Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt |
|
||||||||||
|
Neden “Türkiye Sosyalistleri ve Burjuvazisi”? Diye soracak olanlara, kýsa bir cevap vererek devam etmeye çalýþalým. Bir kere dünyanýn her yerinde, toplumsal yaþamýn temel dinamiklerini oluþturan bu birbirine zýt iki yapý, kültürel olarak geliþip çaða göre deðiþim göstermediði sürece, bir ülke veya toplumun geliþip dönüþmesini düþünmek mümkün deðildir. Her iki yapýda toplumu etkileyip yönlendirme de en büyük belirleyici güce sahiptir. Bu bakýmdan her zaman ele alýnýp tartýþýlmasý gereken çok önemli bir konudur. Ve böyle önce “Sol ve Sosyalistleri” ele alýp inceledikten sonra, gelecek bölümde de “Türkiye Burjuvazisini” inceleyerek, her iki temel toplumsal yapýnýn siyasi ve kültürel olarak, diðer dünya toplumlarýndan ne kadar geri kaldýklarýný anlamaya olacaðýz. Türkiye’de sol ve sosyalistlikten bahsedilirken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) gibi yapýlarý bunun içerisinden ayýrmak gerekir. Çünkü bu tür partilerin her türlü ilke ve tüzüðü, gerçek sola asla açýk deðillerdir. Ve mevcut olan halkçý deyim ve ilkeleri ise, Mussolini, Hitler, Franko ve Pinoþet’lerin Nasyonal (Irkçýlýk) sosyalizmi ile ayný kategoriye girmektedir. Bu yüzden gerçek bir sol tahlil yapýlýrken, gerek burjuva demokrasilerin de belirleyici rolü oynayan sosyalistlerin, gerekse direkt sosyalist ülkelerin farklý kültürel ve sýnýflarýn özgürlüklerine bakýþ açýlarýna göre deðerlendirmek gerekir. Bunun dýþýndaki tüm ifadeler hayal ürünü olmaktan öteye geçmemektedir. Onun için Türkiye’de kültürler ve sol üzerinde, sürekli bir dejenerasyonal faaliyet sürdürülmesi neticesinde, halkýn çoðunluðu solculuðu, CHP’nin düþüncesine göre anlayýp düþünmektedir. Bu da toplumu her zaman yanýlttýðý gibi bilgisizliðe de sürüklemektedir. Türkiye’de solculuk üzerinde bu þekilde yanlýþ bir bilgilendirme olduðunu kýsaca belirttikten sonra, gerçek sol ve sosyalistlerin temel felsefelerinin, toplumsal yapýlarda ne kadar doðru bir politikaya sahip olup olmadýklarý da, ayrý bir tartýþma konusudur. Sol ve sosyalist düþüncelerin gerçek ilke ve felsefesi okunup incelendiðinde, savunulan özgürlük anlayýþýnýn, insaný etkilememesi mümkün deðildir. Ancak insan sürekli deðiþen ve geliþen psikolojik duygu yapýsýna sahip olduðundan, sosyalist düþüncenin gerçek yaþamda yüzde yüz uygulanma imkâný olmadýðýný da düþünmek gerekir. Bu bakýmdan sosyalist düþüncelerin özgürlük vadi ile tek tanrýlý dinlerin cennette “Bir Erkeðe yetmiþ Huri ve bir Kadýna yetmiþ Nuri ile zevk içerisinde yaþanacak hayale benzemektedir. Sosyalistler ve dindarlar hakkýnda böyle bir eleþtiri yaparken, istisna da olsa gerçek hak ve hukuktan yana olup, mütevazi þekilde yaþayanlarý tenzih ederek analizimizi sürdürelim. Þunu da belirtmek gerekir ki, istisnalar hiçbir zaman kaideleri bozmamaktadýr. Þimdi Türkiyeli sol ve sosyalistlere daha yakýndan bakmaya çalýþalým. Türkiye sol ve sosyalistlerin net tarihçesi 1900’lü yýllardan itibaren Sosyalist Ameleler Birliði (SAB) gibi çeþitli adlarla, birden çok dernek ve sendika þeklinde var olduklarý bilinmektedir. Daha sonra Mustafa Suphi'lerin Komünist Parti çalýþmalarý. Ve bu çalýþmalarý boþa çýkarmak için Atatürk’ün, Þefik Hüsnü ve Vedat Nedim Tör gibi iþbirlikçilere kurdurmuþ olduðu resmi Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) varlýðý, Türkiye’de sosyalistlerin tarihinin bir asrý geçtiði anlaþýlmaktadýr. Bir asýrlýk geçmiþe sahip Türkiye solu, yaþadýðý ülkede bir arpa boyu yol alamamýþ ise, ya bu ülke toplumunda bir sorun vardýr ya da sosyalistlerin ilke ve düþüncelerinde. Sosyalistlerin artýk bunun hesabýný vermeleri gerekir. Çünkü Türkiye 15 Temmuz 2016 tarihinden itibaren, çok büyük bir siyasi krizin içerisine girmiþtir. Ýþte bu kriz tam demokratik devrimlerin yapýlacaðý bir fýrsattý. Ancak ne hazindir ki, bu krizde egemenleri sýkýþtýrýp pazarlýk yapacak tek sosyalist yapý, Kürt siyasi hareketinden baþka bir güç bulunmamaktadýr. Sosyalistlerin pratiklerine baktýðýmýz da, býrakalým sistem sahiplerini sýkýþtýrmayý, varlýklarý bile tartýþma konusudur. Bu yüzden böyle bir geçmiþe sahip sol ve sosyalistlerin fazla bir þey söylemeleri mümkün deðildir. Türkiye soluna bu eleþtiriler getirilirken, farklý ülkelerin sosyalistlerinin elde etmiþ olduklarý kazaným ve baþarýlarýna bakarak, Türkiye sosyalistleri üzerindeki eleþtirilerin haklýlýðýný daha net anlaþýlmýþ olacaðýz. Örneðin Avrupa ve diðer batý burjuva demokrasilerinin belirleyici gücü, o ülkelerde zamanýnda örgütlenip burjuva sýnýfýyla pazarlýk yapan sosyalistler, en büyük etkiye sahiptirler. Ayný þekilde doðrudan sosyalizm ilan edilip elli ve doksan yýl süren sosyalist yönetimlerin pratikleri de önemli bir ipucudur. Dünyadaki tüm dini ve siyasi düþünceler, içerisinden çýkmýþ olduklarý toplumlarýn dýþýna, ya da farklý bölgelere taþýnmaya baþladýðýnda, çok büyük deðiþimlere uðrayarak ancak zemin bulmaktadýr. Bu da her düþüncenin uygulanmak istendiði ülke ve toplumun nicel, nitel, özgün, öznel ve nesnel yapýsýna göre bilimsel sentezleme yönetimiyle ancak mümkündür. Türkiye’deki sol ve sosyalistler, ayný Türkiye devletinin Ýslam din kültüründe yaptýðý gibi, uysa da uymasa da Ýslam’ý dayatmasýna benzer þekilde, sosyalistler de 1800’lerin sosyalizm anlayýþýný dayatmýþ olmalarý en büyük hatalarýdýr. Çünkü Türkiye sol ve sosyalistlerinin büyük bir çoðunluðu, hâlâ Marx ve Engels’in 1800 yýllarýnda Avrupa Proleterya sýnýfýna göre hazýrlanmýþ olduklarý Komünist Manifestoya göre hareket etmektedirler. Bu yüzden mevcut sosyalist ilke ve siyasi yapý, Türkiye’de tutmamaktadýr. Ýfade edilen bu düþüncenin, Türkiye vb. gibi ülkelerde tutmamasýnýn birden çok nedenleri vardýr. Ancak biz burada bazý önemli noktalarýna iþaret ederek bir sonuca gitmeye çalýþalým. Her þeyden önce Türkiye, bin yýldan daha fazla Arap Ýslam din kültürünün egemenliði altýnda kalýp, gerçekte ise bu kültürle hiçbir þekilde uyum saðlayamayýp, çarpýk bir Müslüman anlayýþýn ortaya çýkmasý. Ýkinci nokta; Türkiye bir Asya ülkesi özelliðini taþýyýp, en çok elveriþli ve sürekli geliþime açýk alanlarýn tarým ve inþaata dayanan ülke olmasý. Buna raðmen Ege ve Akdeniz bölgesinin bazý alanlarýnýn dýþýnda, modern tarýmcýlýðýn hâlâ geliþmemesi. Üçüncü nokta; Türkiye’nin özelliðine uygun düþen tarým ve inþaatçýlýða dayanan aðýr sanayi makinelerini üreten kapitalist burjuva var olmasý gerekirken, bunun yerine montaj sanayi ile yetinilmesi. Ki bu montaj sanayi de, % 18’i geçmeyip güdük, çarpýk ve ikame bir kapitalist yapýnýn varlýðý. Dördüncü ve hepsinden önemli nokta; temel ekonomik ve siyasi yapýyý belirleyen “Ticaret Kapitalizmine” dayanan Türkiye gerçekliðidir. Bunlara diðer farklý özellikleri de eklediðinde, Ticaret Kapitalizmine dayanan Burjuva sýnýfý, geri ve kültürsüz yaþadýðý için, karþýtý olan emekçi sýnýfta, ayný þekilde geri ve kültürsüz durumdadýr. Türkiye’de kültürsüz emekçi “Hamallar Sýnýfýný” oluþturan kesimin bu duruma gelmesindeki en büyük etki, Ýslami din kültürünün baðnaz ve statik yapýsý ile 1800’ler de Avrupa Proleterya sýnýfýna dayanan Komünist Manifestoya baðlýlýktýr. Çünkü bu manifesto dayanmýþ olduðu Avrupa ve diðer batý ülkelerinde belirli bir etkiyi göstererek, demokratik burjuva kültürüne geçiþ yaptýrmayý baþarmýþtýr. Ayný manifesto, diðer ülke sosyalistleri tarafýndan hiçbir deðiþikliði uðratýlmadan, olduðu gibi kendi ülkelerinde de uygulanmasýna çalýþmalarý, ileriye gitmelerini her zaman engellemiþtir. Tüm bu vb. hatalarýn hepsini aþacak ve geleceðin Demokratik Türkiye’sini oluþturmak için þu ilkelere dayanýlmasý daha doðru gibi görülmektedir. Örneðin ülkedeki tüm din, dil, etnik, siyasi ve kültürlerde dahil, her türlü farklýlýklarýn meþruluðu ve varlýðý kabul edilip, bilimsel bir ayrýþtýrmanýn yanýnda, yine bilimsel bir sentezleme ile ortak demokratik ilkelere dayanan saðlam bir devlet sisteminin inþasý. Bunun yerine eskiden olduðu gibi yalnýzca emek sermaye çeliþkisine ve kültürsüz burjuva devlet yönetiminin tekliðine (Monolog) dayanan ýrkçý yapýyla asla bir yere varýlamayacaktýr. Çünkü ne emekçi (Hamallar Sýnýfý) eski emekçidir, ne de burjuvazi eski burjuvazidir. Örneðin emekçilerin Türkiye’de doðru düzgün hiçbir sosyal, siyasal ve kültürel hak garantisinin olmadýðý halde, herkesin elinde 2000 TL deðerinde modern telefon ve en az 20 000 TL deðerindeki otomobile sahip olmalarý, emekçilerin, çok farklý ve anormal bir sýnýf yapýsýna doðru evrildiðini göstermektedir. Ýfade edilen bu çarpýk Hamallar sýnýfý ve benzer þekildeki Burjuvazinin yapýsýný deðiþtirecek yeni bir sosyalist manifesto geliþtirilmelidir. Bu deðiþim yapýlmayýp eski mantýkta ýsrar edildiði sürece, her zaman Avrupa ve diðer batýlý ülkelerin etki ve yönlendirmelerinden asla kurtulamayacaklardýr. Gelecek bölümde Türkiye Burjuvazisinin dayandýðý temel kültürel yapý ele alýnacaktýr. Cemal Zöngür
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Cemal Zöngür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |