|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Deneysel |
281
|
|
|
|
Uç uç böceði gibi gerçekten dolaþtýnmý.
Bir kola kutusunu ayaðýnla uzaklara fýrlattýnmý?.
Hiç gerçekten dans ettin mi?. |
|
282
|
|
|
|
Hastanede dört kiþilik bir odada kalýyordu. Bitikti. Adeta kemik yýðýný. Gözleri ufacýk kalmýþtý. Beni tanýmadý tabii ki. Oradakiler “oðlun geldi, oðlun geldi, bak!” dediler. Bu uyarý üzerine gözlerini iyice açmaya, kafasýný kaldýrmaya, hatta ellerini oynatmaya çalýþtý, ama pek baþaramadý. “Oðlum, ben kötü bir adamým, kötü bir babayým; ama sen bir büyüklük göster ve ne olur beni affet. Ne olur oðlum affet!” dedi çok cýlýz bir sesle. Kendisinden beklenmeyecek bir çeviklikle elini uzattý elimi tutmak için. Ben bunu fark edince âni bir reflekse geriye doðru çekildim. Eli birkaç saniye havada kaldýktan sonra yataða düþtü sertçe. Biraz sonra da son nefesini verdi. Tabii ben de, gelirken aklýmdan geçirdiklerimin hiç birisini söyleyecek zamaný bulamadým. |
|
283
|
|
|
|
Radyoda haber saatiydi, mezat devam ediyordu dünyada, bugün coðrafyaydý konu, geçmiþi satmaya devam ediyordu bugün ve yarýnýn da umudu yoktu. Prezervatif kullanýyordu bugün, yarýn hiç olmayacaktý. Üremeyi reddeden kadýnlar geleceði öldürüyor, bunu da bencil bugünleri adýna yapýyordu. Bütün dünya bunu kabullenmiþ yarýný olmayacak bir yaþamýn dününü satýp bugünü yaþamaya çalýþýyordu. Kaostu yaþanan, felaket filmlerindeki gibi, göktaþý yola çýkmýþ herkes ölmeden önceki saatlerini geçiriyordu, satýyor, tüketiyor, korunarak seviþiyor seviþiyor seviþiyordu, seviþmelerin amacý ortadan kalktýðýndan aþk da yoktu, kimse aramýyordu bile. |
|
284
|
|
|
|
Yolda yürürken bu yürüyen ben deðilim diyordu. Esnerken aðzýný kapama gereði duymaz giyimine saçýna çoðu zaman özen göstermezdi . bu durumda arkadaþlarýnýn arasýnda sýk sýk adýnýn geçmesine sebep olurdu. Konuþulanlar kulaðýna gelse de her seferinde geçerli bir savunmasý vardý. Bu yürüyen ben deðilim |
|
285
|
|
|
|
yaþlý bir elin umutsuzluða doðru uzanan elinin hikayesidir bu... |
|
286
|
|
|
|
Haber formatýnda yazýlmýþ ilk öykü denemem |
|
287
|
|
|
|
Krizi iyi yönetemedik. Müþterilerimize verdiðimiz sözleri tutamadýk. Bizim alacaðýmýz borcumuzdan çoktu, fakat alacaklarýmýzý tahsil edemedik. Para gelmeyince konutlarý bitiremedik. Hatta temel attýðýmýz iki arsada iki tuðlayý bile üst üste koyamadýk. Yanýmýzda çalýþanlarýn maaþlarýný ödeyemedik. Günü dolduðunda evlerini teslim almak için gelenler sývasý bile yapýlmamýþ kaba inþaatlarý görünce önce hayal kýrýklýðýna uðradýlar; sonra da sözlü ve fiili saldýrýya geçtiler. Tabii bu durum kýsa sürede duyuldu ve biraz da dedikodu eklenerek etrafa yayýldý. Duyan müþteri ödemelerini durdurdu. Kasaya para girmeyince de ne malzeme alabildik, ne de giderleri karþýlayabildik. Senetler ve çeklerin geri dönmesi ile de yasal süreç baþladý ve mahkemeler peþimize düþtü. |
|
288
|
|
|
|
Hani þu iþe baþvururken doldurulan formlar var ya, onlar iþte... |
|
289
|
|
|
|
Kapý açýldý. Kýzýn kafasý karýþýktý. Bir ileri adým attý bir de geri. Sanki bildiði herþeyi unutmuþtu. Sanki hayata bir tavrý kalmamýþtý, uçmuþ gitmiþti hepsi. Hayýr uçup gitmemiþti, tükenmiþti, bozuk çýkmýþtý, son kullanma tarihi geçmiþti. Bütün bu insanlar nasýl oluyordu da ayný biçimlerle idare edebiliyordu. Kýzýnkiler tükenivermiþti iþte. Yenisini oluþturacak zamaný kalmadan kalakalmýþtý hayatta. |
|
290
|
|
|
|
içindeki çýðlýklarýn boðazýnda kelepçelendiðini hissediyordu yusuf babasýnýn ellerinin kelepçelendiði gibi... |
|
291
|
|
|
|
Ben mi? Ben tanrýya olan görevimi baþka türlü ödüyorum. Ayrý bir hesaba yatýrýyorum yani. Peki, tüm bunlar nerden çýktý diyeceksiniz? Çarþafýmdaki çýkmayan o lekeyi bir kenara býrakýp, sudan aþýnan ojelerimi onarýrken aklýma düþtü bunlar.. |
|
292
|
|
|
|
Bilinmeyen bir kasaba. Yönetici bir büro. Kaybolan insanlar... Normal dünyasýndan yeni ve güçsüz dünyaya uyanan bir insan.... |
|
293
|
|
|
|
Angela özgürlüðünü arýyordu. Bir gemide ya da bir uçurtmada... |
|
294
|
|
|
|
ilk kapý ,ejderhanýn nefesi , susturamadýðým sanrýlar....
ceplerime çakýltaþý doldurmuþcasýna aðýr , yürüyorum... yorgun hýzýmla bir , acelesiz... |
|
295
|
|
|
|
Ablasý ölüm döþeðinde olan bir genç kýzýn zor kararý |
|
296
|
|
|
|
Eylül geldi yine;hep hüzünler saklýdýr bu ayda. Ýnsanlar hep bir melankolik etkileþime düþer nedense. |
|
297
|
|
298
|
|
|
|
Soðuk geçen gecelerde, yataðýmda büzüþmüþken aklýma gelen ve yalnýzca kendimle paylaþtýðým týnýlar artýk milyonlarca yürek tarafýndan mýrýldanýlýyor. Artýk benim yalnýzlýk ezgilerim yýðýnlardan yankýlanýyor. |
|
299
|
|
|
|
Ömrümüzün bundan sonraki çalkantýlý ve olaylý yýllarýnda da hep geride býraktýðýmýz o huzurlu ve tekdüze zamanlarý ararýz.
Sen, yeni yaþamaya baþladýðýn bu kente, oturduðun sokaðýn gürültülerine, yaðmurlara ve rüzgârlara hatta sabah ayazýna bile alýþmaya |
|
300
|
|
|
|
Çok uzaklarda bir yerdeyim. Görevim var. Gelmiþleri ve geçmiþleri araþtýrýyorum ve yardýmcýlarým sadece gölgeler... |
|
|
|