• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Yazarlar ve Yapýtlar |
261
|
|
|
|
Galiba Frederic Beigbeder'in Kerem ile Aslý'dan,Ferhat ile Þirin'den ve Leyla ile Mecnun'dan ve Emre ile Sevilay'dan haberi yok. |
|
262
|
|
|
|
Vuslata hiçbir zaman eriþilmeyen, muhatabý inciltiþ yýpratýþ. Dudaklardan ruhunun dökülen aksi, çýldýrma noktasý, bedeninin çözülüþü...
|
|
263
|
|
|
|
Kimisi tümce diyor, kimisi imge. Düþün ve yazýn iki ayrý ucube. Sokak kadýnlarý kadar haysiyetleri yok! Cümle ne zaman öldü, niçin öldü, yerine ikame edilen neseb-i gayr-i sahih veled TDK’daki medikal doktorlarýmýzýn sezeryanla ortaya çýkardýklarý þaheserleri mi? Hayal edemeyen nesiller hayali katledip artýk olmayan istikballerini mi imgeliyorlar! Muhayyilenin emzirdigi þaheserler yaratan nesiller gidip de yerlerine lügatten korktuklarý için kendi kelimelerini uyduran yeni yetmeler mi geldi? |
|
264
|
|
|
|
Peki derin devlet tetikçisi diye adlandýrýlanlar hangi menfaat açýsýndan yazýyorlar? Bari buna da açýklýk getirilseydi ya! Gazetelerde yazanlarýn maaþlarý var peki, Internet’te yazanlarýn derin devletten ne çýkarlarý var? Derin devlet bu yazarlara m |
|
265
|
|
|
|
Aþk kitabýnýokudumvegrüþlerimidile getirmeye çalýþtým |
|
266
|
|
|
|
“iki hayatýn var olduðunu ve hayal âlemin de bulunduðumuzu farz edersek, aðýrlýðýn verilmesi gereken yeri bilenlerdendir demek yerinde olur” diyorsunuz. |
|
267
|
|
|
|
Bayan Hawkins, tüm yaþamýný, verilen emirleri yerine getirmekle geçirmiþ yaþlýca bir kadýndýr. Önce barýndýðý yetimhanede, sonra da çalýþtýðý fabrikada geçirdiði kupkuru, yapayalnýz yýllarýn ardýndan, iþ yerinden emekli olacaðý gün ölmeye karar verir. Fab |
|
268
|
|
|
|
Hayatým boyunca hep þuna inanmýþýmdýr: Bir yýkýntýnýn üzerine saray yaparsanýz, asla gönüllerin padiþahý olamazsýnýz. Yani birilerini ezerek, yok ederek bir baþarýya ulaþýrsanýz, hayat yolunda ayak dibinizdeki kan izinden kurtulamazsýnýz. Ben ve benim gibi yazarlar, masumdur. Bir ideolojiye mal olmadýðýmýz için, ekranlara çýkýp edebiyat adýna, Nihat Genç gibi siyaset yapmadýðýmýz için gençlere kendimizi beðendirememekteyiz. |
|
269
|
|
|
|
Ýnsanlarýn büyük kötülüklere yol açan iyilik anlayýþlarýndan, kendini çocuklarýn varlýðýnda yenileyen yaþamýn acýmasýzlýðýndan, bu acýmasýzlýðýn üstünü örten masumiyetin derinliðinden, canlý olmanýn aczinden, insanlarýn içinde uðuldayýp duran o çok aðýzlý kuyularýn karanlýðýndan, hatta uykulardan korktuðunu anlatýyor yazar. |
|
270
|
|
|
|
Masumiyet Müzesi Projesi’nin asýl özgünlüðü, gerçek ile sanat eseri arasýndaki sýnýrý tamamen kaldýrmasý, anlatýyý / kurguyu dýþarý çýkarmasýdýr. Belki de Pamuk’un kendi kendine sorup mantýklý bir cevap bulamadýðýný yazdýðý “Bu müzeyi neden yapýyorsunuz?” sorusunun cevabý da burada gizlidir. |
|
271
|
|
|
|
Fethi Naci bir edebiyat eleþtirmeni. 20 yýlý aþkýn eleþtirileri bir dizi kitapta toplanmýþ. |
|
272
|
|
|
|
Peki nasýl duyulmuþ adam olunur.Hani milletimizinde pek duymaya gönlü yok...Bunun için birinci þart toplumsal bir hareketin ya da siyasi görüþün içinde sivrilmek,buradaki aðabeylerden,dinazorlardan icaset almak,refere edilmek..Bu da zor,köþe baþýný tutmuþ |
|
273
|
|
|
|
her popüler yazar ve þair türkçeyi iyi yorumluyor demek deðildir... |
|
274
|
|
|
|
Yalçýnkaya, 12 Eylül öncesi, lise çaðlarýnda bir genç. Doðudan Ýzmir’e göç edip yerleþen bir ailenin çocuðu olarak mahallenin gençleriyle birlikte devrimci savaþým içinde yer almýþ. Kitabýndaki öyküler, anýlardan yola çýkarak o günleri dile getiriyor. Birinci aðýzdan, tarihe gerçekçi bir not düþüyor yazar. |
|
275
|
|
276
|
|
|
|
Birisi hastalýklý sapýkça duygularýný bilinçaltýnýn ucube duyularýný yazýyor ve çeþit kelimesinin anlamýný dahi bilmeyenler kapýþ kapýþ o ucubenin ardýndan kitleler hainde koþuyor bir de savunuyorlar... |
|