Mutlu insanlar tatlý þeylerden söz ederler. -Goethe |
|
||||||||||
|
Cumhurbaþkanlýðý seçimi, belki elli yýl önce okuduðum bir romaný çaðrýþtýrdý bana. Elbette sözüm meclisten dýþarý. Ama bilinçdýþý süreçlere hükmedemiyorsunuz ki… Çaðrýþým iþte… Nereden nereye… Robert Louis Stevenson’un, çift kiþiliklilik konusunu iþlemesi itibariyle dünya edebiyatýnda ilk psikolojik roman sayýlan DR. Jekylle ve Mr.Hayde adlý romanýný(Yayýn tarihi 1886) anýmsadým. Romanýn kahramaný Dr Jekylle’ýn kiþiliðinde, biri iyi ve saygýn(Dr Jekylee), bir de kötü, cani olmak üzere(Mr Hayde) iki kiþilik yaratýr Stevenson. Sonunda Jekylee, Hayde’ý yok etmek zorunda kalýrken kendini de yok eder mecburen. Þu anda dünyaya hükmeden kapitalizm, DR Jekylee rolünü oynarken kendi varlýðýnda, ipliði pazara çýkan Hayde’larý öldürüp dünyanýn pekçok yerinde, özellikle bizim coðrafyamýzda sayýsýz kiþilikte Hayde’lar yaratmayý sürdürüyor. Ancak kendi buyruðunda olduðu ve halklarý kandýrdýðý sürece yaþýyor bu Hayde’lar, sonra yok ediliyor zamane doktoru Jekylee tarafýndan. Bizler… Yönetilenler, sömürülenler… Emeðin hakkýný, özgürlüðü, adaleti, barýþý, mutluluðu arayanlar… Yani tüm belalarýn sömürüye dayalý bu kapitalist sistemin üretimi ve sonucu olduðunu düþünenler, kendi seçeneðimizi bir türlü yaratamýyoruz. Azýnlýktayýz çünkü. Sistemden umudunu kesmeyen, baþka bir dünyanýn var olabileceðine inanan çoðunluðu ikna etmekten aciziz çünkü. Beceremiyoruz henüz. Nedenleri ayrý ve uzun bir konu. Bu nedenle, demokrasi oyununda hep figüran oluyor, her zaman kýrk katýr-kýrk satýr ya da aþaðýsý sakal-yukarýsý býyýk ikilemleri karþýsýnda arpacýk kumrusu gibi düþünüp duruyoruz. Dünya patronlarý, þimdi bize üç seçenek sunuyor: . Ülkemizi, tümüyle kendi üstüne,sülalesine ve goy goycu çetelerine tapulamak, tüm yetkileri elinde toplayýp sünni bir Ýslam devleti kurmak isteyen, bu amaç doðrultusunda, küresel güçlerin her emrine boyun eðen bir figür… Sadakaya baðladýðý müridleri (Sayýlarý epeyce çok) ve kendi despotluðunu açýkça, kýlýf uydurararak ya da utangaçça þak þaklayan bir kitle dýþýnda, tüm muhaliflerine her türlü iftirayý, zorbalýðý, saldýrýyý reva gören, sýrtýný siyasal Ýslamýn uyutucu duvarlarýna dayamýþ, megalomaniye gark olmuþ, davranýþlarýný ve sözlerini denetlemekten uzak, kaba, cahil bir figür… Dayanýlýr gibi deðil. . Büyük patronlar, birinci figürün halktaki tahammül sýnýrýný iyice zorladýðýný, megolamanisinin zaptedilmez olduðunun farkýna vardýlar. Ama bu coðrafyada siyasal Ýslam’ýn Iþid, El-Nusra gibi en vahþi renkleri de olmak üzere her rengine, bunlar aracýlýðýyla mezhep ve etnik ayrýþtýrmalarla halklarý kýrdýrmaya hâlâ ihtiyaçlarý var. Dünya yeniden paylaþýlmakta, dünya pazarý yeniden oluþturulmakta, sýnýrlar yeniden çizilmekte. Türkiye diðer Ýslam ülkelerinden farklý. Çok çabuk emperyalizmin kucaðýna oturmakla birlikte, anti-emperyalist bir savaþ vererek kurulmuþ, yarým yamalak da olsa, aydýnlanmanýn laiklik ve aklý öne çýkaran yaklaþýmýyla tanýþarak doksan bir yýllýk deneyim edinmiþ bir ülke. Askeri darbeler görmüþ, sivil darbeyi de þimdi deneyimleyen ve siyasal Ýslamýn ceberrut yüzünü kaldýramayacak kadar Batý kültürüyle haþýr neþir olmuþ bir ülke. Abdestli kapitalizmin arsýz, asýk, despot yüzüne daha sevimli, ýlýmlý, kibar bir makyaj gerek. Toplumsal bir ihtiyaç ve bir gerçek olmayý sürdüren dini inanç olgusunu, insanlarýn vicdanýna býrakmak yerine, kitlelerin güdümlenmesinde kullanmak gerek çünkü. Bu nedenle ikinci seçenek, siyasal Ýslamcý gelenekten gelen, kendi kulvarýnda ilmi birikimi olan, biraz da Batýnýn fenniyle meþgul olmuþ, siyasal Ýslamý daha güler yüzlü, yumuþak, aðýrbaþlý, esnek taþýyan… Yaþam tarzýyla batý normlarýna daha uygun, diplomatik deneyimi olan, BM’de ve diðer Ýslam ülkelerinde de tanýnan bir figür. Anýmsayalým. Tahkim Yasasýný, doðacak tepkilerden çekinerek Özal’a bile imzalattýramayan küresel güç, sol görünen Ecevit’e imzalatmýþtý. Daraðacýnýn ipiyle dolaþýp kan üzerinden siyaset yapan MHP ise idam cezasýnýn kaldýrýlmasýnda engelleyici tepki koymamýþtýr. Varlýðýný muhalif olmaya adamýþ, sýð laiklik ve iþine geldiði gibi kullandýðý dogmatik bir Atatürkçülük dýþýna çýkýp toplumun demokrasi ve adalet istemine kulak vermemiþ, emperyalizmin sunduðu sistem içi politikalara sürekli boyun eðmiþ, sistemi reformize edecek politikalar bile üretmemiþ ve sistem karþýtý güçlerle arasýný sürekli açmýþ, baþka bir ülkenin, dünyanýn özlemi ve mücadelesi nin önünde týkaç görevini baþarýyla yerine getirmiþ CHP ise siyasal Ýslama, ideolojik olarak da Türk-Ýslam sentezine açýlarak son barutunu tüketmiþtir. Emperyalizm, sistem içi figüranlarýna, gerektiðinde, kendilerini inkâr ettirmekte de ustadýr. Bu son örnek belki de hayýrlara vesile olur. CHP’nin emekten yana, kendi partisini, çaresizlikten dolayý sürekli kerhen desteklemekten, savunmaktan usanmýþ güçlerinin, bu gerçeði artýk göreceðini, sistem dýþý solla, tüm emekçilerle birlikte kendi seçeneðini üretme arayýþýna gireceðini umuyorum. . Emperyalizme baðýmlý, güdük kapitalizmin kapitalist-aða iþbirliðiyle, aþiret baðlarýný oya tahvil eden politikalarýyla yýllarca ezilmiþ, aþaðýlanmýþ, horlanmýþ, yoksul býrakýlmýþ, cefa çekmiþ, bombalanmýþ, kulluktan çýkarýlmamýþ bir halkýn, birikmiþ öfkesi, acýsý, özgürlük isteminin simgesi bir figür… Ne var ki emperyalizmin vardýðý, küreselleþme denen son aþamasýnda, ulusal pazarlar ve onun gereði olan milliyetçiliðin oluþma dönemi artýk bitmiþtir. Artýk her türlü milliyetçiliðin emperyalistler tarafýndan kullanýldýðýný görmeyen politikalar sonucu, kurtuluþunu milliyetçilikte, aþiret kültürünün sürdürülmesi suretiyle modern aþiret beylerinin emperyalizmle ekonomik ve politik ortaklýðýnda arayan… Barýþ ve özürlüðü, emek sömürüsüne karþý tüm halklarýn, sisteme, emperyalizme, kapitalizme karþý birlikte mücadelesi ni oluþturmak yerine, emperyalizmle ve zorba, talancý iþbirlikçileriyle gizli açýk pazarlýklarda bulan politikalarýn taþýyýcýsý bir figür… Sonuç olarak, yine sistem tarafýndan kuþatýlmýþ, seçeneksiz kalmýþ durumdayýz. Dedik ya… Bizler için sakal- býyýk, katýr-satýr… Peki ne yapmalýyýz?... Bu yazý epeyce uzun oldu. Sorunun yanýtýný ikinci bir yazýda bulmaya çalýþalým. 04.07.2014 Vildan Sevil
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |