|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Toplumsal Olaylar |
81
|
|
|
|
Örgütlü veya örgütsüz bir kiþinin din, ýrk, ideolojik veya maddi çýkar amaçlý katliam vb. olaylarý yapmasý, bireyin bilinçaltýna yerleþtirilen egoist üstünlükçü kültürden kaynaklanýr. Bireyleri yönetip eðiten ve sözde vatana millete hayýrlý evlatlar yetiþtiren devletler olduðuna göre, suçlu devlet yönetimi deðil midir? |
|
82
|
|
|
|
Ýnsanlarýn hayatlarýný yaþama çabasý içerisinde sürdürdüðü bir belirsizlik vakti. Ve ne olduðu anlaþýlmayan bir gürültü ile þok geçiren insanlar. Þok geçiren koskoca aciz bir dünya. Gücün ötesinde kalan zavallý masumlar.... |
|
83
|
|
|
|
Bir süredir amatör olarak yürütmekte olduðumuz bir projeden, sizleri haberdar etmek istedik.
|
|
84
|
|
|
|
Mýsýr' da yaþanan halk isyanýnýn arka plânýnda MÜSLÜMAN KARDEÞLER' in yeri... |
|
85
|
|
|
|
Televizyon spikerinin içten ve samimi, doðallýkla gözyaþlarýna boðulmasý hem gerçekçi hem de inanýlmasý güç bir durum. Argo ifadeyle numara mý yapýyorlar diye insan alternatif olarak düþünebiliyor. Bu aðlamalarýn tamamen gerçek ve kendiliðinden olduðuna inanýyorum.
|
|
86
|
|
|
|
Eserde; Türklerin nasýl ve niçin Müslüman olduðu inandýrýcý bir þekilde açýklanýrken, okuyucu, Türklerin ve Araplarýn erken dönemleri hakkýnda bilgilendiriliyor. Eserde, henüz Müslüman olmamýþ Türklerin inanç kültürleri ile Ýslam’ýn temel prensipleri arasýndaki þaþýrtýcý benzerlikler ve hatta denilebilir ki bire bir örtüþmeler mükemmel bir þekilde ortaya konulup ispat ediliyor. Anlý þanlý Proflarýn, sosyologlarýn ve diðer kalem erbabýnýn bu gerçekleri nasýl olup da göremedikleri, akýl almaz bir muamma gibi soru iþâreti oluþturuyor. |
|
87
|
|
|
|
‘Sizin yaþlarýnýzda bize, eðitimden önce ailemizin bize verdiði öðreti, ‘bu topluma karþý borçlarýmýzýn olduðu yolundaydý’. Bu toplum, bizi sýnýrlý kaynaklarýyla var etmiþtir. Sizin de buna karþýlýk, bu topluma vermeniz gereken þeyler vardýr. Bu resmi bir politika olmuþtur. Bunu evde de, ilkokulda da söylemiþlerdir. Ben sizin sorduðunuz soruyu hayatýmda kendime hiç sormadým. Benim için yurt dýþýna gidip yerleþmek imkaný vardý. Ama ben kalkýp Ýstanbul’dan 16000 km. ilerde Van’a gittim ve oradan geriye dönmek bana ‘ihanet’ gibi geldi. Bu bir seçim, bir yaþama tarzý. Biz hiçbir þeyi baþkalarýndan beklemedik. Toplumun tümünün belli bir noktaya gelmesi için çalýþmayý amaç edindik. Bana sorarsanýz ben bunu yapýn derim.’
|
|
88
|
|
|
|
Bizler, yüzlerce yýldýr bu topraklarda Alevi,Sünni,Kürt,Ermeni,Yahudi,Türk birlik ve beraberlik içinde yaþamýþ, kýz alýp vermiþ, birbirimizin cenazesine,düðününe,sünnetine,bayramlarýna iþtirak ederek, gönül iliþkilerimizi sürdürmüþüz. |
|
89
|
|
|
|
III. Selim, son iki yaklaþýmýn görüþlerini dikkate alarak öncelikle mevcut devlet sistemini tepeden týrnaða yenileþtirmeye çalýþýrken diðer taraftan da devrimci bir yaklaþýmla tamamen Batýlý tarzda yeni kurumlar ihsas etme gayretine girdi. Bu amaçla tüm ayrýntýlarý önceden düþünülüp hesaplanarak mevcut orduya alternatif ‘Nizam-ý Cedid’ adýnda yeni bir ordu kuralacaktý. Baþta ifade ettiðimiz gibi bu yeni ordu kýsa sürede çok baþarýlý olmuþtu. |
|
90
|
|
|
|
Basýnda okuyup duyuyoruz; Yunanistan1923 Lozan Antlaþmasýný hiçe sayýp, Batý Trakya Türklerini asimile etmek için her türlü yolu deniyor... |
|
91
|
|
|
|
Üretim araçlarýnýn insan emeðine katkýsý ile deðiþim içine giren sosyal yapýlar, insanlýðýn önüne yol ayrýmlarý getirmiþtir. Cilalý Taþ’ýn keþfiyle yerleþik düzene geçip yönetici ve üretici ayrýmýyla karþýlaþan insan soyu, Sanayi Devrimi ile birlikte makineyi ve makinenin maliki ile onu kullanan iþçileri doðurdu. |
|
92
|
|
|
|
Ýç Savaþ sýrasýnda (1861-1865), Kuzeylilerin Güney limanlarýný ablukaya almasýnýn sonucu olarak, Ýngiliz tekstilciler ihtiyaçlarýnýn nerede ise tamamýný karþýlayan Güney pamuðundan mahrum kaldýlar.
Buhar gücü ile hareket eden hýzlý gemileri ile, Birlik |
|
93
|
|
|
|
Kur’an, yeryüzünde bozgunculuðu önleyecek fazilet sahibi kiþiler bulunmasýný istiyor. Zulmedenlerin ise içinde bulunduklarý refahýn peþine düþtüklerini, onlarýn, kendilerine yüklenen sorumluluklarý göz ardý eden suçlular olduklarýný haber veriyor.
|
|
94
|
|
|
|
O mucize çocuðu arýyorum yýllardýr... |
|
95
|
|
|
|
hiç birini yayýnlamayýn inceleseniz de olur |
|
96
|
|
|
|
Kaleme and içen Allahýn adýyla... |
|
97
|
|
|
|
Haliçte yaþayan simonlar gibi bu ülkede yaþayan simonlar var ise Hanefi Avcý nýn gösterdiði cesareti gösterip tüm bildiklerini açýklamalýdýr. |
|
98
|
|
|
|
Dünya Yönetimi ve Karanlýk Güçler |
|
99
|
|
100
|
|
|
|
Atatürk modernleþmenin sadece rasyonalizmle olmasý gerektiðine inanmamaktaydý.Her þeyin akla dayanacaðý bir modern dünyada her þeyin rengini ve ruhunu kaybedeceðini görmekteydi. Yani modern hayat içindeki insan dine daha çok ihtiyaç duyacaktý.Çünkü grilikten ve maddenin aðýr baskýsýndan bunalacaktý.Ýnsan aklýnýn, fikrinin ötesinde baþka renkler ve çizgiler peþinde koþacaktý.Bunu bilen Atatürk Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýný kurdu.Türkiye’de medeniyetin, dini ortadan kaldýrarak deðil de, bunun yerine, dini akla ve bilime dayandýrarak geliþeceðine inanmaktaydý. |
|
|
|