Öylesine ciddiye alacaksýn ki yaþamayý, yetmiþinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzým Hikmet |
|
||||||||||
|
Bekri Mustafa, kýþ yaklaþtýðý için ormana gider biraz odun keser. Merkebine odunlarý yükleyip þehre gelirken karþýdan tüccar kýlýklý iki adam peyda olarak : -Þu zýndýkla alay edelim, diye Bekri Mustafa'ya yanaþýp selam verince Bekri Mustafa da durur, merkebi de. Tüccarlar iþaretle : -Bu eþeðin ne düþünüyor? Diye sorar. Bekri Mustafa da: -Odun taþýmaktan yorgun düþtü de, artýk kasabada ticaret etmeyi düsünüyor! Der. ** HANGÝMÝZDE? Avlanmayý seven padiþah, adamlarýyla beraber akþama kadar bir keklik bile vuramaz. Bunun sebebini de, sabahleyin gördüðü bir derviþin uðursuzluðuna baðlar. Bu derviþ de bizim Bekri Mustafa'dýr. Yanýndan hiç ayrýlmayan özel koruma birliði görevi yapan Solaklara seslenir. Saraydan çýkarken, þu þu tipte, sivri külahlý, sýrtý kambur birinin önünden geçtiðini ve hemen bu adamý bulmalarý emrini verir. Tarife göre Bekri Mustafa yakalanýr ve yaka paça huzura getirilir. Sultan : -Bre uðursuz, nabekar!... Bugün sabahleyin karþýma çýktýn. Bu yüzden akþama kadar bir ava rastlayamadým. Bu ne uðursuzluktur. Vurun kellesini... Bekri Mustafa bakar ki kelle elden gidiyor. Son bir dileðini açýklamak için söz alýr : -A devletlum siz beni gördünüz bir keklik vuramadýnýz. Ama insaf ediniz, benim de bugün ilk gördüðüm sizdiniz ve kellemi kaybediyorum. Söyleyin, uðursuzluk hangimizde!... ** ÝKÝ BARDAKTA BÖYLE ÝSE Tedbili kýyafet dolaþmaya çýkan padiþah, surlarýn dibinde demlenen Bekri Mustafa'yý görünce: -Afiyet olsun, der. O da padiþaha: -Buyur, beraber olsun cevabýný verir. Padiþah gider yanýna oturur, oradan buradan sohbet ederler. Bundan çok hoþlanan padiþah, Bekri Mustafa'nýn ikram ettiði bir bardak þarabý kabul eder ve bir dikiþte bitirir. Sohbet koyulaþýr, padiþah bir bardak þarap daha içince çakýr keyif olur ve Bekri Mustafa'ya: -Sana bir sýr vereyim: Ben sultaným, der ve bir bardak daha þarap ister. Ama Bekri Mustafa bu teklifi geri çevirir. Padiþah bozulur ve nedenini sorar. O da: -Ýmaným, iki bardakta sultan oldun, üçüncüyü içersen tövbe estafurullah, haþa kim bilir ne olursun? Der.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |