Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal |
|
||||||||||
|
Levent’te bulunan gökdelenlerde ýþýklar sönmemiþ, çalýþma hayatý devam ediyordu. Ýstanbul’a bir baþka canlýlýk getiriyordu bu görkemli binalar. Bunlarýn birinde, onbeþinci katta bir adam yaðan karý ve Ýstanbul’u seyrediyordu. Ýçerden bir ses irkilmesine neden oldu: "Proje için görüþünüzü söylemediniz Ýlyas bey". "Haa".. diyerek tekrar içeri döndü, "Projeniz gayet iyi, yeniyýlda uygulanmamasý için hiçbir neden yok." Ýçerideki yaklaþýk on kiþi bu cevabý memnuniyetle karþýladý, yavaþ yavaþ dosyalarýný toplamaya baþladýlar. Ýlyas bey tekrar pencerenin kenarýna geldi, dýþarýyý izlemeye devam etti. Ýçerideki insanlarýn "Ýyi yýllar" diyerek çýktýklarýný duymamýþtý bile. Þimdi odada yalnýz kalmýþtý. Saatine baktý, 22,30’u gösteriyordu. Caný sýkýlmýþtý biraz. Güzel Ýstanbul’a lapa lapa kar yaðmaya devam ediyordu. Odanýn telefonu çalmaya baþladý. Ýlyas bey masasýna doðru atýldý, ahizeyi kaldýrdý : "Aloo". "Ne zaman geliyorsun Ýlyas". "Bilmiyorum, gelip gelmeyeceðim belli deðil, gelmeye çalýþýrým" dedi karýsýna. Karþýdaki ses "Tamam" diyerek telefonu kapattý. Üzüntü ve sinirle karýþýk bir ses tonu olduðunu sezmiþti Ýlyas bey. Masasýndan kalkarak tekrar pencere kenarýna geçti. Aþaðýsýnýn yüksekliði insanýn kanýný donduruyordu. Fakat bu ürpertici yüksekliði beyaz örtünün sihirli havasý bastýrýyordu. Boðaz'a yansýyan ay'ýn görüntüsüne dikkat etti Ýlyas bey. "Gerçekten çok güzel" dedi. Evini düþünmeye baþladý. Eþi ve iki çocuðu þimdi onu bekliyorlardý. Fakat iþi, eve gitmesine engel oluþturuyordu. Sabaha kadar burada kalýp kalmayacaðý belli deðildi. Ýki kat altta þimdi toplantý yapýlýyordu. Her an çaðrýlabilirdi. Kendini düþünmeye baþlamýþtý. Acaba mutlu muydu, yoksa mutsuz mu? Bol maaþlý bir iþe sahip olmasýna raðmen, ailesinden uzak oluþunun hüznünü yaþýyordu. Mutlu ve mutsuzluk arasýnda, nerede kaldýðýný kestiremiyordu. Kar yaðýþý biraz daha yoðunlaþmýþtý. Ýri taneler halinde damlarýn ve caddelerin üzerine düþüyordu. Dýþarýdaki hareketlilik, yavaþ yavaþ yerini sessizliðe terk ediyordu. Herkes, karýn aðýrlaþmasýyla hýzla sokaklarý terk etmeye baþlamýþtý. Zincirlikuyu’dan Levent’e uzanan caddeden tek tük otomobiller geçiyordu artýk. Levent’in iç kýsýmlarý ise iyice ýssýzlaþmýþtý artýk. Ýlyas bey, Fabrikalar Duraðý'nda üç kiþinin birbirine kartopu attýðýný farketti. Anne, baba ve kýzlarý, yaptýklarý kartoplarýný birbirlerine savuruyorlardý. Atýlan kartopu çocuða biraz sert gelmiþ olacak ki, küçük kýz aðlamaya baþladý. Annesi kucakladý kýzý, sonra kýz gülümsedi. Gözlerindeki yaþ, yüzündeki gülümseme birbirine karýþmýþ, Gültepe’ye doðru yürümeye baþlamýþlardý. Aileyi ara sokaklarda kaybolana dek izlemiþti Ýlyas bey. Telefonun tekrar çalmasýyla dalgýnlýðýndan kurtuldu. Kendini masasýna attý. "Aþaðý gel" diyordu karþýdaki ses. "Tamam efendim" diyerek telefonu kapadý. Çantasýný aldý. Boy aynasýnda kendisine çeki düzen verdi ve asansörü çaðýrdý. *** Geniþ bir odadan içeri girdi. Ýçeride büyük bir oval masada, yaklaþýk onbeþ kiþi dizilmiþti. Hepsi de takým elbiseliydi. Ýlyas bey selam vererek kendine ayrýlan yere oturdu. Masanýn en baþýndaki Cemil bey, konuþmasýný sürdürüyordu. Masanýn baþýndakiler, pürdikkat Cemil beyi dinliyorlardý. Ýlyas bey birkaç dakika sonra sýkýldý, gözleri yine cama takýlmýþtý. Cemil beyin sesini iþitmiyordu artýk. Kar tanecikleri cama çarptýðý anda eriyordu. Ýlyas bey, ay’ý görebiliyordu. "Neden ayýn hep ayný yüzünü görürüz" dedi, farkýnda olmadan biraz seslice. Cemil bey þaþkýnlýkla "Ne dediniz" diye sordu. "Özür dilerim" diye yanýtladý Ýlyas bey. Cemil bey konuþmasýný sürdürdü: "Ýngilizlerle anlaþýrsak çok kârlý bir iþ yaparýz. Gerekli teklifleri önceden hazýrlayacaðýz... Anlaþma yollarý aramalýyýz..." Cemil beyin konuþmasý bitince, diðerleri sýrayla düþüncelerini ve tekliflerini açýklayarak tartýþýyordu. Konuþmalar uzadýkça uzuyor, çekilmez bir hal alýyordu Ýlyas bey için. Kendisini toplantýya veremiyordu. Dýþarýda yaðan kar dikkatini daðýtýyordu. On dakika toplantý arasý verildi. Masa baþýndakiler kalkarak deðiþik köþelere çekildiler. Cemil bey dýþarý çýktý. Ýlyas bey de pencere kenarýna geçti. Ýstanbul þimdi çok daha baþkaydý sanki. Saat 23.00 olmuþtu. Biraz daha sessizleþmiþti Ýstanbul. Kar örtüsü gittikçe kalýnlaþýyor, bembeyaz bir görüntü sunuyordu. Sokaklar pürüzsüz kar örtüsüyle örtülmüþ, sokak lambalarýyla aydýnlanýyordu. Ýlyas bey, saatine tekrar baktý, beþ dakika sonra toplantý kaldýðý yerden devam edecekti. Kapýya doðru yürüdü, asansörü çaðýrdý, zemin kat düðmesine basarak aþaðýya inmeye baþladý. Cemil bey kapýdan içeri girdi, Ýçeridekiler kendilerine ayrýlan yerlere oturdular. Cemil bey aðýr aðýr yerine geçti. Karþýsýndaki masada bir koltuðun boþ olduðunu görünce, yanýndakine: "Ýlyas bey nereye gitti" diye sordu. "Biraz önce çýktý, belki lavaboya gitmiþtir, gelir þimdi". Cemil bey uzun sürecek görüþlerini anlatmaya devam etti. Sýk sýk yanýndakilere danýþarak görüþlerini alýyordu... *** Garajdaki sessizlik motor sesiyle bozuldu. Hýzla garajdan çýkan araç, iç Levent’e ilerlemeye baþladý. Yanyana dizilmiþ ikiþer katlý lüks evler göz alýcýydý. Ýçlere ilerledikçe evler villa halini alýyordu. Ýlyas bey aracýný hediyelik eþya satan bir dükkanýn önüne çekti. Ýçeride saçlarýna ak düþmüþ yaþlý bir adam vardý. Dükkanýn kapýsýný açar açmaz kapýya asýlý duran zil çýngýrdamaya baþladý. Ýlyas bey'in kapýyý kapamasýyla çýngýrdama durdu. "Merhaba" diyerek selamladý yaþlý adamý. "Hoþ geldiniz." Ýlyas bey hediyelikleri incelemeye baþladý. Dallarý ýþýklarla süslenmiþ yapay bir çam aðacý gözüne iliþti. Çevresine saçtýðý renkli ýþýklar Ýlyas beyi adeta büyüledi. Eþine ve çocuklarýna Yýlbaþý için ayrýca birkaç hediye almayý istiyordu. Aldýðý hediyeleri özenle seçti. Yaþlý adam hediyeliklerin taþýnmasýnda Ýlyas beye yardýmcý oldu. Yapay çam aðacýný bagaja yerleþtirdikten sonra hediyeleri arka koltuða koydu. Yaþlý adama teþekkür etti. Yaþlý adam da "iyi yýllar" diyerek dükkanýna yöneldi. Ýlyas bey direksiyonun baþýna geçtiðinde dükkanýn kapýsýnýn açýlýp kapandýðýný anýmsatan zil sesini iþitti. Araç yavaþ yavaþ ýssýz yollarý izlemeye devam etti. Ýç Levent, el deðmemiþ bir kar örtüsüyle bezenmiþti. Bahçeli evlerin avlularý ve çatýlarý bembeyazdý. Araç tali bir yola saptý, hýzýný azalttý ve biraz ileride durdu. Ýlyas bey aracýn kapýsýný açtý ve dýþarý çýktý. Evinin dýþardan görünüþü ilk kez bu kadar büyülemiþti onu. Dýþ kapýyý açtý, kar tanecikleri yerlere dökülmüþtü. Avludan kapýya doðru ilerledi. Pencereden iki çocuðunun gülerek eðlendikleri görülüyordu. Sesleri avluya kadar varýyordu. Kapýnýn önüne geldi. Üzerindeki siyah takým elbise, kar taneleriyle beyazlaþmýþtý. Ýlyas bey kapýnýn önünde durdu, içinde hüzünle sevinç karýþýmý hoþ duygular vardý, elini zile götürdü. Ýçeriden kapýyý açmak için gelen ayak seslerini duyuyordu. *** "Ýlyas bey" diye bir ses çýnladý. Ýlyas bey gözlerini açtý. Bir anda þaþkýna dönmüþtü. Cemil bey ikinci kez "Ýlyas bey" diye gürledi, "Beni dinlemiyor musunuz?" "Dinliyorum efendim" diye karþýlýk verdi Ýlyas bey, masadakilerin Cemil beyi pür dikkat dinlediklerini gördü. O ise, hâlâ kendini Cemil beye verememiþti, gözleri sürekli cama takýlmýþtý, karlarýn çarparak eridiði cama.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © hakan alan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |