Ýnsanlarýn arasýnda yaþadýðýmýz sürece, onlarý sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Çýðlýklarý sürekli susturulmak istenen, ýþýklarý söndürülmek istenen ateþböcekleri... (http://www.izedebiyat.com/yazi.asp?id=109598) ******* Yer, Mersin’in Gülnar Ýlçesi, Büyükeceli Beldesi. Oraya nükleer santral kurulmak isteniyor. Akkuyu Nükleer Enerji Santrali. “Olurdu olmazdý” derken, ihaleyi bir Rus þirketi kazanýyor, inþaata baþlanýyor. Rus þirketi deniyor ama sermayenin dünyadaki bugünkü yapýsý, uluslarötesi bileþkenli olduðu için baþka ortaklar da mutlaka vardýr. Elbette Türkiye’den de ortaklar vardýr. Olmasa bile, 20 milyar dolara yapýlacak olan santralde, bugüne kadar 7 Türk þirketine, 50 milyon dolarlýk iþ verildiði belirtiliyor. Türkiye’deki firmalara, sadece çimentodan 250 milyon dolar, toplamda ise 2 milyar dolarlýk iþ hacmi öngörülüyor. Kimler yararlanacak, kimlerin aðzýnýn suyu akacak, ihalelerde komisyonlar nerelere gidecek?... Çünkü AB normlarý derken, ihalelerin þeffaflýðý ve güvenirliðine iliþkin yasa, normlar dýþý kalývermiþti. Bölge insanýna, binlerce iþçi çalýþtýrýlacaðý vaat ediliyor. Bunlar bir yana... Yýllardýr, çevreci ve nükleer karþýtý güçler, var güçleriyle eylemler yapýyor, bu santralin yapýmýný engellemeye çalýþýyorlar. Bilim insanlarýndan, yenilenebilir enerjiyi savunanlar tümden karþý. Nükleer enerjiye kesin karþý olmayanlar ise seçilen yerin asla uygun olmadýðýný savunuyorlar. Denizden uzak, deprem riski az baþka yerler öneriyorlar. Santral yapýlýp da çalýþmaya baþladýðýnda doða harikasý bir koy, yok olacak. Tarým arazileri, hava, yeraltý sularý olumsuz etkilenecek. Nükleer Reaktör Mühendisliði ve Jeofizik Mühendisliði bilim dallarýnýn ortak görüþünden derlediðim diðer sakýncalar þunlar: Seçilen yer kesinlikle güvenli deðil. Biliyorsunuz, Japonya gibi depreme en hazýrlýklý bir ülkede Fukuþima facianýn eþiðine geldi. Kilometrelerce uzaktaki Tokyolular bile kaçtýlar. Akkuyu’da deprem riski ve tsunami açýsýndan daha büyük tehlikenin varlýðýndan söz ediyorlar. Akkuyu’nun 25 Km uzaðýndan 190 Km.lik Ecemiþ fay hattý geçiyormuþ. 6.3 büyüklüðünde deprem üretebilirmiþ. Daha da tehlikeli olan ise, Osmaniye ve Antakya’dan geçen Ölüdeniz kýrýðýymýþ ki yeryüzünün en büyük depremlerini üretmiþ. Diyorlar ki, “Ölüdenizkýrýðý, Kýbrýs yayý, Doðu Anadolu kýrýðý, Ýskenderun Körfezi ve Çukurova’da birleþiyor. Suriye, Lübnan ve Kýbrýs’ta oluþacak depremler de burayý etkiler. Geçmiþteki büyük depremlerde oluþan süprüntü dalgalar, Antalya’ya, Fethiye’ye, Kaþ’a, Rodos’a, Girit’e ulaþmýþ, Kýbrýs’ýn tümünü süpürmüþtür. Dalgalar 10 metreye ulaþmýþtýr.” Bu büyüklükte son deprem, 1822’de olmuþ. Depremle oluþacak sarsýntý ya da çatlamalarla sýzan nükleer enerjinin getireceði yok edici tehlikeyle olasý 7,5’luk bir depremin yarattýðý hasar bir araya geldiðinde, rüzgârlarý da hesaba kattýðýmýzda, Akdeniz ve çevresinin, Anadolu’nun ve çevresinin vah ki vah haline... Çernobil faciasýnýn can yakýcý etkileri bugün de Karadeniz’in iki yakasýnda görülmekte. Bu gerekçelerin yanýsýra, çevreciler ve nükleer reaktörlerle ilgili bilim insanlarýnýn bir endiþesi daha var. Reaktörleri soðutmakta deniz suyu kullanýlacak. Denizsuyu ýsýsýnýn, Akdeniz’de soðutma iþlemini yapacak yükseklikte olmadýðýný söylüyorlar. Bu durum, tehlikeyi daha da büyütüyor. Ayný zamanda, tesisin, nükleer enerji üretmek yerine, nükleer atýk temizlemekte kullanýlacaðý kuþkularý doðuyor. Ýþte saydýðýmýz hatta eksik býrakmýþ olabileceðimiz bu tehlikelerden ötürü yýllardýr, ateþböcekleri Akkuyu’da çýðlýk çýðlýða... Her yýl, yazýn uzun süreli kamplar kurup, çadýrlarda barýnarak, imece usulü piþirip yiyerek, haftalarca, sýcaðýn altýnda seslerini duyurmaya çalýþýyorlar. Anamedyada kýyýda köþede yer verilirse verilir. TV’lerde kolay kolay göremeyiz onlarý. Balýkçýlardan, köylülerden, bisikletçilere ve neredeyse yerel tüm kuruluþlarýn desteðini aldýklarý halde... Çeþitli partilerden birkaç milletvekili bile destekliyor. Kulaklar da, yürekler de, ekranlar da saðýr... Eyleme katýlan kuruluþlarýn platformu, Mersin Nükleer Karþýtý Platform Dönem Sözcüsü Sabahat Aslan, þöyle sesleniyor bizlere: “Nükleer santraller, tarih boyunca milyonlarca insanýn ölmesine ve sakat yaþamasýna, milyarlarca para deðerinin heba olmasýna neden olmuþtur. Nükleer santrallerin insanlýða verdiði ekonomik ve sosyal zararlarýnýn korkunç boyutlarýný Çernobil ve Fukuþima’da gördük. Nükleer santrallerde üretilen nükleer silahlarýn özellikle Ortadoðu da halklarýn öldürülmesinde kullanýlmasý acýmasýzlýðýnýn da bilincindeyiz” Yürüyüþte binlerce, kampta her gece 75- 150 arasý deðiþkenlik gösteren sayýda ateþböceði, 7 Temmuz 2012’den bu yana yine çakým çakým çakmakta... Çýðlýk çýðlýða... Ömrümce, acý çýðlýklarý duymaktan hâlâ saðýrlaþmayý baþaramayan kulaklarým çýnlýyor geceler boyunca. Gözlerim kamaþýyor çakýmlardan. Gidemedim yanlarýna, yatamadým çadýrlarýnda... Karavanaya kaþýk sallayamadým. Ben de karýnca kaderince, þu cýlýz sesimle, o çýðlýklarý sizlere yansýtmak istedim. Duyan duysun, gören görsün... Ateþböceklerine buradan bin selam olsun!... 09.08.2012 Vildan Sevil
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Vildan Sevil, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |