Pembe Panjurlu Ev
(Hilâl Erboyacý) 11 Temmuz 2010 |
Sevgi ve Aþk |
| |
Ne olduysa oldu aklýma takýldý birden- durup dururken- Nedir aþk? Ayaklarýmýzý yerden kesen…Leyla’yla Mecnun mu / Ferhat’la Þirin mi bizi bizden eden?... |
|
Ne Çok Ortak Yanýmýz Var
(Hilâl Erboyacý) 13 Temmuz 2010 |
Toplum |
| |
Ýnsanlarýn yaþamýnda altýný çizdiði, önemli bulduðu nice olay var. Kimi mutluluklarla kimi de hüsranlarla dopdolu. Her insanýn istese de istemese de yaþadýðý bu deneyimlerin sonuçlarý kiþiden kiþiye deðiþir. Kimi bu olaylar karþýsýnda soðukkanlýlýðýný kaybetmez, kimi de yaþama küser, içine kapanýr, dünyanýn sonu gelmiþ gibi davranýr. |
|
Cevabý Aranan Sorular
(Hilâl Erboyacý) 11 Aðustos 2010 |
Toplum |
| |
Ýlk emri :’Oku’ olan bir dinin mensuplarýnýn dünya ülkeleri içindeki yeri ilk emirle ters düþer, derin derin düþündürür beni. |
|
Yenilenmenin Zamanýdýr
(Hilâl Erboyacý) 15 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
Bir deðerli dostumun dediði gibi 'güncellenecek' çok bilgi vardýr. Terakki yenilenmekle mümkün olacaktýr. |
|
Tahlil
(Hilâl Erboyacý) 15 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
Mustafa Kemal Atatürk, ilke ve inkýlaplarýyla öne çýkarýlýrken yavaþ yavaþ bu ülke insanýnýn elinde oraya buraya çekiþtirilmeye baþlamýþ, nesnelliðini kaybetmiþ, hepimizin deðil, birilerinin olma yolunu tutmaya baþlamýþtý. |
|
Oysa Biz
(Hilâl Erboyacý) 17 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
Bizim olaný, bize ait olaný sevmezsek, baþ tacý etmezsek kim saygý duyar geleceðimize, kim inanýr ulusumuzu sevdiðimize?... |
|
Yeni Oluþum
(Hilâl Erboyacý) 24 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
2000’li yýllar Türk toplumu için yeni ve farklý oluþumlarý hazýrlayan ve bu oluþumlara geçit vermek üzere birtakým olumsuzluklarýn yaþandýðý yýllar olarak hatýrlanacaktýr. Ta ki 2002’de yapýlan seçimlere kadar… |
|
Ýkinci Cumhuriyet
(Hilâl Erboyacý) 25 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
Peki kimdi ‘Ýkinci Cumhuriyetçi’ler, neyi savunuyorlar , neden yeni oluþumun yanýnda yer almayý tercih ediyorlardý? |
|
Þaþýrtan Ývme
(Hilâl Erboyacý) 27 Eylül 2010 |
Toplum |
| |
Türban konusunun oldum olasý her kesim tarafýndan gereðinden fazla abartýldýðýna inanmýþýmdýr her zaman. |
|
Referanduma Doðru
(Hilâl Erboyacý) 5 Ekim 2010 |
Toplum |
| |
Türkiye Cumhuriyeti’nde, terör dendi mi son yýllarda akla gelen tek ad PKK olurdu; ancak Türk halký artýk yeni ve tartýþmalý bir adla karþýlaþmýþtý: Ergenekon Terör Örgütü. |
|
Sýzlanmalar
(Hilâl Erboyacý) 25 Aralýk 2010 |
Post-Modernizm |
| |
Kurtlar sofrasýndaki yiyecekler bana göre deðil.Ýtiþip, kakýþmadan hak ve haksýzlýk çizgisinde serbest olmalý önüm. Aç kalmaya razýyým. Yeter ki kirlenmemiþ olsun ellerim...
|
|
Çýnar
(Hilâl Erboyacý) 9 Þubat 2011 |
Yaþam |
| |
Ýnsaný var kýlan, önemli kýlan, iþe yarar kýlan da týpký çýnar aðacý gibi geriye kalan , iz býrakabileceði bir yaþam. Bir yaraya merhem olabiliyorsak, bir çaresize çare, bir dertliye derman gerisi boþ ve anlamsýz. Ýþte geldik, iþte gidiyoruz.
|
|
Ýnþirah
(Hilâl Erboyacý) 9 Temmuz 2011 |
Yüzleþme |
| |
''Kesinlikle her güçlükle beraber bir kolaylýk vardýr!..’’ |
|
Sürgünlerim Oldu
(Hilâl Erboyacý) 13 Kasým 2011 |
Yüzleþme |
| |
Martýlar gezerken içimde bir yerlerde, küheylanlarýn ayaklarý yerde. Ýnsan önce kendi savaþýný kazanmalý derinliklerinde. Göreceli doðrularla yola çýktýnýz mý yolun sonu gelmez…Dolaþýr durursunuz bir labirentte. ‘Ah!’ larýmýz yol arkadaþýmýz olsa da doðrular adýna olmalý savaþýmýz. |
|
'Zekaný Unut Daima Çalýþkan Ol'
(Hilâl Erboyacý) 24 Kasým 2011 |
Türkiye |
| |
Ben öðretmenim. Baþlangýçta ben varým. Ama ben ’ben’ deðilim sýnýfa girdiðimde. Ben demokrasinin ýþýðý, özgürlüðün sembolü, adaletin savunucusuyum. Ben evrensellikle birleþmiþ, ileriye umutla bakan, doðruyu görebilen bir sevgi yumaðýyým. Adým þu ya bu ne farkeder? |
|
Yüreðimi X Iþýnlarýna Kapadým
(Hilâl Erboyacý) 21 Aralýk 2011 |
Ýnternet |
| |
Kanýma girdiðini hissediyorum..Zaman zaman ellerim karýncalanýyor..Ýçimde bir yerlerde garip bir boþluk.. Kalem sitemkar sayende…Kaðýt tarumar… Geçen zamana deðil sitemim. Belki de harcadýðým zamanlarýn en deðerlilerinden birisin benim için. |
|
Arena
(Hilâl Erboyacý) 13 Þubat 2012 |
Toplum |
| |
Ama asýl çýkmazýmýz hayatý sürekli birbirimizle yarýþtýðýmýz bir arena gibi görmemiz. Bir galibiyet/ maðlubiyet sonrasýnda ya kazandýðýmýz zaferle esrik, ayaklarýmýz yere basmýyor; ya da kaybettiðimizi düþündüðümüz her alanda güvensiz, mahcup ve kýrgýn hayatýn iniþ çýkýþlarýnda deðiþik sendromlar yaþýyoruz. Bunu münavebeli olarak bazen kazanan bazen kaybeden çizgisinde yaþadýðýmýz için de sersemliyoruz. |
|
21 Mart Dünya Þiir Günü
(Hilâl Erboyacý) 21 Mart 2012 |
Sanat |
| |
Orhan Veli:’’Kolayca okunabilen þiirin kolayca yazýldýðýný mý zannediyorsunuz ?’’ derken ne kadar haklý . Bir þiirin doðmasý için ne çok sancý çekildiðini ancak þiire hakkýný vermek için saatlerini harcayanlar bilir. Sözcük seçiminden, estetiðine; biçeminden biçimine kadar bir arayýþtýr þiir. Bir öykü, bir roman yazabilecek kadar derin ve kapsamlý bir duyguyu/ düþünceyi dizelere yerleþtirebilmektir þiir. Bir fýrtýnaya yakalanýp savrulmayý göze alabilmektir þiir. Bazen günlerce sürecek bir serüvenin içimizdeki son tortusunu anlatacak kadar sabýrla beklemeyi bilebilmektir þiir. |
|
Ah! Ahmet Haþim...
(Hilâl Erboyacý) 9 Nisan 2012 |
Sanat |
| |
Örneðin; ‘Þâirleri haykýrmayan bir millet,/ Sevenleri toprak olmuþ öksüz çocuk gibidir.’ diyen Mehmet Emin Yurdakullar, ‘Zulmü alkýþlayamam, zalimi asla sevemem; /Gelenin keyfi için geçmiþe kalkýp sövemem.’diyen Mehmet Akifler,' Ne vakit bir yaþamak düþünsem/Bu kurtlar sofrasýnda belki zor /Ayýpsýz fakat ellerimizi kirletmeden’ diyen Atilla Ýlhanlar, Evin –de hali, saadet/ Isýnmak ocaktaki alevde/ Sönmüþ yýldýzlara karþý/ Iþýklar varsa evde.’ diyen Behçet Necatigiller, Mevlânâlar, Yunus Emreler gibi… |
|
|
Ýþi Ehline Býrakmak
Bu yaþa geldim ehil olmak üzerine düþünmeye halen devam etmekteyim. Neden mi? ‘Ehil olmak nedir?’ sorusunu kendime sorduðum zaman büyük bir yükün altýnda ezilmiþ hissediyorum kendimi. Ýnsan hangi konularda , nasýl ehil olur? Ehil olmanýn bir ölçüsü var mýdýr? Kime göre ve neye göre ehil olunur?
Bir zanaatkarýn ehil olup olmadýðýný anlamak kolay. Ürettiði eþyanýn kalitesi, görünümü, kullanýlabilirliði bize fikir verir. Örneðin bir testi yapýmýnda kullanýlan malzeme bellidir. Testinin þekli de aþaðý yukarý birbirine benzer. Zanaatkarý farklý kýlan þeylerden biri de uygulamaya koyduðu eþyadan binlerce üretebilmesidir. Ancak konu bilim ve sanat olursa bu kadar kolay olmaz, ehil olanla olmayaný birbirinden ayýrmak.
Ülkemizde en çok konuþulan konulardan biri siyaset diðeri de dindir. Yýllarca siyasetin içinde yetiþmiþ, ömrünü vermiþ siyasetçilerin bile çýkamadýðý konulardan sýradan bir insanýn çok kolay çýkabilmesi mümkün müdür? Göreceli ve tartýþmaya açýk olduðunu biliyorum sorduðum sorunun. Globalleþen bir dünyada hangi oyunlarýn oynandýðý, her sýradan sandýðýmýz olayýn arkasýnda ne dolaplarýn çevrildiðini teknolojinin de yardýmýyla eskiye oranla daha kolay öðreniyoruz belki… Ancak bu da çoðu zaman kafalarý karýþtýran bir bilgi kirliliðine neden olmuyor mu?
Din adýna da benzer þeyler söyleyebiliriz. Halen pek çok konuda Ýlahiyatçýlarýn bile kararsýz kaldýðý bu kadar önemli, bu kadar insan yaþamýný etkileyen bir konunun bile kesin sonuçlara ulaþamamýþ olmasý ‘ehil’ konusunda düþündürüyor insaný. Birinin dediðini diðerinin tutmadýðý, birine göre ehil kabul edilenin diðerine göre ehil olmadýðý bir dünyada neye ve kime göre bilgiyi ve sanatý kabul edeceðimizi belirlemek çok zor.
‘Ýþi ehline býrakalým’ sözünü çok severim. Çok da doðru bulurum. Örneðin son zamanlarda Edebiyat konusunun da bir çýkmaza girdiðini düþünüyorum. Ýnsanýn yazar ya da þair olmak istemesini saygýyla karþýlarým. Her yazarýn ya da þairin illa da edebiyat eðitimi almasý gerektiðine inanlardan deðilim. Bunun bir yetenek olduðunu ve Tanrý vergisi bu misyonun iþlenmesinin de gerekli olduðunu kabul ederim.
Ancak ….Burada mutlaka bir konuyu vurgulamak isterim: Edebiyatýn malzemesi dildir. Kendine göre kurallarý vardýr. Bu iþe soyunmuþsanýz mutlaka bunlarý iyi bilme çabanýzý artýrmak zorundasýnýz. Türkçeyi katletmeden, doðrusunu öðrenmeye çalýþarak size verilmiþ yetiyi doðru kullanmak zorundasýnýz. Deðilse Edebiyatta ehil olmak da diðerleri kadar zor bir iþ haline gelir. Zaten siyaset ve din gibi göreceli ve deðiþken düþüncelerin içinde farklý anlayýþlarýn barýndýðý edebiyatýn içinde boðulur kalýrsýnýz.
Ehil olmak iddialý ve göreceli. O zaman gerçek bilgiye ulaþmak için en iyi yöntem ehil olmaktan çok, kendimizi sürekli yenilemekten, bilginin sýnýrsýz olduðunu ve geçen zaman içinde deðiþebileceðini düþünüp araþtýrmaya baðlý yeni yöntemler üretmekten geçer. Belki böylece daha yeni bir Türkiye’ye ve daha yeni bir anlayýþa yelken açar, ülkemizin içinde bulunduðu bunalýmlarý daha kolay aþabiliriz.
Hilâl Erboyacý
|
|