..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Prensiplerden hoþlanmam. Önyargýlarý yeðlerim. Daha içtenler. -Oscar Wilde
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Deneme > Din > MUSTAFA ESER




17 Aralýk 2019
Ehl - Ý Sünnet  
Ýslam Ehli Sünnettir.

MUSTAFA ESER


Ýslam Ehli Sünnettir.


:GDI:
EHL-i SÜNNET

     Hz. Peygamber ile ashabýn dinin temel konularýnda takip ettikleri yolu benimseyenler anlamýnda bir tabir.Sözlükte “mânevî alanda çizilen yolu benimseyenler” anlamýna gelen ehl-i sünnet (ehlü’s-sünne) tamlamasý ehlü’s-sünne ve’l-cemâa (ehl-i sünnet ve’l-cemâat) ifadesinin kýsaltýlmýþ þeklidir. Buradaki sünnetten maksat, dini teblið ve beyan etmekle görevli bulunan Hz. Peygamber’in Ýslâm’ýn temel konularýný anlama ve benimseme tarzýdýr. Cemaat kavramý, her devirdeki müslümanlarýn büyük ekseriyeti (sevâd-ý a‘zam) ve müctehid âlimler gibi farklý þekillerde yorumlanmýþsa da vahyin ilk muhataplarý olup inanç, ibadet, hukuk ve ahlâk cepheleriyle Ýslâm’ý bir bütün olarak sonraki nesillere aktaran ashap cemaati anlamýna geldiði yolundaki görüþ tercih edilmiþtir (Þâtýbî, II, 258-265). Aslýnda bu anlayýþ diðer yorumlarýn da temelini oluþturmaktadýr. Buna göre Ehl-i sünnet’i, “Hz. Peygamber ile ashap cemaatinin dinin temel konularýnda takip ettikleri yolu benimseyenler” diye tarif etmek mümkündür. Bu tarifte yer alan “dinin temel konularý”ndan, Ýslâm’dan olduðu kesinlikle bilinen ve “usûlü’d-dîn” diye de adlandýrýlan hususlar kastedilmektedir (aþ. bk.)
     Sünnet kelimesi daha çok, ilâhî tebligatý yalanladýklarý için geçmiþ peygamberlerin ümmetlerine uygulanan ve âdet-i ilâhiyye haline gelen dünyevî azap mânasýnda Kur’ân-ý Kerîm’de geçmekteyse de (M. F. Abdülbâkī, el-Mucem, “sünnet” md.) ehl-i sünnet tabiri Kur’an’da yer almamýþtýr. “O gün nice aðaran yüzler vardýr” (Âl-i Ýmrân 3/106) meâlindeki âyetle Ehl-i sünnet’in kastedildiði tarzýndaki bir yorum Ýbn Abbas’a nisbet edilirse de (Ýbn Teymiyye, Minhâcü’s-sünne, V, 134) âyetin devamý dikkate alýndýðý takdirde burada genel anlamda müminlerden bahsedildiði açýkça görülür.
     Erken dönem hadis kaynaklarýnda da ehl-i sünnet tabiri görülmemekte, buna karþýlýk “sünnet” ve “cemaat” kelimelerine rastlanmaktadýr.Ýlgili rivayetlerde belirtildiðine göre Hz. Peygamber ümmetinin yetmiþ iki veya yetmiþ üç fýrkaya ayrýlacaðýný, bunlardan biri dýþýndaki bütün fýrkalarýn cehenneme, “cemaat fýrkasý”nýn ise cennete gireceðini söylemiþ (Ýbn Mâce, “Fiten”, 17; Ýbn Ebû Âsým, I, 30-31, 39); Allah’ýn rahmet elinin cemaat üzerinde olduðunu, cennetin ortasýna girmek isteyenlerin topluluktan ayrýlmamalarý gerektiðini (Tirmizî, “Fiten”, 7), cemaatten az da olsa ayrýlanlarýn Ýslâm’dan çýkmýþ sayýlacaklarýný ve Câhiliye ölümüyle öleceklerini belirtmiþtir (Buhârî, “Fiten”, 2; Müslim, “Ýmâre”, 53, 54). Ayrýca ihtilâf halinde büyük çoðunluða uyulmasýný emretmiþ (Ýbn Mâce, “Fiten”, 8), vefatýndan sonra, yaþayanlarýn pek çok ayrýlýða þahit olacaklarýný söylemiþ, bunlara yetiþecek olan o dönemdeki müminlerin kendi sünnetiyle Hulefâ-yi Râþidîn’in sünnetine sýmsýký sarýlmasýný öðütlemiþtir (Dârimî, “Muķaddime”, 16). Bu nakillerden “yetmiþ üç fýrka” rivayeti isnad açýsýndan zayýf görülmüþtür (Ýbn Hazm, III, 292).
     Hulefâ-yi Râþidîn’in sünnetiyle ilgili rivayetler ise Ýslâm tarihinde vuku bulan bazý olaylarýn seyriyle baðdaþmayan unsurlar ihtiva etmektedir. Çünkü Hz. Peygamber’in vefatýndan sonra halifenin belirlenmesi konusunda ashabýn ihtilâfa düþtüðü ve her halife seçiminde nassýn bulunmayýþýndan doðan belirsizliðin devam ettiði ilk kaynaklarda zikredilmektedir. Eðer Resûl-i Ekrem râþid halifelerle ilgili bir tavsiyede bulunmuþ olsaydý ihtilâf ve belirsizlik ortaya çýkmazdý. Ayrýca bu rivayetler, Þîa’nýn öne sürdüðü “sekaleyn” hadisine alternatif olarak ortaya konulduðu izlenimini de vermektedir.
     Bazý geç dönem eserlerinde Hz.Peygamber’e nisbet edilmiþ olarak ehl-i sünnet tabirine rastlanmaktadýr. Ebû Abdullah el-Halîmî’nin kaydettiði rivayete göre Resûl-i Ekrem her emîrin arkasýnda namaz kýlmayý, her halifenin idaresinde cihad yapmayý ve ehl-i kýbleden olup vefat eden herkesin cenaze namazýný kýlmayý Ehl-i sünnet’in üç esasý olarak göstermiþtir (el-Minhâc, III, 180). Þehristânî’nin yer verdiði rivayete göre ise Hz. Peygamber, yetmiþ üç fýrkaya ayrýlacak olan ümmeti içinde yalnýz kendisinin ve ashabýnýn yolunu takip eden Ehl-i sünnet ve’l-cemâat’in kurtuluþa ereceðini söylemiþtir (el-Milel, I, 14). Ana hadis kaynaklarýnda yer almayan bu rivayetlerin sýhhati þüphe ile karþýlanmaktadýr.
     Ehl-i sünnet’e baðlý olanlara “saðlam ve doðru inancý benimseyenler” anlamýnda “Sünnî” adý verilir. M. Watt, sünnî teriminin ilk defa IV. (X.) yüzyýlda kullanýldýðýný ileri sürmüþse de (Ýslâm Düþüncesinin Teþekkül Devri, s. 338) tâbiînden Saîd b. Cübeyr’e (ö. 95/713) nisbet edilen bir rivayetten anlaþýldýðýna göre kelime I. yüzyýlýn sonuna doðru (VIII. yüzyýlýn baþlarý) ortaya çýkmýþ olmalýdýr (Fýðlalý, s. 54). Ehl-i sünnet tabiri ise Dârimî’de yer alan bir rivayete bakýlýrsa (“Muķaddime”, 23) ilk defa Hasan-ý Basrî tarafýndan kullanýlmýþtýr. Ehl-i sünnet mensuplarý, “ehl” kelimesine “hadis, cemaa, istikame, hak, iman, isbat” kelimeleri eklenerek oluþturulan terkiplerle ve “sýfâtiyye” (ilâhî sýfatlarý benimseyenler), “fýrka-i nâciye” (kurtuluþa eren zümre) ve “sevâd-ý a‘zam” (büyük çoðunluk) tabirleriyle de anýlýr; kaynaklarda ise Cebriyye, Mücevvire, Nâsýbe, Nâbite, Müþebbihe, Haþviyye gibi isimlerle ifade edilmek istenir.DÝA-EHLÝ SÜNNET MADDESÝ 30/11/2018
     Ehl-i sünnet’e yönelttikleri eleþtirilere gelince, Sünnî âlimlerinin naslarý yorumlarken hataya düþmediklerini söylemek elbette mümkün deðildir. Nitekim ayný konularda az da olsa ihtilâf etmeleri bunu göstermektedir. Ancak bu tür meseleler Ýslâm akaidinin genel çerçevesiyle ilgili olmayýp ayrýntý sayýlabilecek bazý noktalara münhasýrdýr. Mu‘tezile’nin Ehl-i sünnet’i teþbih ve cebir görüþlerini ihdas etmekle suçlamasý isabetli deðildir. Çünkü ilâhî sýfatlarý ispat eden sadece Sünnîler olmayýp Mu‘tezilîler de belli bir çerçevede sýfatlarý kabul etmektedir. Kader ve kullarýn fiilleri konusundaki eleþtiriler de Ehl-i sünnet’in hatalý olduðunu kanýtlayýcý bir kesinlik taþýmaz. Zira bütün olaylarýn ilâhî ilim çerçevesinde meydana geldiðini, bunun yanýnda kulun fiil yapma gücü ve iradesine sahip bulunduðunu her iki taraf da kabul etmektedir. Ehl-i sünnet sadecesýfatlarýn yetkinliðinden hareketle fiilin meydana geliþinde ilâhî iradeye de yer vermek istemektedir.      Mu‘tezile’nin müslümanlar içinde azýnlýk durumunda bulunmakla övünüp çoðunluðu temsil etmesinden ötürü Ehl-i sünnet’i eleþtirmesi de haklý deðildir. Çünkü Kur’an’dan getirdikleri deliller kâfir - mümin ayýrýmýyla ilgilidir. Eðer insanlar içinde azýnlýkta kalmak mânevî açýdan bir avantaj ise Ehl-i sünnet kâfirlere nisbetle yine azýnlýktadýr. Þîa’nýn, hilâfeti kastederek, re’y ile hükmettiði ve bazý rivayetleri dikkate almadýðý gerekçesiyle Ehl-i sünnet’e yönelttiði tenkitler aynen kendileri için de söz konusudur. Hakkýnda nas bulunmayan hususlarý ihtiyaca göre insanlarýn anlayýþýna terkedip re’ye baþvurmalarýný câiz görmesi Ýslâm’ýn evrensel ve mükemmel bir din oluþunun tabii bir neticesidir.Yusuf Þevki Yavuz Dia)30/11/2018



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn din kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Ýslam Felsefesi - Ýslamýn Felsefesi - Müslümanýn Felsefesi
Selefiler - Reformcular
Kelimeler Kavramlar - Reform - Ýslamda Reform
Kelimeler - Kavramlar - Oryantalistler
Yaratýcý - Yaratma
Kelimeler Kavramlar - Kelam Ýlmi
Elfaz - I Küfr
Kelimeler - Kavramlar - Ýbni Teymiyye
Kelimeler Kavramlar - Mümin - Müslüman - Veli
Kelimeler - Kavramlar - Felsefe

Yazarýn deneme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Amatör Yazarýn Çilesi
Zafer Toprak Söyleþisi - Tarih
Kelimeler Kavramlar - Ýnsan Anlatan Bir Kelimedir
Okur Haklarý
Kuraný Kerim Ýnsaný Anlatýr
Kelimeler Kavramlar - Akýl Cehalet
Ýyiler Çay Ýçer

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Bereli 30 [Roman]
Bereli 25 [Roman]
Bereli 28 [Roman]
Bereli 33 Final [Roman]
Bereli 32 [Roman]
Bereli 19 [Roman]
Bereli 20 [Roman]
Bereli 31 [Roman]
Bereli 21 [Roman]
Bereli 29 [Roman]


MUSTAFA ESER kimdir?

50 YAÞINDAYIM. MEMURUM. ÝKÝ ÇOCUÐUM VAR.

Etkilendiði Yazarlar:
HERKESTEN VE HÝÇ KÝMSEDEN


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © MUSTAFA ESER, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.