Sevgi en azgýn yüreði uysallaþtýrýr, en uysal yüreði azdýrýr. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Bakýlýnca ülkemizdeki Marksist düþünceye sahip Türklerin hiç biri ne iþçilerin arasýndan çýkmýþlardýr, ne de köylülerin. Zaten bu sýnýflarýn arasýndan çýkmalarý da mümkün deðildir. Zira Türkiye’de iþçiler hâk istemektedir, hiç birinin kolektivizm ve Marksizm istediðini ne gören, ne de duyan vardýr. Köylü de topraðýnda yetiþtirdiði ekinini, daha verimli hale getirmenin peþindedir. Topraksýz olaný toprak isterken bile yurt ekonomisine anonim bir birim olarak deðil, kendi baðýmsýzlýðýný koruyan, þahsiyetinin direkt tesiri altýndaki sýnýrlarla çevrili özel mülkündeki çalýþmalarýyla alýn terini deðerlendirmek isteyen bir tutum içindedir. Türkiye’deki Marksistlerin, solcularýn, devrimcilerin hepsi topraða, iþe, alýn terine ve emeðe, esere, þahsiyet çilesine uzak insanlardýr. Bütün etkisini milletlerarasý gizli siyasi faaliyetlere borçludur. Hepsi de yurt ve kültür sevgisinden mahrum marjinal bir gruptur. Tek kazançlarý açýk veya gizli, dolaylý veya doðrudan doðruya devlet veya millet parasýdýr. Bir de milletlerarasý gizli kaynaklar. Bir ülkeyi batýrmak isteyen Avrupalýlarýn þeytanlýklarýnýn hangisini sayalým bilmiyorum ama bilin ki onlar bir ülkeyi batýrmak istiyorlarsa, o ülkede ilk yaptýklarý þey böyle bir grubu oluþturmaktýr. Milletlerarasý ihtilalcýlar, sözüm ona camiacýlar da arka planda bu tür insanlarý her yönüyle idare eder yönetirler. Durmadan onlara taktik ve strateji öðretirler. Ahlaklarýnýn tek prensibi ise kaypaklýktýr. Bilgi, kültür, edebiyat yerine hepsi de demagojide birer ustadýrlar. Ýnançsýzlýklarý onlarýn kimliðidir. Tarihi küçümserler insan ve tabiat sevgileri zerre kadar yoktur. Ýþleri güçleri zihin karýþtýrmak, ufuk karartmaktýr. Ufku ve zihni karýþan insanlara ülkedeki geliþen olumsuzluklarý göstererek herkesin geleceðinin kapkara olduðunu göstermeye baþlarlar. Sonra alkol yapraklarýyla yýkanan gazeteleri çirkeflik dalýnda bir numara olan TV’leriyle ne kadar “izm” var ise onu kurtuluþ reçetesi olarak pompalamaya baþlayacaktýr. Dillerinin altýndaki bakla “umutsuzluk”tur. Halka anarþist veya ihtilalcý bir doktrini tek kurtuluþ çaresi olarak sunarlar. Asýl dinleri dinsizliklerinin kaynaðý olan propaganda ve reklam ile en ufak deðeri bile bulunmayan kalemleri o ülkenin tek övüncü gibi göstermeyi baþarýrlar. Batý basýný bu yolda onlarýn her zaman yardýmcýsýdýr. Batýyý daima þahit olarak gösterirler. Tezattan tezada düþmekten hiç kaçýnmazlar. Çünkü onlar hakikatin þahitliðini çoktan unutmuþ ve reddetmiþlerdir. Memleketin düþünce, edebiyat, kültür, aksiyon ve askerlik alanýndaki deðerlerini hep görmezlikten gelirler, bir yokluða mahkûm ederler. Bir deðer bin güçlükle kendine kabul ettirmiþse hep birden ona yüklenirler. Onu çürütmek için yapmayacaklarý çirkeflik yoktur. Deðerli Okuyucu, Ülkemizdeki ve Ortadoðu’daki asýl sorun ve dert tam olarak budur iþte. Maalesef kendi entelektüelinin iklimini ve baskýný henüz kurulamadýðý için bunlar böyle at oynatabiliyorlar. Sabýrlý inceleyiciler henüz yetiþmemiþ, gelmemiþtir. Peþin hükümleri, kültür karamuklarýný ayýklayabilecek yiðit oðlu yiðitler henüz gözükmüyor… Ülkemizde ki terörün asýl kaynaðý ve Ortadoðu’nun makûs trajedisini ciðerinin en derin noktasýndan soluyan kalemlerimiz henüz belirmemiþtir. Kýlýçtan keskin üslup, kýldan ince düþünce doðum sancýsýný henüz kalplerimize salmamýþtýr. Saðcý düþünce henüz çocuk olduðu için solcu taktik ve stratejinin kirli oyunlarýna gelebilmektedir. Zaman zaman solcularýn, devrimcilerin, camiacýlarýn hedef þaþýrtýcý, dikkat kaydýrýcý taktiklerine kanarak kendi deðerlerini seçme hususunda müthiþ güçlük çekmektedir. Ama bunlar geçecektir. Köksüz, yurtsuz, sevgisiz inançsýz tüm akýmlar bir gün bütün etkisini kaybedince, yerli kültür ve aksiyon, yeniden varoluþun þahdamarýnda duran tüm taktik ve hamleler de kendi özüne dönecektir. Zira hiç kimse Ýslam'ýn sesini kýsamayacaktýr. Kýssada kimseye en küçük bir fayda saðlamayacaktýr. Kýsmaya çalýþanlarýn da er ya da geç sesinin kýsýldýðýna, halk arasýnda minicik bir deðerinin olmadýðýna hep birlikte þahit olacaðýz. Bilinmeli ki gelecek Ýslam’ýndýr. “Ýzm”lerin deðil. Göreceksiniz önümüzdeki yýllarda bütün “izm”ler, týpký ateþin önündeki kar gibi eriyip gidecektir. Yeter ki özümüze dönüp, inancýmýza sýmsýký sarýlalým…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |