12 Eylül vahþetini iyi bilenlerden ve nasibini alanlardaným.

Ergenekon Davasý’nýn içinde, 12 Eylül’de ve sonrasýnda vahþeti sürdürenlerin olduðunu biliyorum. Ama bu bilgime karþýn özel mahkemelerin kararýna güvenemiyorum.

Bu davalarda, DGM’lere, 12 Eylül hukukuna bile taþ çýkartan, evrensel hukuk ilkelerinden uzak bir yargýlamanýn yapýldýðý konusunda kimi yandaþlarýn bile kuþkusu kalmadý artýk.

Yaþýn yanýnda kurunun yanmasý da deðildir bu. Kaldý ki günümüzde evrensel hukuk ilkeleri, kazayla da olsa kurunun yanmasýna izin vermez.

Ergenekon davasý ve diðer tüm siyasi davalar, özellikle kurularý yakýp tüketmeye yönelik bu devirde.

Elbette yargýlananlarýn içinde, elinden nice masum insanýn kaný damlayanlar da var.Ama bugünkü iktidara yollarý açýp taþlarý döþeyen nice eli kanlý elebaþlarý, bugün biat eden ve hizmet sunan kimileri davalarýn kapsamý dýþýnda.

Bu tür davalarýn asýl amacý, tüm toplumsal muhalefeti, tüm renkleriyle susturmaya yönelik. Toplumu korku girdabýna alýp sesini soluðunu kesmeye yönelik.

“Bir zamanlar burnundan kýl aldýrmayanlarýn, bakýn burnunu nasýl sürtüyoruz. Sizlere neler yaparýz ha…” diyerek topluma gözdaðý vermek.

Evet, kaç darbeyle toplumun en dinamik kesimlerini yok etmiþ, iþkenceden geçirmiþ bir yapýnýn, ordunun, bunlarýný hak etmediðini söylemek güç. Hatta benim gibilerin “Oh olsun!” demesi bile gerekebilir. Ama madalyonun diðer yüzü, konuya böyle bakmamý engelliyor. Bu nedenle, iyice deþifre olan eli kanlýlarýn varlýðý, bütün bu gerçeði örtmeye yönelik bir kandýrmaca sadece, diyorum.

Bunlarýn yanýsýra, emperyalizmin Ortadoðu’daki planlarýnýn uygulanabilirliði için her türlü muhalefetten arýnmýþ, tammen biat eden bir ordu istemini de göz ardý edemeyiz.

Siyasi davalar, neoliberal ideoloji ve politikalarýn dýþýna düþen her örgütlenme ve bireyi yok etmeye yönelik bu ülkede. Üniformasýz diktatörlük ve sivil darbe tüm gücüyle hüküm sürmekteyken, darbeciler ve darbecilikle mücadele, göstermelik bir safsata…

Davanýn içinde vahþete bulaþanlarýn bulunmasý bu adaletsizliði ve tuzaðý gizleyemiyor. Plan uluslarüstüdür.

Taþeronluk, yaþamýn her alanýnda iþbaþýnda.

Adaleti yalnýzca kendimiz için isteyemeyiz. Adaleti iktidarlarýn vicdanýna emanet edemeyiz.

Vahþete yalnýzca kendimiz uðradýðýmýzda karþý çýkamayýz.

Çifte standartlar, sonuçta egemenlerin iþine yarar, yarýyor.

Gün, kendi ideolojisini ve sembollerini dayatmadan, hiç deðilse evrensel burjuva hukukunun uygulanmasý için muhalefetin tüm renkleriyle birlik örmesi günüdür.

Gericiliðe, dinciliðe, emperyalist planlara, yaþamýmýza saldýrýya karþý durma günüdür. Bu önerim, tüm ideolojik yapýlar için geçerlidir.

Gün, ýrkçý, þoven, faþist düþüncelerden uzak durarak, birleþerek, tuzaklarý boþa çýkarma günüdür.

Bazý tarihsel dönemeçlerde, asgari müþtereklerde en geniþ birliktelikteliklerin oluþturulmasý gerekir. Çünkü tehlike büyüktür.

Gezi direniþlerinde, tüm siyasi davalarda maðdur edilenler için, adalet ve özgürlük için direnme günüdür.
Bugün onlara, yarýn ötekilere, öbür gün her muhalife yönelecek bir salvodur bu. Sessiz ve çekimser kalamayýz.

Hiç kimse, kendisi gibi olmayanýn uðradýðý haksýzlýða “Oh olsun!” demek hakkýna sahip deðildir, olmamalýdýr.
Her haksýzlýk, adaletsizlik ve vahþete HAYIR!...

HAYIR!... HAYIR!... HAYIR!...

Vildan Sevil
05.08.2013