Gökkuþaðý çýktýðýnda, iki yakanýn birleþimi saðlanmýþtý. Ýki ayrý kara parçasý, rengarenk bir kuþakla baðlanmýþtý. Ama iki ayrý kýta parçasýnda yaþayan insanlar birbirinden bambaþka idi. Bugüne kadar, kimse öbürünün ne istediðine karýþmadý. Ama ne zaman diðeri, onun ne yapýp yapamayacaðýna karýþtý, iþte o zaman herþey deðiþti. Artýk gökkuþaðýný kullanarak, o tarafa geçip, özgürlüklerin, kendi dairesi çevresine çýkmasý için uðraþanlarý, o çemberin içine sokmak gerekiyordu. Durun, önemli bir nokta, yolda gözlerinin içine gelen sularý hesaba katmadýlar. Halbuki onlar konuþmaya geliyorlardý. Niye korktunuz ki ? Yüzlerine korku maskesi takmadýlar, ya da korkunç replikler yok. Gözlerinizden anlýyorum. Tamam, sizi kalabalýk mý ürküttü? Niye söylemediniz teker teker gelirlerdi. Siz çocuk musunuz ? Ortada bir sorun varsa aðlayarak ve vurarak çözemezsiniz ki. Çocuklarýmýza bunu öðretmiyor musunuz ? Gerçi baþa çýkamadýðýn zaman vur diyenler de var artýk. Ama onlar su püskürttükçe, diðerleri daha çok çoðaldý, o suyla büyüdü. Ve þimdi de hiçbir yere sýðmýyor. Sonuç ne olursa olsun, en azýndan kendi çevresine çizdiði ve gittikçe onu küçültmek zorunda olan taraf, diðer tarafa artýk yeter demesini de bilebildiðini gösterdi. Bu, umutsuz bir sürü insana, bir umut verdi. Kendi aralarýnda, yýllardýr konuþan ve çözüm üretemeden, üretmeden, þikayet edip, umutsuzluk yataðýnda yatan onca insan için, doðan gökkuþaðýnýn bu sefer renkleri daha belirgindi. Öyle ki din, dil, düþünce farký gözetmeksizin, insanlarýn nasýl ayný amaç için bir araya gelebildiðini, imkansýzý bekleyenlere gösterdiler. Kazaným konusuna gelince amaç, o ruhun tekrar kazanýlmasýydý zaten, kazanýmlarýn en deðerlisi. Ýnsanlarýn ayrý ayrý kalýplarýndan çýkýp vatandaþ olmasý bunu hissetmesi, yolunda gitmeyen þeyleri düzeltmek yerine, ahkam kesmenin zaman kaybýna ve geri dönülmez yaralara sebebiyet verebileceðini gördüðünü gösterdi.