"Hayranlýðý o dereceye vardý ki; yere düþtü ve kendinden geçti." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun) |
|
||||||||||
|
Bitki kökünün topraktaki suyu ve gerekli besin maddelerini bünyesine katmasý, fiziki bir olay... Topraktan alýnan suyun, gövde içinde ilerlemesi, güneþ enerjisi ile harmanlanmasý, yani fotosentez, yine fiziki olaylar... Bu süreçte, meydana gelen karmaþýk olaylar, ilkel bir süreç... Doðanýn bir parçasý olan ve % 70’i su olan insan, karmaþýk bir yapýya sahip, ama özde ilkel bir canlýdýr. Toplumsallaþtýðý oranda insandýr... genlerinde tüm ilkel davranýþlarý taþýyan, ancak toplumsallaþtýðý oranda geliþmiþ bir canlýdýr. TOPLUMLARIN DURUMU Toplumlar, insan bencilliðinin örgütlenmiþ halidir. Fizik yasalarý deðil, ortak yararlar ve toplum düþüncesi hakimdir. Bütün insanlarýn, ortak hareket etmesi, ortak düþünmesi, toplumlarýn, doðanýn yararýnadýr. Ancak 5 parmaðýn beþi bir olmadýðý gibi, insan genindeki ilkel tutkular, bulunduklarý ortama uygun olarak, deðiþik þekiller alabilir. TÜRKÝYE’NÝN SORUNLARI Bir ülke, zenginlikler içinde yoksul kalabilir mi... Ýlkel tutkularýn kontrolünde olursa, asalak dediðimiz yabancý ajanlarýn saldýrýsýnda olursa, canlý organizma, yabancý hastalýk yapýcýlar , yabancý virüslerin kontrolünde olursa, sorunlar bitmez. Ülkemizde, Türk, Kürt, Ermeni, Arap... gibi sorunlar var mý.... Pasta dilimler gibi bölmek arkasýnda gizli hesaplar taþýr... Ýnsan haklarý, özgürlük, eþitlik, savunulabilir, savunulmalýdýr. Ancak, bu ideal kavramlar, bir topluma saldýrmak için kalkan olarak kullanýldýðýnda , evrim geçirmiþ bir saldýrý silahý olabilir. Türkiye’nin sorunlarý, Türkiye’de çözülür... Bunun farklý bir seçeneði yok... NUTUK VE ATATÜRK’Ü BÝLMEK Ezberlenmiþ ve önyargý içeren bilgi, duygu ve propagandayý bir yana koyup, bilim ve fen yardýmýyla olaylarý çözümleyelim. Bu yazýyý yazan arkadaþýmýz, Atatürk hayraný... O sigara içiyordu diye, ben de sigara içmiyorum. Olayýn özeti bu... YABANCI Yabancý bir devletin koruyup kollayýcýlýðýný kabul etmek insanlýk vasýflarýndan yoksunluðu, güçsüzlük ve miskinliði itiraftan baþka bir þey deðildir. Gerçekten de bu seviyesizliðe düþmemiþ olanlarýn, isteyerek baþlarýna bir yabancý efendi getirmelerine asla ihtimal verilemez. Þu farkla ki, istiklâli için ölümü göze alan bir millet, insanlýk haysiyet ve þerefinin gereði olan bütün fedakârlýðý yapmakla teselli bulur ve hiç þüphesiz, esirlik zincirini kendi eliyle boynuna geçiren miskin, haysiyetsiz bir millete bakarak dost ve düþman gözündeki yeri bambaþka olur. (Nutuk’dan) PROTESTO 16.3.1920 Ýstanbul'da Ýngiliz, Fransýz, Ýtalyan Siyasî Temsilcilerine, Amerikan Siyasî Temsilcisine, Bütün Tarafsýz Devletler Dýþiþleri Bakanlýklarýna, Fransa, Ýngiltere, Ýtalyan Millet Meclislerine verilmek üzere Antalya'da Ýtalyan Temsilciliðine Millî baðýmsýzlýðýmýzý temsil eden Meclis-i Meb'usan da dahil olmak üzere, Ýstanbul'da bütün resmî daireler, Ýtilâf Devletleri'nin askerî kuvvetleri tarafýndan resmen ve zorla iþgal edilmiþ ve millî dâvâ uðrunda çalýþan birçok vatansever kimsenin de tutuklanmasýna teþebbüs edilmiþtir. Mustafa Kemal(Nutuk’dan) OLTADA BALIK dost ve müttefik yardýmlarýna yön vermek için Türkiye"ye gelen bir iktisatçý olan Thornburg, Karabük Demir Çelik Fabrika"sýnýn tasfiye edilmesini isteyen bir rapor hazýrlar. Zaten o dönemde , dost ve müttefiklerimiz lokomotif imal etmek üzere kurulacak fabrika için istenen krediyi vermez. Buna paralel olarak Türkiye"de makine, uçak ve dizel motor üretme projeleri de dost ve müttefiklerin baskýsýyla askýya alýnýr. Önüne ket vurulan çalýþmalar hiç þüphesiz projelerden ibaret deðildir. 1948"de Ankara"da Gazi Orman Çiftliði"nde faaliyete geçen uçak motoru fabrikasý, dost ve müttefik baskýsýyla üretime son verir. Petrol kralý Nelson Rockefeller, o dönemde dost ve müttefikimizin Türkiye"ye yaptýðý dýþ yardýmlar için þunlarý söylemektedir: "Oltaya yakalanmýþ balýðýn yeme ihtiyacý yoktur. Bu noktada Dýþiþleri Bakanlýðý ile ayný fikirdeyim: Geniþletilmiþ ekonomik yardým, örneðin Türkiye"ye bazý durumlarda düþünülenin tersi bir sonuç verebilir, yani baðýmsýzlýk eðilimini artýrýp, mevcut askeri planlarý zayýflatabilir. Bu tip ülkelere doðrudan doðruya ekonomik yardým da yapýlabilir, ama bu bize baðlý hükümetleri iktidarda tutacak ve düþman muhalifleri zararsýz býrakacak biçim ve miktarda olabilir". SINAV Efendiler, dünya sýnav meydanýdýr. Türk milleti, bunca yüzyýllardan sonra yine bir sýnav, hem bu defa en çetin bir sýnav karþýsýnda bulunduruluyordu. sýnavda baþarý saðlamadan bize karþý lûtufkârca davranýlmasýný beklemek doðru olabilir mi Biz büyük bir ciddiyetle dünya önünde vereceðimiz sýnava hazýrlanýrken, bir yandan da yabancý gözlemcilerin durumlarýný ve bizim için neler duyup düþündüklerini gözden uzak tutmamayý her zaman yararlý buluyorduk. Bu maksatladýr ki, bildiðiniz gibi, önce Dýþiþleri Bakaný Yusuf Kemal Bey'i daha sonra da Ýçiþleri Bakaný olan Fethi Bey'i Avrupa'ya göndermiþtik. Ýstanbul üzerinden Avrupa'ya gidecek olan Yusuf Kemal Bey'e, Ýstanbul'la ilgili bazý özel görevler verilmiþti. Yusuf Kemal Bey, Ýzzet Paþa ve arkadaþlarýyla ve eðer gerçek bir istek ve dilek olursa Vahdettin ile de görüþecekti. Vahdettin'in, Büyük Millet Meclisi'ni tanýmasý, Ýzzet Paþa ve arkadaþlarýnýn bizim çizdiðimiz hedefe doðru yürümeleri gereðini teklif edecekti. Yusuf Kemal Bey, Ýstanbul'da aldýðý talimat çerçevesinde hareket etti. Fakat, ne yazýk ki, Ýzzet Paþa ve arkadaþlarý kendisini oyalayýp aldatarak Padiþah'a bir müracaatçý imiþ gibi götürdüler. Ýzzet Paþa ve arkadaþlarý bununla da yetinmeyerek, Yusuf Kemal Bey'in Avrupa'daki teþebbüslerini karýþtýrmak ve güçleþtirmek için, Ýzzet Paþa'yý Yunan iþgali altýnda bulunan yerlerden geçirerek, Yusuf Kemal Bey'den önce Paris'e ve Londra'ya gönderdiler. Ýzzet Paþa, bu yolculuðunu son dakikaya kadar gizlemiþtir. Yusuf Kemal Bey'in Paris ve Londra'da yaptýðý görüþmelerden bir sonuç çýkmadý. Yalnýz þu anlaþýldý ki, Ýtilâf Devletleri'nin Dýþiþleri Bakanlarý yakýn bir zamanda toplanacaklar ve bize barýþ tekliflerinde bulunacaklarmýþ. Anadolu'nun boþaltýlmasý ilke olarak kabul edilmiþ ise de, konferans görüþmeleri sýrasýnda savaþ baþlarsa, barýþ teþebbüsleri sonuçsuz kalacaðý için Yunanlýlarla bir ateþkes anlaþmasý yapmamýz gerekirmiþ. Bu hususu Yusuf Kemal Bey'e söyleyen Lord Curzon 'a Yusuf Kemal Bey, konferansýn önce Anadolu'nun boþaltýlmasýna karar verip, bize ve Yunanlýlara bildirmemesinin ateþkes anlaþmasýndan daha etkili olacaðýný söylemiþ. Lord Curzon, ateþkes üzerinde direnmiþ ve bunun hükûmetimize bildirilerek alýnacak cevabýn kendisine verilmesini istemiþ. (Nutuk’dan) SAVUNMA HATI Savunma hattý yoktur, savunma sathý vardýr. O satýh bütün vatandýr . Vatanýn her karýþ topraðý vatandaþýn kanýyla ýslanmadýkça terk olunamaz. Onun için küçük büyük her birlik bulunduðu mevziden atýlabilir. Fakat küçük büyük her birlik, ilk durabildiði noktada yeniden düþmana cephe kurup savaþa devam eder. Yanýndaki birliðin çekilmeye mecbur olduðunu gören birlikler ona tâbi olamaz. Bulunduðu mevzide sonuna kadar dayanmaya ve karþý koymaya mecburdur.» Ýþte ordumuzun her ferdi, bu sistem içinde her adýmda en büyük fedakârlýðýný göstererek ve düþmanýn üstün kuvvetlerini yýpratýp yok ederek, sonunda onu, taarruzuna devam güç ve kudretinden yoksun bir duruma getirdi. Muharebe durumunun bu safhasýný sezer sezmez hemen özellikle sað kanadýmýzla Sakarya ýrmaðý doðusunda düþman ordusunun sol kanadýna ve daha sonra cephenin önemli yerlerinde karþý taarruza geçtik. Yunan ordusu yenildi ve geri çekilmeye mecbur oldu. 13 Eylül 1921 günü Sakarya ýrmaðýnýn doðusunda düþman ordusundan eser kalmadý. Böylece 23 Aðustos gününden 13 Eylül gününe kadar, bu günler de dahil olmak üzere, yirmi iki gün yirmi iki gece aralýksýz devam eden büyük ve kanlý Sakarya Meydan Muharebesi yeni Türk devletinin tarihine, dünya tarihinde pek az rastlanan büyük bir meydan muharebesi örneði kaydetti. Saygýdeðer Efendiler, Baþkomutanlýk görevini fiilen üzerime aldýðým zaman, Meclis'e ve millete mutlaka baþaracaðýmýz yolundaki kesin inancýmý arz ve ilân etmekle ve bu inancýmý, varlýðýmýn bütün haysiyetini ortaya atarak gerçekleþtirmekle ilk manevî görevimi yapmýþ olduðumu sanýrým. Ondan sonra, önemli maddî görevlerim de vardý. Onlardan biri, savaþ ve muharebe karþýsýnda millete aldýrmaya mecbur olduðum durum idi. (Nutuk’dan) MADDÝ VE MANEVÝ SALDIRI Düþman Osmanlý devlet ve memleketine karþý maddî ve manevî saldýrýya geçmiþ onu yoketmeye ve paylaþmaya karar vermiþlerdi Padiþah ve halife hayat ve rahatýný kurtarabilecek çareden baþka bir þey düþünmüyor hükûmeti de ayný durumda. farkýnda olmadýðý halde, baþsýz kalmýþ olan millet, karanlýklar ve belirsizlikler içinde olup bitecekleri beklemekte. felâketin dehþet ve aðýrlýðýný kavramaya baþlayanlar, bulunduklarý çevreye ve alabildikleri etkilere göre kendilerince kurtuluþ çaresi saydýklarý tedbirlere baþvurmakta... ordu, ismi var cismi yok bir durumda. komutanlar ve subaylar, I. Dünya Savaþý'nýn bunca çile ve güçlükleriyle yorgun, vatanýn parçalanmakta olduðunu görmekle yürekleri kan aðlýyor; gözleri önünde derinleþen karanlýk felâket uçurumu kenarýnda beyinleri bir çare, kurtuluþ çaresi aramakla meþgul... Kasým 09 (Nutuk’dan)
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |