Öyle bir dünyada yaþýyoruz ki “çalýþma”, “çalýþan”lardan daha deðerli sayýlýyor… Özellikle özel kurumlarýn bu anlayýþý hem devlet kadrolarýnda hem de normal iþ hayatý dýþýndaki yaþayýþ biçimlerimize de sirayet ediyor. Yani evlerimizin düzeni, devletin sunduðu saðlýk hizmetleri, þahsi boþ zamanlarýmýz, duygusal ilgi alanlarýmýz vs… hepsi çalýþma þartlarýnýn uyduðu kurallarla yürütülür hale geliyor bir zaman sonra. Öyle ki kurumlar soyut varlýklarýyla tek tek insanlarý somut varlýklarýný hesaba katmaz bir kerteye ulaþýyor…

Aslýnda bu deðiþim insana ilk bakýþta rahatlýk ve hareket serbestîyeti saðlar gibi görünse de kesinlikle bir serbestliðinine Allah’ýn hiç bir kuluna saðlamýyor. Þöyle ki insanlar birbirlerine kiþisel olarak baðýmlý kalmaksýzýn normal þartlar altýnda iþ bulabiliyor, kendi imkanlarýyla barýnabiliyor, dilerse tedavi olabiliyor veya eðlenme imkanýna bir þekilde kavuþabiliyor… Ne var ki kýsa bir süre sonra yüzleþilen “insansýzlaþma” durumu yurdum insanlarýný bir diktatörün yalnýzlýðýna sürüklüyor. Düþünün ki bir diktatör baþkalarýna hükmetme gücünü her zaman bulundurmasýna raðmen nedense hiç kimseyle hesabý olmayan karþýlýklý güven iliþkisine bir türlü geçemiyor ve bu yüzden de sözünü geçirdiði herkesin potansiyel birer düþman, ve dahi sözüne güvenilmez bir hain konumuna düþürüyor… Türkiye’deki tüm þirketler malum aliniz birer kapitalist rejimin çocuðu dolayýsýyla toplumun sýradan insanlarý da yararlandýðý kurumlarýn ve yine bu kurumlarýn ölçüleri dýþýna azýcýk çýkar çýkmaz kafasýný vestiyere kaptýrýveriyor. Evet, diktatörlerin halkýna kin ve nefretle hükmettiði gibi, kapitalist toplumlarýn düz insanlarý da bu hale nefretle itaat ediyor… Öyleyse bu ülkenin sözüm ona halkýnýn %90’ný Müslüman idiyse neden “kapitalist” bir düzen ve toplum içinde yaþamayý kendine reva görüyor! Görüyorsa da bu durumda bizlerde toplumda yaþayan birer küçük diktatörleri…

Bu ülkede Ýslam’ýn þöyle veya böyle toplumdaki kaçýnýlmaz deðer kabul edilmesiyle baþlayan normalleþme kýsa sürede kapitalist düzen hastalýðýna yakalanma tehlikesi taþýdýðýnýn belirtilerini çoktan verdi malum aliniz. Caným ülkemdeki Müslümanlar resmi bakýþ açýsýnýn Ýslam karþýsýnda hasýmane tutum içinde olmayýþýný artýk Müslümanca bir hayatýn nevþü nema bulmasý bakamýndan yapacak þey kalmadýðý þeklinde yorumlamaya kalksak realist bir tespitte bulunmuþ oluruz. Zira, týpký kurumlarýn ev düzenini ayarlamalarýyla eve kendine mahsus bir düzen saðlama yükünden kurtulan ve kendisini bu tutumu karþýnda rahatlýk hissi veren kapitalist toplumun sýradan birer insaný gibi… Ýþin daha da garip olaný þu ki Türkiye’deki Müslümanlar þimdiye kadar kendilerinden saklanan iþ alanlarýna girmeyle güya daha çok söz geçirme gücüne sahip olduklarýna inanýyorlar! Halbuki bir alanda söz geçirdikleri zaman kullanýlan yetkinin gücü bir süre sonra KDV’si cinsinden kendisine “yalnýzlýk” olarak dönmüyor mu?

Üstelik sadece Müslümanlarýn da deðil! Dünyadaki bütün toplumlarýn buna duçar olduklarý göz önünde bulundurulmalýdýr! Yani, tüm kurumlarýn gayri þahsi baskýsý diyebileceðimiz bu belayý, yaþanýlan deðiþimleri geriye doðru bir deðiþimle asla ve katta düzeltemeyeceðimize göre elimizde yalnýz bir imkan kalýyor! O da: Ýnsanýmýzý maddi þartlarýn asimle ettiði insan iliþkilerini kurumlara muhtaç olmayacaðýmýz bir þekilde yeniden canlandýrmak, belki anlamlandýrmak… Fakat bu süreç de çok sancýlý olacak. En azýndan bu süreci çok iyi anlayýp kavramak gerekiyor. Yani yaþadýðýmýz deðiþikliklerin kaçýnýlmaz olmadýðýný ve eðer bugün aklýmýzý baþýmýza getiren bela ve musibetler daha önce anlaþýlmasýydý durup dururken deðiþmenin yönünü farklý kýlabileceðimizi hiçbir ölçüde bilemeyecek bundan sonrasý için de o ölçüde bela defedici bir tutum içinde olamayacaktýk.

Son söz: gerek reel, gerek sanal alemde var olan her birey günümüz þartlarýnda hangi mesele olursa olsun mini bir diktatör yalnýzlýðý yaþýyor veya çekiyor… Bu yalnýzlýða tek çare, Allah Resulünün sünnetine sarýlmakla bertaraf edileceðini düþünüyorum. En azýndan bu yalnýzlýk hastalýðýna uðramayacaðýmýzýn bir güvencesi yahut garantisi altýnda olduðunu net bir þekilde ifade edebilirim…