BÝR TÖRE CÝNAYETÝ

          Çaðlarýn ötesinden süzülen,insanýn önemsenmediði,duygu,tutku,eðilim kelimelerinin olmadýðý bir diyar,bilginin bilgisizlerin kucaðýnda boðulduðu...
          Çocuklarýn çocuk dünyasýnda oynadýðý,her zaman mutlu olmayý becerdiði sokaklar...
          Temizliðe gitmiþti Þerife Kel kafasý, büyük gözleriyle kamyon þöförü güçlü kollarýyla yakalamýþtý Þerifeyi ,nefes nefese hýrýltýlar çýkararak sahip olmuþtu.Duyulmuþtu kasabada, evdeki büyükler konuþmaya baþlamýþlardý,suçlar mahiyette deðersiz ve dilsizdi kadýnlar,kadýn kadýnýn düþmanýydý büyük lokma her zaman erkek çocuðunundu,bilginin kaynaðý bazen otoriteydi,bazen içgüdüler çocuðu olmayanlarýn hergün uðradýðý kollarýn iple baðlanýp yukarý doðru çekiþtirildiði belli ritüelleri uygulayan yaþlý kadýnlar,yada sarýlýk hastalýðýna tutulanlarýn gittiði dil altlarýndan belli yerlerin kesildiði kan tükürerek çýkan insanlarýn sürekli geldikleri kiþiler bilginin kaynaðýydý .
          Rüyalarý yanýyordu selimin,ateþ topu þeklinde ,yaklaþýyordu kendisine kartal baðýrdýðý halde duyuramýyordu sesini sadece sesinin kýsýk olduðunu görüyor kan ter içinde rüyasýný yaþýyordu alev altýn renkli kartalla sürekli mücadele ediyordu.
          O Anda bir kadýn getiriliyordu yüzünü seçemediði duygularýna yenik düþüp býçaðý defalarca saplýyor olduðu yere yýkýlýyordu.
          Tarým dersinde beþten aþaðý alanlarýn tahtaya çýkmasýný istiyordu derse giren müdür yardýmcýsý.Dört kiþi dýþýnda bütün sýnýf tahtaya diziliyor Harbi hocalarý eline aldýðý fýrca sapýný tüm gücüyle çocuklarýn kaba etlerine kollarýna indiriyor,sýrasý gelmeyenler aðlýyor dersin ortasýna doðru sopa kýrýlýyor,nefes nefese kalan Harbi hoca yoruluyor kalanlar daha az bir sopayla kurtarýyordu.Selim büyümüþ göz bebekleriyle izliyordu.
          Bir gün sonra müdür derse giriyor kocaman cüssesiyle,zayýf incecik vucuduyla ezildiðini hissediyor Selim, iri cüssesiyle Selimin sýra arkadaþýna hiddetle neden güldüðünü soruyor,beni o güldürdü diyerek sýra arkadaþýný iþaret ediyor.Kalk bakalým diyen müdür sorgulamadan bir tokatla sýranýn altýna savuruyor selimi çok caný yanýyor bu sorgusuz iklimde          Bugünkü yansýmalarýnda ,''oðlum niye güldün'',hocam beni o güldürdü dediðimizde ''oðlum sen ona göbekten mi baðlýsýn ''veya gülmedim masumum dediðinizde ''bu sýnýfta kimse gülmedi,herkes masum þeklinde geçiþtirilebilmekte,bu espiriler ögrencilerin hoþuna gitmekte ders dinlenmeyen ,zor ders anlatýlabilen sýnýflarda ''Susun hoca espiri yapacak'' denilerek bütün sýnýf pür dikkat kesilmektedir.
          Battýklarý bataktan çýrpýndýklarý oranda çýkanlar yok muydu?Kazandýklarý oranda kaybettiklerini anlayanlar,sanýrým yýllar sonra paylaþýlan bir çocukluk fotoðrafýnýn altýna o dönemdeki hocalarýndan birinin düþtüðü not ýþýk tutacaktýr.Saf,temiz,masum,yalansýz yüzlerin olduðu piknik resminin altýna ''Geleceðin Aziz Sancarlarý'' notu düþülmüþtü.
          Öldürdüðü yüzünü seçemediði kadýný arýyordu Selim,büyük bir parkta gelen geçene soruyordu tam da tarif edemeden,ilgisiz bakýþlarla tanýmadýklarýný söylüyordu insanlar,nasýl tanýmazsýnýz,yuvarlak yüzlüydü ,orta yaþlýydý,saçlarý kývrýlýyor gözünde þehlalýk,sürekli yükseltiyordu sesini''Tanýmýyorum beyefendi,tanýsam söylemezmiyim bir süre sonra baðrýþmalar içinde kendini adamýn boðazýna sarýlmýþ halde bulurdu.Ne yapýyorsunuz delirdiniz mi sesiyle ellerinin farkýna varýyordu.Parkta dönmeye devam ediyordu.
          Parktan geçen iki kiþi gel kadýný bulduk ,diyerek oto yýkama yerinin o gün kesim yapýlan yerine götürüyor kan içinde,çizmeleriyle kaçak at kesiminin yapýldýðý önce balyozla kafasýna vurularak sersemleþtirilip,sonra hemen býçaða sarýlýp kafalarý koparýlan at,eþeklerin olduðu yere getirilen Selime bak aradýðýn bu olabilir mi diyerek kesilmiþ gövdeler gösteriliyor.Selim bir süre sonra arkasýndaki gülüþmelere aldýrmadan dýþarý çýkýyor.
          Parkta dönerken ayný yerden geçtiði hissine kapýlýyor,kaybolduðunu düþünüyor.Çocukluðunun geçtiði evde evinin mutfaðýnda ufak pencereye ancak sandalyenin üstüne çýkarak ulaþýyor.Karþýdaki dut aðacýný görüyor,komþunun avlusunu beslediði birkaç keçiyle bazen sütünü aldýðý hiristiyan yaþlý komþusunu görüyor.Aðýr hareketlerle çeþmede tencereyi yýkayýp daha sonra saðdýðý sütü ölçü olarak kullandýðý silindir þeklindeki kaba boþaltýp getirdiði kaba döküyor.Çocukluðunun rutin iþi sandalyeye çýkýp izlediði bu dut aðacý gizemli gördüðü tek baþýna yaþayan yaþlý kadýn komþusu..
          Gerçekle ilgili ilk þoku mahallede oyun oynarken yaþýyor,çocuklar çeviriyor etrafýný, büyüklerine öykünen çocuklar,''kamyon þoförü annene saldýrdý''diye gülüyorlar etrafýnda dönüyorlar,Selim bütün saflýðýyla saldýrmanýn ne olduðunu kavrayamadýðý yaþýyla''Sizin annenize saldýrdý kamyon þöförü diyor ,o kel kafasý büyük gözleriyle,yuvarlak yüzüyle gözünde canlanýyor kamyon þöförü ama ne yazýk ki büyüdükçe bu gözler kabusu oluyor,iç dünyasýnýn yýkýmý gerçekten kopuþu...
          Her yerde bir þeyini unutmaya baþlýyor.Ruhunda ki parçalanmayý yaþýyor,insanlarýn yüzüne bakmaya utanýyor,çýplak hissediyor kendini,sözler büyüyor kulaklarýnda ''kel þöför annene saldýrdý.''
          Çýlgýn gibi parkta koþturmaya baþlýyor,ardýnda mahallenin çocuklarý,gözleri kocaman yuvarlak yüzlü kamyon þoförü,kendisini soru sormadan masanýn altýna yýkan dev cüsseli okul müdürü,o dönemde tarým dersinde öðrencilerin üstünde sopa kýran yardýmcýsý,rüyalarýnda ateþ topu gibi üzerine gelen kartal, gittikçe adýmlarý büyüyor.Duvarý yýkýlmýþ sadece bir bölümü kalmýþ hiristiyan komþusunun evindeki dut aðacýnýn altý kana kesiyor yüzünü seçemediði kadýnýn, komþunun evine sýðýnmýþ annesi olduðunu olduðunu görüyor.Elindeki kanlý býçaða bakýyor.