..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Yaþamýn her aný hakkýný ister. -Goethe
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Kesinlikle Karþýyým! > Mehmet Sinan Gür




10 Aralýk 2002
Sayýn Bilgehan Buðra’nýn Kafa Karýþtýran Laflarý  
Mehmet Sinan Gür
Bu yazý ilgili bütün yazýlarý içeriyor... Ayýrým istemiyorsanýz ayrýcalýk tanýmayacaksýnýz ve kabul etmeyeceksiniz. Düþünün, taþýnýn, kararý siz verin.


:AIGE:
Seçimlerden sonra ‘Seçim 2002 Sonuçlarý ve AKP’ baþlýklý bir yazý yazdým. Türkiye’de yaþayan her dört yetiþkin kiþiden biri AKPye oy verdi. Yazdýklarým benim açýmdan geçerlidir. Yalnýz þunu söylüyorum, eðer ben yanlýþ söylüyorsam, AKP uygulamasýyla yanlýþ düþündüðümü göstersin. Ancak Bülent Arýnç’ýn eþi ile patlayan türban sorunu pek de haksýz olmadýðýmý gösteriyor. AB ve ABD’ye karþý olan tutumlarý da önceki partilerden farklý deðil. Gerisini hep birlikte göreceðiz.

Seçim 2002 Sonuçlarý ve AKP

Recep Tayyip Erdoðan seçimleri kazandýðý belli olduktan sonra bir balkondan halký selamlýyor. Yanýnda elinde mikrofon olan bir adam onu halka sunuyor ve bir eliyle mikrofonu Erdoðan’a uzatýrken diðer eliyle Erdoðan’ýn elini yakalamaya çalýþýyor ve baþarýyor. Erdoðan boynunda bir rahatsýzlýk varmýþ gibi baþýný döndürüp adama bakamýyor ama mikrofonu alýyor. Adam Erdoðan’ýn elini öpmek için eðilip hamle yapýyor. Erdoðan elini öptürmüyor.

Bir gazetecinin uzattýðý mikrofona ve sorduðu soru üzerine ters ters bakýp, “Ben bunu daha önce söylemiþtim” diyor.

Bu tablo, gelecek dönemde neler yaþayacaðýmýzýn kýsa bir özetidir.

Bilinen sözde söylendiði gibi, her ülke layýk olduðu þekilde yönetilir. Yani sonuç Türkiye’nin gerçek görüntüsünü veriyor. 2 ay önce Türkiye’nin daha da saða kayacaðýný söylemiþtim. AKP’nin baþarýsý geçici bir tesadüf olmadýðý gibi, örgütlü, gayretli bir çalýþmanýn sonucudur. 2 ay önce söylediðim söz hâlâ geçerli. Yaþamým boyunca, þimdiye kadar öðrendiklerim doðruysa, önümüzdeki dönem Þeriatçýlarla Cumhuriyetçiler arasýnda mücadelenin kýzýþacaðýný düþündürüyor.

Uzun süredir, demokrat yapýdaki kiþilerde her seçimden sonra gördüðüm (geçmiþte belediyelerin kaybedilmesi, Erbakan’ýn Baþbakan olmasý) uzlaþmacý eðilimin doðru olmadýðý görüþündeyim. Evet, AKP’de toplanmýþ olan oylarý veren kiþilerde çok þey deðiþmiþtir. Eskisine göre belki biraz daha ýlýmlýdýrlar. Ancak bu hem yeterli deðildir, hem de bütün AKP’lileri kapsamadýðý açýktýr. Bundan birkaç ay önce polisle çatýþan Hizbullah ve onun gibi adamlarýn, din tarikatlarýnýn oylarý acaba bu seçimde kime gitti? AKP onlarý içinde barýndýrýyor. Bunu aklýmýzdan çýkarmamalýyýz.

Kanýmca uzlaþmacý olmak, alýnan sonuç karþýsýnda çaresiz kalmaktan ötürü o görüntünün, gücün kanatlarý altýna girmekle eþ deðerdedir. Böyle bir tutum yalnýzca yeni hakim gücün artmasýna neden olur. Bu güç, açýk düþünceli, aydýn insanlara annelik yapmayacaktýr.

Demokrat kiþilerin uzlaþmacý bir tutum almasýna çok þaþýyorum. Çünkü o demokrat kiþiler, kendisiyle tam olarak ayný görüþte olmadýðý için, biraz da kiþisel nedenlerle hizipler yaratmýþ, eski CHP’nin yýkýlmasýna neden olmuþtur. Çok sayýda sivil toplum örgütü vardýr ama hiçbiri yeteri kadar güçlü deðildir. Nedeni demokrat olan kiþilerin –yanlýþ yorumlanmýþ – demokrat kiþilikte olmalarý yüzünden baþkalarý ile anlaþamamasýdýr. Bu yazdýklarýmdan sakýn uzlaþmacý biri olmadýðým anlamý çýkmasýn. Uzlaþma, yakýn görüþ içinde olan kiþiler arasýnda yapýlýr; yapýlmalýdýr. Çünkü biraz edebî bir deyiþle “dünyada birbirinin aynýsý iki tohum, iki saç kýlý yoktur”. Demokrat olmak, bireysel olmakla eþ tutulmuþtur. Sað görüþ bir kiþi çevresinde mutlak bir hiyerarþiyi öngörür. Özgür görüþ ise yanlýþ olarak hiçbir düzene, organizasyona girmeme, hiç ama hiçbir düzenli otoriteyi kabul etmeme þeklinde yorumlanmýþtýr. Çünkü bu durumda özgürlük ‘yara’ alýr. Kiþi saðcýlara benzer.

Aslýnda AKP sürekli söylediðim, hep üzerinde durduðum kurumlaþma, örgütlenme, kiþilere baðlý olmama ilkelerini bir ölçüde yerine getirmiþtir. Tayyip Erdoðan yasaklý olduðu için Baþbakan olamayacaktýr. O yüzden partiyi tek baþýna yönetmemektedir. Seçmen bu durumu bile bile oyunu Erdoðan’a, Türkiye’de ilk kez olarak bir kiþiye deðil, AKP’ye yani bir partiye vermiþtir. Bu durum onlar için iyi ama Türkiye Cumhuriyeti için kötüdür. Neden bu kadar kesin konuþuyorum? Çünkü AKP’li belediyelerin uygulamalarýný biliyorum. AKP’li belediyeler hiç sözü edilmeyen, halbuki yaþamsal önemde olan kültür ve doðayý korumak yerine yok etmeye çalýþmýþ ve çalýþmaktadýr. Bergama sunaðýnýn Almanya’da, Brelin Müzesinde olmasýna neden olan zihniyet þimdi bizi yönetecek. Her zaman þikayetçi olduðumuz yolsuzluklar bu dönemde de olacak. Belki tek partili dönemde CHP’nin ve sonra Demokrat Partinin, AP’nin ANAP’ýn yaptýklarýný yapmaya çalýþacak. (Türkiye’nin tek baþýna iktidar olan beþinci partisi) “Benim memurum iþini bilir” sözü kulaklarýmdan gitmiyor. Yalnýz bulunduðum çevrede Büyükþehir Belediyesinin uygulamalarýný görüyorum. Türkiye Cumhuriyeti þimdiye kadar hiç böyle bir durumla karþýlaþmamýþtýr. Karamsar bir tablo çizdiðimin farkýndayým. Ancak sözünü ettiðim –laiklik ilkesini çiðnemeye çalýþan – kesimi çeþitli þekillerde güçsüz göstermek, görmek, uzlaþýlabilir kabul etmek, büyük tehlikeyi hafife almak anlamýna gelir. Büyük tehlike daha antidemokratik bir Türkiye’dir.

“Doðrunun her karþýtý yanlýþtýr. Ancak yanlýþýn her karþýtý doðru deðildir.” Bu söz çerçevesinde karþý çabanýn doðru temeller üzerine kurulmasý gerektiðini söylemeliyim. Özet olarak büyük ölçekte gözden kaçýrmadýðým temelim þudur: Dünyada küreselleþme yaþanmaktadýr. Türkiye dünyanýn gittiði yönde istese de istemese de payýný almaktadýr. Bununla birlikte iki þey geliþmektedir. Biri totaliterleþme, biri demokratikleþmedir. Gidiþin istediðimiz yöne olmasý için mücadele etmek gerekir ve mücadele etmeden, doðru görüþler savunulmadan baþarý kazanýlamaz. AKP, bizi kazaya uðratmadan demokratikleþmeye götürecek bir parti deðildir.

AKP, karþýsýnda doðru görüþ, örgütlenme olmadýðý için baþarýlý olmuþtur. Bütün Türkiye’yi kendi yaþadýðý marjinal yer gibi sanan, öyle gören insanlarýn sorumsuz davranýþlarý yüzünden baþarýlý olmuþtur. Gerçek demokratlar doðru örgütlenmeyi becerebilmelidirler. Yoksa gelecek yalnýz demokratlar için deðil, herkes için pek iyi olmayacaktýr.

Bu seçimin tek iyi sonucu olmuþtur. Artýk TV’de yüzünü görmekten nefret ettiðim parti baþkanlarýný eskisi kadar sýk görmeyeceðim anlaþýlmýþtýr. 4 parti baþkaný birden ayný anda siyaseti býrakýyor. Bu durum, yakýn gelecekte baþka iyi bir sonuca yol açacak. Siyasi partilerin güdümündeki bazý TV kanallarý ve gazeteler kapanacak. Ama eminim ki þekil deðiþtirerek, yeni bir isimle yeniden karþýmýza çýkacaklar.

4.Kasým.2002

Bu yazýmdan sonra Sayýn Bilgehan Buðra ve Sayýn Ekrem Salih Bilgin bana yanýt olarak birer yazý yazdýlar. Aþaðýda Sayýn Bilghan Buðra’nýn yazýsý var. Basþlýðý ile ne demek istediði tam olarak anlaþýlamasa da (ben mi irticacýyým? Ýrtica benle neden gurur duyuyor anlayamadým) içeriði oldukça anlaþýlýr bir dilde.

Bilgehan Buðra

Ýrtica sizinle gurur duyuyor Sayýn Mehmet Sinan Gür!..

Milletçe gerginiz. Herþey, hiç olmadýk zamanlarda bizi germeye baþlýyor. Mehmet Sinan Gür’e de olmuþ anlaþýlan, gerilmiþ adamcaðýz. Nedeni de belliymiþ gerginliðinin: AKP’nin iktidar olmasý.
Tabii ki içinizden bazýlarý “ne yani bu da dert mi, niye gersin ki?” diyenler olacaktýr. Ben de ayný kanaatteyim, yani demokratik bir ülke de milletin seçimi önemlidir, milletin tercihi kimseyi germez. AKP’yi mi seçti, duracaksýn orda, ne kýpraþacaksýn, ne de gerginleþeceksin. Ama inanýn bu “öcü geliyor” edebiyatý ülkemizin son yýllarda ki en moda ruh hali. Belli bir güruh birþeyi beðenmedi mi basýyor feryadý:” Hayýr olamaz, onlar öcü, bizi yiyecekler!..” Bunu neye dayandýrýyorlar, o da belli deðil, þizofrenik bir durumda söz konusu olabilir mi acaba? Olmasý da lazým, çünkü Sayýn M. Sinan Gür yazýsýnýn bir yerinde olayý iyice abartmýþ ve “Yaþamým boyunca, þimdiye kadar öðrendiklerim doðruysa, önümüzdeki dönem Þeriatçýlarla Cumhuriyetçiler arasýnda mücadelenin kýzýþacaðýný düþündürüyor” gibi bir naneyi ortaya koyuvermiþ.

Þeriatçýlar ve Cumhuriyetçiler!... Mücadele!...Kýzýþabilir!... Bababababaaaa!... Yani Allah aþkýna biri beni çimdiklesin yahu, böyle bir fikriyat olabilir mi, böyle bir sorumsuzluk olabilir mi? Siz beyler, bayanlar, sizler bu yazýyý okurken böyle bir mücadelenin olmadýðýný hele bir milletin Þeriatciler ve Cumhuriyetçiler diye ayrýlmasýnýn bir garip akýl cinnetinden baþka bir þey olamadýðýný eminim çok iyi biliyorsunuz. O nedenle bundan sonra ki satýrlarým direkt Sayýn M.Sinan Gür’e....

Sayýn Gür, öncelikle merakým þu: sizin bu denli gerilmenizin, dertlenmenizin altýnda yazýnýzda da bir çok kez belirtmiþ olduðunuz demokratik tavýr kaygýnýz mý var? Demokratik tavýr kaygýnýz %34.4 oy oranýna ulaþmýþ bir parti karþýsýnda neden tutukluk yapmaktadýr, demokrasi yoksa sizde de mi birkaç tane? “ Bana göre demokrasi, ona göre demokrasi” aþýklarýndan mýsýnýz? Hizbullah ve Tarikat ölçer misiniz? AKP’ye giden oylarla ilgili bu denli rahat konuþtuðunuza göre AKP’ye giden her oyla ilgili size YSK detaylý bilgi göndermiþ olmalý. Mesela: Adý: Hasan Soyadý : Mýndýk Sandýðý:3652 Kime Oy Attý: AKP Neyin Nesi: Hizbullahçý :) YSK tarafýndan böyle bir detay gönderildi mi size?
Evet deðerli arkadaþlar, Sayýn Gür’ü sormuþ olduðum sorularla baþbaþa býrakmak istiyorum. Ve bir kez daha bu ülkenin bir vatandaþý olarak önemle belirtmek istiyorum: “Kendi hastalýklarýný genelleyenlere itibar etmeyin lütfen”

O korkabilir, çünkü korkusu beynidir, keyfidir, keyiflenmek için Türkiye’nin çaðdaþlaþma rotasýný çizmiþ ve bunu cümle aleme göstermiþtir. Sonrasýnda rotasýnýn tam tersi bir sonuç çýkýnca yine ayný senaryoyu ortaya koymaktan çekinmeyecektir: “Öcüüüüüü!...”

Birilerine, bazý deðerlere ait hissederler bu tür insanlar kendilerini, saflarý, takýmlarý bellidir, en önemlisi Cumhuriyetçi ve Atatürkçü olmaktýr onlar için. Cumhuriyetin ve Atatürk’ün onlara bakýþ açýsý onlarý ilgilendirmez, onlara yapýþmýþlardýr bir kere o deðerlere, sökebilene aþk olsun. Cumhuriyeti barlarda , Atatürk’ü leblebi ve rakýyla anmada hatýrlarlar. Zaten Cumhuriyetçilik ve Atatürkçülükleri de ancak o kadar olabilir. Rakipleri de vardýr: Sanal Þeriat. Biri hoþlarýna gitmedi mi basarlar yaftayý: Þeriatçý!.. Ýnançlarýdýr oysa karþýsýnda ki insanýn tek meramý, inançlarýnýn gereðini yerine getirmek ister.

Olur mu hiç!... Þeriat hortlar, irtica patlar... Ýrtica nedir: gericiliktir!... Evet sayýn Gür demokrasiyi hazmedemeyenler, birlikte yaþamayý sindiremeyenler, inançlara saygý gösteremeyenler ne ilericidir, ne cumhuriyetçidir, ne de demokrattýr, yalnýzca gericidir, irticacýdýr.

Ben AKP’ye oy vermedim. Açýkça söylüyorum bunu ama bu öcü paranoyasýnýn da sýktýðýný hissediyorum. Ýlericilik denen þey CHP’ye oy vermek, AKP’ ye “tu kaka” demek, raký þiþesinde balýk olmak, “bana göre üstadým Türkiye’nin meselesi” diyerek barlarda caka satmak, Atatürk’ü leblebi ve rakýyla anmak,inancýný yaþayan kendi insanýma tiksintiyle bakýp diðer bir inanca mensup yabancýya her türlü yalakalýðý yapmaksa ben ilerici olmuyorum arkadaþ!... Böyle ilericilik de yerin dibine batsýn diyorum!.. Sonuç olarak:Ýrtica sizinle gurur duyuyor Sayýn Mehmet Sinan Gür!..
Bakýn beni de irticacý yaptýnýz!...

M. Sinan Gür:

Ben her zaman düþünürüm. Acaba gerçekten kendi hastalýðýmý genelledim mi? Yoksa onun göremediði veya görmek istemediði bir þeyi mi görüyorum? Bu sözleri söylemekte çok mu acele ettim? Yoksa illa ki yumurta kapýya dayanmalý mý? Ýþ iþten geçtikten sonra yol gösteren çok olur derler. Acaba o zaman bu sözleri söyleyebilir miydim? Henüz iþ iþten geçmedi.

Bu yazý üzerine ben de aþaðýdaki yazýyý yazdým.

Ne yapmalýyým?

Öncelikle söylemeliyim ki “Seçim 2002 Sonuçlarý ve AKP” baþlýklý yazýda kimseyi hedef almadým. Yalnýzca zihniyet eleþtirdim ve evet, korkularýmý dile getirdim. Ýki yazar beni eleþtirdi. Ama Bilgehan Buðra’nýn yazýsý öncekinden çok farklý geldi. Hiç söylemediðim þeyleri söylemiþim gibi ve benim adýma hiç olmadýðým biçimde bir karakter ortaya çýkarmaya çalýþmýþ.

Bundan yaklaþýk 5 Ay önce Bilgehan Buðra’ya bir e-mail yolladým. Ýçeriði özet olarak þöyle idi.

“Þimdiki partilerle ilgisi olmayan bir hareketin haftalýk toplantýlarýna katýlýyorum. Türkiye’nin sorunlarý ile ilgilisiniz. Sizinle haberleþelim.”

Aþaðýdaki yanýt geldi. Okuyuculardan dileðim, yazýnýn içeriðini de benim önceki yazýmla birlikte düþünmeleri.

“Sayýn Gür,
Mesajýnýzý aldým. Öncelikle nezaketinize ve yazýlarýma duymuþ olduðunuz alakaya     
teþekkür etmek isterim. Sormuþ olduðunuz sorulara gelince, ben zaten siyasi bir
teþekkülün bilfiil içindeyim.Hangi siyasi teþekkül olduðunu söylemek
istemiyorum, çünkü önyargýlara yol açmayý sevmiyorum. Yine size katýldýðým bir
nokta insanlarýn konular ve olaylar karþýsýnda duyarsýz kalmamasý, tepki
koymasý, örgütlenmesi gerektiðidir. Ýþte eli kalem tutan yazmalý, hitabet gücü
olan konuþmalý, doðru ve yanlýþ noktasýnda insanlarý yöneltmeli vs...vs...Sonuç
olarak birþey yapmalý...
Saygýlar sunarým.
Bilgehan Buðra”

(Benim toplantýlarýna devam ettiðim hareketin adý Çare Siz Hareketi. Toplantýlar yasallýk olarak Demokratik Deðiþim Derneði çerçevesi içerisinde yapýlýyor. Bu seçimlerde Ýstanbul 1. Bölgeden baðýmsýz bir aday çýkardý. Toplan 1265 geçerli oy aldý. Benim oyum da bunlarýn arasýnda)

Demek duyarsýz kalmamalý, tepki koymalý, örgütlenmeli. Bilgehan Buðra.

Bunu yazdýnýz ve sonra birkaç kez yazmama raðmen bir daha haber alamadým. Þimdi birdenbire bomba gibi patladý. Anlamakta güçlük çekiyorum. Beni birçok þeyle suçluyor. AKP’nin oylarýný biliyor muymuþum, YSK bana yazý mý yazmýþ vs. Asýl benimle ilgili olanlar karþýsýnda þaþkýnlýða düþtüm. Yazýdan son paragrafýný alýyorum.

“Ýlericilik denen þey CHP’ye oy vermek, AKP’ ye “tu kaka” demek, raký þiþesinde balýk olmak, bana göre üstadým Türkiye’nin meselesi diyerek barlarda caka satmak, Atatürk’ü leblebi ve rakýyla anmak,inancýný yaþayan kendi insanýma tiksintiyle bakýp diðer bir inanca mensup yabancýya her türlü yalakalýðý yapmaksa ben ilerici olmuyorum arkadaþ!...”

Arkadaþ herhalde oyumu zarfýn içine koyarken benim yanýmdaydý, gördü de o yüzden böyle kesin konuþuyor. Bir de beni Ýstanbul’un barlarýnda takip etti herhalde. Belki ben bir bardan çýkýp ötekine giderken beni sarhoþ olarak yolda gördü. Bu kadarla da kalmadý. Kendi insanýma tiksintiyle bakarken ABD ve AB yalakalýðý yapýyorum. Öyle mi? Hatta belki barlarda uyuþturucu bile satmaya çalýþýyorumdur kim bilir. Benim kütüphanelerim sizim yazýlarýnýzla dolu. Siz kütüphaneye almayý boþ verin; bir tane yazýmý okudunuz mu Sayýn Bilgehan Buðra?

Ben mümkün olduðu kadar yazdýðým ve aldýðým mailleri saklarým. Olabildiðince açýk olmaya çalýþýrým ki daha sonra þimdi olduðu gibi bir pürüz çýktýðýnda sýrt üstü devrilmeyeyim diye. Aþaðýya Bilgehan Buðra’ya aylar önce yazýp yanýt alamadýðým e-maili de yazýyorum. Okuyuculardan ricam, mailin anlamýný da daha sonra düþünmeleri.

“Merhaba,

Haftalýk toplantýlarýmýz sürüyor. Sizi o toplantýlarla ilgili olarak bilgilendirmemi ister misiniz? Tek taraflý yazmak istemem. Ben bir þeyler yapýlacaksa bunun bireysel ve daðýnýk olarak yapýlamayacaðýný düþünüyorum. O yüzden gerek benim içinde bulunduðum dernek, gerekse sizin (hangisi olduðunu bilmiyorum) kuruluþunuzun bir baþýna bir þey yapabileceðini sanmýyorum. Bununla birlikte gelecekte yapýlacak bir birlik çaðrýsý “gelin, birlik olalým” þeklinde olmamalý. Bu çaðrý ayný zamanda birlik olamamanýn ve elle tutulur bir þey yapamamanýn sebebini oluþturuyor. Ben ilk çaðrýmý yaptýðým sýrada herkese gidin, yakýnýnýzdaki bir STÖ’ye katýlýn dedim. Halen de diyorum. Ancak bunu yaparken aramýzda haberleþmenin yapýlmasýný, kurulmasýný, devam etmesini öneriyorum. Böylece çabalarýn bireysel olmaktan çýkýp toplu bir olay olmasýný saðlamaya ve yeni bir STÖ türetmek yerine, var olanlarý bir araya toplamaya çalýþýyorum. Kanýmýza iþlemiþ olan bireyci davranýþ, her þeyi ben bilirim, ben yaparým havasý kesinlikle kýrýlmalýdýr. Yoksa herkes havanda su dövmeye devam eder.

Selamlar
Sinan”

Bunlarý yazdýðýmda DSP, MHP, ANAP koalisyonu vardý ve Ecevit hastalanmamýþtý. 27 Mart 2002 tarihli. Çevremde demokratlar da, MHPliler de, AKPliler de var. Þeriattan, yalnýz ben deðil onlar da kaygý duyuyorlar.Benim demokrasi anlayýþým, önceki yazýda da belirttiðim gibi demokrat olduðunu bildiðim kiþi ve kuruluþlarla iþbirliði yapmayý gerektirir. Bana göre AKP yönetimi takiiyye yapmaktadýr. O yüzden onlarý bu amaç doðrultusunda anlaþýlabilecek kiþiler olarak görmüyorum. Yeri geldiði için söyleyeyim; aslýnda önceki yazýda da vardý ama kör gözler okumak istemiyorlar. Bütün AKPlileri, AKPye oy verenleri þeriatçý olarak nitelemiyorum. Kuþ kadar aklý olan böyle düþünmez zaten. Bir partide yöneticilerle ona oy verenler ayrý ayrý deðerlendirilmesi gerekir. AKP eðer benim düþündüðüm gibi deðilse, takiyye yapmýyorsa bunu uygulamasý ile göstersin.

Demokrasi, sizin gibi düþünmeyen insana katlanmaktýr. Ayný zamanda olanaklarý paylaþmaktýr. Bunu ben birkaç kez söyledim. Ama bunun bir bedeli, bir karþýlýðý var. Farklý düþüncede olan da bana katlanacak. Her þey karþýlýklý. Ben ona katlanacaðým, ama o fýrsatýný bulunca canýma okuyacak. Bazý özellikleri benden farklý olduðu için fazla yiyecek, ben aç kalacaðým. Böyle demokrasi olmaz.

Ben ilericiyim, evet. Ama sosyalist deðilim. Hatta solcu bile deðilim. Kendimi öyle nitelemiyorum. Ama ben yurtseverim, demokratým, bu ülke insanlarý için iyi þeyler olmasýný arzu ediyorum. Bunun için yasalar çerçevesinde mücadele ediyorum. Çýkýþ yolu olduðunu düþündüðüm bir görüþüm var. Ulaþabildiðim insanlara (barlarda deðil) elimden geldiði kadar bunu anlatmaya çalýþýyorum. Ama önyargýlarýný yenemeyenler, ne dediðimi dinlemeyenler, okumayanlar, daha doðrusu bilmeyenler küffarýn arasýna yalýn kýlýç dalar gibi dalýp hakkýmda ahkâm kesiyorlar.

Size bir buçuk yýldýr siteye yazdýðým yazýlarý okumanýzý öneriyorum. Demek Sinan Gür Atatürk’ü de leblebi rakýyla anýyor. Kendi insanýný hor görüyor, yabancý inançlý insanlara yalakalýk yapýyor. Komik. Zaten son Pazar günkü vaazý da kilisede papazla kol kola girip birlikte vermiþtik. Dinleyiciler arasýndaki sayýn Bilgehan Buðra’nýn gözünden kaçmadý tabi. Ýyi ki iki gün önce “Atatürk’ü Unutmalý mýyýz?”ý yazmýþým. Ýyi ki onun yazýsýndan önce çýkmýþ. Çok iftira gördüm ama bu kadarýný görmemiþtim.

Eleþtirecekseniz elle tutulur bir þey söyleyin. Özde bir düþüncemin tersini söyleyin. Leblebi rakýyla olmaz. Böyle yalnýz kendinizi ve birkaç kiþiyi kandýrýrsýnýz.

12.Kasým.2002

Yazým bu kadar. Sayýn Bilgehan Buðra siyasi eðilimini saklamak niyetinde. Olabilir. Kendi tercihidir. Ama bu yine benim ve baþkalarýnýn tahmin etme çabasýna girmesine, belki de yanýlgýya düþmesine neden olacak. Ben hep buradaydým. Baþka bir yerde deðildim. Konuþmaktan, yazýþmaktan da kaçmýyordum. Neden böyle yaptý bir türlü anlam veremiyorum.

Yazýmýn üzerine aþaðýdaki yanýt geldi.

Bilgehan Buðra

Komik bir cevap: Ýftira!..ve ardýndan etik olmayan ifþa!...



Sinan Gür’e atfettiðimiz yazý doðal olarak kendi merkezinde yani Sinan Gür’de yanký buldu.
Geçti bilgisayarýnýn baþýna attý yeni yazýsýnýn baþlýðýný: “Ne yapmalýyým?”
Ben olsam Sinan Gür’ün yanýnda : “Size yöneltilen eleþtirisel, ancak bir o kadar da eðlenceli yazýyý iftira olarak niteleyin.” derdim. Tevafuk, o da aynýsýný yaptý “iftira” dedi, hatta “bir çok iftira ile karþýlaþtým amma bu baþka” dedi.

Saygý duyarýz, iftira attýðýmýz konusunda yine müstehzi tebessümümüz bize saklý kalmak kaydýyla saygý duyarýz. Çünkü Sinan Gür’e iftira atmamýz için Sinan Gür’ün özeline inmek ve özelini bilmek gibi bir zorunluluða sahip olmamýz lazýmdýr. Yani genele verilen örneklerin, özelde yankýlanýþýnýn bu denli bir drama dönüþtürülmesi garibime gitti. Yani Sinan Gür’ün :”Tabi tabi, ben barlarda aslýnda uyuþturucu da satýyorumdur, kilise de vaaz bile vermiþimdir!” serzeniþlerini pek anlayabilmiþ deðilim.
Ben yazýmda Sinan Gür beyin yazýsýnda tarif etmiþ olduðu AKP ve gelecekte yaþanacak sorunlara karþý ortaya konulmuþ olan tespitleri eleþtirdim. Evet, bunun kaynaðýnýn toplum mühendisliði sevdasýnýn “Öcüyle korkutanlar” kolu olduðunu açýkça söyledim ve bunun içine Sinan Gür’ü de dahil ettim. Ancak daha sonra ki satýrlarýmýzda geçen Cumhuriyet’i barlarda, Atatürk’ü raký ve leblebi de arayanlar Sinan Gür’ün özelinde olan deðil genelinde yaþanan karakter özellikleridir. Ayný fikri savunmak zannedersem fabrika tornasýndan tek tip çýkmayý gerektirmez. Sinan Gür’ün bilerek veya bilmeyerek yazýsýnda savunmuþ olduðu “korku duyan, sahte bir tehlikeyle savaþan, bu tehlikeyi savuþturmak için kamplaþan ve bu kamplaþmanýn adýný koyan” akýl ve fikir güruhunun içinde emin olun ki yukarýda ki genellememden nasiplenen bir çok insan vardýr.
Ama Sinan Gür öyle deðildir, zaten ona öylesin diyende yoktur, gereksiz alýnmýþ, ana fikriyatý genel tavýrda deðil, kendi özelinde almak nezaketini göstermiþtir, teþekkür ederim amma þunu sakýn ola unutmasýn bu beyin ve bu kalem Sinan Gür için özel olarak kalem oynatmaz.

Ýftirayý geçtiysek etik olmayan ifþayla ilgili hatýrlatma yapalým. Sinan Gür’ün “Ne yapmalýyým?” adlý yazýsýnda kendisine göndermiþ olduðum cevabi e-posta mesajýmý yayýmladýðýný görmüþsünüzdür.
Herþeyi yapýn, ancak bunu yapmayýn Sinan Gür. Bu ne bir tavsiye, ne bir eleþtiri, ne de bir üslup deðiþikliði talebi. Ahlaki olanýn bu olduðuna inanan birisinin samimi sesi. Benim size göndermiþ olduðum bir mesajý iznimi almadan yayýmlamanýz bana inanýn çok büyük zarar vermez.
Zaten mesajýmda yazdýklarýmýn direkt arkasýndayým. Evet, bilfiil siyasetin içindeyim ama AKP’li deðilim. Demokrasiye, insan haklarýna, düþünce özgürlüðüne, din ve vicdan hürriyetine aþýðým.
Bunlar beni ben yapan deðerler ve yayýmlamýþ olduðunuz mesajýn özü de budur. Hal böyleyken bu etik olmayan ifþanýn size olacak zararý ise insanlarýn size e-posta gönderirken veya e-postalarýnýzý cevaplarken 5 dakika da olsa durup düþünecekleridir. Olur ya, belki bir yazýsýný beðenmezde bütün mesajlarýný ifþa ederseniz. Kesinlikle olmaz demeyin Sinan Gür. Ne yazýk ki oldu, yaptýnýz!..


M. Sinan Gür:

Sn. Bilgejan Buðra’nýn ‘Yakýlacak Yazýlar 1’ baþlýklý yazýsýna aþaðýdaki yazýyý gönderdim.


Katýlýyorum.

Burada yazdýklarýnýza tümüyle katýlýyorum. Benim ‘Kýrmýzý Iþýkta Geçme Hakký’ baþlýklý yazým da tam bu konu ile ilgili ve ayný doðrultuda idi. Burada yazdýklarýnýzda samimi iseniz eðer, bu kiþiye, zaten az bulunan dürüst insanlarý leblebi- rakýyla harcamamak gerektiðini bir kez daha belirtmek isterim. Umarým ne büyük bir yanlýþlýk yaptýðýnýzý anlarsýnýz.
11 Kasým 2002 Cuma

Bana ayný yerde yanýt olarak þu yazýyý yazdý.

Bilgehan Buðra:
Yanlýþ anlaþýlma garip bir kaos doðurdu...

Sayýn Gür, daha öncede defalarca belirtmiþ olduðum gibi sizin yazýnýzla ilgili eleþtirim genele yapýlmýþtý. Ancak siz bunu ýsrarla özelde deðerlendirmek istiyorsunuz...
11 Kasým 2002 Cuma


M Sinan Gür:

Yazýþmalar bu kadar. Evet, Bilgehan Buðra’nýn bana yolladýðý yazýyý yayýnladým. Çünkü haksýzlýða uðradýðýmý ve dost görünen birinden gelen bu davranýþý hak etmediðimi düþündüm. Ayný zamanda üzüldüm. Dost olan biri böyle bir çýkýþ yapmak yerine doðrudan bana yazardý. O yüzden yazýsýný yayýnladým diye kýzmaya hakký yok.

Komik bir yanýt vermiþim ve iftira demiþim. Ama yazýnýn içinde önce “ben olsam iftira derdim” diyor. Sonra da “zaten öyle söylüyor” diyor. Evet ben de öyle söylüyorum. Yaptýðý koca bir iftira. Ama çamur atýnca izi kalýrmýþ. Siteye ilk kez giren birinin baþlýklarý görünce neler düþüneceðini tahmin edebiliyor musunuz? Kavram ve kafa karýþýklýðý. Ben irticacý mýyým? Onu mu demek istiyor? Bilgehan Buðra ilerici mi? Ben ne kadar kötü, gerici bir adamým. O ise adý gibi, Bilge.

Sayýn Bilgehan Buðra adýmý baþlýk yaparak hazýrladýðý yazýnýn içinde bir sürü yanlýþ þey söyledikten sonra beni hedef almadýðýný, genel olarak söylediðini iddia ediyor. Ama yazýsýnýn içinde beni hedef almadýðýný söylemiyor. Üstelik tam tersi ifadeler var. Ancak birkaç örnek verebileceðim.

“...AKP’yi mi seçti, duracaksýn orda, ne kýpraþacaksýn, ne de gerginleþeceksin...”
“...Bunu neye dayandýrýyorlar, o da belli deðil, þizofrenik bir durumda söz konusu olabilir mi acaba?...”
“Mücadele!...Kýzýþabilir!... Bababababaaaa!... Yani Allah aþkýna biri beni çimdiklesin yahu, böyle bir fikriyat olabilir mi, böyle bir sorumsuzluk olabilir mi?”
“...Mesela: Adý: Hasan Soyadý : Mýndýk Sandýðý:3652 Kime Oy Attý: AKP Neyin Nesi: Hizbullahçý :) YSK tarafýndan böyle bir detay gönderildi mi size?”
”...Evet deðerli arkadaþlar, Sayýn Gür’ü sormuþ olduðum sorularla baþbaþa býrakmak istiyorum. Ve bir kez daha bu ülkenin bir vatandaþý olarak önemle belirtmek istiyorum: Kendi hastalýklarýný genelleyenlere itibar etmeyin lütfen”
“...Birilerine, bazý deðerlere ait hissederler bu tür insanlar kendilerini, saflarý, takýmlarý bellidir...”

Kendi açýmdan tanýmadýðým bir kiþi için böyle alaycý laflar sarf etmem kolay deðil. Bu sözlerden sonra þu sözü de sarf edebiliyor:

“Sayýn Gür, daha öncede defalarca belirtmiþ olduðum gibi sizin yazýnýzla ilgili eleþtirim genele yapýlmýþtý. Ancak siz bunu ýsrarla özelde deðerlendirmek istiyorsunuz...”

Baþlýk benim adýmla atýlmýþ, yazýlanlar baþkalarýna, ayný zamanda bana da yazýlmýþ. Ama ben alýnmýþým. Öyle bir þey yokmuþ. Bu sözleri birleþtirince pek de dost ve düzgün bir davranýþ gibi gelmiyor bana.

Sayýn Bilgehan Buðra Türban konusunda ‘Kýrmýzý Baþlýklý Türban’ baþlýklý bir yazý yazdý. Ben de ‘Kamu Alanýnda, Özel Yaþamda Türban’ ve ‘Kadýnlarýn Korkulu Rüyasý: Çarþaf ve Türban’ baþlýklý iki yazý yazdým. Kendisi özgürlüðe aþýk olduðunu söylüyor. Ama özgürlüðün ne demek olduðunu anlayamamýþ. Düþünce farklýlýðýmýz bu iki yazýda açýkça anlaþýlýyor. Ayný zamanda – belki de yanlýþ olarak, bilmiyorum - siyasi eðilimi konusunda da biraz bilgi sahibi oluyoruz.

“Ýnançlarýdýr oysa karþýsýnda ki insanýn tek meramý, inançlarýnýn gereðini yerine getirmek ister. Olur mu hiç!... Þeriat hortlar, irtica patlar... Ýrtica nedir: gericiliktir!... Evet sayýn Gür demokrasiyi hazmedemeyenler, birlikte yaþamayý sindiremeyenler, inançlara saygý gösteremeyenler ne ilericidir, ne cumhuriyetçidir, ne de demokrattýr, yalnýzca gericidir, irticacýdýr. “

Sayýn Bilgehan Buðra yazýsýnda beni irticacý yapmakla kalmýyor, türbanýn özgürlükle ilgili olduðunu iddia ediyor. Yani özgürlük varsa herkes istediði gibi istediði yerde giyinebilmeli, bu arada türban da takabilmeli. Ben de ayný gerekçe ile tam tersini söylüyorum. Sonsuz özgürlük yoktur. Sonsuz özgürlük ANARÞÝ demektir. Özgürlük baþkasýnýn özgürlüðünün baþladýðý yerde biter. Örneðin Ramazan ayýnda “Oruca Saygý” deyip siz oruç tutarken Müslüman olmayanlarýn da ya da oruç tutmayanlarýn da yemek yememesini isteyemezsiniz. Buna hakkýnýz yok. Ayýrým istemiyorsanýz ayrýcalýk tanýmayacaksýnýz ve kabul etmeyeceksiniz. Düþünün, taþýnýn, kararý siz verin.

10.Aralýk.2002

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Dýþýnda...
Gönderen: Nida / Ýst
13 Aralýk 2002
Yazdýklarýnýn dýþýnda, saplantýnýn altýndaki gerçek ne? Korkun ne? Öcü görüþlerin ne? Tayyip le baðdaýþýk kurman niye. Sen Deniz Baykal ý bilir misin? Bu sorun neden bugün. ABY\' alýnmayýþýmýza yada aðzýmýza bir kaþýk balama deðinmen. Ben Türkiye yi deðil, olsam T\'sini almam. Neden mi? T\' nin baþý da kapalý.

:: Anlaþýlmasý zor
Gönderen: M. Sinan Gür / Ýsanbul/Kadýköy
13 Aralýk 2002
Sayýn Nida Karaçizmeli, Yazýlarýnýzdan ne anlatmaya çalýþtýðýnýzý his ediyorum ama tam olarak anlayamýyorum. Peki iyi þeyler söylemiyorsunuz. Ancak sanki sýrf bana karþý olmuþ olmak için yazýlmýþ þeyler gibi geliyor bana. Ya da benim ne demek istediðimi anlamamaya çalýþmak, tersinden yorumlamak gibi. Doðruya yaklaþabilmek için bölük pörçük yazýlarý yine toparlamak zorunda kaldým. Yazýlarýma yorum yazan nadir kiþilerdensiniz. Ancak kabalýða gerek yok. Ben yine de size ‘siz’ olarak hitap edeceðim. Aþaðýda benim ‘Karýþýklýk’ öyküsüne yazdýðýnýz yorum var. Fakirlik edebiyatýný es geç artýk. Senin gibi düþünenlerin sayesinde üç kuruþlýk elektrik parasý,bin kuruþ haberin var mý. Ben çalýþýp çýrpýnayým, bir ev sahibi olmak için. Sen gel gece kondu kur, üç seneye kalmaz tapunu yok pahasýna al, yýk sonra apartman dik. Hangi dilin edebiyatý bu. Yok Öyle. Bu öyküyü fakirlik edebiyatý olarak algýlýyorsanýz baþarýlý olamamýþým demektir. Burada ya da aklýmda, ondan daha farklý bir þey, daha da önemlisi ‘öteki Türkiye’ var. Tayyip Erdoðan’ýn geldiði Türkiye. Ama önemli olan Tayyip Erdoðan deðil. Vergi ödemeden yaþayan, kayýtlara girmeyen Türkiye. Fakir insan fakir de olsa yaþar. Ama ya yaþam þartlarý ortadan kalkýyorsa? Ýþsizlikten ve iþten çýkarmalardan o yüzden söz ediyorum. Devlet onlarý kayýt altýna almaya çalýþýrken bir þey vermiyor. Yalnýzca almaya çalýþýyor. Yoksa ben zenginim sen fakir; bu öyle bir öykü deðil. Af edersiniz ama bunu açýklamalý mýydým? Ben bu konuya deðinmeseydim, ben deðil de baþka biri deðinseydi acaba düþüncenizde bir deðiþiklik olabilir miydi? Nasýl yorumladýðýnýz tam açýk deðilse de bu öyküyü yazmamdaki neden, çivisinden çýkmak üzere olan bir durumu anlatmaya çalýþmak. Yoksa o kiþileri yermek ya da savunmak deðil. Kötü giden þeyler eskisi gibi kötü bile gitmeyecek. Çözüm kablolarý toplamakla kaçak elektrik kullananlara hapis cezasý getirmekle olmaz. Çünkü sorun daha derinde. Seçim 2002 Sonuçlarý ve AKP’ye Nida Karaçizmeli’nin yorumu: “Ecevit acuru hala yorum yapýyor. Týkamayýn Türkiye\'nin önünü Cem,hala Gülhane Parkýnda. Biz ceviz olamadýk. Tutun sami. Depremden sonraki, arkeoloji tutkunu. Derdiniz ne... Rejim sömürgeciliði bitti artýk. Koca bir Türkiye var. Dahasý Asker var. Senin yaygaran kime... Bir kaþýk su mu kaçtý genzine.” Acur ne demek bilmiyorum. Ýkinci cümleyi de anlayamadým. Rejim sömürgeciliðinden ne kast ediyorsunuz? Anlayabildiðim tek cümle sonuncusu. “Deniz Baykal’ý bilir misin?” Diye sormuþsunuz ama neden sorduðunuzu anlayamadým. Ecevit’ten de söz etmiþsiniz Bu kiþilerle benim aramda nasýl bir ilgi kurdunuz? Bir zahmet yazdýðým eleþtiri ve inceleme yazýlarýna bir bakarsanýz onlar hakkýnda neler düþündüðümü anlar, belki eleþtirecek daha çok þey bulabilirsiniz. Ancak sizin anlamanýz için siyasi kiþilik olarak ikisini de beðenmediðimi açýkça söylemek isterim. “Yazýlanlarýn dýþýnda derdin ne” diyorsunuz. Yazdýklarým benim düþüncelerimi yansýtýyor. Belki bazen öykü yazarken satýr arasý yaparým. Ama inceleme, yorum ve eleþtiri yazýlarýnda yapmam; yoktur. Yine sizin anlamanýz için, ben kendimi tanýmlarken ‘demokrat ve yurtsever’ kelimelerini kullanýrým. Anlayýþýnýza uyabilir ya da uymayabilir. Sizin yazýlarýnýzý zaman zaman okuyorum. Bazen olumlu ipuçlarý da görüyorum. Ben yazýlarýmda ne sizi ne de baþka bir kiþiyi hedef almadým; almam da. Benim eleþtirim her zaman düþüncelere ve tutumlara olmuþtur. Ancak gerektiðinde kendimi savunma hakkým saklýdýr. Burada da onu yaptým. Belki de çok fazla önyargýlý olduðunuz için ve tek taraflý düþündüðünüz için oluyor bütün bunlar. Her insanýn olumlu ve olumsuz yanlarý olabilir. Önemli olan önyargýlý davranmamak, dünyaya at gözlükleri ile bakmamaktýr. Gereksiz, anlaþýlmaz, zor anlaþýlýr (belki bazýlarýnda yazýyý hýzla yazýp o sinirle yanlýþlarý düzeltmemenin de etkisi olabilir) þeyler söylemenize raðmen ben size, - hiç olmazsa þimdilik - sizin bana baktýðýnýz gibi bakmýyorum. Saygýlar. M. Sinan Gür




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn kesinlikle karþýyým! kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Youtube Hâlâ Yasak
Frankenþtayn Besin Gdo, Saðlýðýmýzý Tehdit Ediyor
Trafik Kurallarýna Uyan Köpek

Yazarýn eleþtiri ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Yemen Türküsü
Kitap - Sevdalinka - Ayþe Kulin
Erbil (Kuzey Irak) 1
Kitap - Karl Marx 32inci Dereceden Masonmuþ
Rüya Gibi - Kafkas Halk Danslarý Gösterisi
Empati Kelimesinin Anlamýný Hrant Dink'ten Öðrendim
Sezen Aksu Konserinin Düþündürdükleri
Film Kitap - Turyetski Gambit ve Plevne Savaþý
Boykot Bütün Dünyada Yayýlýyor
Ýngilizce Eðitim I, ODTÜ ve Oktay Sinanoðlu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Nazým Hikmet'ten Çanakkale Þiiri [Þiir]
Ateþ ve Ölüm (Bütün Þiirler 16. 07. 2009) [Þiir]
Seni Seviyorum Bunalýmý [Þiir]
Ýncir Aðacý [Þiir]
Bir Dosta E - Mektup [Þiir]
10 Aðustos 1915 Anafarta Ovasý [Þiir]
Sevgisizlik [Þiir]
Mor Çiçekler [Þiir]
Eskiden [Þiir]
Bir Ruh Çaðýrma Operasyonu [Öykü]


Mehmet Sinan Gür kimdir?

Yazmayý seviyorum. Bir tümce, bir satýr, bir sözcük yazýp altýna tarihi atýnca onu zaman içine hapsetmiþ gibi oluyorum. Ya da akýp giden zamaný durdurmuþ gibi. . . Bir fotoðraf, dondurulmuþ bir film karesi gibi. Her okuduðunuzda orada oluyorlar ve neredeyse her zaman ayný tadý veriyorlar. Siz de yazýn, zamaný durdurun, göreceksiniz, baþaracaksýnýz. . . . Savaþ cinayettir. Savaþ olursa pozitif edebiyat olmaz. Yurdumuz insanlarý ölenlerin ardýndan aðýt yakmayý edebiyat olarak kabullenmiþ. Yazgýmýz bu olmasýn. Biz demiþtik demeyelim. Yaþam, her geçen gün, bir daha elde edemeyeceðimiz, dolarla, altýnla ölçülemeyecek bir deðer. (Ancak baþkalarý için deðeri olmayabilir. ) Nazým Hikmet’in 25 Cent þiiri gerçek olmasýn. Yaþamý ýskalamayýn ve onun hakkýný verin. Baþkalarýnýn da sizin yaþamýnýzý harcamasýna izin vermeyin. Çünkü o bir tanedir. Sevgisizlik öldürür. Karþýmýza bazen bir kedi yavrusunun ölümüne aldýrmamak, bazen savaþa –yani ölüme- asker göndermek biçiminde çýkar. Nasýl oluyor da çoðunlukla siyasi yazýlar yazarken bakýyorsunuz bir kedi yavrusu için þiir yazabiliyorum. Kimileri bu davranýþýmý yadýrgýyor. Leonardo da Vinci’nin ‘Connessione’ prensibine göre her þey birbiriyle ilintilidir. Buna göre Çin’de kanatlarýný çýrpan bir kelebek Ýtalya’da bir fýrtýnaya neden olur. Ya da tam tersi. Ýtalya’daki bir fýrtýnanýn nedeni Çin’de kantlarýný çýrpan bir kelebek olabilir. Bu düþünceden hareketle biliyorum ki sevgisizlik bir gün döner, dolaþýr, kaynaðýna geri gelir. "Düþünüyorum, peki neden yazmýyorum?" dedim, iþte böyle oldu. .

Etkilendiði Yazarlar:
Herþeyden ve herkesten etkilenirim. Ama isim gerekliyse, Ömer Seyfettin, Orhan Veli Kanýk, Tolstoy ilk aklýma gelenler.


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Sinan Gür, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.