs’a giderken alýnmýyor, fakat görevliler orada da boþ durmuyorlar. Taþucu Belediyesi Liman Hizmetleri diye, Deniz Kýþý Ýnþaat þirketi adýna fiþ keserek kiþi baþý 14 milyon alýyor. Bu bilet parasýnýn yarýsýna tekabül ediyor. Günde ortalama 1000 kiþi gittiðini kabul edersek günde 14 milyar yapar. Peki liman hizmeti olarak Taþucu belediyesi ne veriyor sana? Bence hiçbir þey. Aþýrý yaz sýcaðýnda açýk havada, yada hala vantilatörler çalýþan binalarda, imza iþlerini hallediyorsun. Vücudundan çýkan terler, atletini bile ýslatýyor.

Kýbrýs'da görevli asker ve subaydan da o paranýn yarýsý alýnýyor. Asker gariban ise, parasý yok ise vay haline. Bir defasýnda dilenciye para toplanýr gibi bir askerin geçiþ parasýný, oradaki yolculardan toplanmaya çalýþýldýðýný da gördüm. Sanki asker adaya, turistik gezi için gidiyor. Üzüldüm tabi ki.

Tabi belediye bu paralarý toplarken, polis teþkilatý boþ durur mu, onlarda bir imza için 1.5 milyon alýyorlar. Sana verdikleri fiþ de, Silifke ve havalisi karakollarý için baðýþ yaptýðýn yazýyor. Ama biraz zorla alýyorlar. Vermezsen iþini yaptýramazsýn.O kadar basit



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn günlük olaylar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bende Canli Kalkan Olmak Ýstiyorum

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Bayanýn, Bir Erkeði Evliliðe Ýkna Etmesi Ýçin Ne Yapmasý Gerekiyor?
Seçtiðimiz Renk Kiþiliðimizi Yansýtýr
Okullar Açýldý
Evlilik Hakkýnda Tavsiyeler
Akýl Nedir, Zeka Nedir?
Teþekkür Etmek Ýçin Ýlle de Bir Ýyiliðin Yapýlmasýný Beklemeyin
Bilgisayar Boþanmalara Neden Oluyor
Bizi Sevindirenler

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Böyle Özgürlük Olmaz Olsun [Eleþtiri]
Sonbahar ve Bunalým [Bilimsel]
Nefes Önemlidir [Bilimsel]


Ayhan Kanat kimdir?

34 yasindayim, polemik turu yazilari severim.

Etkilendiði Yazarlar:
Orhan Pamuk


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ayhan Kanat, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.