Gençliðinde müzik öðrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
20 Temmuz Barýþ Günü nedeniyle yazdýðým mesajýma çok sevdiðim bir arkadaþýmdan anlamadýðým ve asla da anlayamayacaðým bir mesaj aldým. Ben, mesajýmda “20 Temmuzdan önce Kýbrýs Türkü’nün çok acý çektiðini ve karanlýk günler yaþadýðýný söyleyerek bu tarihten sonra Kuzey Kýbrýs’ta hiçbir Türkün burnunun kanamadýðýný, adanýn ikiye bölünerek Kuzey’de Türklerin Kuzey Kýbrýs Cumhuriyetini kurarak, devlet olmanýn bütün gereklerini yerine getirdiðini, bu gün kalkýnmýþ, ilerlemiþ ve büyümüþ bir ülke olduðumuzu” yazdým. Arkadaþým, yorumunda þöyle demiþ: “ Sen sadece kulaktan dolma söylemleri yazýyorsun. 74 öncesini ben ve benim gibi Kýbrýslýlar yaþamýþtýr. Bu nedenle sonrasýný da kýyaslama hakký sadece bizdedir diye düþünüyorum. Yazýnda doðru olan yönleri olsa bile 74 sonrasýnda çok da huzura kavuþmuþ sayýlmayýz. Þiddet de bitmiþ sayýlmaz. Sadece þiddetin ve huzursuzluðun ve ölümün kaynaðý deðiþmiþtir. 74 öncesinin sayamayacaðým kadar huzurlu yaþamýmýz da yok deðildir. Örneðin hiçbir zaman evimizin kapýsýný kilitlemezdik. Komþumuza mahallelimize güvenirdik. Þimdi ise bunu yapmak mümkün deðil. Þimdi böyle deðil, hýrsýzlýk, tecavüz, soygun, dolandýrýcýlýk, sahtekarlýk, cinayet toplumumuzun bildiði þeyler deðildi. 74 sonrasýnda bunlarla tanýþmýþ olduk. Ne güzel kurtarýldýk deðil mi?” Bu sözler karþýsýnda þok olmadým desem yalan olur. Çok sevdiðim bu arkadaþýma cevap verip vermemekte tereddüt ettim. Çünkü onu kýrmak istemiyordum. Ama söylediklerini de asla kabul etmiyordum. Susmak da kabul etmek olacaktý. Bu nedenle cevap vermeye karar verdim. Ne demek “ Benim gibi Kýbrýslýlar yaþamýþtýr” Biz Kýbrýslý deðil miyiz? Biz, bu ülkenin vatandaþý deðil miyiz? 1974’ten sonra gelmiþ olabiliriz. Þunu unutmamak gerekir ki Kýbrýs’ta yaþayan Türklerin diðer kýsmý da Kýbrýs’ýn fethinden sonra Anadolu’dan gelmiþtir. Tabii arada diðer baþka ülkelerden de gelen olmuþtur mutlaka. Ama bu anlayýþ, “Sadece Kýbrýslý biziz” anlamýnda olmamalý… Arkadaþýma ve onun gibi bu düþüncelere sahip olan Kýbrýslý kardeþlerime cevabým þudur: “Ben de veya benim gibi 1974 sonrasý Anavatan’dan gelmiþ TC kökenli vatandaþlarýmýz da bu ülkede 40 yýldýr yaþýyoruz. Ve biz de en az sizin kadar Kýbrýslýyýz. 40 yýldýr bu ülkede kökleþmiþiz. Bu topraklara týrnaklarýmýzý geçirmiþiz. Babalarýmýzý, analarýmýzý, aile büyüklerimizi bu topraklara vermiþiz. Çocuklarýmýz bu topraklarda doðdu, büyüdü. En güzel gençlik yýllarýmýz buralarda geçti. Türkiye’ye gittiðimizde Kýbrýslý, Kýbrýs’a döndüðümüzde ise Türkiyeli olduk. Neredeyse asýl kimliðimizi unuttuk. Ama biz, kendimizi hep Kýbrýslý hissettik. Kendimizi Kýbrýslý Türk kabul ettik. Bizim de bu ülke hakkýnda siz söyleme hakkýmýz vardýr. Bunu kabul etmek zorundasýnýz. Bu tür düþünceler sadece sizin gibi olumsuz düþünenleri baðlar. Kabul etmemekle birlikte demokratik bir anlayýþa sahip olduðum için düþüncelerinize saygý duyuyorum. Þurasýný unutmayýnýz: Kýbrýs artýk küçük bir köy deðil. Büyüdü ve geliþti. Nüfus, eskisi gibi az deðil. Büyüyen ve geliþen toplumlarda da bu tür istenmeyen olaylar görülmektedir. Dünyanýn hangi ülkesine bakarsanýz bakýn bu böyledir. Ýngiltere'de, Almanya'da, Amerika'da, Türkiye'de olmuyor mu bu tür olaylar. Oluyor. Çünkü bunlar, büyük ülkedir. Ýnsan oraný fazladýr. Ýnsan ne kadar çok olursa suç oraný o kadar artýyor. Bu tür söylemler, 74 sonrasý bizim gibi Türkiye'den gelen vatandaþlarý kötülemekten ve suçlamaktan baþka bir þey deðil diye düþünüyorum. Yanýlýyorsam lütfen beni düzeltin. Peki, bu insanlar hýrsýzlýk yapmayý istiyor mu? Kavga istiyor mu? Huzursuzluk olmasýný istiyor mu? Suç iþlemeyi istiyor mu? Kesinlikle Hayýr... Onlar da, yani bizler de KKTC'de barýþ, huzur ve mutluluk içinde yaþamak istiyoruz. Sevgi, saygý ve hoþgörü içinde yaþamak istiyoruz. Ayrýmcýlýk yapýlmadan, herkesi insan görerek, herkesi bu ülkenin deðerli bir vatandaþý görerek yaþamak istiyoruz… Ben de bir yere giderken evimin güven içinde olmasýný istiyorum. Ben de kapýmý açýk býrakýp gitmek isterim. Þu an, kendi köyümde genelde birçok evin kapýsý kilitlenmemektedir. Herkes birbirine güvenmekte, birbirlerine saygýyla davranmaktadýr. Kimseye doðum yerinden dolayý ayrýmcýlýk yapýlmamaktadýr. Önemli olan anlayýþtýr. Sevgi saygý ve hoþgörüdür. Bu anlayýþa hepimiz ne kadar sahibiz? Kapýyý pencereyi býrakalým, hortumculara, iþten kaçýp kaytaranlara, büyük vurgunculara, devleti soyanlara ne kadar tepki gösteriyoruz. Haksýz kazanç elde edenler, zenginliklerine zenginlik katarken onlara ne kadar tavrýmýzý koyuyoruz? Ben, asýl bu tür kiþilere söz söylemek lazým diye düþünüyorum. Asýl kavgamýz haksýz kazanç elde edip ülkede aþýrý zengin olanlara olmalý diye düþünüyorum. Hükümetlerimiz yýllarca yaptýklarý yanlýþ politikalar yüzünden adayý yolgeçen hanýna çevirmiþ. Pasaport kaldýrýlmýþ, kimlikle her önüne gelen adaya giriþ yapmýþ. Peki, bu yanlýþ politikalarýn sebebi bu insanlar mýdýr? Yýllardýr hükümetlerin uyguladýðý bu tür yanlýþ politikalar, bu masum insanlarý baðlamamalýdýr. Yanlýþ politikalar yüzünden bu insanlarý hýrsýz, diye, kavgacý diye, huzursuz diye suçlamanýn bir anlamý yoktur. Þimdi diyeceksiniz ki “Biz onlara demiyoruz.” Peki, bu tür sözlerin anlamý nedir? Bana göre bu sözlerin anlamý “Sizler, buraya geldikten sonra burada hýrsýzlýk arttý, kavga dövüþ arttý, huzursuzluk arttý” demektir. Bu tür söylemler, bu insanlarý suçlamaktan öte bir þey deðildir. Biz bunu asla kabul etmiyoruz. Hukuk devletiyiz. Yargýmýz ve adaletimiz güçlüdür. Suçu olan varsa mahkemeye düþtüðünde mutlaka hak ettiði cezayý almaktadýr. Biz de bu ülkede yaþýyoruz ve bu ülkenin vatandaþýyýz. Hepimiz Türküz ve hepimiz Kýbrýslý Türküz. Bunu istesek de istemesek de kabul etmek durumundayýz. Kabul etmeyenler varsa, bu kendi düþünceleridir. Son söz olarak þunu söylemek istiyorum: Kýbrýslýlýk- Türkiyelilik ayrýmý bu ülkeye bir þey vermez. Hepimiz bu ülkenin mümtaz bir evladýyýz. Hepimiz Türküz. Hepimiz Kýbrýslýyýz…”
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Hakan Yozcu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |