Ýnsandaki gerçek güzelliði ancak yaþlandýkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee |
|
||||||||||
|
Önceden tanýdýðým biri deðil. Bir arkadaþýn tanýdýðýymýþ. Arkadaþým, “O da ülke sorunlarýna duyarlý, iyi anlaþýrsýnýz; git bir tanýþ” demiþ. Vakti de yokmuþ ya, “Yolumun üstünde diye bir çay içimi uðrayývereyim” demiþ. Çaylar söylendi; bir yandan çay içiyoruz, bir yandan güncel olaylarý deðerlendiriyoruz. Daha doðrusu ben çay içiyorum, o deðerlendiriyor. Anlaþýlan ülke sorunlarýna çokça duyarlý. Anlatýyor, eleþtiriyor, sinirleniyor. Neredeyse elindeki çayý unuttu. Dolu çay bardaðý elinde orkestra þefinin deðneði gibi sallanýyor. … Aslýnda bir çay içimi, diye uðramýþ ama, benim çay biteli yarým saat oldu, onunki hâlâ dopdolu; el hareketlerine uyumlu biçimde havada daireler çizip duruyor. Artýk, þu çayýný içse de gitse, iþimiz gücümüz var, dedirtecek hale geldi. Her ne kadar, “Uzatmayalým, kýsa keselim, vaktim de yok.” gibi ara naðmeler yapsa da çayýný bitirmek bir yana hiç içmiyor, gitmek gerçek gündeminde yok ve susmaya da hiç mi hiç niyeti yok. Günahýný da almayalým, ara ara çayýndan bir küçük yudum alýyor. Böyle durumlarda da insan ister istemez hevesleniyor. Bu çay dediðin de bir kazan deðil sonuçta, bir zaman gelip bitecek. O da zaten vaktinin olmadýðýný yineleyip duruyor; alýp baþýný gidecek. Ben böyle düþüne düþüne, o da en ateþli haliyle anlata anlata, çaydan üç beþ yudum daha aldý. Ama, çay da “Bana tavýr mý koyuyor nedir?” hiç eksilmiyor. Anlaþýlan bizimki az az yudumlayýp konuþmaktan kuruyan boðazýný ýslatýyor. Bu gidiþle bu çay bitmeyecek. Dolu çay bardaðýyla yaþamaya alýþmaktan baþka çarem yok. Adam ne yapýp edecek bu bir çayla memleketi kurtaracak. … Yalnýz bir sorun daha var; eleþtirilerini yaparken, þu yetkili þöyle yaptý, bu baþkan böyle yaptý, þu þunu yapmasýn, bu bunu etmesin, gibi asýl eleþtireceði kiþiler üzerinden konuþmuyor. Hepsinin yerine karþýsýndakini koyarak konuþuyor. Neymiþ efendim? Köylerinin muhtarý zeytinliklerin yaylýmýný koyunculara satmýþ. “Babanýn malýný mý satýyorsun ulan, dürzüüü!” diye bir haykýrýþý vardý yüzüme. Utancýmdan, parmak uçlarýma dek kýzardýðýmý hissettim. Durumuma mý üzüldü bilmiyorum, çayýndan bayaðý bir yudum aldý: - Uzatmayalým, zaten vaktim de yok, gideceðim. Ben, tamam, çayý da olaðan yudumlamaya baþladý, insafa geliyor, diye düþünedurayým, o asýl saldýrý hazýrlýklarýný yapýyormuþ: - Ne olacak bu emeklinin hali? Ýþe bak sen! Anlat þimdi adama, emeklinin halini. “Hani nerede o vaadedip oy aldýðýn zam” diye yakama da yapýþmasýn. Olacaðýna bakýn. Üstelik daha çayýn üçte biri bitmemiþ. Adam burnundan soluya soluya emeklinin halini soluyor. Yanýtsýz da býrakamazsýnýz, nezaket diye birþey var: - Emeklinin durumu deðil mi. Evet evet! Seni gidi seni! Hem sorunlarýný bilirsin, hem de bilmezden gelirsin, der gibi, baþýný sinirli sinirli salladý: - Evet evet ya, emekli ya! … Sinirden aðzý dili kurumuþ olmalý, çayýndan bir yudum daha aldý. Çayý her yudumlayýþýnda da ayný þeyleri söylüyor: - Vaktim de yok, uzatmayalým; zaten çayýmý içip kaçacaðým. Bu sözü her söyleyiþinde içimde bir umut kývýlcýmý parlýyor. Ama bu dakika itibariyle daha çay yarýya gelmedi. Nitekim, yanan kývýlcým, bunun yeni bir saldýrý hazýrlýðý olduðunu görüp, sönüyor: - Ne olacak bu çiftçinin köylünün hali? Al baþýna belayý! Yahu kardeþim, bir çaya köylüyü çiftçiyi de mi kurtaracaksýn? Ama adam kararlý, ben karþýsýnda suçüstü olmuþ zeytin hýrsýzý gibiyim: Suskun, utangaç. Baþýný eðip yüzüme sert sert baktý: - Hayvan yeminin çuvalý kaç para? Adam açýk açýk eleþtiri uzmaný. Hayvan yemine iki kat gelirken, süt fiyatlarýnýn niye yarýya indirildiðini sorguluyor. Benden ses çýkmayýnca soruyu deðiþtiriyor: - Üreticinin elinde sütün litresi kaça? Eleþtirinin, bastýrmanýn da bir sýnýrý vardýr deðil mi? Söyleyecek söz bulamayýnca kafam atývermiþ: - Bilmiyorum iþte, hayvan yeminin çuvalýný da bilmiyorum, sütün litresini de! Her þeyi ben mi bileceðim! Al iþte koskoca Bülent Ersoy da ekmeðin kaç para olduðunu bilmiyor. Benim ondan ne fazlam var? … Öte yandan gözüm de çayda. O da benim sinirlendiðimi görünce bir yudum daha aldý. Yine ara naðmeye baþladý: - Sohbet de çok güzel ama, vaktim yok. Çayýmý içip kaçacaðým. Bu arada son ateþli saldýrýsýndan sonra çay yarýyý geçer gibi oldu. “Tabi bunlar yaþamýn umutlandýran anlarý.” diye düþünürken, o da nafile çýktý. Bizim adam altýn iþine de çok içerlermiþ: - Ne yapacaksýn o altýnlarý? Yahu altýn mý kaldý, düðünden kaldýydý üç beþ parça, hýrsýz çaldý. Üstelik bulunamadý. Þeytan aldý götürdü, oldu. - Altýn maltýn yok, mafiþ! Hýrsýz aldý gitti. Adam hin. Seni gidi seni; yanýt veremedin, soruyu çarpýtýyorsun, der gibi baþýný bir çalkaladý: - Tahrip ettiðiniz bu doða geri gelir mi, onarýlýr mý? Anlaþýldý, altýncýlar da yandý. … Adam her konuya el atýyor. Bakalým bu kez neyle eleþtirileceðim, diye bekliyorum. O yine bir yarým yudum daha alýp kuruyan boðazýný ýslattý: - Çöpler toplanmýyor. Sokaklar leþ gibi! Sonunda çöplerden de sorumlu olduk. Sinirlenmiþim: - Onu da benim mi toplamam gerekiyor? Meðer öyleymiþ: - Baþkan seçildiðine göre sen sorumlusun arkadaþ! Þurada bir çay söyledik, adam göz göre göre her sorunu üstüme yýðacak: - Ben baþkan maþkan deðilim ki. Tepki iþe yaradý, kalan yarým bardak çayý yutuverdi: - Tabii deðilsin, bu söylediklerim lafýn geliþi. … Ooohh! Dünya varmýþ. Korkulu bir düþten uyanmýþ gibi oldum.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |