Bir ülke baðýmsýz olmadan, baðýmsýzlýk da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau |
|
||||||||||
|
Bazýlarýnýzýn içinden “Adama bak, nerelerde kalmýþ, hicrî yýl, hicrî yýlbaþý da ne oluyor, kaç kiþi bu takvimi kullanýyor, o da nesi, bu adamlar bizi geri býraktý, bunlar yüzünden yerimizde sayýyoruz…” dediðini duyar gibiyim. Onlara göre geçmiþini unutmayan bizler, geri kalýþýmýzýn potansiyel suçlusu… Aslýnda bizler geri kalmýþ filan deðiliz. Bu serzeniþlerde bulunanlarla makul ilericilikte yarýþmaya her an hazýrýz. Biz geri filan kalmadýk, onlar lüzumsuz þekilde ileri gittiler. Bu ileri gidiþ bilimde, sanatta, edebiyatta olsaydý onlarý yüceltirdik. Fakat gel gör ki bu ileri gidiþ özünü kaybetmekten ve taklitçilikten ibarettir. Bu noktada ecnebi deðerleri alýp benimseyenlere, bizi deðerlerimizden koparmaya çalýþanlara ‘dur’ demek, sanýrým, bizim doðal hakkýmýzdýr. Çünkü bizler de bu memleketin çocuklarýyýz. Mikrofonu elinize alarak en iþlek bir caddede durup gelip geçenlere onu uzatýp hicrî kaçýncý yýla girdiðimizi sorsanýz kaç kiþi bu sorunuza doðru cevap verebilir? Býrakýn doðru cevap vermeyi, sorunuzu anlamakta güçlük çekenlerin sayýsý da bir hayli kabarýk olacaktýr. Çünkü dinî ibadetlerimizin zamanlamasýnda esas aldýðýmýz hicrî takvimin ne olduðundan, neyi esas aldýðýndan haberi olmayanlarýn sayýsý hiç de az deðil bu Müslüman topraklarda. Ýsterseniz bir deneyin bakýn; hicrî kaçýncý yýla girdiðimizi doðru bilenlerin sayýsý en iyimser rakamla bir elin parmaklarý sayýsýný geçmeyecektir. Hodri meydan, bir bakýn ne haldeyiz. Hicrî takvim de neyin nesi?... Bazýlarý bunun ehemmiyetli bir þey olmadýðýný, bir ayrýntýdan ibaret olduðunu düþünebilir. O kiþilere þunu sorarým: “Siz miladî kaçýncý yýlda olduðumuzu bilmeyen bir kiþiye hangi gözle bakarsýnýz? Miladî kaçýncý senede olduðumuzu bilmeyene deli damgasýný vurmaz mýsýnýz? Þöyle bir empati yapýn bakalým... Böyle düþünmez misiniz?” Miladi takvim söz konusu olunca durum bu iken bizim öz be öz kültürümüzün ve inancýmýzýn bir parçasý olan hicrî takvim söz konusu olunca bunu niçin ayrýntý olarak görüyorsunuz? Bu iki yüzlülük ve çifte standart deðil de nedir? Varýn bir düþünün… “Bilmemek ayýp deðil, öðrenmemek ayýptýr” demiþ akil kiþiler… Biz de öðrenmek isteyenler için söyleyelim... Yüce Peygamberimizin Mekke-i Mükerreme’den Medîne-i Münevvere’ye hicretinin baþlangýç kabul edildiði târihe, seneye “Hicrî Yýl” denir. Hicret deyip de geçmeyin. Hicret öyle alelade bir göç deðildir. Hicret cemaatten devlet düzenine geçiþin baþlangýcýdýr. Bu yönüyle de Ýslam tarihinin dönüm noktalarýndan biridir. Bilindiði gibi Peygamber Efendimiz, miladi 571’de, 20 Nisana rastlayan, Rebiulevvel ayýnýn 12. Pazartesi sabahý, Mekke’de dünyaya geldi. Ýslam Peygamberi 622’de Mekke’den Medine’ye hicret etti. 20 Eylül Pazartesi günü, Medine’nin Kuba köyüne geldi. Bu tarih Müslümanlarýn þemsî yýlbaþýsý oldu. O yýlýn Muharrem ayýnýn birinci günü de, hicrî(kamerî) yýlbaþý oldu. Muharrem ayýnýn birinci gecesi Müslümanlarýn hicrî yýlbaþý gecesidir Malum olduðu üzere Arabî aylarýn bir yýlý, bir güneþ yýlýndan on gün kýsadýr. Hicrî kamerî aylar, hicrî þemsî ve miladî aylara göre, on gün önce gelmektedir. Bunun için Müslümanlarýn mübarek günleri veya geceleri, þemsî yýllara göre, her yýl on gün önce olur; çünkü mübarek günler, güneþ aylarýna göre deðil, kamerî aylara göre yapýlýr. Bütün ibadetlerde ve dinî faaliyetlerde, kamerî aylar, yani hicrî sene esas alýnýr. Hac, oruç, kurban ve bayram günleri kamerî aylara göre tespit edilir. Durum bu iken Hz. Ýsa’nýn doðumunu esas alan, dinî hayatýmýz için hiçbir önemi olmayan miladî takvime bu kadar önem veriþimizin sebebi ne? Dinî hayatýmýzý tanzim etmekte kullandýðýmýz hicrî yýlý kulak ardý ediþimiz niye?... Sorular, sorular; zihnimizi kemiren cevapsýz sorular… Bu sorulara makul ve mantýklý cevap verebilenleri dinlemeye hazýrýz. Fakat onlarýn býrakýn makul ve mantýklý olmalarýný, bu hususlarda verecek cevaplarý bile yoktur. Onlar emanet fikirlerle dolaþarak, birilerinin borazanlýðýný yapmaktadýr. Bizi biz yapan deðerlerden uzak yaþayan bu insanlara kýz(a)mýyor, aksine acýyorum. Çünkü onlar sapla samaný birbirine karýþtýrmýþ zavallýlardýr. Hicrî yýlbaþýnýzý tebrik eder, yeni yýlýn Ýslam âlemine ve bütün insanlýða hayýrlar getirmesini dileriz...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |