"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
Ýnsanlar arasýndaki iletiþim günümüzde inanýlmaz boyutlara ulaþtý. Ýstediðimiz an, istediðimiz kiþi ile çeþitli yollarla -sesli, görüntülü, yazý ile vs heberleþebiliyoruz. Ancak iletiþim kurarken daha içten, daha samimi, daha nazik, olamaz mýyýz diye düþünüyorum? Amaç sadece haberleþmek mi? Bir görevi baþtan savmak mý? Yoksa karþýmýzdaki kiþi ile yürekten bir iliþki mi hedefliyoruz? Eskiden sadece mektup, tebrik ile yapýlan haberleþmelerde de bazý nezaket kurallarý vardý. Örneðin bayram, yýlbaþý ...vs kutlamalarýnda, tebrik yazarken muhakkak el yazýmýz ile yazýp, imzamýzý atardýk: Bu karþýmýzdaki kiþiye gösterilen bir saygý, incelik ifadesi idi. Bir iþ adamýnýn, bir bürokratýn, bir milletvekilinin sekreterine: “Kýzým þu masada duran adres listesindeki kiþilere birer bayram, yýlbaþý kartý gönder “ dediði zaman; sekreter haným daha önce matbaada basýlmýþ -hatta bazen imzasý da matbu halde basýlmýþ olabiliyordu- kartlarý zarfa koyup gönderirdi. Bu kartlarý alan kiþiler için fazla bir deðer ifade etmezdi; çünkü kartý alan kiþi, bunun laf olsun diye, gönderildiðinin bilincindeydi. Ancak eðer bir çýkarý varsa bu kartlar o kiþi için bir deðer ifade ederdi . Size gelen bir kartý, kiþi parmaklarý arasýna aldýðý kalemiyle yazarken, yüreðindeki sevgiyi de katmýþ oluyordu bu kartýn içerisine. Sizce de öyle deðil mi? Gelelim günümüze! Günümüzde, elimizin altýnda telefon denilen muhteþem bir alet var. Dað baþýndaki çobanýmýz dahi, cep telefonuna sahip. Bayram veya yýlbaþýlarda veya özel günlerde sevdiðimiz kiþilere telefon edip seslerini duyup, biz de kendi sesimizle onlarý kutlasak çok daha hoþ, nazik, ince bir davranýþ olmaz mý? Seslerimizi duymak, yüreklerimizde ayrý bir titreþim uyandýrmaz mý? Ancak bir çok kiþi mesaj yazýp listesindeki tüm kiþilere göndermeyi tercih ediyor. Çoðu zaman listesinde kimlerin olduðunu bile hatýrlamýyordur belki. Tamamen bir görevi yerine getirmenin ötesinde bir anlamý olduðunu düþünmüyorum. Mektup, tebrik kartý gönderme döneminde, sekreterine matbu kartlarý gönderten kiþiden, hiç bir farkýmýz yok anlam bakýmýndan. Neden bu inceliði göstermekten kaçýnýyoruz? Maddi açýdan desem! Çok az bir ihtimal. Toplu mesaj gönderme, ticari kuruluþlarýn uyguladýklarý bir sistemdir. Bu durum bir moda halini aldý. Oscar Wild’ýn dediði gibi: “Moda o kadar çirkindir ki, onu her altý ayda bir deðiþtirirler. Bizlerin de ticari kuruluþlar gibi, toplu mesaj gönderme alýþkanlýðýna, modasýna kapýlmamýz çok çirkin. Çünkü dostlarýmýzý, arkadaþlarýmýzý, akrabalarýmýzý, birer ticari müþteri konumuna sokmuþ olmaz mýyýz böyle davranarak? Haydi daha içten, daha ince bir davranýþ olarak kutlamalarýmýzda kendi sesimizle birbirimize ulaþalým. Düþünülmeye deðmez mi? Ne dersiniz? Bayram kutlamalarý da sadece görev olarak yapýlýyor gibime geliyor artýk. Milli bayramlarda insanlarýn birbirini kutladýklarýna þahit olmadým desem yanýlmam sanýrým. Yeri geldiði zaman vatanýmýzý çok sevdiðimizi ifade ederiz. Ancak bunu davranýþlarýmýzla ifade ettiðimiz söylenemez. Halbuki vatanýmýz olmasaydý eðer, hiçbir bayramý kutlama olanaðý bulamayacaktýk. Mesela 30 Aðustos Zafer Bayramýnda hiç arkadaþlarýnýzý arayýp kutladýðýnýzý hatýrlýyor musunuz? Veya ziyarette bulundunuz mu hiç? Türkiye'nin var olmasý 26-30 Aðustos arasýndaki bu savaþ sonucunda mümkün olabilmiþtir. Bu denli önemli olan bir bayramý kutlamayacaðýz da neyi kutlayacaðýz? Çocuklarýmýza Milli Bayramlarýn önemini anlatalým, dostlarýmýzý arayýp kutlamak suretiyle çocuklarýmýza örnek olalým. Dinî Bayramlarda insanlarýn daha yürekten bir kutlayýþ içerisinde olduklarý bir gerçektir. Bunda da kutlamalarýmýz yavaþ yavaþ, þekilde kalmaya baþladý sanki: Þöyle ki: Bayramlarda akraba, eþ dostlarýmýzý ziyaret bir görev olarak algýlanýyor artýk. Görev, zorunluluðu da beraberinde taþýr. Zorunlu yapýlan bir ziyaret veya kutlama ise fazla bir anlam taþýmaz. Gönül ister ki, her bayramýmýzý, miili veya dinî diye ayýrmadan, bir görev anlayýþý ile deðil; gönülden yürekten kutlayalým. Ziyaret edemezsek bile, telefon açýp kendi sesimizle, yüreðimizin titreþimleri ile birbirimizin bayramlarýný kutlayalým.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © sedat Yalçýn, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |