..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Egoistlerin en güzel yaný baþkalarý hakkýnda konuþmuyor olmalarý. -Lucille S. Harper
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Yazarlar ve Yapýtlar > Bahadýr BATTAL




22 Temmuz 2016
Silahlara Veda - Ernest Hemingway  
Bahadýr BATTAL
Ernest Hemingway Yazmak Üzerine adlý kitabýnda üzerine yazýlmaya en çok deðer olan konularýn ‘’savaþ ve ardýndan da zenginliðin ve fakirliðin kaynaðý olan para’’ olduðunu söyler. Kitaplarýnda her zaman doðrudan gerçeði yazmayý ilke edinmiþtir. Gerçeði daha gerçek hale getirme iþlevi olarak görür edebiyatý. Gazeteci olarak gittiði Ýspanya Ýç Savaþý’nýn ardýndan Çanlar Kimin Ýçin Çalýyor’u, gönüllü olarak katýldýðý 1. Dünya Savaþý’nýn ardýndansa orada gördükleri üzerine Silahlara Veda’yý yazar.


:BHDF:
Ernest Hemingway Yazmak Üzerine adlý kitabýnda üzerine yazýlmaya en çok deðer olan konularýn ‘’savaþ ve ardýndan da zenginliðin ve fakirliðin kaynaðý olan para’’ olduðunu söyler. Kitaplarýnda her zaman doðrudan gerçeði yazmayý ilke edinmiþtir. Gerçeði daha gerçek hale getirme iþlevi olarak görür edebiyatý. Gazeteci olarak gittiði Ýspanya Ýç Savaþý’nýn ardýndan Çanlar Kimin Ýçin Çalýyor’u, gönüllü olarak katýldýðý 1. Dünya Savaþý’nýn ardýndansa orada gördükleri üzerine Silahlara Veda’yý yazar.

Silahlara Veda’nýn baþ karakteri Hemingway’in kendisi gibi ABD’den Ýtalya’ya 1. Dünya Savaþý’na gönüllü olarak katýlmaya gelmiþ bir subay olan Tenente’dir. Tenente’nin gözünden savaþý ve Bayan Barkley ile olan aþkýný anlatýr Hemingway.

Kitap savaþýn içerisinde bulunan askerlerin psikolojik durumunu oldukça baþarýlý anlatarak savaþýn aslýnda göründüðü gibi olmadýðýný gösterir. Nitekim Hemingway yine Yazmak Üzerine adlý kitabýnda edebiyatýn, gerçeðin somut olmayan halini somutlaþtýrma süreci olduðunu söyler. Silahlara Veda’nýn olay anlatýsýndan biz savaþýn korkunçluðunu kendiliðinden anlarýz. Bize birisi bu durumu doðrudan söylemez. Askerlerin düþünceleri, konuþmalarý oldukça çarpýk ve bazen de çeliþkilidir. Savaþ gibi korkunç derecede anormal bir durum savaþýn içerisinde bulunan insanlarýn normal-anormal ayrýmýný kaybetmelerine neden olur.

‘’Kýþ baþýnda sürekli yaðmurlar, yaðmurlarla birlikte de kolera baþladý. Ama salgýn önlendi ve sonunda askerden yalnýzca 7 bin kiþi öldü.’’ Sy.6

Tenente’nin henüz kitabýnda baþýnda kurduðu cümlelerden biri böyledir. Tenente’nin ‘yalnýzca’ ifadesi ile 7 bin askerin öldüðünü söylemesi sayýyý oldukça az bulduðunu, ucuz atlatýldýðýný düþündüðünü gösteriyor. Hemingway bu yolla bize hem savaþtaki asýl kayýplarýn büyüklüðünü hem de 7 bin askerin koleradan ölümünü kabul edilebilir bulan askerin yaþadýðý psikolojiyi sergiler. Henüz kitabýn baþýnda bu tür cümlelere sýkça yer vererek kitaba savaþýn korkunçluðunu sezerek baþlamanýzý saðlar.

‘’Ben Avusturyalýlarýn savaþ sona erdiðinde kasabaya gelmek istiyor görünmelerine pek seviniyordum. Çünkü kasabayý yok etmek için bombardýman etmiyorlar, yalnýzca askeri yöntemlerle hafifçe top atýþýna tutuyorlardý.’’ Sy. 7

Kitap ayný zamanda savaþla büyüyen bir aþk hikayesidir. Fakat normallik kavramýnýn bu denli kaybolduðu öyküde aþk da ayný anormal ölçüde ilerleyecektir. Bayan Barkley evlenmek üzere olduðu adamý savaþa göndermiþ ve sonrasýnda onunla karþýlaþma umuduyla orduya gönüllü hemþire olarak katýlmýþ bir Ýskoç’tur. Bayan Barkley orduya katýlýrken sevgilisinin omzunda bir kýlýç yarasýyla karþýsýna çýkacaðýný ve bunun da çok romantik olacaðýný hayal etmiþtir. Fakat Hemingway’in kurgusu bize savaþýn asla klasik aþk romanlarýna benzemediðini gösterir. Bayan Barkley’in sevgilisi onun hayal ettiði tarzda bir romantizmle karþýsýna çýkmamýþ bir bombardýman sonucu paramparça olarak hayatýný kaybetmiþtir. Üstelik de teðmen Tenente’ye bu durumu anlattýðýnda Tenente bu bombardýmaný

‘’Hatýrlýyorum, korkunç bir gösteriydi.’’ Sy.18 diyerek anlatýr.

Askerlerin savaþýn içerisinde zihinleri parçalanmýþ, mantýklý düþünme yetilerini kaybetmiþlerdir. Hemingway bunu karakterlere kurdurduðu çeliþkili cümlelerle anlatýr:

‘’Çok güzel. Cepheye bu kadar yakýnda iyi doktor bulunmaz pek. Cepheye çok yakýnýz deðil mi?’’
‘’Epeyce’’
‘’Saçmasapan bir cephe. Ama çok güzel. Saldýrý baþlayacak mý?’’ sy. 19

Hemingway sonunda anlatmak istediði tüm bu durumu bir askere de söyletir:

‘’Savaþ bana filmlerdekinden daha tehlikeli görünmüyordu.’’ Sy. 35 Oysa olay anlatýsý Tenente’nin bu yargýsýnýn yanlýþlýðýný her seferinde göze çarpar.

Hemingway savaþýn gerçek yüzünü kitabýn ilk sayfalarýnda olay anlatýsýna yerleþtirerek adeta okuyucuya þunu söyler: ‘’Ýlk bilmen gereken þey savaþýn filmlerdeki gibi olmadýðýdýr.’’
Kitabýn son kýsmýnda savaþý çýkaranlar ile savaþanlarýn durumunu da kendisinden beklenmeyecek bir þekilde betimleyerek anlatýr:



Kendisinden beklenmeyecek bir biçimde diyorum çünkü Hemingway aslýnda romanlardaki alegorik anlatýmlara ve sembolleþtirmelere tamamen karþýdýr. Belki bu karýnca hikayesinde de bunu yapmak istememiþtir ama Terry Eagleton’ýn dediði gibi roman yazardan çok okur tarafýndan yazýlan bir edebiyat türüdür.

Savaþýn tüm bu vahþetinin yanýnda olayýn merkezine savaþta sevgilisini kaybetmiþ Bayan Barkley ile Tenente’nin aþký yerleþir. Tenente baþlarda Bayan Barkley’i yalnýzca cinsel ihtiyaçlarýný karþýlayacak biri olarak görürken gittikçe ona aþýk olacaktýr.

Bayan Barkley son derece saplantýlý biridir. Kendisi olmaktan korkan ve baðýmlý olabileceði birisini arayan bir kadýndýr. Tenente’yi bulduðu anda da ona baðlanýr. Bunu henüz aralarýndaki yakýnlaþmaya dair hiçbir þey konuþmamýþlarken Bayan Barkley’in aniden ‘’Biz artýk sevgiliyiz’’ demesinden rahatlýkla anlarýz. Ýki sevgilinin özellikle beraber Milano’da geçirdikleri günlerde kurduklarý diyaloglar bu durumu bize açýkça betimler.

Bayan Barkley burada Tenente’ye þöyle der:

‘’Ben diye biri yok. Senim ben. Ayrý bir ben çýkarma ortaya.’’ Sy. 103

Bayan Barkley böyle söyleyerek kendi kiþiliðinden vazgeçiyor. Ve kendisini Tenente’nin kiþiliðinde eritiyor. Bu durum ikisinin bir dayanýþmasý, yekvücut olmasý hali de deðil. Öyle olsaydý Bayan Barkley böyle bir cümle kurmak yerine ‘’Ben diye bir þey yok, biz varýz’’ diyebilirdi. Bu duruma dair birçok örnekle karþýlaþýyoruz kitapta:

‘’Senden uzaklaþtýrýlmaktan korkuyorum yalnýzca. Sen benim dinimsin, her þeyimsin.’’


‘’B: Hiç öyle bir hastalýða tutulmuþ muydun?’’
‘’T: Belsoðukluðu geçirmiþtim.’’
‘’Dinlemek istemiyorum. Çok acý veriyor muydu sevgilim?’’
‘’Pek çok’’
‘’Keþke ben de tutulsaydým.’’
‘’Sakýn ha’’
‘’Gerçekten isterdim bunu. Senin gibi olmak için isterdim.’’


‘’B: Sevgilim neden saçlarýný uzatmýyorsun?’’
‘’T: Nasýl uzatmak yani?’’
‘’Biraz daha uzun olsunlar.’’
‘’Yeteri kadar uzun ya’’
‘’Hayýr, biraz daha uzasýn, ben de kendi saçlarýmý keserim. Ýkimiz de birbirimize benzeriz.’’ Sy. 266


Ve son olarak Barkley , Tenente olmak isteðini tek bir cümleyle anlatýr:

‘’Kýsa da güzel olabilir, o zaman birbirimize benzeriz. Sevgilim seni o kadar çok istiyorum ki sen olmak bile istiyorum.’’

Esasen Bayan Barkley’i bu duruma getiren þey de savaþýn psikolojisidir. Romantik hayaller ile savaþa gönüllü hemþire olarak katýlan Bayan Barkley burada tamamen baþka bir insan olmuþtur.

‘’Uzun bir süredir mutlu deðildim. Seninle karþýlaþtýðýmýzda artýk çýldýracak gibiydim. Belki de çýldýrmýþtým. Ama þimdi mutluyuz ve birbirimizi seviyoruz.’’ Sy.104

Askerlerin kullandýklarýna benzer çeliþkili cümleleri zaman zaman Bayan Barkley’den de duyarýz.

‘’Sakalýný seviyorum. Çok sert ve dehþet verici gözüküyor. Öyle yumuþacýk ve hoþ ki.’’ Sy. 270

Her ne kadar Tenente baþlarda Bayan Barkley’e karþý duygusalca bir yakýnlaþma hissetmiyor olsa da zamanla o da Barkley’e baðlanýr ve aþýk olur. Tenente’nin aþký Barkley’in ki kadar saplantýlý deðildir. Ýkisinin karþýlýklý konuþmalarýnda bunu kolayca anlarýz:

[…]
‘’B: Çok tatlýsýn sevgilim, belki de çok hoþ olurum, hele öyle zayýf falan olunca belki yeniden aþýk olursun bana.’’
‘’T: Seni yeteri kadar seviyorum þimdi.’’ dedim. ‘’Ne yapmak istiyorsun, beni mahvetmek mi?’’
‘’Evet, seni mahvetmek istiyorum.’’
‘’Çok iyi’’ dedim. ‘’Ben de istiyorum bunu.’’ Sy. 270

Bayan Barkley’in tüm kiþiliðini Tenente’nin kiþiliðinde eritmesi savaþýn psikolojisi ile doðrudan alakalýdýr. Hatta kitabýn baþlarýnda Tenente’nin Bayan Barkley’in peþinden koþarken Barkley’in pek de yüz vermediðini görürüz. Fakat savaþýn aðýrlýðý artýk Barkley için taþýnamaz bir yük haline gelmiþtir ve tüm sorumluluk ve karar alma yükünden kurtulmak istemiþ kendisini tamamen Tenente’ye býrakmýþtýr. Adeta bir toplumlarýn sorumluluk sýrtlanmaktansa bir lidere hastalýklý biçimde baðlanmasý gibidir Bayan Barkley’in durumu.

Tenente ile Barkley’in bir baþka diyalogu da tarihin farklý zamanlarýndaki iki yazarý bir araya getirir. Diyalog þöyledir:

‘’B: Peki kaç…Nasýl derler…Kaç kiþiyle birlikte oldun?’’
‘’T: Hiç.’’
‘’Yalan söylüyorsun.’’
‘’Evet.’’
‘’Zararý yok. Bana yalan söylemeye devam et. Senden istediðim de bu. Güzel miydiler bari?’’

Ýki sevgili arasýnda geçen bu diyalog ve Bayan Barkley’in tavrý Charles Bukowski’nin söylemiþ olduðu þu cümleyi anýmsatýr:

‘’Kadýnlara yalan söylemekten çekinmeyin. Yeter ki kendileri için söylendiðini bilsinler.’’

Milano’da Tenente’nin izinli geçirdiði günlerde Bayan Barkley hamile kalýr. Barkley kendisini böylesine Tenente’nin kiþiliðine hapsetmiþken çocuðun Barkley için bir sorun olmasý gerektiðini düþünürüz. Çünkü aralarýndaki tüm bu bað ikisi tarafýndan yaratýlmýþ olan fakat ayný zamanda da baðýmsýz olan bir bebek tarafýndan bozulacaktýr. Bu bebeðin varlýðý Bayan Barkley’e kendisinin Tenente olmadýðýný ayrý bir insan olduðunu gösterecektir. Korkusunu þöyle anlatýr:

‘’Küçük haylaz aramýza giremeyecek, deðil mi?’’ sy. 269



Bayan Barkley’nin hamile kalmasý ile Hemingway kitaba yepyeni bir çatýþma unsuru koymuþtur ve okurken bu çatýþmanýn ancak bebeðin ölümü ile çözüme kavuþabileceðini sezersiniz. Nitekim Hemingway’de doðum esnasýnda çocuðu öldürür. Fakat küçük bir detay daha vardýr. Bu detayý da sizin okumalarýnýza býrakýyorum.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn yazarlar ve yapýtlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Sineklerin Tanrýsý - William Golding


Bahadýr BATTAL kimdir?

Edebiyatta akýmlara inanmayan ancak eserin yazardan çok okuru tarafýndan yazýldýðýna inanan bir klasik edebiyat hayraný.

Etkilendiði Yazarlar:
Yaþar Kemal, Orhan Kemal, Ernest Hemingway, John Steinbeck


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Bahadýr BATTAL, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.