..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
"...Ve hepimiz az ya da çok rüyacý deðil miyiz!" -Dostoyevski
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




20 Mayýs 2012
Göz Hakký  
Mehmet Önder
Mahallemizde, bu konuda en hassas insan komþunun oðlu Hasan’dý. Kapýnýn dýþýnda hep beni mi beklerdi bilmem, sokaða adýmýmý atar atmaz görür, “Mehraba!” der siteme baþlardý: - Göz hakký diye bir þey vardýr, sana öðretmediler mi?


:AEIE:
GÖZ HAKKI


Anam hep uyarýrdý “Elinizde yiyecekle sokaða çýkmayýn; yere düþer, üstüne basýlýr günah olur. Birinin caný çeker, gözü kalýr, o daha da günah” diye. Gerçekten göz hakký diye bir þey vardýr. Göründü ya da kokusu duyulduysa piþirdiðinden, yediðinden komþuya da tattýrýlýr. Ýnsanýn caný da her þeyi çeker.
Çocuðuz, dinlemezdik. Yarým dilim ev ekmeðine salçayý sürdük mü soluðu kapýnýn dýþýnda alýrdýk.
Mahallemizde, bu konuda en hassas insan komþunun oðlu Hasan’dý. Kapýnýn dýþýnda hep beni mi beklerdi bilmem, sokaða adýmýmý atar atmaz görür, “Mehraba!” der siteme baþlardý:
- Göz hakký diye bir þey vardýr, sana öðretmediler mi?
Benden bir kaç yaþ büyüktü; çekindiðimden miydi bilmem, hemen yarýsýný koparýr uzatýrdým. Kimileyin çevrede on tane çocuk olurdu ama, önemli deðildi. Elimdekinin yarýsýný ona verince göz hakký konusunda bilgisiz biri olmadýðým varsayýlýrdý.
Kimi zaman ortalýkta göremezdim onu, ama o beni görür, arkalarda bir yerlerden o bilmiþ sesi duyulurdu:
- Mehrabaaa!

     …

Bir gün yine sokaða çýktým, erik yiyorum; akýllanmayacaðým ya! Ýtalyan eriði. Aksilik de üç tane almýþým. Bizimki “Mehraba” dedi yanaþtý. Tek olunca birini uzattým. Eriðe küçümseyerek baktý:
- Tek olur mu? Ananýn memesi tek kalýr ya! Bilmiyor musun?
Ben bu o olayýn erik sayýsýna göre düzenlendiðini nereden bileyim. Hem ikisini verirsem bende tek kalacak; derken o hemen çaresini buldu. Çakýsýný çýkardý, üçüncüsünü ikiye böldü, ikimize de birer buçuk Ýtalyan eriði… “O zaman birer tanesi yarým kalmayacak mý?” dedim. Kalmazmýþ. Hani okulda iki buçuk alýnca üç oluyor ya, bu da ikiþer sayýlýrmýþ.

           …

Bir gün bir tanýdýðýn düðününe gittim, oturuyorum, ta karþýdan beni görmüþ, çýktý geldi “Mehraba” dedi, oturdu. Baktým sürekli saðý solu gözlüyor. Çevrede yiyecek içecek satan var mý diye bakýyormuþ. “Çok mu acýktýn?” dedim.
- Yok yok, dedi, senin için bakýnýyorum. Bir þeyler al ye diye.
Benden, göz hakkýyla idare edecek bir þey çýkmayacaðýný anlayýnca bakýnmayý býraktý, o sýra gelen gelinle damada dikkat kesildi. Bir ara döndü:
- Ben de evlenicen.
Hani böyle küçük yaþta evlenme lafý edenlere “Öttün mü?” derler ya, bizimki de ötmüþ olmalý, “Evlencem”e devam:
- Gönlüm Sibel Can’da.
Ünlü sanatçýdan bahsediyor sandýnýz deðil mi? Yok o deðil. Bildiðiniz Sibel Can o zamanlar daha dünyada var yok. Bu bizim köyün en zengini Eyüp Can aðanýn biricik kýzý Sibel Can. Yine de alçaktan uçmuyoruz anlayacaðýnýz. Ama ne denir:
- Ýyi, güzel kýz.
- Yalnýz, bu konuda annemin bazý çekinceleri var.
- Nesinden çekiniyor, yiyecek mi ananý?
- Yok, ondan deðil. Zengin kýzý ya, “Altýn salkým çok isterler, kaldýramayýz.” diyor. Hem yalnýz bu deðil. Anam “Zengin gýzlarýnýn eli çifte çubuða yatkýn olmaz. Onlar telli nalýnlarý giyip avlularda gezinmesini bilir.” diyor. Bir de annem, “Gelin dediðin her iþi yapmalý, kocasýný rahat ettirtmeli” diyor.
- Anan çok þey istiyor. O kadar iþi Eyüp aðanýn bedelleri bile yapmaz, deðil kýzý.

     …

Hasan kararlý mý kararlý. Ýlle de kahvede oturup keyfine bakacak, Sibel hayvana haþata, çifte çubuða bakacak; gül gibi geçinip gidecekler. Çünkü bunu baþaramayana, köyde “Ýþi bozuk adam!” diyorlar. Hasan göz hakkýna çok önem verdikten baþka bu konuda da titiz. Anasýnýn üzerinden isteklerini sýralýyor:
- O öyle görmüþ, yaþamýþ, “Ben hem süs devesi, hem de yük devesi isterim!” diye tutturuyor. Yani hem çok güzel, hem de çok çalýþkan olacak. Senin anlayacaðýn benim annem, gelinin hem varlýklý, hem çalýþkan hem de güzelini sever.
- Sen ne düþünüyorsun?
- Büyük sözünü dinlememek günahtýr!

      …

Köyde kýz çokmuþ ama, þimdilik en uygun aday Sibel Can’mýþ. O zaman Hasan yaþça daha küçük. O senden büyüktür, diyecek oldum, sözümü kesti.
Babaannesinin, “Yaþlý garý alan zengin olur.” sözünü anýmsattý.
Fakat annesinin çekinceleri mi aðýr bastý yoksa baþka bir þey mi oldu bilmiyorum, Sibel Can’la bir türlü evlenemedi.
Sonunda ne mi oldu? Eyüp aðanýn kýzý Sibel Can, yalnýzca bir yüzüðe köyün öðretmenine vardý. Tabii, Hasan delendi!

     …

Bir gün bizim kapýnýn önünde oturuyorum. Hasan “Mehraba” dedi, geldi; yanýbaþýma oturdu. Önce elimdeki kocaman salatalýða bakýp, böl iþareti yaptý. Artýk, bir yandan avucumdaki tuza bana bana salatalýk kemiriyoruz, bir yandan da söyleþiyoruz.
Bizimki öðretmene çok kýzýyor; beleþçi olduðunu düþünüyor. Bir gün yolda karþýlaþmýþlar, bu “Mehraba” demiþ, sözde o da “Mehraba” diye karþýlýk vermiþ. Bizimki “Beþ yýl anlattýðýn yalanlarý dinledik, bir þeycik demedik. Ama bu son yaptýðýn çok ayýp oldu” diyecekmiþ, vazgeçmiþ. Söylediðine göre, beleþçinin seviyesine inmek istememiþ; ama bu son merhabasý olmuþ.

     …

Bu kadar saçmalýða akýllýca bir karþýlýk verilmez, diye düþündüm:
- Köyde güzel kýz çok ya, öðretmen Sibel Can’ý göz hakký saymýþ olmasýn?
Bir an elindeki salatalýðý kafama indirecek sandým; neyse ki, yere çarptý, terslendi:
- Acý be!



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.