Uygarlýk, gereksiz gereksinimlerin, sonsuz sayýda artmasýdýr -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Meclis Baþkanýmýz Sibel Siber Baþkanlýðý’nda Türkiye’ye ziyarete giden heyetin, TC Cumhurbaþkaný Sayýn Recep Tayyip Erdoðan ile yaptýklarý görüþme, ülkede en çok konuþulan konu oldu. Özellikle vatandaþlýk konusunda Sayýn Erdoðan’ýn 10 bin kiþinin yýllardýr vatandaþlýk için beklemesi üzerine “Neden onlarý vatandaþ yapmýyorsunuz?” sorusu, bazý vatandaþlarýmýz tarafýndan fýrça olarak algýlandý. Bazý köþe yazarlarýmýz ise bu konuyu çeþitli yorumlarla dile getirdi. Ama içlerinde biri vardý ki olmadýk sözleri, hakaret derecesine vardýrýrcasýna sarf etti. Türkiye ve Türkiyelilere karþý aðza alýnmayacak sözler söyledi. Köþe yazarý Ahmet Okan’dan söz ediyorum. Sayýn Okan, yazýsýnda bütün Türkiyelileri ayný tefe koyarak, hepsini, adeta suç potansiyeli, görgüsüz, saygýsýz ve medeni olmayan insanlar olarak gösterdi. O kadar aðýr, o kadar aðza alýnmayacak, o kadar aþaðýlayýcý sözler söyledi ki alýnmamak mümkün deðil. “Niçin Vatandaþlýk vermiyorsunuz?” sorusuna, “Denize donla girilmesin diye…” “Denizlerde bile haremlik selamlýk olmasýn diye…”, “Çocuklarýn ýrzýna geçen olaylar artmasýn diye…” cevap verdi Sayýn Okan. Haydi, donla denize girmeyi anladýk… Çaðdaþ dünyada insanlar, mayo ile girer denize, ama dini düþüncesi buna izin vermeyen, veya maddi imkansýzlýklardan dolayý bir mayo alamayan, veya öyle görmüþ ve medeni cesaret gösteremeyip de mayo giyemeyenlere böyle hakaret mi etmek gerekiyor? Peki, böyle hakaret etmek çaðdaþlýðýn, modernliðin bir göstergesi mi? Donla denize girmek medeniyetsizlikse, hakaret etmek medenilik mi sayýlýyor? Öyleyse bu hakareti eden bir insanla; donla denize giren insan arasýnda ne fark kalýyor? Medeni olmak, don meselesinde deðil; zihniyet meselesindedir… Bunu bir defa anlamak lazým… Sayýn Okan öyle konuþuyor ki, sanki Tüm Türkiyeliler Kýbrýs’ta ýrz düþmaný. Ve her gün çocuklara tecavüz ediyorlar… Pes doðrusu… Bu kadarý da fazla… Hem de çok fazla… Bunlarla da bitmedi… Arka arkaya sýraladý kin ve nefret kokan düþüncelerini… “Yedi ya da dokuz yaþýndaki kýz çocuklarý korunsun diye”, “Daha fazla ilahiyat mektepleri açýlmasýn diye…”, “Bir külliye de buraya yapýlmasýn diye” ,”Hýrsýzlar polislerin peþine düþmesin diye…”, “Cumhuriyet deðerleri burada da çiðnenmesin diye” Ben, þunu anlamýyorum. Ýlahiyat fakültelerinin açýlmasýnýn ne zararý var? Ýnsanlar, dinini ilmi yönden öðrense bundan ne zarar görecek? Eðitimin, insana ne zararý olacak? Ne zaman olmuþ ki? Hem, “Din, kulaktan kulaða olmasýn, okullarda öðrenilsin” deniliyor; hem de açýlacak fakültelere karþý çýkýlýyor… Anlaþýlacak bir durum deðil. Zarar ilahiyat fakültelerinden deðil, kulaktan duyma anlayýþtan, hurafelerden ve kocakarý iþi dediðimiz inanýþlardan gelir. Önemli olan bunlarýn önüne geçebilmektir. Peki, 42 yýldýr hangi TC kökenli bir KKTC yurttaþý, Cumhuriyete ters düþmüþ? Hangi vatandaþ yasalarýn dýþýnda hareket etmiþ? Vatanýna, bayraðýna, devletine ihanet etmiþ? Kim, Cumhuriyet deðerlerini çiðnemiþ? Anlayabilmiþ deðilim. Tam aksine Türkiye’den gelen ve KKTC vatandaþý olan herkes KKTC’yi vatan bilmiþ, KKTC yasalarýna uymuþ ve KKTC bayraðýný kendi bayraðý bilmiþtir. Bu gün evinde TC bayraðý ile KKTC bayraðýný yan yana asmayan hemen hiçbir aile yoktur… Sayýn Okan, aþaðýlayýcý söylemlerine devam ediyor “Yargý allak bullak olmasýn diye.”, “Cesetler zýrhlý araçlarýn arkasýnda sürüklenmesin diye”, “Mevcut nüfustan fazla nüfus ülkeye aktarýlmasýn diye… “Ve çocuklar öldürülmesin diye…” Hiç merak etmeyin Sayýn Okan… Yargý allak bullak olmaz. Çünkü KKTC’de yaþayan bütün TC Kökenli Kýbrýslýlar, yasalara tamamen saygýlýdýrlar. Ve Yargýya da sonsuz bir güven duymaktadýrlar… Söyleyin Allah Aþkýna 40 yýldýr hangi vatandaþýmýz yargýya isyan etti veya baþ kaldýrdý? Hangisi yargýnýn vermiþ olduðu kararlarý çiðnedi veya tersini yaptý? Hiç biri… Çünkü hepsi de yargýya inanan, saygý duyan ve gereðini yerine getiren vatandaþlardýr… “Cesetlerin, zýrhlý araçlar arkasýnda sürüklenmemesi” için demiþsiniz… Söyler misiniz lütfen 1974 Mutlu Barýþ Harekâtý’ndan sonra ne zaman böyle bir olay yaþandý Kýbrýs’ta? Kýbrýs’ýn Kuzeyi’nde 1974’ten sonra, ne zaman tanklar, zýrhlý araçlar, silahlar konuþtu? Ne zaman bombalar patladý? Hiçbir zaman… Þükür ki 1974 sonrasý Kýbrýs’ýn her iki kesiminde de tedhiþ olaylarý olmamýþ ve halk huzur içinde, barýþ içinde kalmýþtýr. Ben, artýk bu tür söylemlere hiç bir cevap vermiyorum. Sadece gülüp geçiyorum. Çünkü artýk bu tür söylemlere doydum… En küçük bir olayda, bir harekette Türkiye’ye, Türkiyelilere dil uzatanlara sadece gülüyorum… Kimse kimseyi sevmek zorunda deðil… Ama bakýnýz 42 yýldýr ayný çatý altýnda yaþýyoruz. O zaman birbirimize saygý duymak zorundayýz… Hakaretlerle, küfürlerle, kavgalarla bir yere varýlmaz… Sevgi, saygý ve hoþgörü… Bunun ötesi yok…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |