"Bana ev hikayesinden söz açmayýn. Artýk benim oraya gideceðim yok!" Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
TEMÝZLÝK TCK’DAN GELÝR Üç katlý binanýn tüm katlarý asýl temizlik görevlileriyle birlikte Tahir’in sorumluluðuna verilmiþti. Ýki görevli bir de o; zorluðu mu vardý üç katlý binayý paspaslamanýn. Tuvaletleri de bir elden geçirip, öðretmen odalarýyla dersliklerin kabasýný aldýlar mý, kalan zamanlarda yan gelip yatmak iþten deðildi. Ama, gitgide sýkýntýlar kendini belli etmeye baþladý; temizlik iþinin erbabý olan asýl görevliler sürekli hastalanýyorlardý. Hastalanmadýklarýnda da baþýna dayýbaþý kesilip iþleri sürekli buna yaptýrýyorlardý. Görevliler kurnazdý; hele hele bunun karýsýný dövmekten hapis cezasý alýp, TCK’nýn yeni hükmü gereðince, hapse karþýlýk temizlik iþine verildiðini öðrenmemiþler miydi? Bu artýk tümüyle tuzu biberi olmuþtu. … Gün geçtikçe her þeye kýzmaya baþladý Tahir. Çalýþýrken görenler de, iþ bulduðunu sanýp, “Aylýk ne kadar?” diye sorup durmuyorlar mýydý? Hele biri de, “Tayir mayýþ nedigan?” diye sormaz mý? En çok ona kýzdý, ifrit oldu. “Konuþmasýný bilmez, elalemin aylýðýný sorar” diye söylendi durdu. Okul müdürünün, yaptýðý temizliði çok beðenip, “Aferin sana, adýn gibi temiz adammýþsýn” demesi bile can sýkýntýsýný azaltamadý. Aslýnda en çok karýsýna kýzýyordu. Durduk yerde aylarca temizlik yapacaktý; hem de tek baþýna ve üstelik üç katlý binanýn tamamýný temizlemecesine. Ýyi kötü geçimini saðlayacak bir gelir elde etse caný yanmayacaktý. Üç katlý binayý böyle her gün, bedavaya temizlemek aðýrýna gidiyordu. Neymiþ? Gönüllü temizleyiciymiþ. Ama “Buna da þükür” diyordu ara ara; öyle ya, bunun yerine gidip hapis yatmak da vardý. … Okuldaki asýl temizleyiciler son güne kadar ya hastalanacak ya da baþýnda amirlik yapacaklardý; bir çare bulmalýydý. Düþünürken baþýnýn üstünde bir yýldýz belirdi, karýsýný her gün düzenli hýrpalayan Ahmet bey geldi aklýna. Can sýkýntýsý az biraz daðýlýr gibi oldu. Ahmet bey’in baþýna gelecekleri düþününce de, kimseye belli etmeden sinsi sinsi gülmeyi ihmal etmedi. “Öyle ya” dedi, kendi kendine, “Biz bir tekme, yarým yamalak bir tokat, o da tokattan sayýlýrsa; erkeklik gururumuz izin vermediðinden karþýlýðýnda yediðimiz sopayý anmýyoruz bile, üç ay, temizle babam temizle. Peki, bu Ahmet bey’in durumuna ne demeli? Sevim kardeþimize günde üç öðün dayak atar. Düzenlidir de. Sabahlarý kahvaltýya uygun hafif geçer, çok çýðlýk attýrmaz komþucaðýzýmýza. Öðlenleri belli olmaz, kimi gün hiç ses duyulmaz, kimi gün mahalle ayaða kalkar. Evde olmadýðý zamanlarýnkini biriktirir mi bilmem. Asýl düzenli baðýrýþ çýðýrýþ akþamlarý duyulur, akþam yemeði niyetine sýký hýrpalar.” Bak sen þimdi; Tahir eften püften bir sebeple üç kat binayý temizlesin, komþu Ahmet bey, üstüne üstlük nerden bulduðu belli deðil paralarla akþamlara kadar kahvelerde oyun oynasýn, keyif çatsýn; olacak þey mi? Tahir bir akþam üstü özellikle yavaþ yavaþ evin yolunu tuttu. Amacý, Sevim bacýya rastlarsa, kýþkýrtýp Ahmet bey’i þikayet ettirmek, hapis karþýlýðý temizlikçiÝAlik uygulamasýyla yanýna aldýrmak, üç katlý binayý tek baþýna temizlemekten kurtulmaktý. O gün þanslý gününde miydi neydi, bir de baktý Sevim haným arkadan geliyor. Daha da aðýrdan aldý. Yaklaþýnca da fýrsatý kaçýrmadý: - Ýyi günler Sevim bacý? - Ýyi günler, bir þey mi vardý? - Yahu, eþiniz diyecektim, sizi çok dövüyor anladýðým. Olur mu öyle. Ver savcýlýða iki satýr dilekçe kurtul þu dayak illetinden. Sevim haným durumundan hoþnut olsa gerek Tahir’in söylediklerine çok þaþýrdý: - Tahir efendi Tahir efendi, bizim evi izlemekten baþka iþiniz kalmadý mý sizin? Hem sizin için iþ bulmuþ çalýþýyor, diyorlar; kendi iþinize baksanýza siz. Tahir dut yemiþ bülbüle döndü birden. Aslýnda onu bu sözler bile çok etkilemeyecekti; Sevim haným tam yürüyüp gidecekken, dönüp bir söz söyledi ki, asýl umutlarýný kýran o oldu: - Hem, kocam deðil mi ayol? Sever de döver de! … Tahir bu sözlere karþýlýk da hiçbir þey demedi, diyemedi. “Temizle Tahir okul senin” sözü geldi geçti aklýndan bir an. Yürürken söylenmeye de devam etti, “Breh breh! Yahu, ellerde ne karýlar varmýþ be! Bizimkine bir tokat savuracaksýn; deðmesine bile gerek duymaz, rüzgarýndan savcýnýn karþýsýnda topuk selamýna geçer tövbeler olsun!” … Bu olayýn tek yararý, Tahir’in görevlendirildiði okulun üç ayý tertemiz geçirmesi oldu. Görevliler þimdi Tahir gibi yetenekli birinin yolunu gözlüyorlar. Ne demiþler, temizlik TCK’dan gelir.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |