• ÝzEdebiyat > Öykü > Bireysel |
461
|
|
|
|
...Bizim apartmanýn içi rutubet kokar.Aðabeyim bu kokudan nefret ederdi bir de meraklý komþularýmýzdan.. |
|
462
|
|
|
|
“Þimdi yeni sesler,
Gülümsüyor güne…”
|
|
463
|
|
|
|
gözyaþlarým… sadece onlar olur yanýmda her zaman ki gibi iyi yol arkadaþýdýrlar iyi sýrdaþtýrlar öyle dalga geçer gibi bakma bana, anlatmak istersen seni çok iyi dinlerler ama anlatamazsan da akýp giderler damla damla avuçlarýndan |
|
464
|
|
|
|
Saati duvara vurup kýrdým. Artýk ses çýkmýyor. Film bitti. Sabaha birkaç saat kaldý. Annemi uyandýrsam... leyla horluyor. Birilerini arasam ve biraz konuþsam, þimdi dýþarý çýkýp biraz hava alsam veya... |
|
465
|
|
|
|
“Zaman akýp gider, aldýrmadan
gün eksilir gözlerinden”
|
|
466
|
|
|
|
Korkuyorum bu resimden. Ne diye getirip odanýn ortasýna astýn sanki? |
|
467
|
|
468
|
|
|
|
Adýný dahi duyunca tüyleri diken diken eden bir durum, bedenin buz, ruhun bir kuþ hali “ÖLÜM”…Yaþam, kýyasýya bir mücadele; ölüm ise bu mücadelenin kaybedilmiþ, sesin sessizliðe, hareketin imkânsýzlýða dönüþtüðü hal.
|
|
469
|
|
|
|
Mutlu sonla bitmeyen aþklar vardýr. Verilen yeminlerin unutulduðu, gözlerinin renginin, sesinin tonunun hatýrlanamadýðý aþklar. Kimse bu aþklarýn kahramanlarýndan olmak istemez. Herkes bir kalpte derin yaralar açmak ve arada bir, ince bir sýzý ile anýlmak |
|
470
|
|
|
|
Mahallenin koyunlarý sýra ile güdülürdü. Sýra babama geldiðinde, otlatmak için gittiði daðlarda doðan kuzu ile oðlaklarý eþeðin sýrtýndaki heybeye koyardý. Eve geldiðinde; heybedeki kuzu ve oðlaklarý kucaðýma alýp doðruca sahiplerine götürürdüm |
|
471
|
|
|
|
Yarým kalan bir gündüz düþü ile gece yalnýzlýðýnýn hüzünlü
öyküsünü yazmaya baþlamýþ, bir düþ, bir yalnýzlýk
þarkýsýný söyleyen küçük kadýn.
|
|
472
|
|
|
|
Herþeyikýrabilirsiniz ,dökebilirsinin,parçalayabilirsiniz ama insan kalbini asla ki o onarýlmasý mümkün olmayan bir hata olur.Yaþamanýn ilk ve en önemli kuralý bu olsa gerek. |
|
473
|
|
|
|
Bir bahçenin görüntüsü ile içdünyaya yapýlan gezi |
|
474
|
|
|
|
Tarih öncesi devirlerden beri seni sevdiðimi bilirdim her nasýlsa. Maðaralara resimler yapan ilk insanlar gibi kazýrdým adýný defterlere, kitaplara, paragraf boþluklarýna, sayfa aralarýna, sayfa numaralarýnýn yanlarýna, fiziðe, kimyaya, matematiðe, tarihe. O zamanlarýn lise müfredatýndaki hemen her ders kitabýnda sana dair bir þeyler bulmak mümkündü. Harflerle resmini yapmaya çalýþmak karnýmý doyurmak kadar önemliydi. Zannederdim ki tek derdim sen, tek ihtiyacým sen, caným sen.
|
|
475
|
|
|
|
Hikaye basit..
Ama hergün yeni baþtan tekrar tekrar yaþanýyor bir yerlerde!
|
|
476
|
|
|
|
Bir dostun dediði gibi yanmadan insan olmak zor gibi. |
|
477
|
|
|
|
Dikiz aynasýndan kendisini kontrol etti. Kravatýný düzeltti, birkaç derin nefes aldý. Aþaðýya indi. Aslýnda ne yapacaðýný hiç düþünmedi. “Küçük bir þeydir”, diye aklýndan geçirdi. Arabanýn önüne dolaþtý, vurduðu yere baktý: beklediðinden daha |
|
478
|
|
479
|
|
|
|
Sonu, merak unusurna yer açmak gayretinden deðildir. |
|
480
|
|
|
|
Açýk kalan gözlerimi hareket ettiremiyor olmama karþýn, sabitlendiði bölgeyi rahatlýkla görebiliyorum ve penceremin dýþýnda tüm hýzýyla akmayý sürdüren hayata dair seslerden tutun da evin mutfaðý ve tuvaletinde bir delikten diðerine koþuþturan farelerin çýkardýklarý týkýrtýlara kadar herþeyi duyabiliyorum. |
|