Özgürlük sevdasý insanýn baþkalarýna duyduðu sevgidir; güç sevdasý insanýn kendine duyduðu sevgidir. -Hazlitt |
|
||||||||||
|
Dicle gözünü açtýðýnda sabahýn güzel türküsüyle uyandý. Evleri binyýllardýr kahpeliðe,zulme,acýya ve ölüme baþ eðmeyen ama yorgun surlarýn karþýsýndaydý. Odasýndaki küçük penreceden surlara derin bir bakýþ atarak merhaba günaydýn umudun kalesi dedi, hersabah kalktýðýnda surlara günaydýn der,akþam ise yattýðýnda iyigeceler derdi,çünkü surlara baktýkça kendini tanýyor,kendini buluyordu ve kendini görüyordu. Surlarda onun gibi acý çekmiþ ve çekiyordu,tüm tanrýsal güçlerin vazgeçilmez konaklama yurduydu burasý,her gelen yüreðinden bir parça koparýp gidiyordu,ama o hala dimdikti zalime inat hala baþý dik ve onurluydu. Dicle daha 17 yaþýndaydý ama bu yaþýna kadar surlarýn üzerine hiç çýkmamýþtý,hep uzakta bakmak istiyordu,platonik bir aþktý onunkisi,surlarýn güzelliðini ondan esen rüzgarýn esintisi yüzüne vurdukça tanrýçalaþýyor,saçýna dokundukça özgürleþiyordu. Surlar ve Dicle birbiriyle bütünleþiyordu. Dicle yüzünün yandýðýný hisetti,ayna’nýn karþýna geçmekten korkuyordu,eliyle yanaklarýna dokuntu çok acýyordu hemen elini yanaðýndan çekti. Dicle’nin odasýndaki ayna sadece yüzünü görebilecek boyuttaydý. aynanýn karþýsýna geçti,yüreðinde derin bir acý hissetti,gözleri dayanamayýp aðladý,Dicle’nin yüzü ve gözü mosmor olmuþ ve þiþmiþti. O bunu hak etmemiþti,o bunu hak edecek hiçbirþey yapmamýþtý,birden aklýna surlarýn güzeliðini,gizemliliðini bozan yýkýp ve çümürüþ taþlarý aklýna geldi,oda þimdi öyledir,masum güzelliðini ve gizliliði bozulmuþtu tahrip edilmiþti. Gözlerinde yaþ akmaya devam ediyordu,farkýnda olmadan annesi odasýna gelmiþ onu izliyordu. Annesi orta boylu,yüzü yýllarýn verdiði acý ile kendini býrakmýþ,gözaltlarý yýkýk bir bina gibi çökmüþ,elleri ise buruþmuþ bir kaðýt gibi kýrýþ kýrýþ olmuþtu,ama halen sýcacaktý yüreðinde beslediði sevgi ellerine yansýyordu,dokunduðu yerler bir cennet havasý alýyordu,gözleri derin bir kuyu gibiydiler ama ýþýk saçýyordu o kuyuda umutsuzluk þaçan yerde gözlerinde umut akýyordu,sevkatli yüreðiyle sevgi saçýyordu. Annesi elinin sýçaklýðý ile Dicle’nin uzun ve ve narin saçýna dokundu. --Ne oldu kýzým neden aðlýyorsun? Dicle gözlerinden akan yaþlarla annesine baktý gözleri bir kristal gibi parlýyordu,yüreði buruk ve aðýr cümlerlerle konuþtu. --Nasýl aðlamayým anne görmüyormusun bu yüzümün halini,ben artýk küçük deðilim büyüdüm,bu kaçýncý oldu. Annesi küçük kýzýnýn güzel gözlerinde akan yaþlarý yaþlý ve sýcak parmaklarýyla silmeye çalýþýyordu. Dicle’nin kafasýný yüreðine bastýrdý,yüreði alev alev yanýyordu,Dicle’nin uzun saçýný okþamaya baþladý,bir an kendi gençliðini düþündü daha küçük yaþta görücü usulü ile evlendirilmiþti,hemde hiç tanýmadýðý bilmediði ve görmediði biri ile evlenmiþti. Mutsuz bir þekilde evlenmiþ ve mutsuz bir evliliði yýllarca sürdürüyordu mecburu birakýlan bir yaþam ve kölelikti onunkisi. Kýzýnýnda böyle olmasýný istemiyordu ama dün akþam eþinden duyduðu bir söz ile kýzýnýn ayný kendi kaderini paylaþacanýný öðrenmesi yýkmýþtý onu,bu duruma karþý çýkamýyordu,tüm gücünü feodal erkeksi zihniyet alýp götürmüþtü güçsüz býrakmýþtý onu yaþama karþý,kendini savunamýyor ve koruyamýyordu. Eþi dün akþam. --Artýk bu kýzý evlendirme zamaný gelmiþtir,baksana boþ býraksak Allah bilir evden kaçar þerefimizi iki paralýk eder,zaten kaç gündür kulaðýma vuruyorlardý amcasýnýn oðlu memet’e vereceðiz yarýn haber ver gelsinler bu iþi bitsin.Sende kýzla konuþ haberi olsun istemiyorum gibi laflar kulaðýma gelmesin senide mahfederim kýzýnýda. Eþi bunlarý bunlarý söylerken onun içinde volkanlar kopuyordu,kýzý ile ayný kaderi paylaþacaktý,buna izin veremezdi ama yapabileceði birþey yoktu.Ve bu onu kahrediyordu. Bunu nasýl Dicle’ye söylerdi bilmiyordu Dicle bir baþkasýný seviyordu Dicle saklasa dair annesi bunu biliyordu kaç defa Dicle ile dolaylý yoldan durumunu anlatsa dair bir iþe yaramayaacaðýný iyi biliyordu. Çünkü Dicle asi bir kýzdý,akafasýna koyduðunu yapardý,onurlu ve gururluydu,mücadele etmeyi çok severdi,babasýnýn bukadar katý uygulamalarý bile Dicle’yi durduramazdý. Ama bunu söylemek zorundaydý her ne pahasýna olursa olsun. --Dicle baban dün akþam benimle konuþtu. Dicle annesinin aðlamaklý bas sesinin ne anlatacaðýný sanki biliyordu.Aðlamayý durdurdu pür dikkat annesini dinlemeye baþladý. --Baban seni amcanýn oðluna verecek. Dediðinde Diclenin yüreði aðýr toplarla bedeninde tarihi çalýnan ve bir kara leke gibi harabeye dönen onurlu Sur’lar gibi param parça oldu. Hep bundan korkuyordu birgün gelecek tarihin tekerrür edeceðini,ayný oda arkadaþlarý gibi sevmediði,yüreðinin kabul etmediði bir ile yaþamýný sürdüreceði korkusu ila yaþýyordu. Ama o baþkasýna gönül vermiþ kalbi sadece biri için atýyordu,umutsuz kaldýðý bu dünyada umudu olacak biri oda Fýrat’ý.Fýrat onun için bambaþka bir anlam ifade ediyordu,ilklerini hep onda yaþadý,ilk güzel sevgi sözcükleri,ilk bakýþ,ilk dokunuþ,ilk sevgi kokusu ve ilk umut filizlenmesi onunla yaþadý. Dicle ve Fýrat yenilenmiþ,ölüm zincirini parçalamýþ,ihanete,yokoluþa ve zulme baþkaldýran ben varým yaþýyorum diyen Bahar gibiydiler. Dicle ve Fýrat yakýnlaþtýkça ölüm korkuyor,karanlýk kendini aydýnlýða teslim ediyor suskun ve umutsuz tohum toprakla bütünleþip filizleniyordu. Dicle gözleri artýk aydýnlýðý deðil karanlýðý aðýrlýyordu. Gözleri parýl parýl parlarken karanlýk öfke kusan laneti ile gözlerindeki parlaklýðý karanlýða dönüþtürmüþ umutsuzluk yaratýyordu.Dicle aðýr ve anlaþýlmasý zor cümlerle. --Anne ama ben baþkasýný seviyorum,nasýl olurda amcamoðluna eþ olayým,yüreðim baþkasý için çarparken bana amcanoðlunu al diyorsunuz.Bu nasýl adalet hiçmi Allah korkusu yok sizde bunun vebalini nasýl verirsiniz. Annesi yüreðindeki dayanýlmaz acýsý ile --Kýzým biliyorum biliyorum ama elimden birþey gelmez .Buralara sevgi uðramaz uðrarsa bile adý ölüm olur,barýþýn adý geçmez barýþ diyen dil koparýlýr. Ben senden çok küçüktüm beni evlendirdiklerinde çok mücadele ettim ama yine kazanan onlar oldu,ondan ötürü hep susuyorum. Annesinin bu sözleri onu birkez daha yýkmýþtý çünkü annesine sýðýnmýþtý ama annesine onu itti,sustu yerinde kaldý.Annesi saçýnda öperek odasýndan çýktý. Yine odasýyla baþbaþaydý odasýnýn kapýsýný kilitledi yataðýna uzandý ve sayýsýz sorularla boðuþmaya daldý. Serdar ÖZDEMÝR 7 Nisan 2011/Perþembe Saat:17:29
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © serdar özdemir, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |