Bazen evrende yalnýz olduðumuzu düþünürüm, bazen de olmadýðmýzý. Her iki durumda da bu düþünce beni afallatýr. -Arthur C. Clarke |
|
||||||||||
|
Bölge toplumlarýnýn suyundan mý, havasýndan mýdýr nedir? Çok radikal ve keskin düþüncelerle her þeyi býçakla keser gibi sýnýrlar koymalarýna raðmen, aradan fazla zaman geçmeden tam tersi bir deðiþimi göstermeleri, insaný derinden düþündürmektedir. Eskiden beri bölgedeki imparatorluk ve devletler derin kutsallýklar, kendine fazla güvenen, herkesten üstün olduklarýný iddia edip, her türlü olumsuzluklarý yaþamalarý, büyük bir teori ve düþünce eksikliðini göstermektedir. Bölgenin yönetici ve söz sahibi kiþileri, olumsuzluklarýn büyük kýsmýnýn kendilerinden kaynaklandýðýný bildikleri halde, bunu halka belli etmeyecek þekilde politik manevralarla, gerçeklerin üstünü kapatmayý büyük bir marifet sayarlar. Ancak sýðýnýlan temelsiz ve yalancý dayanaklar, sorunlarý daha da derinleþtirerek çatýþmalarýn devam etmesine sebep olmaktadýr. Dünyada ve bölgede eskiden beri yaþanan tarihsel olaylarý takip eden ya da inceleyen herkesin bileceði gibi, Orta Çað’daki din temelli Teokratik ve Aristokratik büyük küçük tüm imparatorluklarýn hepsi yýkýlarak, 1700’lerden itibaren modern ulus devletlere dönüþmeye baþlamýþlardýr. Yeni Çað’la birlikte en erken uluslaþma, Avrupa ve Batý ülkelerinde gerçekleþmiþtir. Bölge ülkeleri ancak 1920’li yýllardan itibaren istemeyerek ve mecburen ulus devlet olmayý kabullenmiþlerdir. Bu devletlerin neden çaða uygun modern ulus olmak istemediklerini þu þekilde ifade edebiliriz. Müslüman toplumlarýn hemen hemen hepsi, kültürel açýdan 1900 yýllarda Orta Çað mantýðýndaki Teokratik ve Aristokratik yaþam bilgisine sahiptiler. Okuma yazma oranlarý %10’u bulan ülke sayýsý çok azdý. Böyle bir eðitim ve kültür yapýsýyla modern ulusal yaþamý anlayýp kavramalarý düþünülemezdi. Doðal olarak bölge toplumlarý Batý ve Avrupa’dan en az 200 yýl geri bir konumda yaþamýþlardýr. Ayný dönemde bölgenin yapay ulus devlet yönetim erki de teokratik yaþam düzenini aþan ileri bir kültürden habersizdi. Bu yüzden sürekli din aðýrlýklý yaþam biçimini büyütmek için, her seferinde yeni dini kural ve kaideler icat etmiþlerdir. Dolayýsýyla ayný mantýk günümüzde de devam etmekte olup, mantar gibi tarikat, dini örgüt, dini parti ve cemaatlerin çoðalmasý, bölge ve Müslüman devletlerin, modern ulusalcýlýða hiçbir zaman sýcak bakmadýklarýný göstermektedir. Bu yüzden eðitim sistemleri ve tüm toplumsal iliþkilerin temeli, Orta Çað mantýðýndaki kutsal din ve üstün millet soyutlamasýný hâlâ aþmamýþtýr. Ve sonuç itibarýyla bir taraftan manevi soyut dünya anlayýþýnýn aðýr basmasý, diðer taraftan modern ulus yaþam tarzýnýn etkisinden kurtulamamalarý, bölge ülkelerini daha da içinden çýkýlmaz duruma düþürmektedir. Ýfade edilen temel çeliþkiler sonucunda, zorunlu olarak þematik ve cilalanmýþ ulus devlet yapýlarýnýn kurulmuþ ya da kurdurulmuþ olmasý demek, bölge toplumlarýnýn Yeni Çað’ýn özelliklerine uygun modern ulus devlet olduklarý anlamýna gelmez. Çünkü Yeni Çað’ýn modern ulus devletleþmesi, baþta üst ulus dil kültürü olmak üzere alt kültürlere özerklik, ekonomik, teknik ve bu teknik icatlarýn dayatmýþ olduðu özgür düþünce, özgür birey ve özgür yaþam bilincine sahip olmakla mümkündü. Bu gerçek modern ulusal özgür yaþam þekli ile, Ýlk ve Orta Çað kutsallýðýný temel alan düþünce yapýsýný bir arada yaþatmak, çaðýn gerçekliðine tamamen ters düþmektedir. Bunu hele devletler düzeyinde düþünmek hiç mümkün deðildir. Manevi kutsallýklar, modern ulusal çaðda mecburen laiklik ilkesine baðlý olarak, sadece bireylerin kendi özel yaþantýsýnda mümkündür. Modern ulusal yapýlarda din vb. maneviyatýn devlet, toplum ve siyaset içerisinde etkin olmasý demek, her türlü çatýþma ve tehlikeyle yaþamak anlamýna gelmektedir. Bölge devletleri, modern ulus toplumlarýn icat ettiði teknik araç ve gereçleri kullansalar da bilgi, bilinç, kültür ve düþünce olarak, modern laik ulusal yapýdan tamamen uzaktýrlar. Kendilerine göre dinin koymuþ olduðu eski yapý ve anlayýþlarý daha üstün görüp, din temelli millet olma düþünceleriyle, modern ulus yaþam arasýnda sürekli gidip gelmektedirler. Bölgede aðýrlýklý olarak Orta Çað’dan kalma Teokratik, Aristokratik, Ticari ve Bürokratik burjuva devlet yapýsý her þeyi belirlediðinden, bu toplumlarý yöneten siyasetçi ve entelektüeller dahi, mevcut yapýnýn deðiþmesini istememektedirler. Söz konusu ülkelerin elit kesimi, modern ulusun ne demek olduðunu ve nasýl yaþanacaðýný çok iyi biliyorlar. Ancak aristokratik ve bürokratik üstünlüðe dayanan konumlarýný daim kýlmak için, eðitim ve bilgilendirme programlarýný eski dini ve ýrksal geleneklere göre sürdürmeyi, en büyük vatan ve millet severlik olarak topluma empoze etmektedirler. Çünkü aile fertleri ve etraflarýndaki bazý kiþilerin imkân ve olanaklarý yeterli olduðundan, dünyanýn en iyi eðitim sistemi olan ülkelere gidip bilgi ve tecrübe sahibi olmaktadýrlar. Ve böylece toplum nezdinde her zaman üstün ve mübarek kiþiler olarak saygý görürler. Diðer taraftan çaðdaþ eðitim, askeri ve teknik bilimsel araçlara sahip olan emperyalist devletler, Orta Doðu ve Anadolu’daki devlet ve toplumlarýn yaþama hâlâ, Orta Çað’dan kalma mantýkla baktýklarýný çok iyi biliyorlar. Bunu fýrsata çevirip en iyi þekilde deðerlendirmektedirler. Örneðin halklarýn içerisine girip bir dindardan daha dindar ve ýrkçý propagandalarýn yanýnda, devletin bilgisi dahilinde her türlü maddi ve askeri desteklerle bölgenin güvenini kazanýrlar. Ýþte ÝÞÝD vb. birçok dini siyasi oluþumlar emperyalist güçlerce bu amaçla desteklenmiþtir. Eskiden beri bölgede sürekli yaþanan din, ýrk, mezhep ve hegomonik çýkar çatýþmalarý, Irak ve Suriye’nin geldiði noktayla, Orta Doðu ve Anadolu’nun nasýl þekilleneceðinin ip uçlarýný vermektedir. Suriye’de büyük olasýlýkla üçe ayrýlmýþ federal devlet yapýsý oluþturulacaðý önerilse de bunun çok fazla yaþama ihtimali bulunmamaktadýr. Er ya da geç Suriye bölgesinde Kürtler ve Þii Araplar arasýnda iki baðýmsýz devlet oluþacaktýr. Ve Irak Kürdistan Federal Bölgesi’nin baðýmsýzlýk referandumunu yapmasý, eski yapay ulusalcý yapýlarla artýk yaþanamayacaðýný net bir þekilde göstermektedir. Böylece Irak bölgesinde baðýmsýz iki devletin oluþmasý netleþmek üzeredir. Yeni þekillenmelerle Suriye ve Irak’taki Sünni Araplarýn bir kýsmý, Kürlerin oluþturacaðý yapý içerisinde yerleþmek mecburiyetinde kalacaklardýr. Geriye kalanlarsa Türkiye, Avrupa ve farklý Arap ülkelerine göç edeceklerdir. Bölgenin en önemli iki ülkesi olan Türkiye ve Ýran’a gelince; çok erken gibi görünmese de eninde sonunda Türkiye’de Kürt ve Türkler, Ýran’da ise Fars ve Kürtlerle, ya güçlendirilmiþ federal yapýlar oluþacaktýr. Veya baðýmsýzlýðýný almýþ dört ayrý Kürt Devleti’nin kurulmasý yüksek ihtimaldir. Belirtilen durumun bazýlarý yakýnda gerçekleþeceði gibi, bazýlarýysa biraz zaman alacaktýr. Çünkü isimleri verilen Müslüman devletler, hem gerçek uluslaþmaya uzaktan bakmayý sürdürmektedirler, hem de yaþadýklarý tüm sorunlarý bilimsel temelde ele alacak yetenekten uzaklar. Mevcut geliþmeler karþýsýnda Türk, Arap ve Fars Milliyetçileri kendilerini havaya çýkarýp yerden yere vursalar da bunlarýn hiçbirisi geliþmelerin seyrini deðiþtirecek askeri, teknik, siyasi bilinç ve güce sahip deðillerdir. Onun için 21.yüzyýl içerisinde bölgedeki yeni konumlanma, er ya da geç bizim ifade etmeye çalýþtýðýmýz doðrultuda þekillenecektir. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |