-     Ölesiye Yaþamak’ý okudun mu?
-     Hayýr.
-     Orda þunu diyor Remarque:
“Koþmak deðil sayýn bayan, ama insan zorda kalýnca þeytana uyuyor iþte. Hele yalnýzlýk da insanýn gýrtlaðýna sarýlmýþsa…”
-     Ben kitap okumam Hulusi.
-     Aslýnda ben de, gözlerinin altýnda kibritmi var senin?
-     Elveda Hulusi.

1974 yýlýnýn Aðustos ayý, Toros’larýn dibinde boylu boyunca uzanan bütün ovalarý kasýp kavuruyor, þakaklarýndan buram buram ter ve türlü sakýnca döktürüyordu. Taþ sokaklarýn, demir kapýlarý sonuna kadar kapatýlmýþ, çocuklar evlerin avlularýnda akþamüstlerini sabýrsýzlýkla bekliyorlardý.
Mahallenin hemen baþýndaki köþede, yaktýðý sigarasýný arabaya yürüyene kadar tüketmiþ, boyalý kunduralarýný takýrdata takýrdata, kollarý iki yanda, üstündeki ceketini savurarak bakkalýn önüne kadar gelmiþti.
Dikiz aynasýný düzeltti. Býyýklarýnýn uçlarýný burdu, radyonun düðmesini çevirdi, Ýmpala’nýn dev motoru bir aslan gibi kükrerken, vites kolunu yukarý kaldýrdý.
“Richord Nixon, Beyaz Saray’da yaptýðý son konuþmada þunlarý kaydetti:
“Ben asla görev sürem bitmeden istifa etmeyi istemedim, Ancak Amerika Birleþik Devlet’leri çýkarlarýný gözetmek zorundayým.”
Böylece Nixon, Amerika Birleþik Devletleri tarihinde istifa eden ilk Amerikan Baþkaný oldu.”
Gaza yüklendi. Caddenin bir ucunda el kaldýran müþteriyi görmezden gelip vites deðiþtirdi.
Ayný akþam, eski kilisenin hemen yanýnda, bir toprak evin iki penceresinden süzülen sarý ve soluk ýþýðýn arkasýnda düzenlenen toplantý için yirmi kiþilik bir grup büyük dikkatle masanýn hemen baþýnda, solgun elleriyle kaðýtlarý düzelten pos býyýklý adamýn konuþmalarýný dinliyordu.
-     Bugün Brejnev, izlediði Emperyalist politikalarla, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliði’nin resmi tarihini lekelemektedir. Ancak tüm bunlara raðmen Komunist Parti sekreterliðinden bu güne, …
Kulaðýna eðilen adamýn hýþýrdayan sesine kulak kabartýrken, kaðýtlarý masanýn üzerine býraktý.
-     Arkadaþlar, Faþistler yine bir arkadaþýmýza saldýrmýþlar. Bugün yine, bu þehirde toplumsal yaþamýn tüm alanlarýný kapsayan bir tek ideoloji baðlayýcý olarak ilan edilmeye çalýþýlmaktadýr.
-     Durun! Bunun için artýk bir þey yapmayacak mýyýz aðabey?
Kapýda Hulusi’nin gölgesi belirdi. Kentin bilinen en karizmatik taksi þoförü, ceketini yanýndaki adama uzatýrken, ipek ve geniþ yakalý gömleði bu huzmeli ýþýðýn altýnda hareleniyordu.
-     Ne yapalým Hulusi?
-     Aðabey gidip dövelim. Bak burada on beþ adamýmý getirdim sizin derneðe üye yapacaðým.
Sözünü bitirdiðinde arkasýnda duran uzun boylu, izbandot diye tabir edilen ebatlarda mahalle abisi kývamýndaki adamlarý gösteriyordu.
-     O iþler öyle olmuyor Hulusi, bunlar kim böyle?
-     Yoldaþlar aðabey.
-     Bu adamlardan örgüt mü kuracaðýz Hulusi?
-     Bana vur deyince öldürecek adam lazým aðabey.
Masanýn baþýndaki öðretmen Veli gülümsedi.
Hulusi’yi hatýrlýyordu, “kentin delikanlý taksici abisi” diye anýlan bu adamýn, adam yaralama, gasp ve soygun gibi çeþitli suçlardan içeride yattýðýný, silahsýz dolaþmadýðýný ve yangýn olduðu bir kýzýn peþinde yýllarýný harcadýðýný biliyordu.
Veli’yle en son konuþmalarý üç dört yýl kadar önce, seçimlerin hemen ertesi günü yine ayný sokaðýn diðer tarafýnda bulunan benzer bir binanýn is kokulu sobasýnýn hemen baþýnda olmuþtu.
-     Ben geldim aðabey.
-     Hoþ geldin Hulusi. Ne oldu seçimler?
Þaka yollu Hulusi’ye soruyor, ardýndan gülümsüyordu…
-     Halkýmýz aðabey.
-     Ne olmuþ halkýmýza?
-     Halkýmýz yine ibne çýktý aðabey.
Hulusi, “vur deyince öldürür” kalýp cümlesinin anlamý niteliðinde bir adamdý. Düz bir adam… Hayatýnda siyasetten anladýðý tek þey, radyo dinlerken küfretmekti. Ama kentteki solcularý seviyordu. Bu adamlar için yaptýðý yorum derin ve etkileyiciydi.
“Komunist adamdan kötülük mü gelir lan?”
Bugün yine, bir baþka sobanýn, yanmayan gövdesinin hemen yanýnda pencerenin dibinde Veli’yle konuþuyor, tespihini sallýyor, ceketini düzeltiyor, bir kenara býrakýyor, sonra yeniden omuzlarýnýn üzerinde tutuyordu.
-     Aðabey biz Çukurova’lýyýz, bu adamlara pabuç býrakmayýz.
-     Biz insanlarýn yaþamasýný istiyoruz Hulusi, ölmesini deðil.
-     Aðabey dur sana bir hikaye anlatayým…
Toros’larýn tepesinde, çok eskiden bir kral kýzý yaþarmýþ. Daðlarýn çevresi bir ormanla çevrili olduðundan buralarda dolaþmak tehlikeliymiþ. Çünkü ormanda büyük bir ejderhanýn yaþadýðý söylenirmiþ. Kral da kýzýna sýk sýk, çevreyi tek baþýna dolaþmamasýný söylermiþ.
Günlerden bir gün, kýzýn caný çok sýkýlmýþ ve ormanda dolaþmaya karar vermiþ. Bir süre gezdikten sonra dik ve sarp bir kayalýðýn üzerine oturarak Gülek Boðazý'ný seyretmeye baþlamýþ. Birden büyük bir gürültü duymuþ. Aþaðý baktýðýnda kayalýklardan ejderhanýn geldiðini görmüþ. Ne yapacaðýný þaþýrmýþ. Kurtulamayacaðýný anlayýnca: "Allah'ým, beni ejderhaya yem yapacaðýna burada taþ yap daha iyi." diyerek Allah’a dua etmiþ. Kýzýn duasýný kabul eden tanrý hem kýzý hem ejderhayý orada taþa çevirmiþ...
-     Konumuzla bunun ne alakasý var Hulusi?
-     Aðabey, iþte bizi faþistlere yem yapacaðýna burada taþ yap…
Veli yeniden gülümsedi. Býyýklarýnýn altýnda diþleri parýldýyordu.
-     Senin þu kýzý vermiyor mu yine abisi?
Durdu. Ceketini tahta sandalyeye taktý. Gözleri doldu.
-     Faþist iþte aðabey.
Odanýn içinde kahkaha duyuldu.
-     Beni sürdüler Hulusi, Niðde’ye gidiyorum yarýn… Bak, sen iyi bir çocuksun. Oku, emek ver, bu iþ kavgayla dövüþle olacak iþ deðil. Onlarýn yaptýðýný yapma…
Gecenin karanlýðýný ýþýðý yanan birkaç ev bölerken taksinin kapýsýný açtý. Koltuða oturup motoru çalýþtýrdýðýnda camýn kolunu çevirip konuþtu:
-     Aðabey sen yine böyle kal, biz bilmeyiz senin bildiðini…
Impala’nýn gürültüsü sokakta duyulurken, camlarýndan müzik týnýsý yankýlanýyordu:
“Sevenin halinden sevenler anlar, gel gör þu halimi bir teselli ver
Aramýzda baþka biri var ise, tertemiz aþkýmý bana geri ver…”
Yirmi sekiz yýl sonra Veli, emekli ikramiyesini almak için Kýzýlay yönüne giden Metro vagonunun camýndan, Yenimahalle evlerinin çatýlarýndan yansýyan gün ýþýðýný izliyordu.
Gazetenin ilk sayfasýndaki manþete bakýp kendi kendine gülümsedi:
“Halkýmýz ibne çýktý…”
Arka sayfayý çevirdi. Okurken donup kaldý.
“Yasadýþý Del-Yol örgütü lideri Hulusi Kavlak, Adana’da yakalanýp Nöbetçi Mahkeme’ce tutuklandý. Toros daðlarýnda küçük bir oluþum olan Del-Yol’un otuz iki üyesi’de saklandýklarý hücrelere düzenlenen baskýnlarla ele geçirildi. Tüm üyelerinin tutukluluklarý sebebiyle yasadýþý Del-Yol örgütü de tarihin karanlýk sayfalarýnda yerini aldý… Hulusi Kavlak, otuz altý yýl aðýrlaþtýrýlmýþ hapis cezasýna çarptýrýlarak, Ceyhan F Tipi Cezaevi’ne konuldu… Kavlak, mahkemeye götürülürken gazetecilere “Çukurova faþizme mezar olacak, Vehbiye abin de artýk kýna yaksýn…” dedi.”