Doðru þeritte olsanýz bile, olduðunuz yerde kalýrsanýz er geç ezilirsiniz. -Will Rogers |
|
||||||||||
|
Emine Piþiren Az önce, "Allah'ým ne olur, bugün tarihi utanç günümüz olmasýn," diye dua etmeye baþladým. Bu düþüncemde yalnýz olmadýðýmý da biliyorum. Dýþ ve iç basýn baþta olmak üzere milyonlar ekran baþýnda, umutla beklemektedir. Nihayet beþ yýl süren bir davanýn sonucuna gelindi. Evet, neden yazýmýn baþýnda –utanç- sözcüðünü kullandým? Yanýt çok basit deðil mi? Suçlarý tespit edilmemiþ, suçlarý nedir bilinmeden Silivri’de aydýnlarýmýz, Atatürkçü düþünen insanlarýmýz haksýz yere tam beþ yýl tutuklu olarak yargýlanýyor. Kesin karar bugün açýklanacaktý ve Türk halký, daha otobüslere binemeden “DUR” denilmiþ, yollarý kesilmiþ, bu-davayý izleme hakký - ne yazýktýr ki, engellenmiþtir. Dünya bizi izliyor. Hem de büyük bir þaþkýnlýkla! Ekranlarda avukatlarýn ayakkabýlarý çýkartýlýyor, cepleri boþaltýlýyor, kemerleri çözdürülüyor, cep telefonlarý, bilgisayarlarýna el konulmasýný izlerken aklým birkaç yýl öncesine dörtnala koþturuyor: Kandil’den gelen PKK teröristleri karþýlayan Türkiye’deki yandaþlarýnýn –zýlgýt- çekerek zafer çýðlýklarýný duyumsar gibiydim. O günlerde anýmsarsanýz, Türk adaleti ýþýk hýzýyla neticelenmiþti... Savcýlarýn, 2-3 günde kurduðu seyyar adalet masalarý…Sonrasý malum! Sonrasýnda yargýçlarýmýz, –beraat- belgesini yüzlerce masum insanýmýzý öldürenlere vermiþtir. Ýþte o günlerde tez sonuca ulaþýlan bir adaleti de görmüþtük. Oysa o katiller -bilinçli adam öldürmek- gasp-terör estirmek, devleti bölmek-vs- suçlardan yargýlanmýþlardý. Sonrasý malum..! Silivri Duruþma Salonlarýna giriþe konulan engeller, yasaklar öyle saçma sapan ki, doðrusu hâkim ve savcýlarýmýzýn bu davanýn açýlýþ konuþmasýnda, “Türk Adaleti, Türk Milleti adýna…” diye baþlayacak konuþmasýný kime, kimlere karþý konuþacaðýný artýk biliyoruz. Zira Türk Halký izleyici sandalyelerinde yoklar… Bugün, Türk Halkýnýn en doðal anayasal hakký olan “mahkemeyi izleyebilme hakký” engellendi. Nasýl bir koruma bu? Kimden korkuyorlar? Teröristler kim? Mahkemede yargýlanacak olan aydýnlarýmýzý savunacak olan avukatlarý dahi içeri alýnmýyor. Neden? O insanlarýmýz; belki de yargýçlarýmýzýn, “Müebbet” hapisle yargýlayacaklarý eþlerini, babalarýný bir daha göremeyecekler... Bu korkunç düþünceyle Silivri’ye koþanlar, izleme salonuna alýnmýyor, neden? Halktan bu kadar kaçýþ neden? Ben bu sorulara yanýt ararken kendi kendime, ekranda ak saçlý bir kadýn beliriverdi. Ünlü yazar Meriç Velidedeoðlu idi… Ve 05.08.2013 tarihinde Ulusal kanalda ibretlik ve tarihi konuþmasýný yaptý: “…Ýnanýn utanýyorum… Bu davada insanlar deðil insanlýk yargýlanýyor. Aklý olanlara sesleniyorum, ben Atatürk kuþaðýnýn ikinci kuþaðýyým. Pek çok iktidar gördüm. Ýlk kez böyle bir adaletsiz davaya tanýk oldum. Þok içindeyim! Dünyanýn hiçbir yerinde, hatta tarihte bile Türkiye’ye yaþatýlan böylesi bir hukuksuzluk görmedim, duymadým. Utanç içindeyim. Sonuç ne çýkarsa çýksýn, bu davada tutuklu olanlarýn baþlarý dik ve onurluydu. Üzülen Türk halký oldu. Ýçerde tutuklu olanlar Türk halkýný teselli eder oldu. Bu davada bende yaþatan yaþadýðým duyguyu size anlattým. Üzüntü, þok, þaþkýnlýk, saçmalýk, vb akýl almaz uygulamalardan dolayý yineliyorum utanç duymaktayým. Anayasanýn çiðnendiði karþýsýnda elbet üzüntümüz olacak, ama baþýmýzý dik tutmalýyýz, gün gelecek bu hukuku çiðneyenlerden hesap soracaðýz…” 80 yaþýný aþmýþ, bir Atatürk Kuþaðý insaný olan yazar Meriç Velidedeoðlu’nu dinlerken yüreðim sanki bir ateþ düþmüþ gibi “cýz cýz” etmiþti.. O anda spiker konuþmayý hemen kesti ve : “Sayýn izleyiciler, Silivri’ye tarlalardan ulaþmak isteyen halka ne yazýk ki, þu an –gaz- sýkýlmaktadýr.” Ve devam ediyor spiker: “Üzülerek söylemek zorundayým, þimdi de polisler plastik mermi de sýkýyorlar, hatta havadan helikopterlerle de gaz sýkmaktadýrlar…” Polislerin sýktýklarý gazlar nedeniyle ayçiçeði tarlalarýnda yangýn çýkmasý, ardýndan da itfaiye araçlarýyla gazýn nedeniyle çýkan yangýný söndürmeye çalýþmasý da cabasýydý. Ekrandan gözümü ayýrmýyorum. Acý bir tabloyu izlerken vatandaþlarýmýzýn Türk Bayraklarýyla yýlmadan ilerlediklerini gördüðümde gözlerimdeki yaþý durduramadým. Yahu kime karþý savaþ bu? Düþünüyorum: Halka sýktýklarý tonlarca gaz yaz aylarýnda sivrisineklerle mücadelede bile kullanmadýlar…O barikatlar, o dikenli teller de neyin nesi?!! Böyle bir korunmayý, Irak-Ýran-Suriye sýnýrlarýmýzda uygulasaydýlar, bir tek PKK terörist acaba yurdumuz topraklarýna ayak basabilecekler miydi? Hey gidi hey, ne günlere kaldýk..! Aklýma 2006 senesinde banka kuyruðunda maaþ almak için bekleyen yaþlý bir beyefendinin konuþmasý geldi: “Düzen deðiþirse babamýn mezarýna gidip iþeyeceðim.” Öyle þaþýrmýþtým ki, “Aa, neden bunu yapacaksýnýz ki? Babanýz size ne yaptý?” diye sormuþtum. “Daha ne yapsýn ki? Babam, bana yaptýðý en büyük kötülük; vatan sevgisini ve bu vatanda onurlu yaþamayý öðretmek oldu.” Adamýn ne demek istediðini, anlamak istiyordum. Onu daha fazla konuþturmak amacýyla konuþmamý sürdürdüm: “Vatan sevgisinin, onurlu yaþamanýn nesi kötü ki? Doðrusu sizi anlayamýyorum beyefendi…!” “Haklýsýnýz, size þöyle anlatayým efendim: Babam tam 78 yaþýnda hayata gözlerini kapadý. Devlete her borcunu zamanýnda ödemiþtir. Ayný zamanda o bir Kýbrýs Gazisidir. Ölmeden önce benimle konuþmasý þöyle oldu: Oðlum bu sana tek vasiyetimdir: Eðer ki, Türkiye’de gerçek adalet tecelli ederse hiç vakit kaybetme, gel mezarýma iþe ki yattýðým yerde rahat uyuyayým, sevineyim oðlum, “demiþti. Þimdi yýl 2013 ve bende utanç içindeyim. Ulusal kanalda spiker bu kez mikrofonu meslektaþýna uzatmýþ: “Halka karþý orantýsýz güç kullanýlmasýna karþý ne diyorsunuz?” Verdiði yanýt çok ilginçti: “Ben yýllardýr savaþ muhabirliði yaptým. Yýllardýr savaþlarýn içinde haber taþýdým. Irak savaþ alanlarýnda bile bulundum. Ama ben böyle bir engelle karþýlaþmadým. Silivri’ye girmek mümkün deðil.” Evet, bundan sonraki günlerde Silivri duruþmalarýný izleme engeliyle karþýlaþan, kimyasal silahlarla püskürtülen Türk Halkýnýn iktidara, kolluk kuvvetlerine duyumsadýðý potansiyel öfkesi nasýl dinecektir bilmiyoruz, ama uygulanan þu haksýz adaleti, tacizleri protesto edip, “Her yer Silivri..!” diyerek adalet istemeye devam edecektir. Ve son günlerde elimden hiç düþürmediðim Alev Çukurkavaklý’nýn “Hergele I” adlý aný romanýndaki komutanla konuþmasý aklýma geldi: Alev Bey gazetecilik yaþamýnýn ilk yýllarýnda bir komutana soruyor: “Efendim, Türkiye’de Mýsýrlý, Libyalý, Suriyeli, vs yabancý insanlar askeri eðitim alýyorlar. Peki, ileride o ülkeler Türkiye’nin baþýna dert olmayacaklar mý? Komutan çok ilginç bir yanýt veriyor: “Merak etmeyin siz: Tahtadan maþa, Arap’tan paþa olmaz.” Þimdi ekranlarda Türk halkýnýn ellerinde Türk bayraklarý, kendilerine engel olmak isteyen komutanlara sesleniyor: “Ben kendimi ihbar ediyorum: Bende tutuklanmak istiyorum. Suçluyum komutaným..!” diye haykýran vatandaþlarý içim acýyarak dinliyorum. Sonuç: Dün, mahkemeler Doðuda kurulmuþtu. Sanýklar özgür býrakýldý. Sonrasý malum…! PKK’lýlar sýnýrlarýmýzdaki karakol binalarýný yýkmaya baþladý. Türk bayraklarý yakýldý. Paçavralarýný astýlar. Yönetimdeki Paþalar bu kez hiç konuþmadý. Sustular…Ýzlediler..! Bugün, mahkemeler Batýda kuruldu. Türkiye’nin kaderi Silivri’de belli olacak. Sonrasý malum..! Yönetimdeki Paþalar, emniyet güçleri bu kez; masumTürk halkýna orantýsýz güç kullandýlar… Hani nerede Türk adaleti? Þimdi beni aldý mý bir düþünce: Gerçek Paþalarýmýzýn, yargýlandýðý bir dönemdeyiz. Þimdilerde nüfus dairelerinde çocuklarýna “Paþa” adý verilmesi yasaklanmýþ? Bazý ailelerin istekleri üzerine de yeni doðan çocuklarýna, “Kürdistan” adý verilmeye baþlanmýþ...! Acaba neden? Merak içindeyim… Fýrtýnanýn geleceði esen rüzgarýndan belli olurmuþ… Hukuk Güvenliðimizin geri kazanýlmasýný Tanrým’dan diliyorum. Ve Cumhuriyet Güneþimiz Batmasýn. Aydýnlýk bir Türkiye diliyorum. Emine PÝÞÝREN 05.08.2013
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Emine Piþiren, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |