Düþmekten yükselme doðar. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
“Bak kuzum, kötü insanlar her yerdedir. Onlar özellikle küçük çocuklarý takip ederler. Sana þu kadarýný söyleyeyim: Hani teneffüse çýkýyorsunuz ya…” Hem mýsýrýný yemekle meþgul hem de kulaðý pür dikkat ninesinde olan çocuk bakýþlarýný ninesine odaklamýþtý: “Evet, çýkýyoruz.” “ Bahçeye mi doðru koþuyorsun?” “ Bazen kantine de gidiyoruz anne anneciðim.” “Bahçeye çýktýðýn zaman, kapýda güvenlik görevlisi var mý caným? Bekçiniz…” “Var, ama ben pek yerinde görmüyorum o amcayý.” “Ýþte onun olmadýðý zaman bahçenize herhangi biri rahatça girip çýkabilir mi?” “Ooo, sen ne diyorsun anneanne. Her zaman girebilir. O kapý hiç kapalý deðil ki…” “Hah, iþte! Bende ona gelmek istiyordum. Þimdiii…O kötü adamlar çocuklarý kandýrmada çok ustadýrlar. Ýyi giyimli olurlar, bir kadýn da olabilir. Hatta küçük bir çocuk, yani senin yaþlarýnda bir kýz çocuðu da olabilir. Uzun süre okul bahçesinde oynayan, gözlerine kestirdikleri çocuklarý kandýrabilirler o kötü insanlar.” Küçük çocuk mýsýr yemeyi býrakýp ninesine diklendi: “Anneanne beni kimse kandýramaz. Onlardan biri yanýma yaklaþýnca doðruca müdürün odasýna kaçarým. Yakalatmam kendimi.” Yaþlý kadýn hoþ bir kahkaha ile karþýladý onun konuþmasýný. Nasýl da masumdu. Ne kolay kandýrýlabilirdi yavrusunun yavrusu. “Ah be kuzum. O iþ öyle kolay olsa keþke. Onlar seni yakalamak için ayaðýna gelmezler ki. Sen koþa koþa gidersin onlara…” Çocuk düþünür gibi kaþlarýný alnýna doðru kaldýrdý. Bakýþlarýnda belirsizlik gölgeleri dolaþmaya baþlamýþtý. “Nasýl yani?” diye fýsýldadý. Anlayamadýðý bir lisanla mý konuþuyordu acaba ninesi? “Sana þöyle seslenir: ’Sarp bakar mýsýn buraya?’ Sende hiç tanýmadýðýn sese gidersin. Ne oldu, gibilerinden o insan sana þunu söyleyebilir: ‘Annen seni okuldan erken almamý söyledi. Annen sinemaya gitti. Seni oraya götürmemi istedi. Hadi çantaný al, bizimle gel. Araba bak orada. Seni götürelim.” “Veya þöyle de söyleyebilir: ‘ Annen ve baban trafik kazasý geçirdiler, þimdi Gölcük Hastanesindeler, seni bekliyorlar. Hadi gel seni onlarýn yanýna götürüyoruz. Merak etme biz polis memuruyuz.’ Da diyebilirler. Sende hemen inanýrsýn ve onlarla gidersin, deðil mi?” Çocuk hiç beklemediði bir anda duygusal yakalanmýþtý. Korkuyla gözleri büyüdü. Nemlenmeye baþlamýþtý bile… Sesi titreyerek konuþtu: “ Anneanne ya gerçekten öyleyse. Ya hastanede beni bekliyorlarsa. Ben gitmeyeyim mi o zaman?” Anneanne yüzüne hoþgörülü ifadeyi yerleþtirip sözlerini sürdürdü: “Bak, hemen inandýn. Kuþku da duydun. Sahi sandýn deðil mi?” Çocuk hafiften titremiþti: “Evet, anneanne öyle sandým. Bana yalan mý söyleyecekler onlar?” “Tabi ki, yalanlarla insanlarý kandýran organ veya uyuþturucu mafyasý onlar çocuðum. Bu konuda çok dikkatli ve akýllý olmalýsýn. Hemen uzaklaþýp, doðruca öðretmenine durumu anlatmalýsýn. Söz ver bakayým bana…” “Ürken çocuk baþýný onaylar gibi çenesinden aþaðýya salladý: “Söz veriyorum. Artýk beni kimse kandýramaz anne anneciðim.” “Onlar çok kötü insanlardýr yavrum. Her yolu denerler, her yolu…” Çocuk artýk iyice ürkmüþtür: “Kötü insanlara ben gitmem anneanne…Onlardan hep kaçarým. Beni yakalayamazlar artýk. Annem babam hastanede deseler bile kanmayacaðým artýk.” “Aferin benim güzel, akýllý torunum. Onlar kaçýrdýklarý çocuklara çok kötü davranýrlar çünkü…Sakýn kanma olur mu?” “Tamam anne anneciðim, kanmam…” Sözlerine kýsa ara verir vermez aklýný körükleyen diðer bir soruyu sordu çocuk: “Kaçýrdýklarý çocuklar neden aldanýyor anneanne? “ “Dedim ya, onlar çok kötüler. Her yolu denerler. Örneðin, sana çikolata, þeker uzatýrlar. O þeker ve çikolatalarda ilaç vardýr. Seni hemen bayýltýrlar. Gözlerini açtýklarýnda evinden, ailenden çok uzaklara götürmüþlerdir seni. O durumda aðlasan da, baðýrsan da kimse seni duyamaz, görmez. Allah korusun, Allah korusun! Sonra biz sensiz ne yaparýz oðlum…Allah esirgesin!...Düþüncesi bile kötü…” Yaþlý kadýn iþaret parmaðýný avucuna doðru ikiye büküp, koltuðun tahtasýna iki kez vurup, kulaðýnýn memesini çekiþtirmiþti. “Kötü adamlar o çocuklara ne yapýyorlar ki?” “Ne yapmýyorlar ki oðlum? Önce iki organýndan birini kesip alýyorlar. Akciðer, böbrek, göz ve diðer organlarýný çýkartýp alýyorlar. Çocuk ya ölüyor ya da ömür boyu kör, sakat bir þekilde yaþýyor.” - Bu konuþma üzerinden birkaç hafta geçmiþti, torunu okuldan almak için yaþlý kadýnýn kýzý arabasýyla okula gitmek üzere evden çýktý. Belki annesi de gelir, dýþarýda bir þeyler içer sohbet ederim, diye düþünen genç kadýn annesine uðradý. Birlikte evden çýktýlar. Çocuðunu okuldan alýnca çocuðun aç olduðunu düþünen yaþlý kadýn kýzýna köfte piþirilen bir lokantayý önerdi. Öneri sýcak karþýlanýnca birlikte kýr bahçesinde çardaklarla olan bir cafede karar kýldýlar. Araçlarý anayola çýkýnca arka koltukta oturan torun öne doðru seslendi: “Anneanne o abiler ne yapýyorlar öyle?” Bakýþlarýmýz ana yolun sað tarafýnda otostop çeken liseli gençleri gördüler. Toruna ne söylese mantýklý gelecekti? Geçen haftaki nine torun arasýnda geçen söyleþi bir çýrpýda aklýndan ince ince süzülmüþtü: “Hani sana organ mafyasýndan bahsetmiþtim ya…Hani kaçýrýlma, falan…” Çocuk heyecanla anýmsadý o konuþmayý: “Evet, anne anneciðim. “ “Ýþte þu gençler bile kaçýrýlabilir oðlum. Kötü niyetli insanlar, araçlarýyla buradan geçerken, onlarý arabalarýna alýp kaçýrýrlar…” Bu konuþma esnasýnda oðlu ve annesinin sözlerini aracý süren kýzý aðýzlarýna týkamýþtý: “Anne bir daha sakýn þu organ mafyasýndan oðluma bahsetme, tamam mý?” Anne þaþýrmýþtý! “Neden kýzým? Kötü bir þey deðil ki…Çocuklarý görmedin mi? Otobanda küçük çocuklara kötü örnek oluyorlar.” Kýzý ýsrarla sürdürdü sözlerini: “Anne ben senin ne demek istediðini anlýyorum. Tabi ki, onlar yanlýþ yapýyor. Tabi ki organ mafyasý etrafta kol geziyor. Ama kocam diyor ki…” Anne öfkelenmiþti. Sakin olmaya zorladý kendisini. Zaten bir yýl önce de benzer nedenlerle kýrýlmýþlardý. Her kýrýlma sonrasý bir iki yýl küslük sürüyordu. Yeni birdargýnlýða hazýr deðildi. Konuþmak istemeyen kýzýna yeniden sordu: “Kocan ne dedi kýzým?” “Annene söyle böyle saçma konularý çocuðun aklýna sokup durmasýn!” Anne kýzýnýn bu son sözleriyle sarsýlmýþtý! Hiç beklemediði bir durumla karþý karþýyaydý. O an yüzüne mat bir ifade yerleþmiþti: Dudaklarýndan iki sözcük fýsýldamýþtý: "Saçma sapan mý?" Ardýndan sözcükleri vurgulayarak, üstüne basa basa konuþtu: "6 yaþýndaki bir çocuðu dýþ etkenlerden korumanýn, onu yabancýlara karþý dikkatli olmayý öðretmenin, nesi saçma sapanmýþ kýzým?" Kýzý kem küm edip, aðzýndan baklayý çýkartmýþtý: "Bak, anneciðim: Bende senin asýl amacýný biliyorum, çevre çok kötü. Ýnsanlar farklý farklý, ama eþim bu tarz bir eðitime karþý. Onunla kötü olmak istemiyorum. Kendini korumasý için çocuðu karateye verecek..." " Anladým kýzým. Geçen sene de eline tabanca tutuþturmuþtu. Onun eðitimini gördük. Çocuðun kendine güveni silahla deðil, kiþiliðinin saðlam tuðlalarla örülmesiyle olur. Neyse ben artýk sustum kýzým..." "Anne ne olur bana kýzma! Kocamla tartýþmak istemiyorum. Ne yaparsa yapsýn, artýk ipin ucu onda. Oðlunu nasýl yetiþtirirse yetiþtirsin. Ben yoruldum artýk." Anne iki elinin ayalarýný gösterip; "Tamam, pes kýzým!" iþareti yaptýktan sonra dudaklarýna fermuarý çektiðine dair iþaretle suskuya çekilmiþti. Zira bu konuyu daha fazla kýzýyla tartýþmak istemiyordu. Emine Piþiren- Gölcük Hayat bu iþte... Doðarsýn Büyürsün Okursun Hayata atýlýrsýn Evlenirsin Çocuklarýn olur Sonra da torunlarýn. Onlarý koruma duygun hiç yitmez... Ama yetersiz kalýrsýn. El girmiþtir aranýza... Rüzgâr hep tatlý esmez ki... Eh hayat bu! Sýnav kaðýdýný uzatýr önüne: "Hadi çöz bakalým," diye... Dersini verir. Notunu da… Hayat size kah öðretmenlik yaptýrýr, kah da öðrencilik...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |