|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Bayrammý Deðiþti
Orhan Bani
Þiir > Garip
Bayrammý deðiþti, benmi bilmedim, Bayram gelmiþ duydum, bana gelmedi
Belki o da sordu, nerdedir diye, demek bulamadý, soran olmadý
Hani oruç tutan Bayram ederdi, dost dostunu arar, halin ne derdi
Hani kardeþ idik, mümin sorardý, demek eskidenmiþ, soran olmadý
Ne þeker isterim, þerbet istemem, hiç sýlam olmadý, gurbettir demem
Eðri söyleyene, doðru söylemem, arife aramaz, Bayram sormadý
Oruç Hakkýn emri, Hakka uyarým, orucun sonrasý Bay
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Deneme > Sevgi ve Aþk |
1741
|
|
|
|
Ýçinde birazcýk sevgin olsaydý; Bana dair,
Bilseydin içimde kalan özlemini; Sana dair,
Böylesi kolay yalnýz býrakmazdýn beni, Bize dair.
Dostluk bize ölü þimdi.
|
|
1742
|
|
|
|
Ey aþk, habersiz geldin madem, sessiz sedasýz, parmak ucunda yürüyerek, neden gidiþin bu kadar þiddetli bir kasýrga, arkanda neden yýðýnla enkaz, yeni bir düzen yaratmaný kimse istemedi ki senden, ya da gelmen için hiç çaba da harcanmadý ki, neden ansýzýn sýðýndýðýn yüreðe, nankörce açtýn savaþýný, neden masumca kabul gördüðün, asiliðini sana verdiði huzurla ehlileþtiren bu yüreðe bu kadar kolay zarar verdin, neden… |
|
1743
|
|
|
|
Umuda gebe yüreðimi kanatýp, sonsuzluða yürüyorum birkaç cümleye sýðmayan yalnýzlýðýmla. Yol alýyorum kanlý býçaðýn keskin yüzünde. Ayaklarým yalýnayak ve gözyaþlarým çýplak. Ne dipsiz kuyularda Züleyha' sýný arayan amber kokulu Yusuf'um ne de Leyla'sý için çölleri aþan Mecnun’num. Ben yalnýzlýða mülteci, ben yokluða kelepçeli.Kozasýndan yeni çýkmýþ ipekböceði gibi yalnýzlýðý taþýmakta acemiyim, hüzne boyalý yüzümle yokluðunda hep ölüme gebeyim..Ne olur örtme üstümü giderken. Ben kambur halimle hep acýlarýn en delikanlý hamalýyým, söyleyemesen de ben hep yalnýzlýðýna yamalýyým...
|
|
1744
|
|
|
|
Çocuklar çiçektir, okullarýmýzýn, evlerimizin vazgeçilmez süsleridir. Her çocuk topraðýn baðrýnda açan bir çiçektir. Kimse çiçeklerin daha az renkli olduðunu söyleyemez. Güllerini budayýp, dikenlerini besleyemezsiniz. |
|
1745
|
|
|
|
Kapat gözlerini ve bana bak: Ben diye ne varsa gördüðün, iþte o senin yokluðun…
Cezmi Ersöz
|
|
1746
|
|
|
|
Porselen tabaktaki dilimlenmiþ muz gibi parlýyordun. O an dilim dilim yemek istedim seni. Dudaklarýma sevinç, dilime tat, aðzýma nefis bir haz olurdun. Ah yiyebilseydim seni hiç çatal kullanmadan. Elimle bir çiftçi açlýðýyla mideye indirmek isterdim seni. |
|
1747
|
|
|
|
Elveda ey sevgili!
Ve evrenin sonsuz derinliklerinde beklediði sevdiðine kavuþamayanlara...
Dinmeyen deli rüzgarlarýn estiði sarp Anadolu yaylasýnýn yiðit delikanlýlarýna...
Ve sen!
Benim güller içerisindeki karanfil bakýþlý, deliþmen kokulu ESKÝMEZÝM!
Sana da,sana da elveda!
|
|
1748
|
|
|
|
O'na ne kadar teþk etsem azdýr.. |
|
1749
|
|
|
|
Sevgiler paylaþýldýkça güzelleþir, çoðalýr. Büyür; dallanýp budaklanýr. Sarar kollarý herkesi. Onunla atýlýr nice dostluklarýn temeli, onunla kurulur yeni dünyalar.
|
|
1750
|
|
|
|
Göðsümüzden içeri sýzan o garip duygunun adýný koymaktan ödümüz patlar olsa da yinede istedik… |
|
1751
|
|
|
|
Umut ektiði tarlalar kuruduðunda, ölesiye susuzluk çeker insan. Hayat çoðu zaman seyrini ve hýzýný deðiþtirmeyen bir Doðu Ekspresi trenine benzer: Usul, gürültülü, yavaþ… Ölüme doðru akýp gittiðini düþünürüz zamanýn; ta ki o gelene kadar.
O diyorum. Adýný söylemekten korkuyorum nedense. Dudaklarým kanar, yüreðim sýzlar sanýyorum. Sonra usulca, biri içimden dilimden çalmasýn diye fýsýldýyorum. ‘Aþk’
|
|
1752
|
|
|
|
Yaþanmýþlýðý sana býrakarak... |
|
1753
|
|
1754
|
|
|
|
bu sabah gelirken çevreme bi baktýmda bu hayatýn bir parçasý olduðunu bilmek ne kadar güzel bir duygu aslýnda bizi üzen þeylerin bile bu hayatýn olmazsa olmazlarýndan olduðunun bilincinde olmak budenli yaþama baðlý olmak diyorum o kadar mutlu ediyorki insaný
|
|
1755
|
|
|
|
hangi iskelede yalnýz kalýrsan bilki yakarýþlarýn mektup bekler.ve onlarý sakýn bekletmeyin... |
|
1756
|
|
|
|
…sardunyaya o bahçede aþýk oldum ben… kulübenin hemen dibinde sýra sýra öbek öbek… küsmezdiler hiç…cefa alýp vefa verirlerdi… ilginç bir fotosentez… her unutulmada salkým çiçekleriyle baðýrýrlardý biz buradayýz diye |
|
1757
|
|
|
|
Su diye düþlerini icerim sebillerden..Utanýrým bazen, gözlerindeki nemli kirpikleri kurutamadigim icin...Üzülürüm inceden inceye, kapýlarýna bir gül tomurcugunda düsemedigim icin... |
|
1758
|
|
|
|
Dilimin döndüðünce aþk... |
|
1759
|
|
|
|
Bazen çekilmeliyiz içimizde ki Hira’ya uzakta yaðan yaðmuru, yakýnda kavrulan çölü ve ötedeki sesi dinlemeliyiz. |
|
1760
|
|
|
|
Git demesi gerekirken insanýn, neredeyse gitme diye yalvaracak olmasý ne garip, bana gittiðini söyleyen gecenin yalancý olduðunu, gitti artýk(!) diyen dostlarýmýn birer düþman olduðunu düþünmek ne garip. Sana sarýlmadan uyuduðum gecelerin ömrümden sayýlmadýðýný düþünmek ne garip. Aldýðým nefeslerin içinde oksijen deðil, sensiz geçen her dakika içini yüreðime lanet depoladýðýmý görmek ne garip… |
|
|
|