"Bir kitabýn kaderi okuyanýn zekasýna baðlýdýr." -Latin Atasözü |
|
||||||||||
|
Yenisini tanýmlamak için, eskisini bilmek gerek. Nedir Sömürgecilik…. Acil para ihtiyacý olan kiþi, en kolay ulaþabileceði ayaklý bankaya gider… bir aylýðýna borç para ister. .. ayaklý banka, biraz düþünelim der… birkaç saat sonra, para ihtiyacý olan kiþi, ayaklý bankanýn yanýna gider… Ýstediðin faizi veririm. Ay baþýna da, borcun tamamýný öderim… istediðin güvenceyi de veririm..der. Ayaklý banka… ödeyeceðinden bir kuþkum yok…üzgünüm ama para veremeyeceðim… Bize borcunu ödeyemeyecek adam gerek der… olay gerçektir, yaþanmýþtýr. Taraflarý tanýyorum…. Ayaklý bankaya borcu olan bir diðer kiþi, borç miktarýna itiraz etmekte, hatta borcu fazlasýyla ödediðini söylemektedir. Ödenmesi gereken para konusunda uzlaþýlamayýnca, borçlu, muteber olarak düþündüðü bir kabadayýdan yardým ister. Ne kadar ödemen gerekiyor, ben hallederim diyen muteber kiþi, ödenmesi gereken parayý, ayaklý bankaya ödemek üzere alýyor…Yapacaðý iþ, parayý ödeyip, borç senedini almak… Bir zaman sonra, muteber kiþi, parayý verdim, senedi aldým diyerek..bir senet çýkarýyor cebinden ve yýrtýp atýyor…. Kenyetta Kenyetta Kenya devlet baþkaný, dinlememiz gereken bir kiþi.. Ne diyor… beyaz adamlar geldiðinde ellerinde Ýncil vardý…bizim de uçsuz bucaksýz arazilerimiz … bize gözlerimizi yumup dua etmeyi öðrettiler…gözlerimizi açtýðýmýzda, ellerimizde Ýncillerimiz vardý… onlarýn ise uçsuz bucaksýz arazileri… Yukarýdaki konularýn birbiri ile iliþkisi var mý….düþünelim… Hanýmý birkaç yýl önce ölen, çorba piþirme özürlü adamýmýza, evlenmesi için bir kadýn bulurlar.. Evde sýcak bir nefes ihtiyacý olduðunu belirten bu kiþi, evini, tarlalarýný vs. yeni hanýmýna verir. Vermek demek, tapuda devir yapmak... Kadýnýn akrabalarý, tanýdýklarý çok… biri gider, biri gelir… ve bir gün adamýmýzý boþar… Ev gitti, tarlalar gitti… Bir baþka olayda, hanýmý vefat etmiþ olan bir baþka kiþiye… evlenmesi için bir kiþi bulurlar… Yine ev, yine tarla ve þut…. Yine bir yalnýz adam…yaþ ilerlemiþ… ama evler, tarlalar, zeytinlikler çok…çocuk da yok… ben sana bakarým diyen bir hanfendi, birkaç tane evini aldýktan sonra… bulana aþk olsun… Gelene, geçene bir ev, biraz tarla verince, kendisine bir þey kalmýyor… Bu defa kocasýndan, hanlar, hamamlar kalan bir hanfendi, yeni bir sevgili bulur..adamýn korumasýna girer… Ne var ne yok, kredi, ipotek…derken elinden gider…Yaptýðý, haftada bir seviþmedir…hepsi bu… Aklýma bir karikatür gelir Gýrgýr’dan… Adam, kollarýný açýp seni seviyorum dediði kadýnlarla, yatakta bulur kendini… ve ayný adam kollarýný açar ve memleketini sevdiðini söyler… Gelelim devlet iliþkilerine Devletleri yönetenler de insanlar…insani istekleri, korkularý hep yanýbaþýnda… Ýþkence yöntemlerinden biri de… sevdiklerine, yakýnlarýna zarar veririz… Öldürürüz, öldürmüþten beter ederiz… Kozlar masaya konur ve… yap þunlarý… diye talimat verilir….Erkeksen yapma… Ýpin pazara çýkarýlabileceði gibi, kibarca yok edilebilirsin… Borcunu ödeyemeyecek adam Borç ödenmez, faiz ödenir… O koþulla verilir… Bankalar, fabrikalar, sigorta þirketleri vs… Satýnca adam tesisi alýp götürmüyor…Arý kovaný senin ülkende… bal ise. Anýnda her yere gider. Ýþgale gerek yok ki… Ýliðine kadar sömür… Vergi ve vergi cezalarý ile ekonomiyi yönlendirmek Tarým ürünü ithal ediyoruz… canlý hayvan ithal ediyoruz.. Ülke topraklarýmýz geniþ ve örneðin mercimeðin anavataný burasý… onu dahi ithal ediyoruz.. Pamuk ithali olacak þey deðil. Tarýmsal girdilerden önemli kalem, mazot ve gübre… petrolümüz olmadýðýndan pahallý deðil… Fiyatýn % 80’i vergi… Evet evet vergi… ÖTV ve KDV yi de ithal ettiðimiz söylenemez. Tarýmsal üretim ve hayvancýlýkta, maliyeti artýran en önemli kalem mazot… ve gübreler, yemler… Küspe üreten þeker fabrikalarýný özelleþtirmekteki mantýk, akaryakýt fiyatlarýný yüksek tutmaktaki mantýk, gübre fiyatlarýndaki mantýðý, anlayan bana da anlatsýn…. Devlet gelirleri, akaryakýta dayanýyor diyemeyiz. Atatürk döneminde, KDV ve ÖTV mi vardý… Saat gibi çalýþan bir ekonomi ve hýzlý kalkýnma… Benzin ve mazottaki tüm vergileri kaldýrsak, yine tarým ürünü ve hayvan ithal etmek zorunda kalýr mýyýz… Bunu da uzmanlarý hesaplasýn… Sýcak para komedisi ile, yabancýlara faiz ödüyoruz… Alýþtýk buna… Gel sevgili ve sayýn vatandaþým…anayasaya oy ver… herkes hukuk doktoru, herkes ekonomi uzmaný, herkes yönetim hukuku uzmaný… Yalan rüzgarý dizisi ile mutlu olan insandan, askeri doktrinler, maliye politikalarý, hukuk, mahkeme ve yargýlama gibi konularda, görüþ sor… Ama benzin ve mazottan alýnan vergileri sorma… çünkü sonucu biliyorsun… Aslýnda görüþ falan sorma, istediðini onaylat… Kararý sen verdin olacak… Böyle bir süreci kanser tedavisinde uygulamazsýn elbette… Nedeni açýk deðil mi… Banka faizleri, kredi faizleri vs YASAL FAÝZ ORANLARI Baþlangýçtan 3095 sayýlý yasanýn yürürlük tarihine kadar :%5 3095 sayýlý yasadan sonraki dönem: 19.12.1984 ile 31.12.1997 tarihleri arasý :%30 01.01.1998 ile 21.12.1999 tarihleri arasý :%50 Yürürlük Tarihleri Yasal Faiz Oranlarý 01.01.2000-30.06.2002 %60 01.07.2002-30.06.2003 %55 01.07.2003-31.12.2003 %50 01.01.2004-30.06.2004 %43 01.07.2004-01.05.2005 %38 01.05.2005-31.12.2005 %12(*) 01.01.2006- %9 3095 sayýlý yasanýn 4489 sayýlý yasa ile deðiþtirilmesinden sonraki dönem: TÝCARÝ TEMERRÜT (AVANS) FAÝZ ORANLARI 3095 sayýlý yasanýn 4489 sayýlý yasa ile deðiþtirilmesinden önceki dönem: Yürürlük Tarihleri Süre/Gün Ticari Temerrüt Faizi 01.01.1990-19.09.1990 262 %45 20.09.1990-22.11.1990 63 %48,25 23.11.1990-14.02.1991 83 %50,75 15.02.1991-26.01.1994 1075 %54,50 27.01.1994-20.04.1994 83 %65 21.04.1994-11.07.1994 81 %98 12.07.1994-26.07.1994 14 %85 27.07.1994-30.09.1994 65 %75 01.10.1994-09.06.1995 252 %64 10.06.1995-31.07.1995 91 %60 01.08.1995-01.08.1997 731 %57 02.08.1997-31.12.1999 881 %70 3095 sayýlý yasanýn 4489 yasa ile deðiþtirilmesinden sonraki dönem: Yürürlük Tarihleri Süre/Gün Avans Faiz Oranlarý 01.01.2000-30.06.2002 911 %70 01.07.2002-30.06.2003 365 %64 01.07.2003-31.12.2003 184 %57 01.01.2004-30.06.2004 181 %48 01.07.2004-30.06.2005 365 %42 01.07.2005- %30(***) ___________________ (*)Yasal faiz oraný, 3095 sayýlý kanunun 1. maddesine deðiþtiren 21.04.2005 gün ve 5335 sayýlý yasa ile % 12 yapýlmýþtýr. (**) 30.12.2005 tarih 26039 sayýlý Resmi Gazetede yayýnlanan Bakanlar Kurulunun 2005/9831 sayýlý kararý ile faiz oraný %9 olarak tespit edilmiþtir. (***)Yeni 5335 sayýlý yasa 3095 sayýlý yasanýn 2/2 maddesini deðiþtirmediðinden, ticari temerrüt (avans) faiz oranlarý eskisi gibi TCMB. Kýsa vadeli avanslar için uygulanan faiz oranlarý olacaktýr. 25.05.2005 tarihinde bu oran %30 olmuþtur. Faiz Faiz, ekonomi biliminde iki anlamda kullanýlmaktadýr. Birinci anlamda faiz, bir borç anlaþmasýnýn satýþý sonucu elde edilen getiri oranýdýr. Ýkinci anlamda ise üretim amaçlý girdi olarak kullanýlan sermayenin getiri oranýdýr. Bu iki anlam iktisadi açýdan birbirlerinden farklý deðillerdir ve iktisatçýlar tarafýndan faiz olarak nitelendirilirler.[1] Faiz oraný, nominal ve reel olmak üzere ikiye ayrýlabilir. Nominal oran, bankalar gibi organizasyon ve kurumlar tarafýndan açýklanan faiz oranýdýr. Reel faiz oraný ise enflasyona göre düzeltilmiþ faiz oranýdýr ve nominal orandan enflasyon oranýnýn çýkarýlmasý ile bulunur. [1] Tarihçesi Faiz ile ilgili teorik çalýþmalar, son bir kaç yüzyýlda ortaya çýkmýþ olsa da, faizin pratikte kullanýmý çok eski çaðlara dayanmaktadýr. MÖ 3000 yýllarýnda Sümerlerin faiz ile kredili satýþ yaptýklarý bilinmektedir.[2] Tarih boyunca pek çok farklý devlet ve din faize yönelik yasal kýsýtlamalar getirmiþtir. Bazýlarý faizi tamamen yasaklarken, bazýlarý ise faiz oranlarýna azami bir sýnýr getirmeye çalýþmýþlardýr. Faiz türleri Basit faiz Bir yatýrýmýn, yatýrým dönemi süresince sadece anaparasýnýn kazandýðý faiz oranýdýr.[3] Basit faiz þu formül ile hesaplanýr: Basit Faiz = Anapara * Faiz oraný * Süre Bileþik faiz Bir yatýrýmýn yatýrým dönemi boyunca kazandýðý faizin de yeni yatýrým döneminde yatýrýma tabi tutulmasý sonucu elde edilen getiriyi gösteren faizdir. Diðer bir deyiþle faizin de faiz kazanmasýdýr. Birikmiþ faiz Bir yatýrýmýn, yatýrým dönemi içerisinde, ödeme tarihine kadar üzerinde biriken faizdir.[3] Dönemsel faiz Bir yatýrýmýn fiilen elde tutulma süresince getireceði faizi ifade eder.[3] Bankalara ve devlete ödenen faizler kimin hesabýna gidiyor Vergi faiz ile kazanýlan para , bir þekilde yabancý banka, finans kurumlarý ve kiþilere gidiyor… Yurttaþa faizle kredi veren banka, yabancý bankalara borçlanýyor… Bizim ödediðimiz faiz, bir þekilde yabancýlara gidiyor… Para politikalarý enflasyon ve üretim iliþkisi Imf politikalarý neye yarar Faizle para veren, aslýnda yardým ediyor…Borç para önceki boçrlarýn faiz ve diðer masraflarýný karþýlamakta kullanýlýyor… Evrim Evrim teorisinin bir garip yönü de, herkesin onu anladýðýný zannetmesidir. (Dawkins) Atatürk doðmadan kabul edilen ve uygulanmaya baþlayan sistem bilinmeden, bugünkü sözde yabancý yatýrým, bankacýlýk ve uluslar arasý tefecilik sistemi bilinmeden, yorum yapýlamaz. Öde öde bitmez borçlarýmýz, miktar olarak az, etki olarak geniþtir. Þeker fabrikalarýnýn kapatýlmasý ile, dýþ borçlarýn ne ilgisi var… Ýlgi iki Almanya arasýndaki utanç duvarýndan daha sevimli deðil…. Konu birkaç fabrika kapansa ne olur… kadar basit deðil. Bir fabrikanýn kapanmasýnýn gerçek etkisini ekonomi ile ilgilenen arkadaþlar açýklasýn… ne kadar üretici, ne kadar tarým iþçisi, ne kadar çalýþan zorda býrakýlýyor… Vergileri toplamak için, kendi birimlerini kuran emperyalizm, bugün ayný sistemle çalýþmýyor… hangi fabrikalarý, kimlerin çalýþtýracaðý uzaktan kumanda ile yürütülüyor…. Bankalar, döviz kurlarý, krediler, kredi kartlarý, alýþveriþ merkezleri, akaryakýt vergileri ile toplanan para, doðrudan yabancýya aktarýlýyor… Adý piyasa ekonomisi… serbest piyasa ekonomisi… ikisi de ayný þey… Sýcak para ne oluyor…. Yüksek faizden yararlanmak isteyen yabancýlar, faize, hisse senedine…. Þuna buna para yatýrýr. Sonra alýr faizini gider… Yabancý yatýrýmcý, teknoloji ya da üretime iliþkin teknik bilgi getirmez. Parasýný yüksek faize yatýrýr… ve böylece sürer yaþam. Fabrika kurmak için teknoloji getirmezler… reklamlarda ya borsa, ya bankacýlýk, ya sigortacýlýk… ön planda. Tarýmsal üretim, madencilik, sanayi þu, bu olmaz… karlý yatýrým faizle para satmak.. Evrim teorisinin garip yönü neydi… herkesin onu anladýðýný zannetmesi… Ýþte koç gibi evrim…. Kurtuluþ Savaþýnýn Neresindeyiz Düþündük mü hiç… neresindeyiz. Kurtuluþ Savaþýný görünürdeki düþmana karþý verirken, aslýnda 7 Düvel olarak tanýmlanan, Sevr Anlaþmasýnýn taraflarý ile yaptýk. Gerçek düþman, Lozan’da bizimle pazarlýk yapýp, ülke sýnýrlarýný mümkün olduðunca dar tutmaya çalýþan, Musul ve Kerkük’ü sýnýrlarýmýz dýþýnda çizenlerdir. Sonra, isyanlar, ayaklayanlar…. Yaþandý bitti mi…. Devlet yaþamýnda, yaþandý-bitti yok… Dünyanýn ekonomik krizle mücadele ettiði Atatürk’lü yýllardaki kalkýnma hýzýmýz mükemmel… Atatürk döneminde, yabancýlardan tek kuruþ borç para alýnmadan, ciddi sanayi yatýrýmlarý yapýlmýþ, Köy Enstitüleri denilen bir eðitim devrimi gerçekleþtirilmiþtir. Türkiye’de gözü olan emperyalizmin karþýsýndaki en güçlü kale, Atatürk Düþüncesidir. Nutuk’da anlatýlan maddi ve psikolojik saldýrýnýn tüm boyutlarý bugüne kadar devam etmiþtir ve devam etmektedir. Atatürk’ü düþmanlaþtýrmak, yabancýlaþtýrmak , ondan kurtulmanýn yolu… Atatürk döneminin tüm çalýþmalarý, karalanmalý, Atatürk hedef tahtasý olmalýdýr. Oðlunu-kýzýný, babasýna düþman etmeye çalýþan, psikolojik saldýrýnýn dumanlarý arasýndayýz… Hiçbir güç, silahlý çatýþma ile , savaþ ile Türkiye’yi yenemez… O zaman, kardeþleri, aileyi birbirine düþürmek ve kýrdýrmak en ucuz yol. Bugüne kadar olan o… Atatürk dönemi baþarýlarýný unutturmak, Atatürk’ü unutturmak, ona düþman yaratmak , bizi bize kýrdýrmak en sýradan oyun… 1939’da Osmanlý’dan kalan son borçlar da ödendi. Ekonomi tarihi veya eðitim tarihi yazacak durumda deðilim… Karabük Demir Çelik Fabrikasý 1937’de tamamlandý… Tek kuruþ borç para alýnmadan… Etibank ve Sümerbank’ý, þeker, çimento fabrikalarýný borçlanarak kurmadýk.Demek ki devleti yönetmek borç almak demek deðil… Günlük psikolojik saldýrýlar, maddi gerçeði gizleme ve unutturma gayretini sürdürmektedir. Yabancý ülkelerin sözcülüðünü yaparak, ulusal deðerlere saldýranlar, Truva Atý yaratmaya çalýþan zavallýlardýr. Ya bilgi eksiði, ya zeka özrü ya da vatan hainliði sözkonusu… 1947’de, nereye gittiðini düþünmeden borçlanmaya baþladýk. Amerika’dan, yardým adý altýnda, faizle borç para almaya baþladýk. Amerikan hayranlýðý ve küçük Amerika olma sevdasý gözlerimizi kör etti… Menderes dönemi, sanayi tesislerinin neden kapatýlmasý gerektiði, neden özelleþtirme gerektiði konusundaki yabancý uzman görüþ ve talimatlarý ile doldu. Borç para verenler, paranýn nereye ve ne þekilde kullanýlacaðýna da karar veriyordu. Sanayi veya kalkýnma yok… Tarýmsal üretim yapýn, silahlarý bizden alýn… En çok bunlara ihtiyacýnýz var… Çok silah almamýz gerek…çünkü Rus tehdidi altýndayýz… Uçak fabrikasý kuran ülkemiz, uçaklarýn Nato standardýnda olmadýðý gerekçesi ile, fabrikayý kapatmak zorunda kaldý. Avrupa’ya uçak ihraç ettiðimiz gerçektir. Unutturulan , acý bir gerçek… Amerika’dan umduðu yardýmý göremeyen Menderes, Rusya’ya gitmek üzere randevu alýr almaz, askeri darbe yapýldý. Demokrasi aþký ile yapýlan bir þey yok… Sonra daha modern ve çaðdaþ olduðu iddia edilen 1961 Anayasa’sý yapýldý. 1924 Anayasasý’nýn milliyetçilik ile devrimciliði yan yana sayan ikinci maddesi unutuldu. Sað ve sol çatýþmasýna zemin hazýrlandý. Vatandaþýn kafasý öyle yýkandý ki, devrimci ve milliyetçi birbirine düþman olarak ezberletildi. Amerika sevdalýsý olmayanlar solcu-devrimci idi. Rusya yanlýsý idi ve yok edilmesi gerekiyordu. Bunu kim yapacaktý… milliyetçiler… 1924 Anayasasý, yani Atatürk dönemi, devrimcilik ve milliyetçiliði ayný bütünün parçasý olarak kabul etmiþtir. Gerçek bu… Gelin görün ki, yaþadýklarýmýz neden Atatürk’e saldýrýldýðýný açýk ve net olarak göstermektedir. Biraz anayasa hukuku meraklýsý olun lütfen… ve devrimcilik sözcüðünün nasýl inkýlapçýlýk olduðunu anlamaya çalýþýn. 1982 anayasasý ile… Atatürk’e, devrimciye, milliyetçiye , askere saldýrmayý ucuz kahramanlýk olarak görenler var… Kendi amaçlarý yok… piyon olarak, maþa olarak görev yapýyorlar… Parmak yalama giriþimleri gündem dýþý… Soðuk savaþýn faturasý hep bize… tehdit altýndasýnýz… alýn size silah… tabi parasýyla. Amerika’ya karþý çýkanlar, solcu vatan hainleri… Katli uygundur… Saðý milliyetçi ile solcu milliyetçi birlik olursa, birlikte olursa, cambazlara yer kalmaz… Onun için gerilim politikasýna devam… Savaþýn dumanlarý içindeyiz… Türkiye güçlü bir devlettir… Türk Halký özgür yaþamýþtýr, özgür yaþayacaktýr. Suriye’nin halleri Bugün ve bugüne kadar, Suriye ile ilgili geliþmeler, yan odalardaki yangýn ihbar gibi… BOP, Osmanlý’dan kalan yapýlara saldýrýyor… Yüz yýldýr, Osmanlý haritasý üzerinde oyun oynanýyor… O gün bu gündür, kavga, çatýþma ve bölüþme süreci sürüyor… Birbirine düþür, kavga ettir ve sömürgeleþtir… Ýnsan veya insan haklarý, hukuk, þu-bu… geliþmiþ ülkeleri ilgilendirmez. Önemli olan, iliðinden yararlanma olanaklarýdýr… Darbelerin arka yüzü… 1960, 1971, 1980 ve devam eden olaylarýn arkasýnda, yabancý gizli servisler açýk açýk oynuyor… Darbelerin öncesi ve sonrasý IMF programlarýný görebilirsiniz… Ekonomi, borç para alma ve faiz ödeme mekanizmasý üzerine kuruldu… Darbelerin sonrasýnda he benzer ekonomik politikalar… Ýnsanmýþ, hakmýþ, hukukmuþ, özgürlükmüþ… kimsenin ipinde deðil… Bizi harcamaya çalýþan zihniyetin ipi ile, kuyuya inme hatasý yapýyoruz….darbe sonrasý… Darbenin öncesi de, yeni sömürgeciliðe karþý dik durma giriþimidir… Darbeler evrim geçirip, darbecilerle mücadele ediyoruz denilerek, farklý bir darbe yapýlýr… Para ve kar transferi Kaç saniyede para dünyanýn bir ucuna gönderilir…1-2-3… Deðiþen çok þey var… Sýcak para geliyor…iyi mi… adamlar faizle para satýyor… e tabi biz de alýyoruz… Yabancý para geliyor gibi kendimizi kandýrýyoruz. Tefeciden para alýyorsun… öte baþý bu… Etibank, Sümerbank, uçak fabrikasý, cam fabrikalarý, þeker fabrikalarý,çimento, demir-çelik…vs fabrikalarý…ne oldu size… Özelleþtirip, bize muhtaç olun diyen dostlarýmýz… Benim mühendisim üç kuruþluk heronu þunu bunu yapamýyor mu… Teknolojinin neresindeyiz ve eteðimizi kimler çekiyor…kimler çelme takýyor… geliþmiþ savaþ gemisi, denizalt. Tank, top …þu ve bu yapmamýz engelleniyor mu… Kim tarafýndan, Putin tarafýndan mý… yoksa Beþar Esat mý… haýr, hayýr…Ýran mý.. Emperyalizme karþý dik duruþun bedeli aðýr…60 darbesinin nedeni ve 71…80… gizli servisler açýk açýk oynuyor da, kral çýplak dememiz engelleniyor… Demokrasi diye, bedava çay, çorba ve küçük þeyleri görüyoruz… 60 darbesini devrim sanan, demokrat kardeþler uyumaya devam ediyorlar… hep ayný oyun… Toplu hareket etmemiz cenaze törenlerine kaldý.. Rahmetliyi iyi bilirdik… Avrupalý insan haklarýný benden…bizden iyi mi biliyor… Türk tehdidi var diye Yunanistan’a silah satanlar benden daha mý insancýl…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Ahmet Odabaþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |