Yoðun geçen bir ders döneminin ardýndan gelen tatilin de verdiði mutlulukla içimin içime sýðmadýðý bir Haziran pazarýydý.Cemreler düþeli çok olmuþ;kýrlangýç fýrtýnalarý,sitte-i sevirlerden sonra toprak yeniden can bulmuþ kuþlar ise cývýltýlarýyla sanki ortak olmuþtu topraðýn sevincine.Güneþ bütün yavrularýný kucaklamak isteyen bir baba adaletiyle cömertliðini sunuyordu penrecemizden içeri davetsizce girip.Pazar uykusunun biraz daha kýymetli oluþundan ötürü geç kalkmýþ,itinayla kahvaltýmýzý hazýrlayýp masaya oturmuþtuk.Herkes önündeki yemeðiyle neþgul olurken çalan telefon bozmuþtu soframýzdaki sessizliði.Arayan Antalya'da oturan Teyzem'di.Okulun da tatil olmasýnýn fýrsatýyla bizi Antalya'ya davet ediyordu.Aðabeyim ve ben dünden razýydýk.Aile büyüklerinin de onayýyla yolculuk hazýrlýklarýna baþlandý.Lazým olan olmayan ne varsa valizlerimizde yerini aldý.Pazartesi güneþi alçalmaya baþlarken otogar vedalarýnýn hüznü vardý üzerimizde.Ben uðurlanan askerlere bakýyordum,annemin gözleri de birbirileriyle aðlayarak vedalaþanlardayken;doluyordu.Aðabeyimin þikayeti yoktu aslýnda.Babamsa uðurlayýcýydý.Evimiz ona emanetti ne de olsa.Yolculuk baþlýyor,hostlarýn uyarýsýyla telefonlar kapatýlýyor bense oyuncak telefonumun pillerini çýkartýyordum.Kat edilen her kilometrede gözüme yeni þeyler çarpýyordu.Hasat yapýlmaya baþlanan buðday tarlalarý,adeta gülümseyen günebakanlar,hayatýmda ilk defa o kadar çoðunu bir arada gördüðüm;topraðý renkleriyle kuþatýp süsleyen domatesler..Nerede olduðumuzu gösteren ve adýný ilk yine ilk kez duyduðum yerlerin ismini gösteren tabelalar..Sonra iklim deðiþiyor bizim bozkýrlarýmýzýn ve çýplak daðlarýmýzýn yerini yemyeþil aðaçlar ve maki bitki örtüsüyle küçük çalýlýklarýn renk kattýðý daðlar alýyordu.Toroslarýn eteðinden geçerken sarp kayalýklara rastlýyorduk bazen.Kimi zaman da camdan görünen insanýn içini ürperten uçurumlar oluyordu.Zamanla tenha yollar bitiyor yerleþim yerlerinin içinden gitmeye baþlýyorduk.Sanýrým bu;yaklaþtýðýmýz anlamýna geliyordu.
Otogara geldiðimizde Teyzem-dedelik yaþýna çoktan gelmiþ olmasýna raðmen henüz torun sahibi olmadýðý için kendisine dede dememizi isteyen-eniþtem bizleri bekliyordu.Ýstikamet doðruca evdi.Yorulmuþtuk ve yolculuk boyunca seyre dalmaktan uyuyamamýþtýk.
Yol yorgunluðunun ve Akdeniz ikliminin verdiði temiz havanýn da etkisiyle dinlendirici bir gece geçirmiþtik.Ertesi gün gezi turumuz baþlýyordu.Ýlk hedefte Düden Þelalesi vardý.Antalya'ya 7 km uzaklýkta bulunan Düden Þelalesi insaný doðaya hayran býrakan bambaþka bir güzellikti.Þelalede bulunan maðaradan 10 km sonra güzelliðini Lara'dan Akdeniz'e dökülerek bir kez daha gösteriyordu.
Kývrýla kývrýla giden denize nazýr bir yoldan geçiyorduk.Göze ve gönüle hitap eden inanýlmaz bir zevk bahþediyordu Tanrý.Güneþ masmavi denize düþüyor yansýmalar yapýyor resmen birbirleriyle raksediyorlardý.Mavi ve yeþilin uyumu ise tartýþýlmazdý.Bir tarafta deniz bir tarafta bir çok tonuyla yeþili barýndýran ormanlýk alanlar görülüyordu.Sonraki durak ýrmak sularýnýn 4-5 km'lik bir falezden düþmesiyle meydana gelen Manavgat Çayý'ydý.Manavgat Çayý'nýn Antik Çað'daki adý Melas'tý.Manavgat çayý'nýn hemen yanýbaþýndaki piknik alaný da suyun gürül gürül akýþýný dinleyerek keyif yapýlabilecek muhteþem bir yerdi.Manavgatýn asi suyuyla ayaklarýmýzu buluþturup serinlettikten sonra sýradaki ve son adres: Kemer ilçesi'ydi..Kemer ilçesi bize rehberlik yapan eniþtemin anlattýðýna göre Batý Toros Daðlarý'nýn eteðinde,Antalya'ya 43 km uzaklýkta,daha önceleri ismi''Eski Köy''olan þirin bir yerdi.Turist sayýsý oldukça fazlaydý.Anladýðým kadarýyla burada bir de deniz sefasý yapacaktýk.Ýlk defa kendimi denizin kollarýna býrakacak olmanýn heyecanýný taþýyordum.Önce üzerinde rengarenk balýk resimleri olan turuncu kolluklarýmý þiþirip koluma taktýlar.Altýn sarýsý kumlarýn üzerinde ayaklarýmý yakan o tatlý sýcaklýkla denize yürüdüm.Kýýyýya vuran hafif dalgalarýn sesi,,tuzu ve yosun kokusuyla davetkar bir hali vardý.Annem yüzmeme yardým ediyor,aðabeyim deniz gözlüklerini takmýþ balýk tutmaya çalýþýyordu.Teyzem yiyecek hafif bir þeyler hazýrlýyor eniþtem de onma yardým ediyordu.Yorulana kadar yüzdükten,daha doðrusu yüzmeye çalýþktýktan sonra kýyýya çýkmýþ,hala balýk tutma çabasýnda olan aðabeyime bakýyorduk.Neden sonra elinde bir mürekkep balýðýyla görülüyor;Teyzemin çýðlýðý atmosferde yükselerek kayboluyordu:''Oðlum,at çabuk onu ölü balýk o yenmez at çabuk hadi bakayým!''
Tatilin en gülünç ve en hatýrlanýr yaný bu ölü balýktý.Yine otobüse binip güzel ve uzun bir yolculuðun sonunda gözlerim doluyor Kayseri'ye geliþimizi hatýrlatan buðday baþaklarýna bakarken de aklýma gelen ölü balýk yüzümde kocaman bir gülümseme oluyordu..