Þiir, tarihten daha felsefidir ve daha yüksekte durur. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Güzel Ýnsan, Yürekli Dost RECEP MEVLÜT KARAGÜR Yoldaþ’a SEVDA…… Yüreðimin derinliklerinden gelen acýlara aldýrmadan sahte bir gülümseme savurdum hayatýn orta yerine. Tüm tutsaklýklara ve kavgalara aldýrmadan içim acýya acýya baktým gökyüzüne. Kendi benliðimden utanýr olmuþtum artýk, çaresizlik mi denirdi bunun adýna yoksa beceriksizlik mi? Bilmiyordum. Tek bildiðim günden güne kaybeden bendim ve kazanan yüreðimin tam orta yerine derin sýzýlar býrakan o ayrýlýk denen kalleþ burukluktu. Neydi sorun? Artýk düþünmek bile zor geliyordu, aldýðým nefesin acýsýyla yanaklarýmý yýkayan gözyaþlarýnýn bir iki kadehle hafifleþen yükü altýnda eziliyordum. Derin suskunluklarýn orta yerinde çýðlýklarým duyulmaz olmuþtu artýk. Sevda demiþtik adýna, sevda neydi bu arada? Emek miydi yoksa? Özgürlük mü? Umut etmek miydi sevda? Yoksa yürekte kalan acýmýydý? Artýk adýný koyamaz olmuþtum. Dinlediðim Türkülerin sevdayý anlatan dizeleri bana hayal gibi geliyordu. Özlüyordum nefesini derin yalnýzlýklar içinde ve seni öyle bir yere koymuþtum ki yalnýz kalamýyordum nefesinin özlediðim zamanlarda. Çocukluk muydu yaþadýklarýmýz? Yoksa bir masal mýydý? Sen hiç beni kokladýn mý gecenin bir saatinde son kadehini Dünyanýn anasýna avradýna küfürler savurup içerken? Ve hiç sen öylece baka kaldýn mý bomboþ bir duvara, o soðuk beton yýðýnýna yüreðinden geçenleri anlattýn mý sayýklarcasýna? Ve sen hani o son telefondan sonra attýðýn her adýmda, içtiðin sýcak bir çayýn o tatlý buðusunda ve sen gözlerinin her kapayýþýnda beni düþündün beni yaþadýn mý? Ne deðiþir ki? Bunlarý sana söylesem, sen beni düþünsen yoksun artýk. Senin yokluðunda aklýmdan geçenler bunlar olsan ne yazar olmasan ne elde var yalnýzlýk ve elde var hüzün. Bir kadehte Tanrýnýn ve senin bana yasakladýðýn þerbet öbür yanda kulaðýmda bir naðme ve gözyaþlarýmýn gölgesinde yaþayamadýðým derin sensizlik. Acým o denli büyük ki yüreðimde ve adýný koyamadýðým bir sýzý var hala içimde iþte bu acýnýn tarifini aramak için þimdilerde Dost seslere sarýlýyorum telefonda. Hani belki bir merhem olur, bir nebze hafifler içimdeki acý diye ama nafile. Konuþtukça aðýrlaþýyor bu sýzý ve susmak istiyorum artýk nasýl yapacaðýmý bile bilmeden. Ha susar mýyým? nasýl susayým gözlerini düþlerken? Nasýl susayým nefesini özlerken? Sevda demiþtik bir kere. Sevda. Sahi neydi bu sevda? Ulaþamadýðým ufuk çizgisiydi beklide. Yada parmaðýmýzýn ucundaki her an uçmaya hazýr bir uður böceðiydi. Kýsa soluklu kanat çýrpmalarýn ardýndan gözden kaybolup gidecekti. Oysa ben sende bana kattýklarýný sevmiþtim ya neyse. Söylesem de, susamda ne fark eder ki. Artýk ellerinin sýcaklýðý uzaklarda, gözlerinin o beni benden alan büyüsünde kayboluyorum bu gecenin kör karanlýðýnda. Yoksa üþüyor musun? Yoksa hala nemli mi yanaklarýn? Hala öfkeli misin bana derin derin? Ne demiþtik? Sevda deðil mi, Neydi bu sevda? Þu an gözlerimden yanaklarýma süzülen yaþlar mý? Sen benim göz bebeðimdin oysa, gözümden bile sakýndýðým þimdilerde damla damla süzülüyorsun gözlerimden ve her damla yüreðime bir hançer gibi saplanmakta. Sevda buymuþ be sevgili, bizim türkülerde dinlediðimizle alakasý olmayan bir sevda. Hasret hasret kokan bir sevda. Hasret demiþken; ne diyordu o yürek hoplatan sesiyle Hasret ”Eðer Çekemezsen Gülün Nazýný, ne dikene dokjun caným Ne gülü incit” ben beceremedim çekemedim nazý ne yaparsýn yine Hasretin sesine sýðýnýp bir dize daha takýlýyor dilime “ Bir Ýnsan Ömrünü Neye vermeli; Harcanýp gidiyor ömür dediðin; Yolda kalan da bir Yürüyende bir, Harcanýp gidiyor Ömür dediðin” Ýþte böyle kim yolda kaldý kim yüyüyor bilmiyorum ama geçiyor Ömür. Ve sen bu geçen ömürde en temiz yerde kaldýn. Sevda demiþtik ya, Aþk diyemedik biz sýradan olmamak için, Sevda dedik hep neydi bu sevda? Aþkýn göz yaþý olurmuþ, sevdanýn ise gülen gözleri be sevgili þimdi sen gözyaþý oluyorsun gözlerimde en temiz yanýmda en sýradan halinle. Oysa sevda demiþtik biz. Gerçi neydi bu sevda bir söylesene be sevgili…. Bir söyle….
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © HAMZA EKÝZ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |